24 Ekim 2012 Çarşamba

Ve bir bayram haftasına, ingilizce bir hikayeyle başlamak istedim..Çünkü şu an içimden gelen dil bu oldu...Ve bugüne has bunu hissettiğim için paylaşmak istedim...
"The young boy said " Dad I am lost! "
& the father replied..."Oh my son I love you very much; deeply in my heart & soul, tomorrow will be another day! You ll feel better! Now lets sleep I am tired, you are too... "
& The next day, there was not a new day for the boy... It was just the end for the road...All the leaves were behind his path..."
So we always plan for the next day, or for the future..However, what we have, whom we are with are all depending on just for the present...Now is always in our ands...That is it!!! ** "


Bu bayram da içimden martılara uzanacağım milonga geliyor, terasından bir derin nefes çekebileceğim bir ansal ve bütünsel bir zaman dilimini doyasıya yaşayıp, içeriden yankılanan eşsiz müziği tüm ruhumda hissetme ve adımlarımda canlandırmak için belki...
Yaşam ansal derinliklerin nicesel değerinin yoğunluğunda gizlernirken günyüzüne çıkıveriyor işte...Bu yüzden ilgi duyduğumuz şeyler belki de ruhsal adımlarımızın dünyasal versyonu...Bu yüzden müzik tüm boyutlarımızın ansal izdüşümü işte...
Bu güne has parçaysa "Tres Palabras... "
(Bebo Valdes y Chucho Valdes han grabado un disco juntos a dos pianos. Esto es una primicia de esa grabacion historica.)
 İşte böyle bir haftadayız...***

18 Ekim 2012 Perşembe

Bu haftaya özel yeni bir Milonguera havası geldi çattı...:-))
Hep enteresan bir hava hakim olur bana...Balkanlardan gelen bir yoğun milonga ve fest rüzgarlarının ardından, güneyden gelen dinginlik, dinlence ve sakinlik rüzgarları etkili olur....
Bu kezse kuzeyden gelen yeni ve yoğun, bir o kadar da eğlenceli bir milonga havasının akımına kapıldım ve dün itibariyle etksini arttırdı bu hava sistemi...:))
Kız Kulesi'ne baktım gönlüm açıldı....Müthiş tandalarda süper Milonguerolarla dans edince motivasyonum iyice arttı ve sonunda  neredeyse martılara uzanacağım bir 9. kat milongasına katılmak için şu an ofisimde parmak uçlarım heyecandan dans etmeye başladılar bile...:)) Durduramıyorum da...
Neyse bu haftayı full milongalara ayırdım, sonra bayram seyran derken insan hayatında hangi prg lar olacağı belli olmaz ve şu an radio'da birden bire ansızın gelen bir Pink Floyed parçası "Wish You Were Here" ı dinlerken derin bir nefesle içime dolan yaşamsal enerji gözlerimden ışıksal hüzmelerle atmosfere yayılıyor sanki...Miss gibi bir hava, taze, yeni ,fresh, heyecan verici...Anlarım gizeminin renksel bütünlüğüyle gökyüzüne yayılıyor ve harika bir his bu işte...İnsanın tüm damarlarından akan canın, kanın, enerjinin izdüşümsel yansımasının berraklığı ve ışıltısı gibi...
Yaşamın renkleriyle olan dansımız daima süregelsin, coştursun ve yükseltsin bizleri;
bütünselliğimizi kat kat arttırsın...
Ey güneş nelere kadirsin!!! :)))

9 Ekim 2012 Salı

Bir mini fest geldi geçti, Ekim ayının en güzel günlerinde...**

Ekim aynının güzel havası mı, suyu mu, kokusu mu bilinmez insan hep kendini fest moodunda buluveriyor; sağolsun organizatör arkadaşlarımız da peşpeşe ve aynı anda oluşturulan fest ler organize etmişler ve tabi hepsine katıldık..
Başta Pera Palace olmak üzere, Inn Park ve Armada' yla tango coşkumuzu iyice arttırdık diyebilirim!
Tabi söylenecek çok şey var bu birbirinden güzel milongalarla ilgili olarak...
Pera Palace bir muamma; dışının büyüleyiciliği, içine girdiğin anda artan bir cennet yapısı; merdivenleri , tavanı, görkemli avizeleri, iç dekorasyonu ve mobilyalarıyla insanın bakışını süslüyor adeta...
Tek kelimeyle muhteşem!!
Bu görkemle gelen güzel bir ambians, güleryüzlü ve insanın içini ısıtan bir karşılama, rahat hissettiren bir atmosfer, keyifli şovlar, fotoğrafçılar, ışık, djlerin güzel enerjileri ve müzik seçimleri, dansçılar, sohbetler ortamı daha da etkileyici kılıyordu elbette...
İçki fiyatları insanın dudağını uçuklatan cinstendi ama olsun; yine de unutulmaz bir geceydi; varsın cepler boşalsın; yeniden dolar elbet!! Orada dans ederken aldığım keyfi parasal niteliklerle ölçmek hata olur; o yüzden bu organizasyonda emeği geçen tüm dostları tebrik ediyorum..**
Ctesi günüyse Solo Tango'yu dinlemek amacıyla ve genel bir atmosfer değerlendirme amacıyla Sinergia'ya katıldım; çok da keyifliydi..Adı üstünde sinerji milongası!!
Güzel şovlar izledik, dans ettik, ve birden bire bambaşka bir çiftin -benim için sürpriz oldu-  şovlarını izleme şansı elde ettim...Meğer Mundial şampiyonlarıymış kendileri!! Cehalet işte şovları olduğundan bihaberdim aslında..Başladıklarında gözlerim açıldı ve birbirinden etkileyici dört parçayla sergiledikleri şovları da hayat boyu unutacağımı sanmıyorum...O gün bugündür gözlerim açık; kapanamadı...:))))
Tabi bayıldım ve bayıldım ve bayıldım!! İnsanlar ne şovlar hazırlıyorlar; adımlarındaki, hareketlerindeki yetkinlik, dinginlik, atraksiyon, zerafet, sürpriz ve müzikalite beni gerçekten etkiledi. ve daha bu arkadaşlar 89 doğumlu...Şaka gibi gerçekler!!!
Pazar günü biraz İspanyolca söküm çalışmasına katıldım..Alejandra inanılmaz bir eğitmen..Çok memnun kadım ve keyifli bir ekiple de çalışmak hoşuma gitti...Ve o kadar uykum geldi ki akşam saatlerinde evde koltukta sızdım...Güyya festin son gününe katılacaktım ama ne gezer; rüyalarımda raks ettim..:)
Ptesi başladığında, Armada'da Horacio Godoy'un Dj' liğinin olduğu milongaya katılmayı hedeflemiştim ancak yorgunum gidemem diye düşünüyordum...Ofisten çıkıp sevdiğimiz Şili yemekleri ve Şili Merlot'u içmek amacıyla La Paz'da Sezen'ciğimle buluşup tam bir gurme ziyafeti çekince birden erneryi yükseldi ve kendimi Armada'da buldum...:) Ehh bunda bir kaç kadeh Merlot'un  etkisi yok dersem yalan olur!! :)
Milonganın ilk saatlerinde mızıklanmaya başladım; çünkü Horacio sürekli müziği kesip, açıklamalar yapıyordu...Mutlaka verimli bir çalışma oldu bir çok insan için ama yine de benim milonga anlayışmla çok uyuşmadı...En azından 1 saatlik kısmı kapsasaydı bu çalışma anlardım, ama 23:30 a kadar devam edince bu durum somurtmaya zorladı beni..:D itiraf etmeliyim...Neyse  en sonunda  bitti bu durum ve müzik kesilmeden bir kaç tanda dans edebildim...Ve sonra tabi bu değerli Arjantinli dostlarımızın bir parçalık şovlarını seyrettik..O adımlardaki çeviklik ve müzikalite fikrimce olağanüstü!! Maestrolar ne de olsa; ne yer ne içer nerelerde gezerler bilinmez..:)) Öğrenmek hoş olur belki de!!
Sonunda akşamı keyifle bitirip, evimin yolunu tuttum...
Ortaköy'ün miss gibi deniz kokan havasını içime çekip rüyamın derinliklerine daldım ve yepyeni bir güne uyandım yeniden, yeniden ve yeniden...
Dünya dönerken ben de katıldım o dönüşünün dansına, coşkusuna, hazzına ve heyecanına.....
Ehh işte böyle bir fest rüyasından uyandım bugün de!!! *

2 Ekim 2012 Salı

Biraz acı olmadan yaratıcılık sınırılı bir seviyede kalır...
O yüzden sanatçılar zaman zaman acıyla harmanlanır ki yaratıcılıkları kat kat artsın..
Hep halinden memnun olmaksa yaratıcılığı bitiririr..*
 Günümüz ilişkilerine bir atıf bugünkü yazımın konusundaki seçimim..
Eski dönemlerin uzun süreli, emekle oluşturulan, yaşatılan, sürdürülen ilişkilerin yerini, kısa dönemli, heyecansal, anlık ve dürtüsel ilişkiler aldı...
Tamam hala uzun süreliler yaşatılıyor ve kısmen sevindirici, çünkü sayıları azalıyor gitgide...
Ee iş hayatında, yaptığı her alanda en iyisi olması beklenen insan, başka bir insanla ortak bir yolda yürümekte zorlanır oldu..Tahammül sınırlarında da ciddi limitler oluşur oldu..
Bu da mantıksız sayılmaz...
Sonuçta;
'Aşk herkesin ortak istediği, ama uğruna çaba göstermediği bir ütopyadan öteye gidemez oldu' 

Bazı ütopik kuralları oluşturma ve bazı gereksiz ya da sınırlayıcı kuralları yıkma vakti belki de şimdi!
Arada dansla da tüm yaşamımızın anlarını pistin ortasına yerleştiriveririz kimbilir...
Bu dünyada tüm deneyimler insana özel ve geliştirdiği oranda genişliklere uzanan bir vadi gibi...
İşte böyle
Eh bu haftaya da bolca fest le başlıyoruz...
Müşteri olmanın en güzel yanı, o anda moodun nereyi çekiyorsa oraya gidebilme özgürlüğünün olması aslında ve bunu gerçekten çok seviyorum. Zaten snrm tüm organizatörleri de tanıyoruz, hatta hepsi de arkadaşlarımız, zamanında birlikte dans ettiğimiz de dostlarımız çoğu..Bu da hoş bir şey tabi.
Biz dağcılık yaparken "Dağcının dağcıdan başka dostu yoktur!"

derdik; bir yığın rekabet durumları, didişmeler vs olsa da..
Aslında aynı şey tango dostları için de geçerli; "Evet Tangocunun tangocu dışında dostları da olmasına karşın, fazla görüşememekten kaynaklı en çok da, bir anlamda tangoculardır dostları!
Bunu unutmamalı; ee ne de olsa senin içindeki duygularıi düşünceleri ve yaşayışları en iyi benzer aktiviteyi paylaşan insanlar algılayabiliyor...Gerçi dost diyince de, sen bambaşka ve ondan farklı şeyler de yaşasan, dostun bir bakışıyla anlayabiliyor seni ki bu da mucizelerden biri yaşamlarımızın..
Özsel benzerlikler, yaşayışsal farklılıkları algılatır çünkü. Çok etkileyicidir bu da!!
Şimdi gelirsek haftanın programına,
Pera Palace' a mutlaka gidilmeli; ne bina ama!! ve Sinergia nın da bir milongasına mutlaka katılınmalı.
Hatta gönül ister şu güneydeki fest e de katılmak, yüzmek filan ama bu biraz da zor bir ihtimal..:-)
Bana kalsan şimdi uçağa atlar giderim Kaş'a ve suyun içinde raks ederim ama işte...:-))
Bunun yanı sıra hafta içi milongalarını da hafife almamalı, zira çoğuna katılma isteğim var...
Sonbahar tango mevsiminin açılış sezonu bence; havalar sular gayet şahane; tango aşkı ve özlemi de yazın birikti ve arttı da zaten; oh ne ala!!
Bol milongalı, bol kazançlı, keyifli, sevinçli, sağlıklı, bolluk ve bereketle dopdolu bir hafta olsun hepimize inş...:-)
Ekim bir ayrı güzel!!***
Sonbaharın favori ayıdır Ekim; her şey bambaşkadır!**