21 Temmuz 2014 Pazartesi

Hayatlarımızın akışı, milongalarda yaşadığımız deneyimlerimizde daha da yoğun bir manaya ulaşsın...

Haftanın milongalarına, Salı günü Sinergia ile başladım. Uzun zamandır dans edemediğim için, deli gibi özlemiştim tangoyu.  Dolayısıyla tüm güzel danslarıma Dj Utku'nun hoş tandaları eşliğinde keyifle başladım. Milonga öncesinde Banu'cuğumla -kendisi "Anlayış, Güven ve Sağlamlık Guru"m bu arada- Açıkhava Tiyatrosu'nda Buika ve Pink Martini ezgileriyle de müthiş bir konser keyfi yaşamıştık ve bu güzel ambiyansın tüm mutluluğu üzerime sinmişken, milongaya akan ruhum yine sevdiğim milonguerolardan, Giuseppe -hiperbolik bir milonga tandasında tüm lezzetiyle-, Yusuf, -yine çok keyifle- ve bir çok ismini şu an anımsayamadığım milongueroyla ettiğim danslarla şenlenirken, 'Connection Guru'mla ise, son tandada yoğun bir enerjiye ulaşarak daha bir mana buldu. Pugliese tandaları çalarken, yoğuşmamak mümkün mü...Hiç değil!! Elbette tahmin edeceğiniz gibi yine bonus tandasıydı. Bu arada bir  milonganın 4,5 saatlik zamana yayılan süresi ile yetinemeyen bir tek dans delisi ben miyim bilemiyorum.Yok yok değilim emimim! Herkes 4,5 tanda istek yapıyor hatta ve evet illa genişleteceğiz süreyi diye uğraşıyoruz. En büyük tutkularımızdan biri uğruna tüm enerjimizi bu anlara akıtıyoruz...Keyfimiz daimi olsun, süremiz ise çok bol...;-)
Çarşamba Günü ise önce Zorlu Center'da, Mercan Dede Enseble feat, Anjelika Akbar ve Borusan Quartet konserine gittim Özden'lerle. O kadar olağanüstü bir performanslar bütünüydü kü, gerçekten 'iptal oldum' diyebilirim kopmaktan. Ne müthiş müzisyenlerdi tanrım ve sema gösterisiyle renklenmiş, farklı tınıların birbiriyle uyumuyla süregelen bir müzik ziyafeti ve görsel şölen haline dönüşmüş bir büyüydü bu. Tüm damarlarımda soludum bu eşsiz havayı, dokuyu, tadı. Muhteşemdi!! Herkese mutlak suretle öneriyorum bu Mercan Dede Enseble feat konserlerini. Yurduma has bambaşka hisleri ve müthiş enstrümanlarla dopdolu bir transal sesler bütünü getiriyor. Kopmamak olanak dışı ve tüm anlar o kopuşa uzanıyor gibi oluyorsunuz bir anda. Kaçırmayınız!!
Dolayısıyla Kız Kuleli milongama kanatlarım oldukça havalanmış bir halde ama bir hayli geç yani 12 sularında uzanabildim. Tatlı bir kalabalık vardı yine ve tüm güzel dostlarımla Dj Eşref'in leziz tandalarında rakslara başladık.  Yabancı bir çok milonguero ile yurdumunkiler de dahil olmak üzere lezzetli enerjilerle danslarımıza başladık. Tüm dansçıların dansın içinde keyifle akışını izlemek de ayrıca hoş bir milonga deneyimini tamamlayan bir şey oluyor. Bazen doğumgünü seremonileri de öyle tabii... Dolayısıyla connection gurumun doğumgünü şerefine,  güzel bir şarap seremonisine uzandık ve bu güzel günü ölümsüz bir anılar bütününe dönüştürdük sayılabilir!
Evrim, Giuseppe, Ahmet, Çiğdem, doğumgünü kızı ve bendeniz yine bin adet fotoğraf çekerek -benim ısrarlarım üzerine tabii ki-bu adeti yerine getirdik.. Yine geceyi hafif uzatmalar eşliğinde renklendirirken, bitiminde Ahmet ve Ceren çay, çikolata ve tango sohbeti keyfine uzanarak bir hayli geç evlerimize dağılabildik. Bazen hoş bir sohbet, her şeydir hayatta...
Perşembe Günü, önce benim bu yılki kantinim dediğim Gezi İst Cafe'de -bu kantin betimlemesi ise Yeşim'in buluşu. Geçen yıl sıklıkla Solera'ya geçiyorduk milonga öncesinde ve kantinimiz orasıydı; yazın ise burası oldu- Evrim ve Yeşim'le geleneksel şaraplı, peynirli, kıkırdamalı, derin mevzularla dolu bir sohbet olayına girdik. Sonra Mira da bize katıldı ve yine her zamanki gibi üzümlerin içimizde oluşturduğu yoğun trans sayesinde döne döne Point'e ulaşabildik. Her şey dönüş için diye boşuna demiyorum işte! ;-)
 Milonga geç başlayacağı için tuzumuz  da kuruydu, sohbeti güzel uzatmıştık zira. Dolayısıyla fermente üzümlerin içimizdeki enerjik danslarının yanısıra, bizler de en güzel danslarımıza Dj Yüksel'in harika tandalarıyla başlamış olduk  Çağatay, Ferhat, Aziz Abi, Hakkı ve bir çok iyi milongueroyla uçarak, coşarak dans ederek, yine tüm güzel tandalarla kucaklaştım kendi adıma...
Cuma Günü,  Şafak'la Tangolic milongasına geçtik ve  hiç vakit kaybetmeden de hemen pistte bulduk kendimizi. Dj Mikael'in hoş tandaları eşliğinde -öğrendiğim kadarıyla bir maratonda daha Dj olacakmış bu arkadaşımız- rutin danslarımıza aktık. İnanç, yabancı bir iki milonguero ve Şafak bu güne yansıyan pilotlarımdan bazılarıydı. Gecenin ortalarında Özle'ciğimiz doğumgünü şerefine hazırlanmış pastasının mumlarını çok sesli bir koro havasında  üfleyerek söndürürken, enerjik bir doğumgünü dansı da geceyi renklendirdi. Yine ettiğim dansların tüm güzel hisleri üzerimde, son tandayı da içime tınılayıp, meydan yollarına doğru ilerledim...
Cumartesi Günü, Martı milongasına geçtim. Bu kez cam kenarındaki masamın yerine, Sergülen Abla'nın masasına oturarak bir değişiklik yaptım ve gece boyunca dans etmekten hiç oturamadım diyebilirim. Uğurlu geldi bana burası ve yeni masam olarak orayı seçtim bir süreliğine de olsa. Arada değişiklik şart!' ;-)
En sevdiğim Dj lerden  " Mr Fantastic Dj" Çağatay yine mükemmel tandalar çaldı diyebilirim gece boyunca ve en güzel danslarım Mr Dj"le -rahat akışla, müzikle-, Cem'le - süper bir enerjiyle, coşkuyla, milonga tandasında keyiften uçarak-, Erkan' la - çok hoş iki tandayla gelen güzel uyumla, müzikle,lezzetle- Burak'la- ilk kez olmasına rağmen hoş bir tınıyla-, bir kaç yaşça olgun milongueroyla- huzurla, tatla-Hüseyin'le- Pugliese tandasında ful koparak, coşarak, yoğun bir uyumla ve bu arkadaşımızla da ilk kez dans ettim- ve bir çok milongueroyla daha durmaksızın devam etti. Rocio'nun güleryüzlü melekleri sayesinde de milonganın başından sonuna kadar huzurla ve rahat bir akışla ilerleyen gece, ful enerjiyle, tatminle en güzel gecelerden birini daha yaşattı hepimize. Meleklerle hayat daha bir güzel, daha bir renkli sanki, değil mi...;-)
Milonga  sonrasında ise Didem, Çağatay ve Fatihan'la meydandaki çaycıda, çay ve su böreği ritüeline girdik. En çok böreği Didem ve Çağatay yedi. Valla da, billa da...Hatta kapışma oldu bir ara...Aç milonguera(o)larla aynı sofradaysanız, hız yarışında kendinizi geliştirmelisiniz; söylemedi demeyin..Bir de Didem börekleri  yediğini inkar etti tabii ama kim inansın, hıh! Böylece gecemizi yine çok keyifli bir sohbetle ve tatla daha sonlandırmış olduk!
Pazar Günü ise geleneksel Ponte milongasına aktım. Pelin ve Fatma'ya her zamanki püfür püfür masamda şarap peynir, penne, meyve ritüeline girip yüzlerce fotoğraf çektirdikten sonra, leziz danslarımıza başladık. Aziz Abi'yle - her zamanki keyfiyle-, Satılmış Abi'yle -yumuşacık bir enerjiyle-, Kenan Abi'yle- tandalarca muhteşem bir keyifle, huzurla, müzikle- Mehmet Cemal'le -her zamanki enerjik hissiyle-Murat'la-çok keyifle milonga tandasında ful akarak-en güzel tandasal  yolculuklarıma uzandım.
 Gecenin Dj' lerinden Ayşe Abla'nın keyifle başlayan tandalarını, Dj Kıvılcım'ın yine çok hoş tandaları takip etti ve bu iki Dj' imiz süper  bir müzik ziyafeti yapmamızı sağladılar sağolsunlar...
 Gecenin ortalarında, genç arkadaşlardan Onurhan'la, Pınar'ın 3 parçalık performanslarını izledik ve tüm ettiğimiz müthiş connectionlu danslar içimizde geceyi tamamladık.
İşte bir haftalık milonga serüvenimiz böylesine neşeyle, coşkuyla, keyifle ifade buldu ve yepyeni bir haftaya daha hazırladı bizleri...
Hepimize en güzel danslarımızı ve sohbetlerimizi sığdırabildiğimiz, hazdan dört köşe olabileceğimiz bir hafta diliyorum. Bol uçuş sağlayan en güzel milongalarda, büyülü tınılarla dopdolu, çok çok güzel anlarda buluşmak dileğiyle dostlarım.  Hepinize Mutlu Bayramlar!!

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Temmuz Ayı'nın ilk haftasında hem lokal, hem festival milongalarıyla en güzel coşku kıpırtılarına ulaştık...:)

Haftanın ilk günü kentimin büyüsüne kapılıp, Taksim'de aylak aylak gezinerek, gitmeyi düşündüğüm Armada milongasını  ders kırma mentalitesinde olduğu gibi spontan ruhlu öğrenci havasıyla bir güzel kırdım. Güzel bir Cafe'de oturup, şehrimi ve insanlarını izledim; sevdiğim kitabımı okudum ve harika bir arkadaşımla en güzel sohbetlere daldım. Yeni haftaya huzurla ve güzel bir dinlence ritüeli ile başlamış oldum.
Salı Günü, Mekan milongasına geçtim. Hafif dingin bir enerjideydim ve orada istediğin şekilde inziva hissi yaşayabilme rahatlığını da sevdiğimden olsa gerek, bu milongayı tercih ettim.
 Oturma düzeninin ve mekanın genişliğinin bir avantajı sanırım, bu kendi halinde olabilme potansiyeli sunuyor olması, o da incelenebilir... Hava koşulları da Temmuz ayı gibi olmadığından bir açık hava milongasına gitmeyi de istemedim. Poyraz gerçekten üşütüyordu insanı zira. Dolasıyla Dj Çağrı'nın güzel tandalarıyla yurdumun süper milonguerolarıyla çok hoş danslar ettim Mekan'da. Dans ettiğim kişilerden Kadir-zerafetle-, Yusuf-keyifle, huzurla, müzikle- Giuseppe-hiper enerjik-, Can- müzikle ve harika enerjiyle- Lübnan'lı ve İtalyan milongerolar ile  şu an ismini anımsayamadığım bir çok dost vardı. Hem dinginliğimi, hem de dansla bütünleşme hislerimi yoğun yaşayabildiğimden milongadan çok huzurla, keyifle ve tatminle ayrıldım. Ne mutlu bana!
Çarşamba Günü, 333 milongasındaydım. Öncesinde 'Çılgın Milongueralar' ekibinden Evrim, Pelin ve Yeşim'le Gezi İst Cafe'de şarap peynir olayına ve bol gülmeli bir sohbet keyfine kanalize olduk. Herkes tatilden döndüğü için hikaye çoktu kuşkusuz. Milongaya vardığımzda ise güzel bir kitle ile karşılaştık ve çok kalabalık olmadığından da Dj Maral'ın hoş tandalarıyla çok keyifli danslar ettik doyasıya. Pistte çarpışmadan dans etmek gibisi var mı...Müthiştir!
Dans akışım ise şöyleydi-yazmazsam bir şeyleri atlamış gibi hissediyorum- festival için gelmiş Amerikalı bir milonguero ile başladı-çok eğlenceliydi-, Erdem'le-tandalarca durmaksızın(zaten biliyoruz o duramayan adam) ve pek doğaçlama hareketlerle akışla; bir de kopan ayakkabımı dikebilen tek milonguero olarak tarihe geçti; küçük dilimi yutuyordum şoktan-, Özgür'le- her zamanki rahatlığında- Metin'le-keyifle, enerjiyle-  devam etti  ve ismini şu an hatırlayamadığım çok sayıda dansçı arkadaşımla tandalar arası uçuşlarla  gece boyunca sürdü. Maral sağolsun son tandada 'Amores Tango' ekibinden harika bir tanda çaldı ve bonus istemeye hecalim kalmayarak yine ful tatminle milongadan ayrıldım.
Perşembe Günü, Point milongasına geçtim.  Öncesinde uzun zamandır görüşemedğim Yasemin'ciğimle muhteşem sohbetler ve tatlar bütünüyle ruhlarımızı arındırdık. Özlemişiz bu harika anlarımızı...Sonrasında milongaya geçerken,  yeme- içmeyi biraz abarttığımdan olsa gerek, 'hafif meşrep' denir ya hani bazen,  ben ise  'hafif kayık'  bir halde Point'teki masamda yerimi aldım. Cem'le-hem milonga, hem salsa müthişti-, Ferhat'la- yine her zamanki hoş ve müzikle dolu tınısında-Aziz Abi'yle-huzurla, keyifle-Ralph'le-çok güzel bir enerjiyle, müzikle-ve bir çok dostumla en güzel danslarıma yolculuk ederken, Şebnem'le-Oblivion'u harika söylemişti Martı'da- de bir güzel sohbet frekansı yakaladık. Hatta kendisine de kalpli çikolatalarımdan hediye ettim. Uzun zamandır bu taleple karşılaşmamıştım, ama yine de yanımda vardı bu kalplerden her ihtimale karşılık ve Şebnem'e gitti tüm kalpler bu kez. Şans, uğur, aşk ve mutluluk getirsin diliyorum.
Cuma Günü, festival milongasına gittim. Fındıklı'ya varır varmaz harika bir kalabalıkla da karşılaştım. Dolayısyla bu durum direkt ortama adaptasyon kurmamı sağladı. Festival dediğin kalabalık olur, süper sinerjik, enerjik olur.  Pistte oluşabilecek kaos potansiyelinden ötürü aşırı kalabalık olması tercih edilmese de...
Yine harika danslarım yerli, yabancı bir çok milongueroyla gece boyunca devam etti. İtalyan, Alman, Amerikalı, Yunanlı bir çok dansçı ile gelen danslarım, yine o coğrafyalara seyahat etmeme olanak sağlarken, yurdumun nadide milonguero pilotlarından Hakkı, Cem-2.Salsa hocam-, Mert Emre-keyifle- ve bir çok çok sevdiğim milonguero ile yurdumdaki bu boğazın eşsiz manzarasının büyülü görüntüsünde, en derin semalara ve engin, masmavi denizlere daldım. Zira Fındıklı kampüsü içindeki geniş alan-dış mekanı kastediyorum ve bu arada iç mekan da dans için çok uygundu-, güzel bir zeminle kaplanmış ve denizin tam yanıbaşında tüm dansçılara harika dans etme olanağı sağlamış. Ezelden beri burayı severim. Denizin yanıbaşında ve aynı yükseklik seviyesinde olduğundan, denizle bütünleşmek ve  hava aydınlanırken de ana yansıyan ambiyansıni, dokusunu gözlemlemek ve bu güzel hissiyatıni tatmak olağanüstü olur. Nitekim harikaydı da! Öğlen saatlerinde anormal bir yağmur yağmış olduğundan zeminde-kaliteli bir malzeme kullanılmış bu arada- hafif pürüzler oluşmuş olsa da, o yağmura hangi malzeme dayanırdı diye düşünmeden edemedim. Zaten dansımızda ufak topuk takılmaları dışında, olumsuz bir durum oluşturmadı. Gayet rahatça aktık dansın içinde.
 Sert esen poyraz zaman zaman mekanın iç kısmını dans için seçmemizi sağladı ve güzel danslarla orada da şenlendik, büyülendik. Fikrimce hem iç hem dış mekanda dans edilebiliniyor olması mantıklı ve etkili olmuş festivalde..Çok kişi de böyle düşünmüş olmalı ki, her iki pist de açıktı.
Bu arada festival öncesinde fiyatla ilgili kendim dahil, bir çok kişinin bir takım yorumları oldu.
Belli bir saat aralığı için bir fiyat ve o saat aralığından sonra ayrıca başka bir saat aralığı için-aynı gece boyunca oluşan bir durum ve bu fiyatı önceden görmemiştim. Zaten katılımcıların çoğu milongaya giderken bakar fiyatlara, aylar öncesinden belli olsa da bu durum- bir fiyat biçilmesi biraz değişik geldi ve fiyat politikasını geçen yıllara göre çok daha yüksek bulduğumdan, fikrimi açık yüreklilikle belirttim. Hem organizatör arkadaşlarıma özelden, hem de facebook'ta 'cam batsa' bile yazma potansiyelim olduğundan-zaten twitter, facebook gibi sosyal medyalar kişinin özgün ifadesini kapsar bana göre, amacı nedir ki en başta; hem iletişim, hem paylaşım- bir kaç sefer de durum güncellemelerimle ifade ettim. Zaten çok arkadaşla bu durum mevzu bahis olmuştu  benim bildiğim. Bilmediklerim de çoktur eminim. Sonuçta organizatör olan bir çok arkadaşımız organizasyon zamanlarında biraz daha hassas olduklarından-ki bunu çok iyi anlıyorum-, bu tür ifadeleri daha negatif değerlendirebiliyorlar ve bunların olumsuz niyet taşıdığını düşünebiliyorlar. Katılımcılar da bu festivallere katılıp doyasıya dans etmek istediklerinden, fiyatların bütçelerine uygun halde olması için önerilerde bulunuyorlar. Amaç hep birlikte katılmak bu tür güzel, ful enerjili, harika Dj'lerle, dansçılarla dopdolu festivallere. Zaten yıllarca tüm festivalleri, milongaları destekleyenler de bu katılımcılar değil mi... Kendi adıma festivallerde büyük mutluluk yaşıyorum, harika danslar ediyorum ve dünya seyahati yapmış kadar hissediyorum zaman zaman. Bu internasyonel ortamların oluşturduğu sinerjiyi ve tüm kurduğum 'connection'ları hiçbir şeye değişmem-elbette dönüp dolaşıp yine lokal milongalara döneriz o ayrı; onlar da olmadan hiçbir tat, lezzet, akış olmuyor- ve festival bedellerini, lokal bir milongayla hiçbir zaman kıyaslamadım. Bilakis en yeni yapılan festivallere bile her gün katılarak, pozitif bakış açısıyla değerlendirmelerimi belirtip, ettiğim tüm danslarla desteğimi göstermeye çalıştım. Çünkü gerçekten seviyorum festivalleri...
Bir de gittiğimiz milonga ortamlarında  bir çok milonguera(o)nun oradaki kişilere bağlı  bir yaklaşımla bu milongalara katıldıklarını sanmıyorum. Yani birini sevip, sevmeme durumu sözkonusu  olamaz, çünkü tango aşkı hepsinin ötesindedir ve insanları sevmek de bu 'connection'larla ve paylaşımlarla daha bir derinlik kazanır kanımca. O yüzden yıllardır bu güzel dünyanın içinde edindiğimiz harika dostlarımız ve güzel organizasyonlarda  ettiğimiz sıradışı danslarımız hepimizin oluşturduğu bir güzellik ve en büyük şanstır aynı zamanda. Dolayısyla kendi adıma muhteşem iki gece yaşadım. Dj arkadaşlarımız Ali Işıklı ve şu an ismini anımsayamadığım diğer Dj arkadaşımızın-Emre Or' muydu- tandaları gerçekten harikaydı. Performanslardan Ruben ve Sabrina çifinin 4,5 parçalık çok hoş performanslarını izledik. En son milonga parçasında da muhteşem bir performans sergilediler; gerçekten bayıldım. Sabahlara kadar dans edip, deniz kenarında rest ederken Didem'le , Evrim'le, Doğa'yla, Can'la güzel sohbetlere uzanıp gün aydınlığıyla evime ulaştım. Mutluluk ve huzur kalbimde,  daldım tüm en derin  uykularıma ve rüyalarıma..
Cumartesi Günü, yine festival milongasına aktık Zeynep'le. Elbette öncesinde Gezi'de sohbet, fermente üzüm ve süt mamüllerinden oluşan bir menüyle kendimize dopingler yaparak, enenjimizi kuşkusuz bolca arttırdık. Milongaya geldiğimizde ise, yine denizin yanı başında bir yer bularak, hemen konumlandık. Leziz danslarıma Cem'le,  Giuseppe'yle, Volkan'la yine yabancı bir kaç milongueroyla, Kerem'le, bir Kerem'le daha, Bursa'lı bir iki dansçıyla  uzanarak hem iç, hem dış mekanda doyasıya dans ettik. Şov zamanı geldiğinde ise harika bir performanslar bütünü izledik Chicho ve Juana'dan. Gerçekten çok beğendim. Hele 'El Flete' de koptum.  Bu parçanın bizim için çok farklı bir manası olduğundan mıdır bilinmez, tam içimde hissettim tüm notalarını ve akan adımların o an.  Daha üniversite yıllarımda, İTÜ'nün komik koridorlarında bu parçayı çalıp dans ederdik tango hayatımdaki ilk dostum, partnerim Tevfik'le. Ne günlerdi...Fransızca hocamız Pascal da zaman zaman bu olaya tanık olur ve gülümseyerek izlerdi bizi. Komik günler, pırıl pırıl gençlik anıları. Ne mutlu ki hala bu aşık olduğumuz dansın içinde daimi bir süzülüş halindeyiz...
İşte bu parça, o yılları da içimden çıkarıp, ana  yükselterek, beni bulunduğum noktaya gördüğüm adımlara ve müziğe kilitledi. Eşsiz bir deneyimdi benim için.
 Chicho ve Juana çiftinin kostümlerine de bayıldım. Juana'nın ayakkabıları ise 'masterpiece'ti diyebilirim. Gözlerim adımlarına bakmaktan gerçekten kamaştı..
Gecenin Dj'lerinden Süper Sabino hem enerjik tandaları-son tandası gerçekten bana göre harikaydı, farklı farklı sesler bir tandada-hem de enerjik sunumuyla geceyi renklendirdi. Sonrasında Dj olarak Alper devam etti. Artık gözlerimi açamayacak bir haldeyken iç mekana geçtim. Dansçıların kopmuş bir halde danslarını izledim. O an bedenim etmese de ruhum daimi bir dans akışının içindeydi.
Dolayısıyla harika bir geceyi daha tamamlayıp evime ulaşabildim ve manavımdan meyve bile aldım o alacakaranlık kuşağında....:-) Bu manavda çalışanlardan, en çok bu genç arkadaşımı seviyorum. Diğerlerini nadiren görüyor olduğumdan mı bilemiyorum ama ondaki nezaket bir esnafta az rastlayacağınız özellikte. Gerçi yeni nesil esnaflar bambaşkalar. Harika bir şey bu!  Ne varsa gençlerde var  ve ruhu daima genç olanlarda. O yaştan bağımsız bir şey tabii...
Pazar Günü ise geleneksel Ponte ritüelime uzandım. Öncesinde Otaköy'ümde denize sıfır Cafe'mde yorgunluk atarken, en dingin huzuruma, derin  noktalarıma deniz eşliğinde eriştim ve Ponte manzarasıyla bu huzuru bütünleyip, tabağımdaki peynirlere ve kadehimdeki yudum yudum şaraplara yumulmayı seçtiğim manzaralı, püfür püfür  masamda soluklandım. Amacım bir kaç dans, biraz lezzet ve sohbetti. Dolayısıyla Aziz Abi'yle, 80 yaşlarındaki bir delikanlıyla, Hakkı'yla -her zamanki kalitesinde, enerjisinde-,Thomas'la-gerçekten elektonik milonga tandasında koptuk- harika danslara uzandım.Bu arada yaşça benden çok olgun  o 80'lik delikanlı dediğim dansçıyla dans edişimin ardından, harika bir tandayı kaçırma uğruna da olsa, şunları kalbimden önümdeki kağıda-zamanımızda kağıt facebook durum güncelleme kısmı oluyor- dökmek istedim;
"Hayat gerçekten çok enteresan. Yorgunluktan Ponte'deki masamda peynir tabağıma yumulmustum ki 75-88 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir milonguero gözüme çarptı. Keyifle dans ediyordu düşündüm ne mutlu kendisine diye. Bakalım o yaşlarda olsak rehavetin içinde yüzmekten kendimizi alıkoyarak bu şık restauranta gelebilir miydik diye de düşündüm tabii. Sonra milonga tandasi çalmaya başladı ve en ummayacağım bir şey başıma geldi çünkü bu milonguero beni dansa davet etti. Ben de yarı şok bir halde dansa kalktım. Kıramayacagim kadar büyük bir yaşsal olgunluğa sahipti ve oldukça delikanlı havasında hafif yerden yüksele yüksele dans etmeye başladık. Bana 'milongayi seviyor musunuz' diye sordu dans ettiğim esnada gayet tok ve enerjik bir tınıda ve kendisinin de çok sevdiğini belirtti yanıtımin' evet' olduğunu duyunca.
İnanılmaz bir dil tango, her an şaşırtıcı deneyimler sunabiliyor ki, bu beydeki yaşam ve dans tutkusu hayat boyu hepimizin içinde olsun diliyorum. Sağlıkla süzülelim tandaların arasındaki tüm buluşmalarımiza..."

Thomas'la olan dansımız ise karşılıklı uyumun, bu güzel enerjinin ve dansa rahatça akışın getirdiği muhteşem bir 'joy' haliydi ki, sanırım ikimizi de harika bir keyifle doldurdu. Bu da özel bir andı bana göre ve tangoda zaman zaman hep bunu yaşayıp, bu dansa her an daha da aşık olmamızı sağlayan bir hoşluk  bu sanıyorum. Dünyanın her yerinden gelen insanlar, hangi ülkeden, milletten, kültürden, dilden, renkten, ırktan olursa olsun bana göre bir yerden geliyorlar özünde. Onlara 'Tangolu' diyebiliriz. Çünkü bu 'tango' dünyası ve ona ait olan muhteşem 'connection' dili her coğrafyayı kapsayarak,  bütün bir evren haline dönüştürüyor. Yani sinerji mi istemiştiniz, bizler mi istemiştik? Önemi var mi...Hepimiz buluyoruz... İşte huzurlarınızda en alası duruyor. İçinde bulunduğumuz, aktığımız, izlediğimiz tüm 'extraordionary' rondalarda... Yine uçmaya başladım, yere çakılmadan ağır ağır iniyorum şimdi..;-) Malum çakılmak fecidir!
Gece boyunca süren harika danslarım,  Aysun, Hakkı, Fümerel ve Aziz Abi'yle güzelleşen sohbetlerle devam etti ve Dj Faysal'ın çok keyifli tandalarından 'La Cumparsita' finali ise, 'Sexteto Cuidadanos' ve 'Miguel Villasbolas'  dan iki farklı yorumla gelirken,  geceyi enfes bir şekilde, muhteşem huzur, rahatlama, uçuş ve dinginlikle tamamladık. 
Hayat hep bu muhteşem paylaşımlarla güzel! Hepimize harika ve  güzel sürprizlerle dopdolu bir hafta diliyorum. Yine kısa süreliğine en güzel pistleri ve dansları sizlere bırakıyorum.
Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum. Tüm dans eden, organizasyon yapan, bu dünyanın  büyümesine katkısı olan eğitmen , öğrenci, dansçı ve tüm destekçilerine teşekkür etmemek olanaksız. Hepimizin katkısı büyük!
Dansın içinde an an yoğun bir damla ve okyanusun içinde zerre zerre en pırıltılı taneler olalım. Aşk tüm hücrelerimizden, baktığınız, gördüğünüz yaşadığımız her yere ve karşılaştığımız, paylaştığımız her insana yansısın diliyorum.
Yakında görüşürüz ve pistlere çok iyi bakınız...Dönüşte tüm tutkularımızın kesişme noktalarında tekrar buluşalım ve birbirimizi en yoğun 'abrazo'larla uçuralim!.:-)