25 Ağustos 2014 Pazartesi

Haftanın milongalarında,  her tandada uçuş var...

Haftalık milonga seyrime, Innpark milongasıyla başladım bu kez. Öncesinde Mira'yla geleneksel bir Solera akşamında buluşup, tüm malbec üzümünün lezzet dolu taneleriyle "tat gurusu" haline dönüştükten sonra, milongaya uçarak, koşarak, sallanarak gittik. İçeri girer girmez, Ramazan ve Gökhan Abi'nin güzel  müzikleriyle karşılandığımızdan, "milongada olma, milongada yaşama ve uçuşta varolma" hali ruhiyemize büründük. Elbette bol akışık danslar, leziz tandalar birer birer sıralanırken, müziğin  ve dansın içinde kopmama yardımcı olan değerli dostlarım arasında Sezgin,  Gökhan Abi, Utku, Alper, Metin ve ismini hatırlayamadığım  daha bir çok arkadaşım vardı. Dolayısıyla bana göre şahane pırıltılarla dopdolu olan bir geceden  keyifle ayrılarak, yepyeni bir güne merhaba dedim.
Perşembe Günü, geleneksel Point Otel milongasına gittim. Aslında  bazı zamanlar, üşenmeyip Haydarpaşa milongasına da uğrasam hiç fena olmayacak. Ne de olsa değerlerimize, tarihimize, sanatımıza, yurdumuza ve dansımıza daima sahip çıkmak da boynumuzun borcudur bu coğrafyaya...Umuyorum bir gün mutlaka ben de orada dans ederek katkımı göstereceğim. Arada şart!
Gelelim milonga  öncesine ve sonrasına;
Milonga öncesinde sevdiğim dostum Aylin'ciğimle hoş bir Zencefil sohbetine, rozesine ve atıştımalıklarına uzandık. O anlattı ben dinledim, ben anlattım o dinledi; keyfimiz katladı. Sonra milongaya geçerek, her zamanki manzaraya, bara ve konfora hakim olduğumuz masamıza konumlandık. Dj Serçin yine hoş tandalarını sıralarken, bol uçuşlu danslarım bu kez Aziz Abi'yle, Hakan'la, Eray'la -salsa da dahil olmak üzere; artık kendisi 3. salsa hocam- ve şu an hatırlayamadığım bir çok iyi milongueroyla devam etti. Masamızdaki hoş sohbet, keyifli paylaşımlar ve Point'e has her zamanki kaliteli ambiyans yine beni gülümseten bir milonga deneyimi olarak içime işlendi ve geceyi sonlandırdı.
Cuma Günü, Milongahane milongasına geçtim. Müzik seçkisi, yılların deneyimli Dj'lerinden zarif kişiliğiyle sevdiğimiz Ayşe Hm'dan gelirken,  milonga öncesimde de müziğin içinde kopmama  ortam hazırlayan Türk üzümleriyle süslü bir sohbete kanalize olmuştum Aslı'yla. Yaşama, ifadelere dair farklı farklı dokunuşlarla, zihinsel muhakemelerle dolu yolculuklara uzanıp gelmiştim milongaya. Dolayısıyla, hafif "meşrep" bir halde-  meşrefin buradaki anlamı,üzümle yıkanmanın getirdiği rehavet ve kendime göre sözcüğün anlamını değiştirdim evet-  danslarıma başladım. Akın'la başlayan tandasal dönüşler, Aylin'ciğimin güzel, kırmızı bir yelpaze ve Portekiz şarabı hediyeleriyle tavan yapan mutluluğumu, içimde iyice yükseltip, diğer danslarıma Bora'yla, Ahmet'le, Ceren'le yine çok hoş tınılarla buluşarak, yüksek irtifalı semalarda ulaşıp, geceyi yine çok güzel bir mutlulukla tamamladım. Milonganın sonlarına yaklaşırken, Nevin Abla'nın da yaş günü kutlandı ve ortamdaki tüm milonguerolar doğumgünü dansında bu yeni yaş ritüelini ölümsüzleştirdiler kendisi için; bu da hoş oldu ve Pugliese tandasını tam duyarken, bu kez dans edemeyerek,  çıkmak zorunda kaldım. Merdivenlerden çıktığım anda, düşürdüğümden paramparça bir hale gelen cep telefonum ve içindeki tüm müzik listem, fotoğraflarım birer buhar olup uçarken, biraz daha connectionlarda empatisel ve telapatik bakış açılarına yoğunlaştım. Elbette bu durum, ertesi gün öğleden sonra 4'lere kadar sürebildi ancak ve yeniden telefonlanarak sessel ve internetsel bağlantılarıma çok şükür başlayabildim. Ee her şey telapati de, empati de değil bazen. Direkt iletişim de şart bu hayatta!
Cumartesi Günü, önce Mira'yla ve Pelin'le rozelerin, beyaz üzümlerin, nadide peynirlerin içine daldık kantinimizde, sonra Galata milongasına hızlıca ulaştık. Dj Akın'ın tandalarıyla akan gecede, hoş bir kalabalıkla, kaliteli dansçılarla dolu bir ambiyansla birlikte, ortamın sempatikliğinin ve sıcaklığının yanı sıra havanın yüksek neminden ötürü de terletici bir sıcaklık vardı. Dolayısıyla yeni edindiğim yelpazemle - artık tam bir milonguera gibi hissediyorum kendimi sırf bu nedenle, son günlerde; en azından dergiyle serinleme çabamdan iyidir  bir yelpaze edinmek- kendime ait çözümlerle şenlendim ve harika danssal, müziksel kopuşlarıma, Mehmet'le, oranın sevdiğim genç asistanlarından bir milongueroyla, Ozan'la ve ismini hatırlayamadığım bir çok dostla devam ettim.
 İlerleyen saatlerde  içimiz kurtlanarak, Mira'yla en yakın civardaki, başka bir milongayı daha ziyaret edelim hevesine kapıldık ve kendimizi Galata'nın eşsiz sanatsal dokulu coğrafyasından ışınlayıp, Sıraselviler'in tarihi dokusuna ve hoş Kız Kuleli manzarasına kavuşturduk. Martı'da uçan dostlarıma da buradan selam ettik....
Oldukça geç gitmemize rağmen 333'te ortam gayet hoş bir havada, güzel bir kalabalıkla doluydu. İçerideki püfür püfür esintiyle de soluklanıp ilk ve tek dansıma, Sabri'nin hoş tandalarıyla  İnanç'la uzanıp geceyi tamamladım.
Bu arada bir güne iki milonga sığdırmak da enteresandır; hatta üç olduğu bile oldu geçmişte. Hatta bir de yıllar önce Mimoza'nın bahçesinde, ne açık hava  pratiklerine uzanırdık Pazar günleri..Sonra yine milongaya akardık. Enerji hiç biter mi bizde...Deliyiz gerçekten ve hep genciz sanırım...Bu dans bizi daimi bir gençlik ve aşk havasına bürümüş bir kere...:-)
Pazar Günü,  Ponte'ye uzandım. Ceren'ciğimin şahane sıralanmış tandalarıyla, anında ortamın içine, leziz peynirime ve rozeme dalarken, yine oraya has büyülü ambiyansı tüm ruhumla, varlığımla hissettim ve elbette  konforlu masamda, olağanüstü İstanbul semalarına kapılırken, gece boyunca durmaksınız- çünkü hiç duramadım, güzel tandalar sağolsun- muhteşem danslara uzandım.
Kenan Abi'yle başlayan ful connection bazlı ve müzik yüklü danslarım, Ertuğrul'la, Ahmet'le,  Mehmet Cemal'le, Ceren'le, Volkan'la  keyifle, yoğun hislerle ve mutlulukla sürdü, dansın içinde daimi bir kopuşa uzandı ve gecenin sonlarına doğru çalınan bir salsa parçasıyla da- çok zorlandım yalnız bu kez; parça çok zordu ya..- ilerledi. Elbette Pugliese tandası ve en son gelen La Cumparsita'yla da son dansımızı keyifle tamamanın huzuruna erdim..
Bugün için söylenecek şey;
yine gece harikaydı; müzik müthişti; danslar olağanüstüydü; tüm güzel sohbetlerim enfesti- Sergülen Abla'yla, Satılmış Abi'yle, Ayşe Hm'la, Sn Salsa Hocam Ertuğrul'la - ve akış şahaneydi. Ne mutlu bize ki bunları yaşayabiliyoruz, bu şansı ve seçimleri oluşturabiliyoruz...Gerçekten haz bu!
 Çıkışta, Nizam'da çorba, çay ziyafetiyle devam eden  milonga sonrası sohbetine Ceren'le, Ahmet'le ve beni bilgisayar viruslerinden kurtarmaya uğraşan İzzet'le uzanıp evimin, yuvamın, merkezimin yolunu nihayet tutabildim.
Yine en güzel milongalarlarla ve derin paylaşımlarla dopdolu bir haftayı daha tamamlayıp, bana daima heyecan veren, yepyeni bir haftaya başladım.
Hepimize bol afiyet, huzur, saadet, duygu dolu geçişler, empati yüklü seslenişler, merak dolu deneyimler ve ışıltılı yolculuklar diliyorum dostlarım. Ben bu hafta pek milongalarda bulunamasam da, sizlere harika danssal kopuşlar diliyorum ve  kalbim daima sizlerle varolan connection'larımda ve tüm paylaşımlarımızda olacak bunu biliyorum.  Hepinizi sevgiyle selamlıyorum, kendinize iyi bakınız...

10 Ağustos 2014 Pazar

Haftanın milongalarında altı üstü, altı süper tango rüyası vardı bu kez ..
 Armada'yla, Ağustos ayına ait ilk milonga gecelerine başlamış oldum. Dedik ki, yeni cumhurbaşkanımız da seçilecek bu hafta, daha bir umutla, coşkuyla dans edelim. Nitekim bol dansla coşup, bol üzümle tatlandık; keyifli sohbetlerle uçuştuk, derinleştik. Lakin seçim sonuçları bir kaç saat önce belli oldu. Kim mi kazandı...%26 lık oy kullanmayan vatandaşlarımız söylesinler rica edeceğim kimin kazandığını, çünkü onlar denizin içindeyken bu kesinleşen sonuçlara çok yardımcı oldular. Acaba memnunlar mı bu durumdan, o da merak konusu ama olmadıklarını düşünüyorum, sadece oylarının bir şey değiştirmeyeceğine inandıklarını  da...Neyse bırakalım herkesin bireysel aksiyon alma yapılarını ve milonga kopuşlarına getirelim konuyu;
Armada gayet keyifli dansçıların katılımıyla, yine hoş bir gece yaşattı bize. Onca yıldır bu milongaya katılırım ama terasında hava almak dışında pek bulunmamıştım bugüne kadar. Bu kez değerli dostum Şafak'la önce Armada terasında roze şarabıyla ve peynirle gelen  muhteşem bir İstanbul görüntüsü ile-Sultanahmet Camisi muhteşem parlarken-, tarih dokulu, nefis ambiyansını sağlayan büyülü atmosferi eşliğinde, yaşama dair hoş sohbetlere daldık. Ardından aşağıya inip, dans pabuçlarımızı geçirerek, Dj Irem Abla' nın hoş tandalarıyla danslarımıza başladık. Keyifle süren danslarımla enerjim bitene kadar -yine- bu güzel milonganının seyrini sürüp, tavanda bir mutlulukla günü tamamladım.
Salı Günü, önce yaşam gurumla Solera'da yine yaşama dair sohbet ve üzümlü trans olayına girdik. Sonrası uzadı da uzadı, gece yarısını buldu ve tam çok geç kaldım eve döneyim diye düşündüğüm anda, içimdeki deli hücreler ve meraklı kıpırtılar sayesinde dönemeyip Cordial milongasına uzandım. Mihran'ın son tandaları eşliğinde kendim seçtiğim iki süper milongueroyla - Ferhat, Erdal; vakit yoktu zira cabeceo yapacak- bir de seçildiğim Mehmet arkadaşımla neme aldırmayarak ama terasın püfürtüsünü fırsat bilerek bir kaç tandayla yine en keyifli semalarıma uzandım
Çarşamba Günü, önce Ponte'nin eşsiz terasına çıkarak -en üst kat müthiştir- o lezzetli peynir tabağının yanında, şahane İstanbul manzarasıyla ve üzümle dopdolu 'milonga öncesi hazırlık' ritüelinde bu kez öncelikle kendimle, bir de çevredeki rengarenk insanlarla buluştum. Ardından yaratıcı milonguero dostum Erdem'le Innpark milongasına geçtik. İlk kez gittiğim bu milongayı çok beğendiğimi söylemeliyim. Bahçe şahane, mekan geniş piste ve rahatlatıcı, keyifli bir enerjiye sahip.  Havalandırma daha iyi çalışırsa da tam şahane olur. Bir de içeceklerden  özellikle su fiyatının - tabii mekan ekstrem bir yerde ve tarzda değilse - 3 TL yi aşmaması gerektiğini düşünüyorum. Elbette diğer alkollü ve soft içecekler mekanın kıstasında olabilir ama suda biraz daha ayrıcalık talebi olabilir çünkü  biz milonguera(o)lar için su en temel ihtiyaçtır. Makul fiyatlar da en büyük rahatlıktır! Bu da kişisel görüşüm tabii...Gecenin akışına gelirsek,günün hem performansçısı, hem de Dj' i olan Utku çaldığı  tandalarla bol sayıda eğlenceli ve renkli danslara Erdem'le -artık hiç duramayan adam o, tangoyla tanıştığından beri-, Hüseyin'le - yine yumuşacık ve müzikal bir rahatlıkla- kavuştum. Gecenin ortasında da Utku'yla Özhan'ın üç parçalık performanslarını izledik. Gayet eğlenceli, akışık, doğal bir dansla pisti doldurdular ve bizleri gülümsettiler. Sonrasında bonus parçamızı da isteyip -iste verilecektir; daima iste derler ya spiritüel kaynaklar o mantıkla- Taksim Meydan yürüyüşüne kapıldık..
Perşembe Günü, tüm yorgunluğuma ve kentimle birlikte, tüm yurdu vuran şiddetli sağanak yağışa rağmen -dolu bile yağdı, hortumlar da çıkmış bazı yerlerde-  kendimi zorlayıp Point'e geçtim. Bir kaç yerli, yabancı milongueroyla akan keyifli dansların, Mira'yla, empati gurumla süren hoş sohbetlerin ardından Dj Serçin ve tüm chakarera tutkunları pisti doldurmuşken, bu mutluluğu onlara devredip evimin yolunu tuttum.
Cuma Günü, Şafak'la milonga öncesinde buluşup, Arjantin Malbec'i ile ruhumuzu arındırdık; Hayyam dörtlükleriyle şenlendik ve Solera'ya has tüm internasyonel havayı soluyup Tangolic milongasına geçtik. Dj Göktuğ'un tandalarıyla içinde bulunduğumuz hoş bir dansçı kitlesinin sinerjisiyle yerli, yabancı milonguerolarla bir çok hoş danslara uzanıp, -Alp Can, Şafak, Ongun, Micheal vs-  lezzet yüklü bir milonga yankısı şakaklarımda, geceyi noktalandırdım.
Cumartesi Günü Galata milongası öncesi, Mira'yla yine Arjantin Malbec'i eşliğinde tüm derin sohbetlere, rengarenk ve yoğun yolculuklara dalarken, sonrasında koşa koşa Noa'ya geçtik. Çok hoş, kalabalık bir kitle vardı ve bu vesileyle de nonstop dans ettik. Dj Sabri yine güzel tandalarını sıralarken, tandalarca Erdem'le -renklikle, doğaçlamayla, içtenlikle-, Volkan'la -yumuşacık, müzikle, enerjiyle, keyifle-, Kenan'la - bol uçuşla-ve ismini hatırlayamadığım milonguerolarla Galatasal translara kapıldım.  İlerleyen saatlerde ise, Mehmet Sinan şerefine kesilen pastalar, edilen doğumgünü dansları ve feda edilen bir İtalyan beyazıyla kutlamaları tamamlayıp, yine bonus parçamı  tutturmadan ayrılmadığım milongadan -Alper seçimler var yarın, hadi evlerimize gidelim diyerek beni  ikna etmeye çalıştıysa da, tam ikna olma yolundayken sağolsun Sabri hemen güzel bir parça havaya savurdu ve  son dansı etmemiz için olanak sağlayarak uğurladı bizleri- çıktığımızda merdivenlerden indiğimizde gördüğümüz muhteşem ay yansımalı Galata Kulesi silüetiyle şoke olup, bu muhteşem havayla gecenin akışında yine tane tane ritmler haline geldik ve, yine bir yığın fotoğrafla bu anımızı sonsuzlara dek yaşattık!
Hep bu sonsuzluk meseleleri değil mi zaten...Sonsuz, snırsız bir evrenin içine dalıp dalıp çıkma hikayeleri süregelmiyor mu...Sonsuzuz biz dostum! :-)
Pazar Günü'ne uyandığımda, oyumuzu kullanıp, deniz kenarında biraz yorgunluk atma girişimimiz oldu annemle. Hafta boyunca ne çok yorulduk ve kopuştuk! Can mı, yürek mi, ruh mu, beden mi
 zihin mi dayanır...Ama dayanıyor işte, içimizdeki bu tango aşkı olduğu sürece, bizler ekstrem enerji potansiyeli olan varlıklarız...Abartmadan olmuyor hiçbir aşkı, hiçbir esrarengiz tutkuyu...
Günün ilerleyen saatleriyle gelen sürprizsel akışında ise, güzel bir arkadaşımla enteresan bir yürüyüş sohbetine, Galata semalarına, insanlarına ve sonrasında Ortaköy'deki ful ay manzarasına ulaştırdı beni. Eve sıcaktan, yorgunluktan pelte gibi gelmiş olsam da, haftaya en enerjik hislerle başlama umudunu yüreğimde taşıdım ve bugüne ait tüm rüyalar, hayaller, özlemler, aşlar alemine yine, yineleyerek daldım.
Bu yeni başlayan haftamız hepimize şans, umut, güzel kazançlar, harika gelişmeler ve en pırıltılarla dolu aşksal yolculukları getirsin dostlarım. Hafta boyunca tüm pistler, en güzel danslar, en hoş yükselişler sizlerin olsun.  Çok yakında görüşürüz! :-)

4 Ağustos 2014 Pazartesi

Bayram öncesinde ve bayram haftası süresince katıldığım beş leziz milonganın hikayesi...

Bayram öncesinde Armada, Cordial ve 333 milongalarını ziyaret ettim ve hepsinden ful keyifle, tatminle ve huzurla ayrıldım diyebilirim.
Armada milongası klasik seçkin havasında, hoş bir kalabalıkla dolu bir şekilde karşıladı yine bizi. Oradaki tüm tanıdık, güzel simalarla kucaklaşıp, derin abrazolu danslarımıza uzandım, hoş sohbetler ettim -bu arada milonga öncesinde yaşam gurumla da hoş bir şarap sohbetine kanalize olmuştuk tabii ve enerjimiz yüksek katılmıştık milongaya o da ayrı- ve şu hayatımınızın çok önemli tutkularından biri haline gelen tango ile milongalarla dolup taşan hayatlarımızın bu Pazartesi gününü de en hoş pırıltılarla tamamlamanın huzuruna erdim. Gecenin bitiminde Ogün sağolsun Aslı - yaşam gurum- ile beni evlerimize de bırakarak, Türk milonguerolarının dünya kılasmanında tartışılmaz dostluğunu ve nezaketini de ayrıca gösterdi!
Salı Günü, Cordial milongası -yani Topless- çok keyifliydi diyebilirim. Mekanın açık hava ve terasta olması,  gece boyunca esen, üşüten sert bir  rüzgar olmaması,  Dj Erman'ın dinamik tandaları ve pistin genişliği sayesinde, rahat akan bir rondaya kavuştum ve en keyifli tandalara, Erdem'le -Martı'lı- , Çağatay'la -Mr Fantastic Dj- , Aziz Abi'yle- The Racon King- , Can'la - henüz bir lakap takmadım - ve bir çok dostla uzandım. Tüm gece boyunca süregelen enerjik danslarımın sonunda da, en hoş hislerle ve keyif pırıltılarımla Ortaköy'üme uzandım.
Çarşamba Günü, 333 milongasındaydım. Yine o kadar keyifli danslarla, güzel sohbetlerle ve tatlı hislerle doldum ki, tangonun hayatıma kattığı tüm güzelliklere ve en derin bağlantılarla yoğun bir uçuşa ulaştığım için, her zaman olduğu gibi yine bugün de çok içten şükrettim.
Dj Burcu'nun en güzel tandalarıyla gece boyunca yerli, yabancı milonguerolarla akan danslarım Eşref''le de en güzel lezzetine ulaşıp, 'extraordinary' bir  dokuyla noktalandı ve biraz uzatmaların ardından keyfim yine tavanda, evimin yani bir içim su malikanemin yolunu tuttum!
Perşembe Günü, şehir dışına çıkarak bayram sonuna kadar en güzel pistleri burada kalan dostlarıma bıraktım; doğayla, denizle, farklı insanlarla buluştum. Burada olamasam da duyumlarıma göre, Cuma günü Point hoş bir lezzette, Martı harika bir kalabalıkta, Ponte sakin bir havada geçmiş.Tüm dostlarım, arkadaşlarım gayet keyifle raks etmişler. Bazı milongalar ise hoş bir kalabalık olmasına karşın, sıcaktan eritmiş dansçıları. Eh yaz havaları işte, klimasız adım atılamaz hale geldi artık...
Bayram haftasına girdiğimizde ise Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve  Cuma milongalarına katılamadım. ancak öğrendiğim kadarıyla Armada müthiş bir enerjide ve Cordial de leziz geçmiş.
Çarşamba Günü  hem 333, hem de Innpark tadilat ve bayram nedeniyle iptal edilmiş olduğundan kimse dans edemeyerek benim canımı da çektiremez hale geldiler. Yoksa hep ballandıra ballandıra anlatıyorlar dansları, milongaları, asabım bozuluyor..;-)
Cumartesi Günü, İstanbul'a bir gün öncesinden gelmiş olduğumdan, tango hasretiyle yanıp tutuşmuş bir halde Galata'nın hoş silüetinin dokusu içimde, El Huracan milongasına geçtim. Uzun zamandır buraya gelemediğim için de çok özlemişim ve milonga boyunca harika vakit geçirdim diyebilirim. Tabii öncesinde havadan yana şanslı olmamızı fırsat bilip -sağanak yağmurlu bir İstanbul günü demek, güzel bir Sensus gününe ve ritüeline uzanmak demektir- Sensus'ta roze şarabına  -Likya Kalecik Karası müthiştir- ve  roka domatessiz ama pul biberli, cevizli ekmekli ve kekikli peynir tabağına gömüldük Pelin'le. Pek klasik muhteşem İstanbul ve Galata -burada ev almak istiyorum belki bir gün çünkü, Galata İstanbul'u yansıtan en hoş yerlerden biri bana göre; hayallerimden biri-  anlarından biriydi yine ve sonrasından Anemon Otel'in, olağanüstü Galata Kuleli manzarasını, en güzel çiçek kokuları edasında içimize derin derin çekip,  Türk kahvelerimizi yudumlayarak milongaya yağmurdan kaçar adım ulaşabildik.
 Empati gurumun 'Evrim' doğumgünü şerefine katıldığımız gecede, sevdiğimiz Dj arkadaşlarımızdan Volkan'ın güzel tandalarıyla -isteğim üzerine çaldığı son bonus tandada ise 'En esta tarde giris' de vardı ve bittim- Can'la -müzikle, keyifle- , Erdem'le -tandalarca- Ongun'la -yine en hoş semalarda-, Kenan'la -çok keyifle, dinginlikle- ve bir çok dostla süper keyifli danslarla tatlandık.
Doğumgünü kutlamasının, dansının ve pastasının ardından after kutlama seremonisi olarak bir İtalyan beyazı Soave'yi en güzel dostlarla yuvarladık. Doğumgünü kızı, Alper, Isabel, Mehmet Sinan, Pelin, Erdem- gece olmayan ;)- Ralph ile bol bol da selfie çekerek  de geceyi tamamladık.
Pazar Günü, çok yorgun hissetmememe rağmen Ponte'yı kaçırmadım. Mekan' a geçer geçmez, peynir tabağımı söyleyip, roze şarabımla anın içine dalarken, daha gece başında duyduğum harika cortinaların sahibi Ramo ve Gogo ekibinin enerjisiyle geceye çok güzel başladım.  Elbette zarif weolcome'yla Ayşe Hm'la, masamı paylaştığım Reyhan'la ve zaman zaman masamızda bizi ziyaret eden Aziz Abi'yle hoş sohbetlere de uzandık. Gece boyunca zaman zaman dinlenerek ettiğim danslara bir süre ara verilip, Ramo ve bir arkadaşın daha  doğumgünü kutlaması, pasta üfleme seremonisi ve doğumgünü dansı da yapıldı, dolayısıyla gece daha da renklendi.
Bu arada dört tane pasta alınmış, şok geçirdim. Yani herkese yetti pasta ve ben de yiyemediğim bir dilimi servis elemanı arkadaşlara hediye ettim. Çok sevindiler, ne güzel! Bir de umuyorum, tüm doğumgünü sahipleri bu kadar kısmetli olurlar ve bol bol pastayla ve dostlarla kucaklaşarak yeni yaşlarına başlarlar ve keyiflerine keyif, neşe katarlar..
Yorgun bir hissiyatta olduğumdan bu kez dingin danslarım Satılmış Abi'yle, Aziz Abi'yle, Fransa'da yaşayan bir Türk milongueroyla, Sezgin'le geldi ve hoş bir rahatlamayla sonlandı. Elbette güzel bir gecenin tüm enerjisi içime akarken, haftanın son gününü de noktaladım.
Bu iki haftalık zaman dilimini beş şahane milongayla tamamlamış oldum.
İlk gününe bugün kavuştuğumuz bu yeni haftamızda, en güzel akışa sahip rondalar, çok kaliteli pistler,  coşkulu, derin, enerjik, huzurlu, sıradışı, heyecan verici  ve aşk dolu danslar hepimizin olsun diliyorum.
Harika ve bol ritmli haftalar dostlarım! :-))