31 Mayıs 2012 Perşembe

2012 Türkiye'sinde yaşarken, son gelişen haberlerle sarsılırken insanda milonga havası mı kalır!!!

Yurdumdaki yeni gelişmeler, halihazırdaki projeler gerçekten beni endişelendiriyor...
Türkiye Cumhuriyeti gibi bir devlet çok mu kolay kuruldu dersiniz!!!
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk deha vizyonunu ve olağanüstü liderlik vasıflarını bir kurtuluş planına dönüştürerek, bambaşka düşünce, inanç ve yapıya sahip Türk İnsanı'nı örgütleyerek tek bir amaç uğruna ortak hareket etmesini sağlamıştır!!! Bu büyük başarıyı sorarım tarihte kaç lider başarabilmiştir!!!
Şimdi de onu yaptığı ve geliştirdiği devrimler yerinden oynatılmaya çalışılıyor; bu da yetmiyormuş gibi yurdum taş çağına geri döndürülmeye çalışılıyor...İşte bu çok acı ve acıtıcı!! Her haberleri izlediğimde, gazeteleri karıştırdığımda acı çekiyorum...Adil mi, bunları yaşamak!! Değil ve hiç olmayacak!!
Düşüncelerimizin özgürlüğüdür bizleri biz yapan ve demokrasiyi gerçek kılan...
Buna kendi adıma, sonuna kadar sahip çıkacağım, çünkü ülkeme karşı sorumluluğumdur bu!! Belki de en büyüğü!!
Belki çeşitli yasalarla bizim bambaşka diyarlarlara gittiğimiz milongaları da eleştirir bu zihniyet; yakındır!!!
Umarım  bunu yaşamayız ve aydın kesimlerimizle el ele omuz omuza değerlerimize, düşüncelerimize ve özgürlüklerimize sahip çıkarız...Tek dileğim bu!!
Son gittiğim milonga Sıraselviler'deki,  güzel manzaralı, geniş pisti olan bir mekandı..Genç bir dansçı kitlesi vardı ve insanın manzaraya karşı içeceğini yudum yudum tadımlayacağı bir keyfi yaşayacağı yerlerden biriydi...Hoş tandalar eşliğinde gelen keyifli dansların ardından bu kez pilim çabucak bitip erkenden çıktım...Ertesi gün de giderim diyordum şu açılışlı milongaya ama jazz müzik mekanlarından birine takılıp eşsiz bir vokal ve grubuyla karşılaşıp, Amy Winehouse parçalarını güzel bir yorumla dinleyince yerimden hareket edemedim ve kaçtı milongalar!! Napalım diğer günlere saklarız enerjimizi artık ve sakladık da...:)
Bu arada dinlediğim müzik olağanüstüydü!!!
 O kadar yüksek bir enerjidir ki, müziğin insana verdiği, hayatta eşi benzeri yok!!! En azından, ben eşi benzeri olan başka bir şey henüz görmedim, duymadım ve hissetmedim..
Bugünse, şöyle yine manzaralı ve şovlu bir milongaya katılayım diye düşünüyorum..
Akışla gelen maceraların ve anların büyüsüyle dans edip ruhumla karşılaşayım diye..
İşte budur günümün özeti..."Alma, que al cruzar la vida..."

29 Mayıs 2012 Salı

Milongasızlık da Güzeldir Bazen...:)

Haftanın başı, bizim Mayıs yağmurlarımızın neticesinde dinlenceyle geçti...
Dinlenme değil dinlence...Dinlenirken eğlenme; evde piknik yapma, müzik dinleme, video karıştırma, TV de zaplama, meyvelerden oluşan tatlar zincirini yuvarlama, bolca chat, biraz kitap ve az hareket ve uykudan oluşan bir aktiviteler toplamı...:))
Tüm hücrelerimi, ruhumu, aklımı, bedenimi dinlendirdim...Ohhh!!
Bir de erkenden uyuyup rüyalar alemine daldim...İşe de öncelik vermeli bazen...Peki çoğunlukla!!:-))
Neyse bugün de dinlenip dinlenmeyeceğimizi akış belirleyecek...Sonra gelsin güzel milongalar, şovlar, manzaralı mekanlar, açık havalar, sohbetler, derinlikler, danslar ve yine dinlenmeler...Hep kazançla olsun...Hepimiz kazanalım anların getirdiklerinden...
Bugün Ortaköy Çırağan arasında yürüken düşüncelere daldım..İçimden dedim ki;
"Yarın olmasa, Ay şunu da yapsaydım, şuna sevdiğimi söyleseydim, şununla tartışsaydım, ya da off keşke şu seçenekleri seçseydim, keşke affetmediklerimi affetseydim vs. " diyebileceğim bir şey yok...
Cidden yok, en azından bugün hissettiklerim bunlardan ibaret!!
İşte bu duygu o kadar yoğun bir rahatlama hissini getiriyor ki...Dinginlikle beslenen kumrular misali...
Şu kapıdan çıktığımızda hangimiz o kadar eminiz ki, yarın da, o aynı kapıdan çıkacağız diye..:)))
 Ben değilim, o kesin!! Sizler emin misiniz...
Neyse, bugün gönül  biraz şu Sıraselviler'deki yeri çeker, Mecidiyeköy'deki yer de ilginç olabilir gerçi ... :))
Alternatif çok olunca kararlılık önemli bir meziyet oluyor...Bakalım akşamın getirdikleriye başlayalım hep şu sevdiğimiz renkli yolculuklarımıza...Baktıklarımızı görüp, dinlediklerimiz duyarken, hissettiklerimizi keşfedelim yeter ki!!...:)

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Cihangir'deki Teras'tır Yolumuz...:))

Bir gün öncesinin tatlı yorgunluğuyla dolu bir şekilde, yeni bir güne merhaba dedik! :)
Geç kahvaltı, gazete keyfi, Ortaköy'de bir kahve, akşam yemeğinden sonra- neyse ki bu kez büyüme çağındaki çocuklar gibi bir akşam yemeği seçmedim-..:))) Cihangir'deki Teras'ta aldım soluğu..
O kadar keyifli danslar ettim ki, bu gerçekten güzel bir şans oldu!
Zaten çok eski dostlarımız vardı, o kadar keyifli ki onlarla dansı ve andaki yolculuklarımızı paylaşmak, eşi benzeri yok!!  İşte bu yılların getirdiği dostluğumuzla dolu enerjiyi dansa taşımak..Şahane!!
Hep derim ya, andaki yolculuklar...İnsan bambaşka hissediyor...Şanslıyız ki bir çok dostumuz var bu şekilde...Hepsi birbirinden özel ve değerli...Sağolsunlar, varolsunlar!!
Genç Dj arkadaşımı da tebrik ederim..
Çoğu Dj beğenilmemek riskini göze alamadığı için farklı şeyler denemez; değişik tandalar, cortinalar listesine eklemez..Ancak, hem dansı şahane, hem kendi sıcacık bu genç Dj arkadaşımız harika ve değişik  tandalarıyla keyfimize keyif kattı....Çok güzeldi!!
Neyse, yorgunluk çökünce eve döndüm...Bu arada elektrik kesilince 5-6 sn kadar kaldım asansörün içinde..Allahtan ara katta filan kalmadım!! Mum eşliğinde de katları merdiven merdiven indim..Akşam sporu...Hem de mionga sonrası..:)
Bugün erkenden uyumalı, bimbir çeşit rüyalara dalmalı ve yepyeni bir haftaya dopdolu bir enerjiyle başlamalı...Bu arada üç günlük yağmur bizi bekliyormuş..Şimdiden geçmiş olsun!! :-))
Yağmuru da severiz yeter ki, kış yağmuru olmasın!!

27 Mayıs 2012 Pazar

Otros Aires...

Bomonti'ye gider dans edersin...Otros Aires'i izler, keyifle dans eder, şovlarla kendinden geçer, birbirinden güzel tandalarla hayatın anlamlı anlarını yakalarsın işte...
Bundan güzel Cumartesi Günü yaşanır mı...
Ruhen arınırsın, tüm dünyayı dinleme yetin olduğu için...Ne şans! İşte müzik var...:)
Neyse şovlar çok keyifliydi de şu Arjantin'den gelen çift manyaktı..
."Yahu delirmiş bunlar!" dedim...
Haksız mıyım ya...Çok etkileyici!!
Ben Bomonti'nin atmosferini snrm Fındıklı'dan daha çok seviyorum, tabi açık havası hariç...
Genelde şaşırıyorlar ama enerji dağılmıyor burada ve bu güzel..
Bir de kırmızı bir spot vardı ben çok sevdim tabi çünkü beyaz spottan bin kat iyi fikrimce...Yine de bazı arkadaşlar sevmemiş; bana zevksizmişim gibi baktılar da...Hıh!!
Yahu kırmızı sevilmez mi..İnsana neşe veriyor, enerji katıyor..Kırmızı güzeldir...Sarı ve Mavi kadar olmasa da...Turkuaz ve MAcenta rengine ise hiç girmiyorum...Bir de Beyaz elbette...ama spotta değil tabi..)
Neyse gecenin sonuna kalmadan kaçayım da hemen bir  taksi yakalayayım diyordum ki, dansından çok keyif aldığım ve uyumla çok rahat dans ettiğim bir Milonguero'yla son tandayı paylaştık,  eve gitmek yerine...Yahu eve gidilir mi zaten böyle bir durumda...
"Otur"-lafın gelişi- aslında "Kalk" olmalıydı bu tabi- dansını et di mi...:) Ettik zaten tam gaz!!
Bu arada, şu an ezan okunmaya başladı...Yani sabah olmuş...PEh pehler olsun!!
Bu günce bitirdi beni; zaman mefhumu kalmamıştı zaten milonga milonga gezicem diye, bu da tuz biber ekti ve salata oldu..:)
Şimdi uyumalı... Bolca rüya görmeli, yolculuklarla tüm hayallerimizin gerçeklerine uzanmalı..
 Yarın da Cihangir'e yolumuz düşer, bir iki dosta rastlar ve yine tango dünyamızla ve dansımızla ilgileniriz, olmaz mı!!
Hep motiveyiz biz!! Motive Milonguera(o)larız... :)

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Bir Cuma Milongası'na Uzanırken...***

Bugünlerde havaların etkisi mi bilemiyorum, sürekli bir dans etme hevesi içerisindeyim...
Havalar biraz daha ısınınca da zaten "Üff çok sıcak, yanıyorum; açın şu klimaları! "demeye başlayıp kendimi deniz kenarı yerlere gönderirim..Yakındır!!
Biraz güneş ve deniz değsin tenimize, biz de oohh mis gibi bir tatil mooduna geçelim artık...
Nihayet yaz geldi zira... Numara yapmıyormuş...:)
Gelelim Klasik Cuma Milongamıza...:)
Yine sıcak atmosferi, genç ve yetenekli dansçılarıyla dikkat çeken bir milongada aldık soluğu...Dj çok sevdiğimiz arkadaşlarımızdan...Tandaları ayrı güzel, Cortinaları apayrı keyifli...:)
 "Take Five"  adlı parçayı hangimiz sevmeyiz ki zaten...
Yıllardır gideriz bu mekana; servisindeki süper barmen arkadaşımızdan tutun da, hemen hemen herkesi tanıyoruz...Hoş bir şey bu!
Güzel tandalar eşliğinde, keyifli danslar ettikten sonra bir arkadaşımla sohbete daldım...Gayet yetenekli bir milonguero ve iyi bir arkadaş..Öyle kritiksel bazda konuşuyorduk ,dans geçmişi, insanlar, milongalar vesayire  ile ilgili bir de bir  milonguera arkadaşla ilgili bir konuşma geçti aramızda dansını izlerken.
 Dedi ki;
"Onunla her zaman dans ederim, keyif alıyorum..Ve en başından beri  benimle dans ediyor. Acemiliğimden beri...O yüzden o insanların değeri benim için başka. Her zaman da dans ederim...."
Garip bahanelerle kendisini geri çevirenleri de bir daha dansa davet etme hevesi duymuyormuş...Eğer bahanesi gerçek değilse!! :)
Ee mantıklı tabi...
Hepimiz zaman zaman iki durumda da bulmuşuzdur kendimizi...
Benim hep farkettiğim şu oluyor...Emek verdiğin oranda emek görüyorsun....
Ve geçenlerde de yazmıştım.
"Sen bir emek ver, evren bin emek verir ve emeklerin dalgaları bir  rüzgarla sana gelir..."
Çünkü gerçekten böyle işliyor bence...Tamam bin biraz abartılı oldu..Kabul! :))
Bugüne kadar emek verdiğim hiçbir şeyde hayal kırıklığına uğramadım...Umarım da uğramam..
Her şeye ve tüm olumsuzluklara karşın özveriyle emek vermeye devam ettiysem, mutlak suretle karşılığını alıyorum fikrimce..Bu da işin ödül kısmı..Ee herkese motivasyon lazım!! :)
 O yüzden günümün son sözümü "Emek Altındır ve En çok Altını olan En Zengin Olandır!" cümlesiyle bitirmek isterim..
Akşama da bir Otros Aires ziyafeti çekeceğiz bakalım...Bolca dostumuz, değerli dansçılarımız, arkadaşımız olsun bize yeter...:)
Haydi İyi Hsonları Hepimize Bol Dansla, Bol Tutkuyla, Bolca da Kazançla ..:)

"

25 Mayıs 2012 Cuma

Bir Manzara, iki Manzara...:)

Evet bugünkü kısmetimiz, manzaralı yerlerden açıldı...
Önce bir arkadaşımla teraslı klasik mekanlarımızdan birinde buluştuk;
güzel sohbetler eşliğinde yedik içtik, güldük, hüzünlendik, kritik yaptık, hayatlarımızdan bahsettik, anın derinliklerine uzandık yine...
Kutladık günün getirdiklerini ve getirmediklerini bile..:)
Zaten, her şeyi kutluyoruz bu ara...
"A bak kuş uçtu; kutlayalım...A bak kedi koşuyor ...Kutlayalım...:)"
Ahaha  Neyse, daimi olsun bu kutlamalar, yaşamlarımızın her anında keyfimiz gıcır olsun ya da biz gıcır olmasını sağlayacak aksiyonlar alalım...
Ee hep seçimlere oynamıyor muyuz zaten hayatlarımızda...**
Güzel sohbetleri tamamlayabildikten sonra, arkadaşımla güzel manzaralı bir milonga çekti canımız...Gerçekten de keyifli bir atmosferle karşılaştık, hoş danslar, güzel sohbetler ve manzaraya karşı içkilerimizi yudumlayıp pisti seyre daldık...Gerçekten güzeldi...Dinginleştirdi beni...Aşırı kalabalık da yoktu...Ne harika!!
Günün sonlarına doğru, bugünkü sohbet aklıma geldi; gecenin başında arkadaşımla yaptığımız...
Yıllarca tanırım kendisini ama pek sohbet etmemişiz bugüne kadar. Kendisine dair o kadar anlamlı şeyleri paylaştı ki benimle, şunu düşünmeden edemedim..
"Nasıl olur da insanoğlu gördüğünün, bildiğinin, düşündüğünün ötesinde, çok daha fazlası olan arkadaşlarını daha derinden algılamayı merak etmez ya da bir kenara atar" diye...
Aslında gerçek anlamda ne kadar tanıyoruz dostlarımızı ve arkadaşlarımızı...
Şu kesin, kimsenin hayatı kimseye benzemiyor ve herkes kendi idrakını gerçekleştirebilmek için bu dünyada ve  deneyimsel bir farkındalıklar okyanusuyla yüzleşiyor belki....
Belki de sadece, doğup, büyüyüp, yaşlanıp, ölüyor insan...O da muamma tabi..Bilinmezler!!
Kim nasıl algılıyorsa, işte öyle bir dünya var huzurlarımızda...:))
Bunu da mı kutlasak!! :)))
Kutlarız!!
Biraz New Tango Orquesta dinleyip, oturduğum yerden B.A: e uzanayım bari...Dünyayı buradan ve o şehirden kucaklayayım şimdilik!! :)

24 Mayıs 2012 Perşembe

Ağaçların Altında Bir İlkbahar Akşamı...:)

Bugün havanın güzel olmasını fırsat bilip, ağaçların altındaki miongaya gittim...
Ne keyifmiş ama; özlemişim...
Eee eski Mimoza'cılar bilirler ağaçların altında dans etmeyi, güzel meyve tabakları eşliğinde sohbet etmeyi, bir de eski DJleri...Gerçi kimi var, kimi yok artık! Hayatın sürprizleri...
Geriye kalanlarsa hep o pek güzel deneyimler, keyifli paylaşımlar, mutlulukla dopdolu danslar, sohbetler işte...Harikalar!!! :)
Bugün yorgunluk yüksek, ne hikmetse!!
Keyifle geçen bir akşamın ardından uyku bastırıverdi yine....Kısacık bir günceyle bititrdik bugünkü cümleyi de...
Hayatımız dans esintileriyle, tangonun büyüsüyle, yaşam tutkusuyla dolsun ve gözlerimiz hep ışıldasın...
İyi Geceler!! :))

22 Mayıs 2012 Salı

Bu Havalar İnsanı Öldürür!!
Günlerdir yağan yağmurun ardından,-ki nimetmiş bu yağmur; Cuma günkü değil tabi-bugün öğle saatlerinde bir işim olduğu için dışarıya çıkmak zorunda kaldım ve olanlar oldu... Başıma güneş geçti snrm...Aman ne harika!!!
Tüm gün sersem gibi dolaştıktan, bir yandan da işlerimi yapmaya çalıştıktan sonra yine güncemi güncellemeye başladım. İşte huzurlarınızda, bugünün milongası...:)
Sultanahmet'in ara sokaklarında keyifli bir yürüyüş yaparak ulaştığımız bizim Ahırkapı milongasında yine çok keyifli danslar ettim.
Yabancı iki çift vardı..Meğer müzisyenlermiş...Tabi bu ilgimi daha da çok çekti..
Bu ayrıntıyı nasıl kaçırmışım...:-)
Müzik işinde olan insanlara karşı gerçekten bir sempatim var...Bilmiyorum neden!!
Hayatı duyan insanlar hep ilgimi çekmiştir!! Sadece bakmak ya da görmek üzerine kurulu dünyamızın aksine...
Eski dostlarla keyifli sohbetler ve eğlenceli danslar ettikten sonra da  eve dönüş yolculuğu başladı...
Arabasız olsam da pek de rahat oldu dönüş!! :)) 
Ertesi gün ise hava durumunda güneşin aksine yağmuru tercih edeceğim aklıma gelmezdi...
Bugün bu aşırı ve sıkıntılı sıcak beni öldürdü diyebilirim..
Tek dileğim, akşam olunca evimde serin serin sere serpe yayılmak..Hepsi bu işte! :)))
Haftamın başlangıcı...

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Bu ara Hep Teras...:-)
Yeni bir Pazar sabahına uyanırken öyle zorlandım ki; Ctesi Günü'nün yoğun temposu, 19 Mayıs'ı, yemeği, şarabı derken bitap düşmüşüz; dolayısıyla,  geç kalkıp, geç bir kahvaltıyla bu yeni güne başlayabildim ve ardından elbette gazetelerimle başbaşa zamanım...
Bundan güzel Pazar keyfi var mı!! :)))  Yok, yok ve yok!!
İlerleyen saatleri dinlenmeye ayırırım diye düşünürken, kendimi bir Cihangir Milongası'nda ve Teras'ının manzarasını izlerken buldum...
Yine çok keyifli tandalar esti geçti...Rüzgar gibi! :))
O kadar keyifliydi ki ortam, evde kalmak hata olurmuş diye düşünmeden edemedim!!
 Dinlenmemi orada gerçekleştirdim zira;  ruhen, bedenen, aklen  dinlendim sanırsam...:))
Sonrasındaysa diğer Teras'a geçtim...
Bu ara ritüel oldu, iki Terası da deneyimlemek...
Manzara eşliğinde pek sevdiğim kişisel doping içeceğimden bir kadeh içip-bu içecek bir sır ahaha...:)-pisti seyre daldım.
Geç gitmeme rağmen keyifli bir iki dans da edebildim; bir Romanyalı, bir Alman ve bir Türk yaşça olgun ve deneyimli Milongueroyla...
Eee karşılaşmışız, milongaya gitmişiz,  niye dans etmeyelim..
Dilimiz bu zaten "Dans!" Evrensel ve Keyifli bir dil konuşabilme tüm çabamız..
 Sonuna kadar kalamadım tabi milonganın, uyku bastırıverdi ansızın!!
Yolda giderken,  aklıma bir süre önce kaybettiğim bir arkadaşım takıldı!!
İnsan hiç beklemediği anda, hiç beklemediği bir dostunu kaybedince çok garip bir his beliriyor...Öncesi hissizlik, sonrasındaysa derin bir acı!!
Aman ne güzel; gel de baş et şimdi bu duyguyla!!! Akşam akşam nerden çıktı!!
Neden aklıma geldi bilmiyorum ama o an farkettim ki, bu sızı hiç dinmiyor ve belki dinmeyecek bilmiyorum. Çünkü ilk bu haberi öğrendiğim an hep aklımda...Bir facebook sayfasında ve yazılan yorumlar...İşte hayatın şakası...Gül bakalım gülebiliyorsan!!...Bu olaydan sonra espri anlayışın kalır mı bakalım!!! Kalırsa da senden şanslısı yok!
İşin komiği, tüm dünya bundan bihaberken, senin tüm hücrelerin isyan ediyor!!
Oysa kimin umurunda ki aslında kim var , kim yok, kim geliyor, kim gidiyor, kim yaşıyor, kim yaşamıyor...
 Bizim çok derinen algıladığımız ve yaşamaya çalıştığımız bu dünyada, aslında her şey pek mi derinde ki, yoksa sandığının ve yaşadığının aksine, yüzeylerde mi!
 Kimbilir!! Herkes kendi yaşadığını bilir!!
Belki de, her şey anın getirdiklerinde zaten...Bu kadar da basit işte..
Biz yine de inadına anın derinliklerinde yolculuk edelim...O çok sevdiğimiz dostlarımızsa hep içimizde gülümsesin...

20 Mayıs 2012 Pazar

Teraslı ve Manzaralı bir İstanbul Milongas'ında  bir 19 Mayıs Kutlaması...:))

Niye yalan söyleyeyim, ilk milongaya varıp masada bayrakları gördüğümde dedim ki "Oh be 19 Mayıs'ımızı gönül rahatlığıyla kutlayacağız!!! Kutlamayanlar çatlasın!!" Çatladılar mı meraktayım! :)))
Nitekim, milonganın fikrimce uygun bir zamanında 10.Yıl Marşımızı hep birlikte  coşkuyla söyledik...
Biz işte böyle bir toplumuz...Toplumsal değerlerimizi, ulusal  bayramlarımızı, tarihsel dokumuzu asla kaybetmeyen; unutturmak isteyenlerle de sonuna kadar mücadele eden bir toplumuz; ne gurur verici...*

19 Mayıs dolayısıyla, milongaya, genç bir arkadaşımla geldim...Burada önemli nokta kendisinin ilk kez bu milongada dans edecek olmasıydı!! Yetenekli gençler pistleri doldursun; tüm arzum bu!!
Zaten, kendisi o kadar yetenekli ki, istiyorum şovlara çıksın ve başarılarını başta yurdumda ve sonrasında tüm dünyada görelim..
.O yüzden kendimce motivatörlük misyonunu üstleniyorum genç arkadaşlarıma karşı ve çok keyifli oluyor gerçekten!! :)).
19 Mayıs'ta ta bu pek anlamlı bir aksiyon oluyor doğrusu!! :-)) Seviyorum anlamlı aksiyonları!! Hayat ne için var!! Anlam için...Yoksa boşa geçen bir zaman olmaz mıydı tüm 24 saatlerin sonu....
Ay düşünmek bile istemem insanın boşa geçireceği zamanı...Bıy!! :)
Biz her istediğimiz şey için ciddi mücadeleler veren bir nesiliz...
O yüzden saçma sapan engellerle,yeni, ışıltılı genç arkadaşlarımızın başarılı olma yolundaki motivasyonlarının kırılmaması için kendimce çalışıyorum...
Çünkü bu engeller o kadar gereksiz ve enerji düşürücü ki!!
Sonuna kadar mücadele ederim başka bir insan bunu yaşamasın diye. Yaşamasın yahu, yaşayacak onlarca güzellik varken!!
Zaten, çok aptalca ve gereksiz pürüzler yaşatılmak istenen!!
Neyse  ki, bugünün anlamına uygun olarak, güzel tandalarla hem Atamız, hem kendimiz için dans ettik, ve umarım nice 19 Mayısl'arda dans edeceğiz doyasıya ; artı,  zamanı unuturcasına...
Düşünüyorum da,  unutmadığımız var mı zaten!! :D
Tabi unutacağız zaman mefhumunu danstayken;
ancak  19 Mayıs' kutlamalarına gelince mevzu,  zaman düpedüz karşımızda olacak ...Tarih de!!!
Bunu unutturmak mümkün olmadığı gibi, buna çabalamak da  komikliğinin ötesinde, tam bir komedi!!!  Güleriz ancak!!! :-))) Hem de katıla, katıla....**
Hep birlikte melodiyle  güleriz....Ha ahaaaa aahahaahaah HAAAAA...:)))

19 Mayıs 2012 Cumartesi


19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!!!

Günün özetine Ata'mızın Cumhuriyetle ilgili bir ifadesinden başlamak istedim...
"Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller . ister.
Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.
Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.
Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur.
Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur.
Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.
Cumhuriyet fazilettir."

Biz ilelebet 29 Ekim'lerimize, 23 Nisan'larımıza, 19 Mayıs'larımıza sahip çıkacağız...
Öyle yoğun bir tarihi ve kültürel zenginliklerle dolu bir dokumuz var ki, kimsenin gücü ulusal değerlerimizin harap edilmesine yetmez...Biz yeni nesiliz -kaç yaşında olursak olalım-, ve cumhuriyetimize  daima sahip çıkacağız-ve hep ışık olacağız bizden sonraki nesillere de...
Onla varolduk, onla ilerleyeceğiz!!

İşte bu yüzden bugün Atam için dans edeceğim...
Yurdumun yeniden oluşturulmasını ve gelişimini sağlayan gerçek ve olağanüstü bir lider olduğu  ve bizim ulus olarak bunu yaşama şansımız olduğu için bugün tüm danslar, sohbetler, yürüyüşler, çalışmalar, kazançlar, keyifler 19 Mayıs'larımıza ve tabi ki Ulu Önder Atatürk'e....

Cuma gününün milongası da buna hazırladı zaten; o kadar keyifle dans eden dostlarım vardı ki bugün...Pistte hepsini izlemek bana çok keyif verdi. Bu da milonganın tadı, tuzu, ambiansı, ödülü...:))
 Tabi DJ arkadaşımızın harika tandaları da çok keyif verdi...Oturmak çok zordu!! :)
 Anı ve yaşamın anlık kesitlerinden oluşan saatler dilimini dostlarımla paylaşmak da çok güzeldi...
Çok şükür bugün de yoğunca hissedebildik tüm yaşanmışlıklarımızı, keyiflendik tüm paylaşımlarımızla..Bir sonraki an diğer anların yolculuğunu bekler...
O yüzden yeniden hazırız, hep yeniden gelen yeni  bir gündeki ışltılara ve deneyimlere...
Kollarımız açık ilerliyoruz, dansla, umutla,  coşkuyla, mutlulukla, ışıltılarla ve nice 19 Mayıs'larla...

18 Mayıs 2012 Cuma

Sıcacık bir milonga...:)

Bugün yine bir milongaya gitme hevesim vardı..
Durduramıyorum bugünlerde bu moodumu...:)
Öncesinde  de bir arkadaşımla görüşecektim...Biraz  sohbet ve arada iş de konuşacaktık...
Geyiklerin rengini de seçecektik tabi konuşmalarımızda...Renk seviyoruz da....:)
Konu döndü dolaştı müziğe geldi...Gelmezse olmazdı zaten!!
Kendisinin öyle besteleri var ki-senfonik filan-, manyak mı dedirtecek cinsten.
İlk dinlediğimde  bestelerinden birini, bunu benim arkadaşım mı yapmış diye düşünmüştüm...
Pek gururlanmıştım; bana ne oluyorsa artık...:D
Kendisi de bir o kadar mütevazi....O kadar ki, sözcükler yetersiz...
Şunu gördüm hayatta; cidden çok yetenekli insanlar, asla ukala olamıyor...
Olamıyor...Çünkü kendi yetenekleri, onlar için o kadar normal ki...Ama dünya için değil!! Fark burada...:)
Neyse, ünlü olduğu zaman, " İşte benim arkadaşım!" diyeceğim...
Kimse karışamaz bana...:))
Bu arada, arkadaşımla şarap içmeyi sevdiğimiz için, klasik mekanlarımızdan birinde buluştuk..Terası olan...:)
Bir de harika bir peynir tabağı aldık yanında elbette..Pek keyifle martıları izleyerek yudumladık anın güzelliğini...Bundan da ötesi yok zaten; anın derinliklerine uzanan yolculukların tınısından ziyade...
Sonrasında, tabi kii  milongaya katılmak istedim...İstemesem şaşırırdım zaten!!
İnsan isteyince neleri yapmaz ki...Yeter ki istesin...İstedikçe de var etsin tüm hayallerini ve sonrasında da gerçeklerini kucaklasın!!
Bazı farklı hatta belki azcık ya da çokça çatlak insanlar-tabi bana göre-, buzlu suya giriyor kışın en soğuk günlerinde örneğin..Sırf istiyorlar diye...:))
".Deli misiniz?? Ne işiniz var buzlu suyun içinde!!" diyesim geliyor..
Bense o buz gibi günlerde, sıcacık içeceklerimle evde piknik yapmayı seviyorum artık...
30 lu yaşların ortaları insanı pek konformist yapıyor, malum.
Gerçi bu buzlu suya girenlerin bazıları anneannem yaşındalar; neyse!! .:)
 Farklılıklar işte; tartış dur!!
Kimileri de var ki,  bambaşka kıtalara yolculuklar yapıyorlar..
Dağların tepelerinde geziniyor, ufacık tekneleriyle okyanusları aşıyor ya da bambaşka faliyetlerle bu dünyaya izlerini bırakıyorlar...
Hayallerini ölümsüzleştiriyorlar belki...Her şey yok olurken hayatta; hayaller hep varoluyor ve yeniden doğuyor...İşte yaşamlarımızın derin çizgisi ve belki de mucizesi...
Anın ötesinde kendimizi bulduğumuz izlere yolculuklarımız...
Bu konu, anın derinliklerini baz alıp ,öyle uzar gider ki, sonu sonsuzluğa açılan bir köprüye bağlanır.. Bu köprüyü de milongamıza bağlayacak olursak, malum güncemiz burada devreye girecek..:)
Tarihi Beyoğlu Binaları'ndan birinin  içinde seyreden bir milongaya katıldımilerleyen saatlerde..
Ne kadar da kalabalıktı  ve görmekten çok keyif aldığım dostlarm vardı...Bu da şahane tabi!! :)
Ve o an farkettim ki, bir milongada beni çok mutlu eden  şeylerden ve önemlilerinden biri, derin  diyaloglar kurabileceğim insanlar olması ve dostlarımla keyifle  geçirdiğim zaman dilimlerinde dansı, müziği ve yaşamı paylaşmak aslında.."
Eşi benzeri yok bu keyfin ve zaman merhumunu ortadan kaldıran cinsten bir tat sunuyor insana...
Keyif de paylaşıldıkça artıyor elbette..
Gerek sohbet yönünde, gerek dans yönünde çok tatmin edici olan bu sıcacık milonganın sonunda ise, Norah Jones parçaları çaldı  ve tüm ruhuma işledi kesinlikle!!!
Elbette Amelie filminin müziklerinden bir tanesi de ruhsal, fiziksel, duygusal tüm boyutlarda darma duman etti  beni sanırım...:) O kadar olağanüstü ki çünkü; sadece akışkan olmak istedim!!
Şunu da düşünmeden edemedim..Yıllar geçiyor, tüm bulunduğumuz ortamlardan, yaptığımız aktivitelerden, sohbet ettiğimiz insanlardan geriye ne kalıyor...
"Gerçeklikleriyle varolan ve ışıltılarıyla varolan gerçek dostlarımız.."
.Enteresandır ki, ilk anda ısınıyoruz onlara...Çünkü onlarla ortak dili konuşmak hayatın en kolay diyaloglarından biri...Bunu yaşamak güzel ve hep rastlaşmak da...İşte, o yüzden bazen,  o ışıltılar için yaşıyoruz..
 Ve umuyorum, gözlerimizdeki ışıltı, hayat boyu devam edecek nitelikte bize hizmet eder...:)
Çünkü ışıltısız bir yaşam, nefessiz bir soluğa benzer!

17 Mayıs 2012 Perşembe

Ortaköy'de Bir Milonga Hayali...:)

Düşündüm de şöyle Ortaköy'de bir milonga olsa; sonra bu hayali milongada bolca dans edip, keyifli sohbetler ettikten sonra La Cumparsita çalsa ve bitiverse milonga...
Tabi hemen ardından şöyle deniz kenarında bir Türk Kahvesi içsek...Ohh. ohh ne ala..:))
 İçmiş kadar oldum şu an...Hayali bile güzel!
Şimdi bana tatminsiz diyecekler, yahu bir yığın manzaralı milonga var, parkın içinde var, eski Beyoğlu Binalarının içinde var.. Yetmiyor mu!!
Nerden çıktı şimdi bu , deniz de deniz...
Denizsiz olur mu...Deniz mavidir, renktir, derinliktir, nefestir...Şu anım için her şeydir çünkü hala o kahve tadında aklım....:)
Bir gün olacak biliyorum bu deniz aşırı milongalar...
Bugün yine manzaralı bir milongadaydık oysa ki yetmez mi..
 Parkın içindekine ise havalar hala düzelemediğinden katılamıyoruz bir türlü...O kadar  çok milonga var....Hala deniz...:)
Neyse,  Kız Kulesine bakıp, dansımızı ettik bir iki...:)
Sonra pisti izlerken bir arkadaşımla sohbet ediyorduk; bir çift gözümüze çarptı; yaşlıcalardı
dedi ki arkadaşım
"Ne mutlu gözüküyorlar; ne güzel; nasıl dans ettikleri önemli değil sanki; sadece anın güzelliğini tadıyorlar vs..."
Ben de katıldım kısmen, diğer kısmım da pek katılmadı; yanıtımda,
"Belki de bu kadar mutlu oldukları için dansları pek gelişmeyecek...:))"
Nitekim pek iyi dans edemiyorlardı bana göre...Bu sebeple o yorumu yaptım zaten..
Ama ben otorite miyim deseniz...Elbette değilim...Milongalar hakkında arada yazıp duran nacizane bir milonguerayımmm...Keyif odaklı bir insanım...Zaten yeterince "Otorite" var memleketimizde...Bir tane eksik kalsın değil mi...:)
Neyse sonunda arkadaşımla hemfikir olduk bu hususta, ama mutluluklarına bir şey diyemeyiz tabi insanların.....
Mühim olan keyifli dans edebilmek..Ötesi sessizlik...


16 Mayıs 2012 Çarşamba

15 Mayıs'ta 15 Derece

Mayıs ayındayız değil mi, arada şaşırıyorum da mazur görünüz.. Ekim'deyiz  gibi geliyor bana hatta Kasım olmasın!!
 Zira bugün bir ara 31 dereceye ulaşan sıcaklık, yarım saat sonra 13 derece düşerek 18 dereceye ulaştı...Bir fırtınamsı yağmurun eşlik etmesiyle alevlendi hava, derken, bir iki saat sonrasında günlük güneşlik bir hava hakim oldu... Ohh be demiştik ki, bir anda-ki akşam saatlerine denk geliyor bu an-yine şiddetli yağmur başladı ve buyrunuz sıcaklık 15 derece..Aman ne şahane!!
Vücudum bitap düştü, başım ağrıdı, beyin hücrelerim çalışamaz hale geldi ve acayip bir yorgunluk başgösterdi tüm bedenimde..Eve zor attım kendimi...Denge denge diyip dururum...Sıfır denge anı bu olsa gerek...Bu hava dengemi bozdu, sağolsun.
Güyya bugün şu manzaralı milongaya gidip Leona içecektim bir kadeh...Buzlar üzerinde yüzerken kırmızı dopingimin, ben pistte şahane tandalarla akacaktım sonsuzluğa ve o anın içindeki yolculuğumda,  kimbilir,  belki okyanuslara dalacak, bulutlara yükselecektim ya da rengarenk bir gökkuşağından bir köprü olacaktım...Tabi arada,  birileri   dursam dahi bana ya da partnerime çarpacak ve  mızmızlanma halime ve" İşte bu dünyadasın ne işin var bulutlarda, buraya dön ey deli kadın!" diyen  iç konuşma repliklerime dönecektim...
İşte tüm bunlardan mahrum kaldım görüyor musunuz!! Hava sağolsun, dedi ki,
"Kızım, otur oturduğun yerde; dondun zaten, ne işin var milongalarda!! Demle sıcacık çayını, al zap makineni, biraz dünyayı izle alla alla!!"  :-)
Ben de ona uydum ve sıcacık evimde milonga tadında meyvelerimle, çayımı yudumlayıp o pistte dans ettiğim günleri anımsamakla yetinmeyi seçtim bugün için.
Ev gibisi var mı zaten; tüm ruhumla dinlendim...Bedenim uyuklarken tabi..  :-)
Zaten biraz erken yatar ve  mis gibi bir uykuya dalıverirsem, kimbilir belki rüyalarımda yurtdışı festivallerde dans  ederim, belli mi olur...
4,5 kez Buenos Aires'te dans etmişliğim olduğunu hesap edersek, bu mümkün tabi..:)
 Hatta o rüyamın ardından, sabah uyandığımda, bir an" Neredeyim" sorusu aklımdan geçmiş ve 5 dak. sonra İstanbul'da olduğumu tanımlayabilmiştim...Büyük saadet!!
Oysa orada, bir sonraki gün de milongaya giderim diye heveslenmiştim rüyamda...:) Geçmiş olsun!!
O kadar keyifle dans etmişim ki, gerçek mi rüya mı deseler, gerçekçi rüya ya da rüyamsı gerçek derdim!! :)) İlizyonları severiz oldum olası!!
Şöyle Pugliese, D'arienzo, Canaro, Donato tandaları çalsın dursun, hangi memlekette raks etmektesin  farketmez zaten...Çünkü o an evrensel bir merkezlenme anının tam ortasında bulabilirsin kendini..Büyüleyici bir andır bu ve müzik gerçekten evrenseliğiyle kapsar seni ve evrenin merkezine götüren en güzel yol oluverir ...Bazen de bir tali yol, ana caddeye uzanan bir köprü ya da...
Bir de  Libertango istesem mesela bu hayali milongamda - istek parçalarım meşhur zaten;  Geçen Cuma, keyifli bir milongada şahane danslar edip gaze gelerek son parça isteğim  olmuştu ve bu çok büyük bir sürprizle sonuçlanmış ve pek iyi dansçı bir dostum sağolsun, parçanın ortasında beni kucakladığı gibi o anlık uçma deneyimini yaşatmıştı !! Sürprizlik hissi mi, yoksa bu kadar rahat uçma hali mi beni bir anlık boşlukla dalgaların sesini duyuran bilemedim ama pek başarılıydı!!- o zaman merkezden çıkmam olanaksızlaşır...Şu koskoca evrende her şey mümkün olsa da...:)
Neyse, durum  böyleyken yine hava durumuna dönecek olursam; zaten işim gücüm bu oldu bu ara...:) 6 gün daha yağışlı bir hava hakimmiş İstanbul'da; az önce TV'de izledim...
Aman pek sevindirici değil mi...Ama ağlamayınız sakın, dünyanın sonu değil ki...Yoksa sonu mu??Bilemedim de...:)
Bu "hava depresyonu" halini çeşit çeşit milongalarla atlatmaya karar vermiş bulunmaktayım...Bana katılın siz de, boykot yapalım hep birlikte, yağmura karşı bizim dansımız...:)
Anlaştık mı!! ;))



15 Mayıs 2012 Salı

 Haftanın Başı İşte...:)

Elbette yine klasik bir milonga havasında, haftaya başladık...:)
Eee yıllar geçer, gider; hangi milongalar İstanbul'da var deseler işte onlardan biri bizim Ahırkapı'daki milonga...Elbette eski dostlarımızı gördüğümüz ve bambaşka hissettiğimiz bir yer orası...Tadından yenmez!! **.
Yılların ve deneyimlerin insan üzerine etkisi işte...Paylaştıkça güzelleşen deneyimler elbette...:)
Bugün bir iş görüşmesi yapıyordum ki Pano'da.-"Gülmeyiniz, orası benim ofislerimden biri-"bir arkadaşım aradı ve bu bizim bildiğimiz en eski milongalardan biri olan Ahırkapı'daki milongaya gitmek istediğini söyledi; tabi ki ilk kez...Hayır demek ne mümkün...Elbette gittik... Anlattım ona, en eskilerden biri olduğunu o milonganın...Tabi önce terasına çıkarmıştım...Sanmayın ki teras saplantım var...Bunu bilin!! :D Bayıldı!!! :) Bayılmamak mümkün olsaydı zaten..Çıkarır mıydım!! .***
Neyse keyifli tandalar eşliğinde  dansımızı edip, yorgunluktan bitap düşünce, eve yolculuk başladı ve  bu yazıyı yazmaya koyuldum...Malum sorumluluğumuz yüksek...:) Blog açacağız, çizeceğiz ...İfade edeceğiz kendimizi vs vs...O zaman dolup taşacağız!! :) Nereye dolacaksak artık!!
Eğlence işte...Hiç eksik olmasın hayatımızdan...:P
Çünkü hayat , kendimizi ifade ettiğimiz oranda özgürleştirirken bizleri ve bağımsızlığımızı ispatlar an be an tüm dünyaya ve evrene....Ve elbette, kendimize en başta!!
Ve elbette, yepyeni bir haftaya hazırlanırken ; ruhumuzdaki ritmin sesiyle büyülenmiş  olan aklımızla ve biz olan her şeyle birlikte anın tam içinde dalmış olacağız ve dayanılmaz bir hafiflik duygusu algımızda yer edecek. Dansla,  ruhumuz, bedenimiz, aklımız, hafifleyecek...İşte bu güzelliğin en ötelerinde diyebileceğimiz bir kıta sanki bu deneyimlediğimiz ve büyüleyici dediğimiz dünyamız..
Orası varolma merkezimiz belki, belki dedeğil, sadece yolculuğumuz..
Derinlikler diyarında bambaşka deneyimlere uyanıncaya kadar, rengarenk  ve yepyeni farkındalıklarla  dolu yolculuklarla varolmak güzel ve anın tüm derinliklerini yaşayabilirliğini seçerek başlayabilmek de  bu haftaya!! Güzel ve hep güzel!!!***

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Sıçrayarak Uyanarak Başlayan Bir Haftaya Doğru...

Dünkü teras yolculuklarımın ardından dingin ve huzurlu bir uyku çektim; lakin sabahın kör karanlığında sıçrayarak uyandım...Meğer çatı tadilatı başlamış..Aman ne harika!! Resmen sıçradım yatağımdan...Ve tabi sevgi dolu sözcüklerimi ilettim yetkililere ve çalışanlara içimden elbette...:); suçları olsun olmasın hiç umurumda değil!! :)
Neyse, önce Teras 1 yolculuğumuza gelirsek, pırıl pırıl ve yetenekli dansçılarımızın bulunduğu sıcacık bir ortamda dans etmenin ve sohbet etmenin keyfini yaşadım. Bir iki yabancı arkadaşla sohbet ediyordum ki, çok sevmelerine rağmen, tangoya bazen ortamsızlıktan ve az arkadaş olmasından dolayı gelmeyi tercih etmediklerini söylediler...Benim de rehberlik ruhum kabarınca, "Gelin dedim onlara...Organizasyonu ben yaparım, yeni arkadaşlarınız da olur..."
 İlgilerini çekti tabi; kimin çekmez! Hizmette kusur etmemeli, hizmet sektöründeyiz hepimiz.:)
Eee her şey insanla güzel; hep aynı kişilerin milongalarda gözüktüğünden yakınıyoruz zaman zaman..Biraz renkliliği kim istemez ki....
Renktir güzelliklerin diyarı, renktir farklılıkların, benzerliklerin, estetiğin, sanatın merkezi..Renk hep olsun içimizde, dışımızda, ruhumuzda, aklımızda...**
Renklerle dolup taştıktan sonraki yolculuğumuz  Teras 2 ye oldu...:)
Sevdiğim bir arkadaşımın beni kandırmasyla bu karar oluştu;  onu motive de ettim doğrusu bu hususta...Dolayısıyla ikimiz de memnun olduk kararımızdan..:)
Manzaraya hakim bir masaya kavuştuk, tabi  keyifli oldu bizim için...
Bir de bu güzel manzara eşliğinde, hoş bir kadeh şarap içmeyi kim istemez ki diye düşündüm..Ben isterim hep, bilmeyen yok zaten...:))
Bir de dvd ekranında tango gösterileri sergileniyor orada her zaman-hep aynıları olsa da-:)) seviyorum...Mekanın içindeki ağaç ve bitkiler de huzur veriyor insana...
İç mimarı çok başarılı...Tebrik ediyorum...Litera'nınkiyle aynı iç mimar bildiğim kadarıyla ve kesinlikle çok başarılı!!
Tabi burada  yaş ortalaması biraz yüksekti; çok şaşırtıcı değil mi...:) Ama hoş dansçılar vardı..Bir kaç yabancı da.
Zaten ülkemiz artık tango turizmininin yapıldğı bir ülke konumunda.
İstanbul'umuzun da manzaralı milongaları başka nerede var bilemiyorum..Gören varsa söyleyebilirler mi?? Keşfedelim...Biz keşfetmeyiz seviyoruz ne de olsa...:)
Dönüş yolculuğumu düşünmeye başladığımda,  yorgunluktan gözlerim kapanmıştı ki, aynı güzergahtan gidecek  dostlarım beni eve bırakmayı önerdiler, sağolsunlar varolsunlar...Gerçekten adımımı atacak halim kalmamıştı...O yüzden ilaç gibi geldi...
Eve varınca da hemen uykuya daldım...Tabi ertesi gün sıçrayarak uyanacağımı bilebilir miydim!! Bilmemek bazen daha iyi...:)) Hep daha iyi mi sorgulamalı...
Herkese harika ve festival tadında bir hafta dilerim...:)

13 Mayıs 2012 Pazar

 Bir Sonbahar Havası'nda Dolaşırken..

Şimdi İstanbul'da havalar o kadar kararsız seyrediyor ki, bugün sonbahar yeniden mevsimsel döngüde yerini aldı..Yalnız biraz önce geldi... Daha yaz gelecekti, yerini kaptı...:)

Neyse, milongalara gelecek olursa sözümüz,
 milongalardaki keyfi, tabii ki kaliteli dansçılar, müzik seçimi, ses ve ışık sistemi, atmosfer ve elbette kaliteli dansçılar etkiliyor...Elbette evsahibeleri ve sahiplerinin sıcak karşılamaları da harika bir etki yaratıyor insanda..Pozitif atmosferin ilk temellerini atıyor çünkü bu karşılama..
Bazen kentimin milongalarında sanırım kozmopolitliğinden kaynaklı her tür şeyle karşılaşabiliyor insan...Bazen süper kalite dansçılar, rahat pist, bazense tam tersi, ya da hepsi bi arada...:)
O zaman offlayıf pufluyoruz..Buna rağmen, hepimiz ilk başladığımız yıllarda benzer yolardan geçmişizdir. Kimse hap gibi tango ilacı yutup ertesi gün harika bir dansçı olmuyor..Yani henüz keşfedilmedi ama çalışmalar var!! :)
Belki bir gün çok daha gelişmiş bir ortam oluşturmuş olacağız tüm katılımcılar ve organizatörlerle, çünkü arzu edilen pist, dansçı ve kalite için birlikte çalışmak şart. Buma ekip çalışması ve ruhu diyoruz..:)
Neyse, bu fest haftamızı gayet keyifle tamamlarken, bir rüzgar Cihangir'deki Teras'a yollayacak bizleri gibi gözüküyor. Terastan tüm anneler sesleneceğim, diyeceğim ki,
" Ey anneler o kadar inanılmazsınız ki, bir çocuğa, ses , nefes, gıda, algı oluyorsunuz...Tüm çocuklar o kadar büyüleyici ki, işte önce kendi çocuğunuzdaki bu büyüleyiciliği görüp, anlayıp, kendi potansiyellerini gerçekleştiren sevgi dolu ve huzurlu bireyler yetiştirin..O zaman sizler de çokk mutlu olacaksınız. ve gözleri parıl parıl parlayan bir yeni nesille birlikte ışıldayacaksınız!! "
Sesimi duyacaklarından eminim..
İlerleyen günlerde, ilkbaharın yeniden gelmesi dileğiyle.herkese iyi Pazarlar ve Bereketli Haftalar..:)

12 Mayıs 2012 Cumartesi


Milongalar geliyor, geçiyor. İnsan sürekli yeni deneyimler, edinimler, gelişimlerle yoluna devam ediyor.
Dün yaşadığım bir anlık hissin sözcüklere dökülmüş hali şöyle olabilir;
"Bir milonguera için, heyecanın öncesinde güven, figüratif normların öncesindeyse kalite geliyor. "
O zaman sanki bulutların ötesine yolculuk ediyor insan; o kadar derin bir özgürlük, dinginlik, uzanış, yükseliş ki bu....İnanılmaz bir varoluş ve bütünsellik hissiyle dolu...
İşte şu pek sevdiğimiz, derin yaşanışlarla dolup taştığımız tango müziğinin insan üzerindeki etkileri; hele danssal boyutta icra etmeye gelince de,  kuş oluyor da havalara yükseliyor bizim uçmaktan bihaber insanımız...:))
Bunu yaşamak güzel!!