11 Nisan 2022 Pazartesi

 Hayatlarımıza dahil olan her şey, her insan, her yol zamana, enerjiye, odağa ve önceliklerimize bağlı. Her şey değişir, her şey farklı farklı renklere bürünür, her şey olabildiğince açılır, genişler, esner. Bizler de bu vesileyle zamanların içinde yol alan, kesişen ritimler oluruz sanki. Benzersiz tınıları yaşadıkça da daha da benzersizleşiriz.

Evet Nisan ayının bahar neşesini bugünlerde gayet güzel solumaya başladım. Bu yükselen bahar enerjisiyle uzun süredir ara verdiğim ve sevdiğim her ne varsa onlara tekrar dönme eğilimi içinde oldum. Görüşemediğim arkadaşlarımla tekrar bağlantı kurdum, hoş frekanslarda buluşma lezzeti yakaladım. Tangonun, içimdeki tüm aromaların tutkularını yine sevinçle yaşamaya başladım.

Hayatım boyunca ne yaparsam yapayım, onu çok keyif alarak yapmayı sevdim. Bu benim hayata yönelik içimde oluşturduğum motivasyonum. Bir şeyi çok isteyerek, çok severek yapmak, hayatın güzelliği benim için. Bu nedenle kendi açımdan burada maddesel nedenlerin bir önemi yok, manevi kazanımların değeri çok büyük, zira unutulmaz anları bizzat onlar hafızama kazıyor. Bir başka deyişle, yaşadıklarımı unutmayı değil, coşkumun içinde birleştirmeyi her yaşamla yine, yeniden severek öğreniyorum diyebilirim.

Bugün muhteşem bir hava vardı İstanbul'da, adeta bir yaz havası. Ben de bunu kendimce değerlendirip güneşın ışıl ışıllığını tenimle buluşturup deniz kenarında yürüyüş yaptım, papatyaları seyrettim, güzelliklerine dayanamayıp fotoğraflarını çektim, bu esnada onlara yaklaştığım için güzel kokularına kapıldım. Sonrasında bir hafta boyunca yaşadıklarımı, hissettiklerimi, öğrendiklerimi düşündüm. Bir soru sordum kendime "haz satın alınabilir mi" diye... 

Yaşamlarımız  en temel ihtiyaçlarımızdan sonra en çok haz satın almak ve bunlara kaynak oluşturmak arasında gidip geldiğimiz bir süreç olarak düşünülebilir belki, ancak aslında hazzı satın almanın pek olanaklı olmadığı sonucuna vardım, çünkü bu bizzat içimizde oluşturduğumuz bir enerji bana göre. Bir şeye ne kadar bedel ödenirse ödensin ya da hiç ödenmesin hazzın içte oluşturulan, temelinde ruhsal bir boyut olduğu kanaatindeyim. Bu yüzden bulunduğun yerde mutlu olabilme potansiyeli, kalitenin, samimiyetin ötesinde kişinin içsel olarak haz yaratma potansiyeline bağlı. Hayatta ne yaşarsak yaşayalım onu coşkumuz oranında yaşıyoruz. Bulunduğumuz yerler, seçtiğimiz yollar bizi bizle buluşturan, bizi bizle büyüten süreçleri oluşturuyor. Tangoya başladığımız anlarda da o coşku temel; yaşadığımız danslarla gelen o sıra dışı büyü, yaşamımız boyunca bu müzikal yolculukta belki en çok trans anında bulunduğumuz zamanı kapsıyor olabilir bazılarımız için... Şu an bir şekilde tangoda birleşen her niyet, pistlerle buluşan her kişi ilk başladığı anlarda bulduğu o mutluluğa varma güdüsüyle burada. Dansçısından, eğitmenine, Dj'ine, organizatörüne, profesyoneline kadar tangoda buluşan ve bu dünyadan kopmayan herkes, tangoda ne buluyorsa onu ya çok seviyor ya da orada kendine ait çok şey buluyor veyahut o hazzın ötesine geçip ekonomik bağlamda da kazanç sağlayabiliyor. Dansa ilk başlandığımızda ve adımları öğrenip  dans ettiğimizi hissettiğimizde yakaladığımız o mutluluk, geliştikçe hissettiğimiz o özgürlük sonrasında bu heves, tutku, aşk, yaşam şayet vazgeçilmez olursa, fazlasıyla devamlılık, çok daha fazla ilerleme ve yoğunlaşma getiriyor. Şu an yerli dansçılarımız da inanılmaz başarılara imza atıyorlar. Çok fazla çalışıyorlar ve ülkemizde  tangoyu geliştiriyorlar, ellerine sağlık!

Evet yaşamım boyunca birçok kez tangoyla yoğunlaşıp, tangodan uzaklaştım ama hiçbir zaman ondan tamamiyle vazgeçemedim. Hayatını tangodan kazanmayan herkesin ya da sosyal dansçıların yaşadığı şeylerdir bunlar sanıyorum. Yaşamlarımızda önceliklerimiz daima değişebilir çünkü yaşadığımız her şey farklı bağlantıları, bilgileri hayatımıza dahil eder. Elbette ülkemizde yaşamak bazı açılardan kolay, bazı açılardan zor olabilir. Pandemi süreciyle başlayan ekonomik ritimler ve zorlaşmalar burada yaşayan herkesin ortak derdi. Temin ettiğimiz her şeyde ciddi bir fiyat artışı söz konusu. Fiyatlar döviz değeriyle bakınca aynı görünmesine rağmen, kendi para birimimizde kaotik bir hal içinde. Kısacası günlük yaşadığımız çoğu şey şu an lükse girmiş durumda, çünkü fiyatlar her gün takip edemeyeceğimiz bir hızla yükseliyor. Bunu şehrimde başlayan ve son dakikada öğrendiğim tango festivalinde de hissettim. Aslında rakamlar aynı euro değerlerinde olsalar da TL bazında biraz daha yüksek bir tutar oluşturdu. Tabii festival sitesinin sadece İngilizce sayfasına bakıp euro bedelinde kendi hesabımı yaptığımda bulduğum tutar çok daha yüksekti ancak birkaç arkadaşım sayesinde asıl festival bedellerini öğrenebildim.  Dolayısıyla festivalin sadece bir gecesine gidebildim, o da Conrad'daki Gala Gecesi idi. Festivalin başladığı ilk günlerden itibaren, gecelere katılmak istemememin bir başka nedeni, kendimi durdurabilmekte zorlanabilir olmamdı. Tecrübelerimle orantılı bu malum...

Sonuç itibariyle Gala gecesinde hepimizin yakınen tanıdığı bir DJ ekibi, Ramo Gogo vardı. Kendi coşkularını müziklerine aktardılar, saatler boyu festival katılımcılarına çeşit çeşit güzel tandalar sundular.. Bu kadar uzun saatler boyu müzik yapmak da hiç kolay mesele değil bana göre. Pistin enerjisini yükseltmek, bazen dinginleştirmek, değiştirmek ve yorulmadan çalmak... Kuşkusuz her Dj, organizatör, dansçı için geçerli olabilir bu diyeceğim; herkesi memnun etmek daima olanaksızdır, ancak çoğunluk mutlu olmuşsa bu çok güzel bir başarıdır!

Festival ortamlarını daima sevmişimdir, uluslararası ortamlar bana iyi gelir. Dünyanın her bir köşesinden gelen insanlarla sözcüklere gereksinim olmadan ortak bir dilde, müziğin kalbinde buluşmayı ve sarılarak o dünyanın içinde ilerlemeyi etkileyici ve yaşanası bulurum. Bu nedenle daha tangoya ilk başladığım yıllardan beri başka başka kişilerle dans etmeyi çok severim çünkü her insanın enerjisi tangoda okunabilir, hissedilebilir, görünebilir ve dokunulabilir olur. Bu festival gecesinde de aslında daha çok içe dönük bir enerjide olsam da kah dans edip kah oturmak, ortamı farklı nüanslarla solumak hoşuma gitti. Elbette çok defa festival ortamlarında bulundum. Çok yüksek enerjileri de soludum, farklı farklı renklilikleri de hissettim. Hepsi kendine özgü, hepsi farklı lezzetlerdeydi. Dün gece de, milonganın sonuna geldiğimde canlı orkestranın tadı içimde, birbirinden renkli dansların ritmi belleğimde, sabahın ilk ışıklarına kadar süren bir tango enerjisi bedenimde iken günü tamamladım. Tango Bardo Orkestrası'nın müzikal dokunuşları ve tüm usta dansçıların performansları ile İstanbul'da böyle etkinliklere kavuşabilir olmanın şansını yine yaşadım çok şükür. Tekrarlarını yaşam boyu diliyorum. Böylesi büyük organizasyonlar yapıp, dünyanın iyi dansçılarını getirerek hoş salonlarda bizlerle buluşturmak hiç kolay bir şey değil. Bu sebeple  "Tango To İstanbul" organizasyonunda emeği geçen herkese, organizasyonu gerçekleştiren Eşref Tekinalp'e ve Murat Elmadağlı'ya teşekkür ederim. Ülkemizde o kadar çok etkinlik, festival yaptılar ki, çok sayıda dansçı için bu dansa kavuşma, dansla kalma özgürlüğü oldu.

Haftanın akışında bazı lokal milongalar da vardı ki lokal milongaları çok seviyorum. Birincisi Salı Günü Milongahane'de "El Classico" milongasında -Ogün Yavuz düzenliyor,  Dj Gökçe Ceren Haznedar'ın çok hoş müzik seçkisi, yurdumun tınılarıyla yükselen kortinaları ile çok hoş danslarla, sakin nüanslar eşliğinde güzel dostlarla buluştum. Eski arkadaşlarımızla tekrar görüşmek mutluluk verici gerçekten.

 Perşembe Günü Zeytuna milongasında hoş, internasyonel bir ortam vardı ve  gece boyunca çok keyifli danslar ettim, oranın her zamanki cıvıltısını yaşadım ve günümü bu lezzetle tamamladım.

Günlerim böyle geldi geçti, kalbim o mutluluk halleriyle doldu, taşar gibi oldu. Bugün hala tango yapıyorsam içinde yaşadığım mutluluk ve coşku hiç azamadığı içindir. Bunu bizzat kendi motivasyonumla, enerjimle ve isteğimle sağladığım için kendimi de tebrik ediyorum...

Herkese muhteşem bir hafta dilerim!***


2 Nisan 2022 Cumartesi

Son birkaç yıldır yaşadığımız zorluklar bir yana, buluştuğumuz, kavuştuğumuz derinlikli anlar diğer yana... Dünyamız yaşamak için pek de kolay bir yer sayılmaz. Her elde ettiğimiz ya da deneyimlediğimiz şeyin bir bedeli ya da onlar için sarf ettiğimiz yoğun bir enerji var. Belki de bu yüzden emek verdiğimiz, sevmekten vazgeçemediğimiz şeylerin değeri büyük oluyor. Yoğun enerji, odak, çaba ve zaman vererek sevdiğimiz şeyleri daha da büyütüyor, geliştiriyoruz...

Hepimizin farklı mücadeleler verdiği bu dönemde, ben de yaşama biraz daha farklı bakmanın yollarını yine öğrenmek durumunda kaldım. Bir sağlık kontrolü esnasında yüz kişide bir kişinin şansına sahip olmamı sağlayan bir teşhis ile çok çok erken aşamada hayati boyuta gelebilecek bir hastalığın daha hastalığa dönüşmeden önce önlemini çok kıymetli bir doktor arkadaşımın yaptığı başarılı bir operasyon ile almış ve önlemiş olduk. Gerçekten iyi bir doktorun önemini bu deneyim ile çok iyi kavramış oldum. Bir de o doktor çok iyi bir dostunuz olduğunda hayatınız boyunca hakkını ödeyemeyeceğiniz bir değeri içinizde barındırır hale geliyorsunuz.  Bugünümde de çok şükür her şeyi atlattım ve moralim ilk başta olduğu gibi yine gayet "uçuşma" hallerinde. Bu yapım çok şükür hiç değişmiyor çünkü inanıyorum ki rahatsızlıklar eğer erken önlem alınırsa şifa için gelmiş adımlardır ve yaşam özünde bir şifa, sevgi ve ışık yolculuğudur. Bu şifanın, derinlikli öğrenimlerin varlığıma katılımıyla yine milongalara aktım, tekrar sevmekten, tutku duymaktan yaşamım boyunca vazgeçemediğim tangoyla buluştum, dostlarımla kucaklaştım, çok iyi arkadaşlarımın yaptıkları müziklerle coştum, ayaklarımı acıtıncaya  kadar harika dansçılarla dans ettim, aşk duyduğum üzümlerin aromalarında eridim, sinerijinin yoğunluğunda, coşkunun kalbinde yükseldim.

Bu süreç sonrasında gittiğim ilk milonga "Milongahane" oldu. Operasyonumu yapan doktorum bu kez Dj masasında müziklerin başında olan "Uçuran Dj" lakaplı Hakkı İnce idi. Gerçekten de ilk gidişte biraz zorlanarak gitsem de - sebebine gelince, üç yıldır yaşadığımız virüs derdi bitmedi bir de savaş çıktı dünyada, çok büyük oranda onunla ilgili- gider gitmez bolluklu bir sofranın olduğu doğum günlerinin kutlandığı çok güzel bir kalabalıkla, harika dansçılarla ve dostlarımla buluştuğum, bol uçuşlu harika bir milonga deneyimi yaşadım. Müzik seçkileri derinlikliydi, kortinalar "cortina" muhteşemdi, sohbet, eğlence kutlamalar hepsi harikaydı. Burada gerçekten çok iyi dansçılarla ettiğim tüm danslar ruhuma o denli iyi geldi ki birkaç yılın tozu, karmaşası buhar oldu uçtu gitti...Tabii gecenin sonunda yorgunluktan bittim ve eve döndüğümde ayaklarıma ılık su pansumanı yapmayı ihmal etmedim. O kadar iyi geldi ki... Ayakları danstan haşat olanlara öneririm bu uygulamayı. Küvetiniz varsa biraz ılık suyla doldurun, doğal sabun ile ayaklarınızı içinde gezdirin...

Benim için bir sonraki milonga, cıvıl cıvıl bir "Zeytuna" oldu. Milonga öncesi pandemiden dolayı görüşemediğim çok iyi iki dostumla yerli şaraplarımızın enfes tatlarıyla pek güzel muhabbetler alemine daldık daldık çıktık. Nasıl da özlem giderdik birlikte... Aylin, Tuncay iyi ki varsınız! Diliyorum yakın gelecekte bir gün Portekiz semalarına hep birlikte kavuşur, yetkin rehberliğinizle sıra dışı, pek keyifli, lezzetli yolculuklara uzanırız...

Üzümlere "milonguera/o"ların favori mekanı çoğumuzun namıdiğer üzüm evi Solera'da fazlasıyla doyduktan sonra da gayet leyla olmuş bir halde milongaya geçtik. Görebildiklerimle kucaklaştım, gözümün önünde olsalar da üzüm perdesiyle göremediklerimle ise selamlaşamadım, şok olmasınlar lütfen..:) Olsun yine pek güzeldik ve coşkulu, yoğun bir kalabalık içine karıştık. Milonga bitimine kadar yine hoş danslar ettim ve sonrasında biraz da "Outlander" dizisini geceme harman katarak tamamladım. Başlayıp vazgeçemediğim yapımlardan biri. İzlemediyseniz öneririm.

Dün gece de Milongahane'deydim. Buranın ev sahipleri Didem ve Bora, Milongahane'nin Haziran başında el değiştireceği ve orada artık milonga olmayacağı haberini verdiklerinden beri bana yürüme mesafesindeki bu geniş, ferah dans evine gidebildiğim kadar sıkça gitmek istiyorum. Elbette hayırlı, uğurlu olsun bu yeni süreç. Onlara da, tüm tango dostlarımla birlikte hepimize de dans edilebilecek nice güzel mekanlara, dost canlısı ortamlara kavuşmayı diliyorum.

 Gecenin müziklerini ise seçkilerini sevdiğim Dj arkadaşlardan Namık Mengi yaptı ve lezzetli tandalarla iyi dansçı dostlarla çok keyifli danslar etmemi sağladı. Kortinalar da efsaneydi, sağ olsun! :) 

Önümüzdeki hafta da bir festival olduğunu öğrendim. İstanbul Tango'nun organizasyonunda henüz programı incelemedim ama birçok dansçı için eminim iyi bir alternatif olacaktır. Yabancı dansçıların katılımı her zaman harika dans deneyimleri yaşatmıştır hepimize. Benim en sevdiğim milongalar internasyonel milongalar olmuştur hep. İstanbul, terör öncesinde bu anlamda muhteşem bir yerdi. Dilerim yakında yine o seviyeye gelecek...

 Bu arada Deniz Müzesi milongaları da başladı. Güzel kalabalıklarla dolu olduğu haberlerini alıyorum.  Nar ve Noa milongalarının güzel danslarla dopdolu geçtiğini, Otra’ nın , 333'ün haberlerini de dansçı dostlarımdan alıyorum. Contra da başladı. Armada da öyle. Pandemiden beri hiçbirine katılamadım. Daha önce hiç gitmediğim ama sıkça adlarını duyduğum La Vida, Mia, Beylikdüzü, Karaköy milongaları da var; oralar da birçokları için iyi bir alternatif eminim. Bir de yeni başlayan bir milonga var, "El Clasico", Salı günü oraya da gitmeyi planlıyorum. Almanya'dan gelen Dj arkadaşımız Gökçe Ceren Haznedar'ın seçkilerini dinlemek istiyorum. Kendisine "Connection Guru" lakabını uygun görüyordum bir zamanlar, hala bunu kullanabirim sanırım... :-)

Elbette birçok yerde ve çok sayıda bildiğim, bilmediğim milongalar var lakin şu an geldiğim noktada en yakınımdaki, şehir trafiğini, karmaşasını atlatıp en rahat ulaşabileceğim milongalara gitmeyi tercih ediyorum. Kırklı yaşlar bende böyle gelişti. Önceki yıllarım ise beni tanıyanların da bildiği üzere apayrı bir hikaye... O zamanlar halihazırda olup gitmediğim yer kalmamıştır...:))  

Birkaç yıl sonra tekrar dansla buluşmak gerçekten büyük bir mutluluk oldu benim için. Darısı pandemiden ötürü kendini kilitlemiş olan herkese gelsin. Ben kendimi kilitlemeyenlerden ancak tangoyu özlemek isteyenlerdendim sanırım ve isteğim gerçekleşti, özlemin etkisiyle coşku duyarak dans etmeye başladım yine. Yakında en güzel abrazolarda tüm dostlarımla birlikte, güzel kokulu sarmaşıklara dönüşebilmemiz dileğiyle... 

Sağlıcakla kalınız....