1 Haziran 2012 Cuma

Bir milonganın ardından...
Bugünlerde yeni bir yer keşfettim...Muhteşem şarapları çok uygun fiyata içebileceğin, internasyonel bir mekan...Kedisi de bir içim su!! :))
Dolayısıyla, akşam milonga öncesi bir kadeh atmak enerjiye enerji katıyor...
Zaten bu benim doping içeceğim...Bilmeyen kaldı mı!!!
Sonrasında bizim yine kentimizin çok eski milongalarından olan, güzel manzaralı, geniş pistli yerine geçtik..
Buraya ilk geldiğim gün hafızamın en derin köşelerinde yerini tutar...
Asansörle 9. kata çıkıp kapılar açıldığında gördüğüm manzara karşısında hayrete düşmüştüm...
Direkt pist karşına çıkıveriyor;  ilerisinde terasın harika manzarası, hoş ambiansı ve inanılmaz dansçıların silüetleri, müzik desen şahane....Dolayısıyla pek etkilenmiştim bu ilk deneyimimden ve yıllarca aynı gün aynı milongaya katılmış aynı Dj i dinlemeye gitmiştim..Güzel anılarımız oldu burada...Yazsan kitap olur! :))
Neyse bugün buraya gelme amacımız da Türkiye'mizin yetiştirdiği iki yetenekli ve tangoya büyük katlıları olan iki eğitmen, şovcu, organizatör arkadaşımızın şovlarını izlemek içindi...Yıllardır izleriz yaptıkları keyifli dansları ve onların öğrencilerinin danslarını da...Bu kez de izledik elbette...**
Yine keyifle geçen tandalar eşliğinde dansımızı çok sevdiğimiz Milonguerolarla ettikten ve keyifli sohbetlerle gecemizi renklendirdikten sonra gecenin sessizliğine bıraktık kendimizi; evimizin en sakin köşelerine.....
Günün hoş anılarını yakalamanın keyfi üzerimizdeyken uykuya dalmak istedik hemen...
Tam uykuya dalmadan önce şunu da düşünmeyi ihmal etmedim..:)
Dünyaya yeniden gelsem "Müşteri" olarak gelmek isterdim...
Müşteri olmak kadar keyifli ne var hayatta...Keyfin gıcır yani!! :))
Kendi işinde de önce müşteri gibi düşünmek vizyonu, hizmeti genişleten bir yetkinlik vermiyor mu insana zaten....Çok şey kattığı kesin bu öngörününve kaliteyi arttırdığı da...
Keyfimize diyecek yok bugünlerde maş..Hiç eksik olmasın milongalarımız da, keyifli sohbetlerimiz de...
Bir de tatil yapabilirsek harika olacak...Yüzsek, yüzsek uçsuz bucaksız koylarda, dalsak, dalsak maviliğin en derin noktalarına, gezsek, gezsek kıta kıta dünyamın renklerine, şehirlerine, ülkelerine, tanısak, tanışsak dünyanın bambaşka yerlerinden rengarenk insanlarla, konuşsak, anlaşsak bir yığın yabancı dille, işaret, beden ve dans diliyle, oluştursak, yaratsak bambaşka evrensel yolculukları, farkındalıkları, gezinişleri...Yapsak ve yapsak istediğimiz her şeyi ve her hayali...Ulaşsak ve ulaşsak ruhumuzun en uçsuz bucaksız köşelerine, derinliklerinei yüksekliklerine, genişliklerine.....Olmaz mı!!! :)
Olursa büyülenmemek olanaksız!! Olsun o halde, hep olsun!!!
Daima aşkla, barışla, ışıkla...Gerçekleşsin tüm hayallerimiz....***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder