11 Haziran 2012 Pazartesi

Haftanın son üç gününden milonga, jazz ve festival izlenimleri....:-)

Bir Cuma akşamının getirileriyle kendimi anın akışına bırakmıştım ki, bu alışveriş merkezindeki milongaya yetişemeyeceğimi anladım. Böylece jazz dinlemek için hoş bir teras akşamını seçtim önce..Güzel parçalar eşliğinde hoşca vakit geçirdikten ve bolca üzümsuyumdan içtikten sonra buraya en yakın lokasyondaki milongaya geçtim...
Oranın organizatörü de akıllıca düşünmüş ve milongayı uzatmıştı-herkes alışveriş merkezinde olup da yetişemez diye- tabi en mutlu olan ben oldum, çünkü gecenin sonuna kadar harika danslar edip, gözlerimi açamamaya başlayıncaya kadar tüm tandalarla kendimden geçtim ve en sonunda eve yollanabildim..Oh neyse ki...**
Ertesi günse sevdiğim bir arkadaşımın nikahı vardı, ancak yoğunluktan yetişemedim ve arayarak tebriklerimi iletme seçeneğimi kullandım..Onun da buna sevinmesi ve beni anlaması çok hoşuma gitti! :) Mutlu oldum! Hem ona harika bir milonga kutlaması yaparız  belki bir gün kimbilir...:)
Akşam, ilerleyen saatlerde ise benim favori manzaralı milongalarımdan birine geçtim..
Çok keyifli danslar ettim pek başarılı  milonguerolarla.. Dj de şahaneydi, pist de çok rahattı üstelik milonga gayet doluydı...Sonuna kadar kalamadım milonganın, yorgunluktan eve kaçtım ve direk uyumuşum...Kondisyonum yetmedi yani...:)
Ertesi günse Pazar rehavetine kapılıp saatlerce kendimce dinlendim...Sonra Bebek Festivali'ne uğradım...Oh oh hoş da bir grup vardı, adı "Friends" miş, annemler olsa onların da seveceği bir ekipti...Biraları ve pizzaları da yuvarlayıp, birbirinden renki standları gezdikten sonra eve dönüş yolculuğumu Boğaz'ın esintisiyle şenlendirdim...
İstanbul öyle muhteşem bir kent ki, bu manzara çocukluğuımdan beri beni buraya adeta çiviler..."Senin evin burası" der bana..Ben de "Çok haklısın!" derim ona göz kırparak...:))
Biz konuşuruz kentimle...O beni anlar, ben onu anlarım...
 Ve bu bol esintili ve gayet uzun olan yürüyüşüm günümün en güzel parçası oldu...Her nefeste bir İstanbul anısı...Vay be!! :)) Kentim benim dostumdur; ondan ötesi yok!! :)
Evde de bolca tv ve zap zup opsiyonlarıyla günü bitirdim...Zaten sıcaklardan da ekstra yorgunluk hakimdi...Şöyle bir Yunan Adaları'na uzansak fena mı olur... Şöyle yakınlarda...
Neyse şimdi hafta başı ve herkese harika bir hafta diliyorum bol danslar ve keyifli anlarla dopdolu! :-)

8 Haziran 2012 Cuma

 Havalar sıcak mı sıcak...:)

Bu ara sıcaklar iyice bastırınca, ben de "off"layıp "puf"lamaya başladım tabi...:))
Manzaralı milongalar çekici geliyor bu ara , Salı ve Perş günleri gittiğim milongalarda, keyifle içtidğim içeceklerimi, hoş sohbetlerimi ve keyifli tandalarla dolu danslarımı tamamlayıp, bu güzel seyirde geçen  milonga anılarımı hafızamın derinliklerine kaydetmiş oldum...
Bir de jazz müptelalığı sardı bugünlerde...
Canlı müzik gibisi var mı??
Şahane!!
Tabi müzik fest de başladı...
Hsonu da bir yığın festival bizleri  bekliyor...
Bugün de bir alışveriş merkezinde var bir milonga var ancak hala kararsızım jazz mı, yoksa bu yılda  bir kez düzenlenen milonga mı cazip gelecek diye...Akşam seçimimi yaptırır elbet...anların getirisiyle....***
Bu ara sıcakların etkisi mi bilinmez, pek yazasım yok; daha çok konuşasım, yaşayasım ve yüzesim var....Tatil güncemle geri dönmeyi bekliyorum...
Bir süre nadas....:)
Herkese iyi h.sonları...:)

3 Haziran 2012 Pazar

 Bir Milonga Masalı! :)))

Bir varmış bir yokmuş....Evvel zaman içinde, çok uzak kent köylerinden birinde yaşayan  bir milonguera varmış....Bu milonguera, o milonga senin bu milonga benim demez hepsini  birer birer dolaşırmış...Dolaşırken kapılırmış tangonun, müziğinin, dansının, insanlarının, anlarının büyüsüne...
O büyüyle dolup taşarken, akarmış zaman birer birer anılarının zenginliğiyle dolan bir deniz misali...İşte orada başlarmış yolculuklar, ruha seslenişler, özlenişler, kapılışlar, süregelen aşkla dolu gözlerin bir su yüzeyine yansıması gibi parlak ve akışkandaki ışıltıyla coşarcasına adeta..
Hiç bitmezmiş bu sezi, hissediş, varoluş ve süregelişlik bilmeceleri ve yankılanışları...
Zaman her şeyin içinde akarken ve hiçbir şeyden bağımsız ilerlerken,  insanı, ruhunun en ötelerine götürüp bambaşka deneyimlerle  mekan, boyut, an algılamalarını hep farklı farklı yaşatıp  insana adeta gülümser gibi bakarken, esprisiyle güldürmek ister gibi bir kıkırdayış sunar sanki...Kimine göreyse hüzün seslenişleri midir...Bu da bilinmez! :))
Bu milonguera bir hsonu klasiğiyle manzaralı bir milongaya gitmiş günün birinde...Bu tarihi binayı da öyle çok seviyormuş ki, İstanbul'u yaşararkenki o güzel hisleri sunan, bol bölmeli bir alanmış insanın bu şehre yolculuklarını sağlarken sanki...Rengarenk ışıklarıyla da kendi içindeki renkleri çıkartan bir alan hazırlarmış sanki...Gelsin tandalar, gitsin zamanlar, gelsin coşkular, gitsin yorgunluklar derken, harika tandalarla danstaki yükselişlere kaptırmış yine kendisini, kapılımın ışıltısıyla yanıp sönerken tüm içinin derinlikleri....Cortinalarla bir soluk alp yine dönmüş tandaların dairesel hareketlerine benzer yönde akarak, çoğunlukla da  kapılarak o anlardaki yolculuklarına...
Sevdiği milonguerolarla, sevdiği dansları edip bugünkü yolculuğunu tamamladığında, eve gidiş yönünde ilerlerken tüm trafik sıkışıklığıyla bezenmiş kentinde yolu yürüyerek gideceği aklına gelmezmiş...Biraz sezinlemiş sanki..Ama azıcık!! Tüm yolsa tam bir şaka mı ki...:)
Moralini bozmamış, gelen deniz esintisiyle dolu havanın güzelliğiyle kentini manzara manzara seyrederken...Tüm hücreleriyle sevmiş bu andaki deneyimsel süreçlerini, sahiplenmiş anların ona sunduğu olasıklarının gerçekliklerini, hayallerinin yansıyışlarını tüm içindeki o odaksal alanda...Odağının da odağında...Tam andaki yankıda..
İçinden demiş ki tüm evrene haykırarak "İşte günün sonu, ve anın getirdikleri...Hep seçimle, akıştaki enerjiyle ya kapılarak ya mücadele ederek...
Anların özü, özün aydınlığında gizli...
Özün aydınlığı ise evrensel muammanın derinliklerinde gizli...
Şimdide, sonrada ve ötede...Müzikle birlikte yankı olmak bütün mesele..."


2 Haziran 2012 Cumartesi

Ehh bir gün de sıkılalım...:))

Bugünkü milongada sebebini anlayamadığım bir nedenle cidden çok sıkıldım... Oysa çok iyi  vakit geçiririm yıllardır orada...Hayret!  Sanrım tatilim geldi...:))
Açık hava ve püfür püfür yerler arar gönül artık sıkça..
Pek az iyi milonguero arkadaşım vardı tabi, bir sebep de bu; dansa etkisi ise "danssızlık" olarak gelişti...
Sohbet et et nereye kadar...:) Ay olmaz!!
Neyse işte böyle artık şöyle deniz kenarına gitmeli bolca yüzmeli, gezmeli, ruhunu akışın dansına bırakmalı...Hep tango olacak değil ya...:) Bir de yurtdışı meseleleri var...Gitmeli görmeli değişik yerler...Vaktidir! :) Vakit nakit ya...
Neyse, işte insanın moodu birbirini tutmuyor; bir süper vakit geçiriyorsun bir milongada, bir ehh, bir püfff...:) Bu da organizasyon yapan arkadaşların çabalarıyla aslında "iyi vakit geçirme" potansiyeline dönüşebiliyor zaman zaman...İyi Dj, iyi pist, havadar mekan, iyi dansçılar çekebiliyorsan ve gruplaşma değil de her gelen insanı da o dünyanın içine dahil edebiliyorsan başarmışsın demektir...Bravolar ve alkışlar...:)) Aslında başarı için de bu şart; tabi bana göre!! Herkesin başarı anlayışı farklı olabilir...Bilinmez...
Aksi takdirde o insan niye gitsin ki bir daha o yere...:) İyi anı satıyoruz biz insanlara aslında...Bu da tekrar tekrar gelmelerini sağlamıyor mu zaten..."İyi Milonga Anısı Sat, Milongan  Tavan Yapsın   Dostum; Başarda ve Popülerlikte + Kalitede!! " Bu da satışçının notları..Olmazsa olmaz...:)))
Bunu da zaten organizatör arkadaşlarımız yapıyorlar sağolsunlar genelde...:)
Bir de, o değil de B.A.' e gitme vakit dolmuş taşmış artık onu anladım....
İşi gücü bırakıp gidicem artık..Yetti...:))
Biraz da orada milongueralığımızın tadını çıkaralım değil mi...Tat uzmanlığı hayatta sevdiğim en büyük uzmanlık dalı da...Nacizane...:)
Tonlarca ayakkabı alıp, şehirleri dolaşıp, milongaları tadımlayıp, akışla yükselelim göklere, dalalım okyanusların derinliklerine, uçalım müziksel yolculuklarımızın tınısına....
Tınıdır dans neticede...
Ruhun tınısı işte...
Hepsi bu mudur; değil...
Tınıların dansı da yaşamın izleridir...İz, Biz Siz...:)))
İzlerimizi bırakalım bu kocaman dünyaya, küçücük anılarımızla ve muamma evrene, muamma anılarımızla...Olmaz mı!!! :)))) Olsun!!!
Haydi o zaman dansla, keyifle, şarkılarla, yükselişlerle olasılıklar evrenine yolculuk başlasın şimdi ve daima...:)..

1 Haziran 2012 Cuma

Bir milonganın ardından...
Bugünlerde yeni bir yer keşfettim...Muhteşem şarapları çok uygun fiyata içebileceğin, internasyonel bir mekan...Kedisi de bir içim su!! :))
Dolayısıyla, akşam milonga öncesi bir kadeh atmak enerjiye enerji katıyor...
Zaten bu benim doping içeceğim...Bilmeyen kaldı mı!!!
Sonrasında bizim yine kentimizin çok eski milongalarından olan, güzel manzaralı, geniş pistli yerine geçtik..
Buraya ilk geldiğim gün hafızamın en derin köşelerinde yerini tutar...
Asansörle 9. kata çıkıp kapılar açıldığında gördüğüm manzara karşısında hayrete düşmüştüm...
Direkt pist karşına çıkıveriyor;  ilerisinde terasın harika manzarası, hoş ambiansı ve inanılmaz dansçıların silüetleri, müzik desen şahane....Dolayısıyla pek etkilenmiştim bu ilk deneyimimden ve yıllarca aynı gün aynı milongaya katılmış aynı Dj i dinlemeye gitmiştim..Güzel anılarımız oldu burada...Yazsan kitap olur! :))
Neyse bugün buraya gelme amacımız da Türkiye'mizin yetiştirdiği iki yetenekli ve tangoya büyük katlıları olan iki eğitmen, şovcu, organizatör arkadaşımızın şovlarını izlemek içindi...Yıllardır izleriz yaptıkları keyifli dansları ve onların öğrencilerinin danslarını da...Bu kez de izledik elbette...**
Yine keyifle geçen tandalar eşliğinde dansımızı çok sevdiğimiz Milonguerolarla ettikten ve keyifli sohbetlerle gecemizi renklendirdikten sonra gecenin sessizliğine bıraktık kendimizi; evimizin en sakin köşelerine.....
Günün hoş anılarını yakalamanın keyfi üzerimizdeyken uykuya dalmak istedik hemen...
Tam uykuya dalmadan önce şunu da düşünmeyi ihmal etmedim..:)
Dünyaya yeniden gelsem "Müşteri" olarak gelmek isterdim...
Müşteri olmak kadar keyifli ne var hayatta...Keyfin gıcır yani!! :))
Kendi işinde de önce müşteri gibi düşünmek vizyonu, hizmeti genişleten bir yetkinlik vermiyor mu insana zaten....Çok şey kattığı kesin bu öngörününve kaliteyi arttırdığı da...
Keyfimize diyecek yok bugünlerde maş..Hiç eksik olmasın milongalarımız da, keyifli sohbetlerimiz de...
Bir de tatil yapabilirsek harika olacak...Yüzsek, yüzsek uçsuz bucaksız koylarda, dalsak, dalsak maviliğin en derin noktalarına, gezsek, gezsek kıta kıta dünyamın renklerine, şehirlerine, ülkelerine, tanısak, tanışsak dünyanın bambaşka yerlerinden rengarenk insanlarla, konuşsak, anlaşsak bir yığın yabancı dille, işaret, beden ve dans diliyle, oluştursak, yaratsak bambaşka evrensel yolculukları, farkındalıkları, gezinişleri...Yapsak ve yapsak istediğimiz her şeyi ve her hayali...Ulaşsak ve ulaşsak ruhumuzun en uçsuz bucaksız köşelerine, derinliklerinei yüksekliklerine, genişliklerine.....Olmaz mı!!! :)
Olursa büyülenmemek olanaksız!! Olsun o halde, hep olsun!!!
Daima aşkla, barışla, ışıkla...Gerçekleşsin tüm hayallerimiz....***