17 Nisan 2016 Pazar

Bir yol var ki o yolda, tüm patikalar okyanusa dönüşür. Orada kalp vardır, akışın aşkla bağlantısı ile oluşan bir yolculuk hali hakim olurken, insanın en yüksek frekans seviyesi vardır. Mutluluk, coşku, tatmin, yoğunluk ve derinlik vardır. Eğer o yolda bu dansla varsa, kalple, ruhla olan dansla vardır. Aşk varsa, duygu vardır; duygu varsa, hissel zenginlik vardır; his yoğunluğu varsa öz enerji vardır; enerji varsa sonsuzluk insanın merkezindedir. Ruh ve aşk olmadan dans varsa da, farklı bir dünya vardır. Diğer dünyanın eşsizliğine ulaşamayacak kaoslar, olumsuzluklar içeren farklı bir arena ve her tür aşmamış insan hallerini yansıtan ortamlar vardır. O halde yeter ki kalp olsun!
İşte hepimizin yaşamlarındaki kendi yollarımıza dair bakış açılarımız ve algılarımız, kendi enerjimizi ne denli geliştirmiş olduğumuzla ilintili. Her yaşanan, görünen olay bir yansıma. Her kızdığımız şey içimizde bir yere temas etmekte. Her aşk hissettiğimiz alan, ruhumuzun yükselişe geçtiği bir merkezde. Her tür duyguyu yaşamak, bu duyguları hissettiğini, yaşadığını kabullenmek bir cesaret,  onların üstesinden gelebilmek ise insanın olgunlaşma ve kendi hayatına dair ustalaşma serüveninin temelini oluşturuyor. Elbette tüm düşüncelerinin farkındayken asıl mühim olanları seçebilmek ve onlara odaklanabilmek, kalbinin sesini, frekansını en yüksek volumuyla işitebilmek, ruhunun seçtiği yönde ilerlemek insanın mutluluğunun kaynağını oluşturuyor ve kendisinin en kendisi gibi hissettiği bir yaşama ulaşmasını mümkün kılıyor.
Mutluluk bir seçimdir. Sevdiğin alana, sevgi duyduğun insanlara, seni motive eden, heyecanlandıran ve gülümseten bir yaşama doğru ilerlemektir. Dolayısıyla bunun zıttı, yani mutsuzluk da bir seçimdir. Kişinin kendisinin dışında hiçbir insanın sağlayamayacağı ve oluşturamayacağı bir seçim!
Mutluluğu seçtiğinde, bulunduğun ortamlarda, alanlarda mutlu olmayı seçiyorsun ya da mutsuz olabileceğini hissettiğin yerlerde bulunmuyorsun. Şayet her yerde, her alanda mutsuz oluyorsan, yine içine dönmelisin. Çok ortamda, toplulukta mutlu oluyorsan, ne mutlu ki mutluluğun sadece içine ve kendi enerjine bağlı. Bu da büyük bir ustalık!
 Kisişel anlamda doğada, dansın, müziğin, güzel paylaşımların, derinliğin, saygının, sevginin, hoşgörünün, esnekliğin hakim olduğu yerlerde çok daha fazla mutlu oluyorum.  Güzel, renkli, huzurlu, konforlu ve paylaşım odaklı milongalarda, tangonun kalbine doğru tatla dans etmekle, masmavi denizlerde sınırsızca doyasıya yüzmekle, üzümlerin binbir çeşit aromalarına kapılmakla, bolca seyahat etmekle, yöresel tatları deneyimlemekle, farklı tınılardaki, benzer yankılardaki, bambaşka seçimlerdeki insanlarla iletişim kurmakla, farklı dünyaları, kültürleri, tarzları, ifadeleri, yaşamları, renkleri tanımakla mutlu oluyorum.
 Yıllardır içinde bulunduğum ve gençlikten kadınlığa geçtiğim tangonun kucağındaki 18, 19 yıllık serüvende yaşamımın hep içinde ve derinliğinde olan bir dünyaya dair duyduğum sevgi ve tutku, bana tüm içsel derinliklerimi farketmemi, kendimi keşfetme arzumu, sınırlarımı ve sonsuzluklarımı bilebilmemi ve kendimi şeffaf, olduğum gibi, yani kendim gibi yansıtabilmemi sağladı ve sağlıyor. Her tango mekanının kendine ait enerjisi var ve bu aynı zamanda mekanın içinde bulunan kişilerin sinerjisiyle buluşuyor. Dolayısıyla her milonganın kendine has yapısı, farklılığı ve özelliği belirginleşiyor, vurgusu değişiyor!
Yıllar boyu her tür milonganın içinde, dansın yoğunluğuna kapılarak ve bolca dans ederek  bugünlerime geldim. Bir insanın herhangi bir hobisinin çok uzun bir süreye yayılması da gerçekten mutluluk verici bir şey. Hoş tangoya bir hobi demek zor. Daha çok bir yaşam biçimi oluyor ya neyse...
 Belki de tangoyu seçmemin sebeplerinden biri buydu;
Ömürlük bir yolculuk, serüven ve aşk yoğunluğu sunması..Müziği, dansı, dili, kültürü ve her ifadesi bütünüyle hepimizin buluştuğu renkliliklerle, farklılıklarla, uniklikliklerle dolu bir dünya sunuyor. Hepimiz her an değişiyoruz, gelişiyoruz çünkü tutukuyla bağlı olduğunuz bir alanda olmak, insanı her yönüyle dönüştürüyor, büyütüyor. Dileğim hepimizin olumlu yönde gelişmesi, anlık zaferlere ya da başarılara kendini aşırı kaptırmaması yönünde. Çünkü o zaman kalp gidiyor, yerine bizi bitiren ve dağıtan olumsuz egosal savaşlarımız ortaya çıkıyor. Kalple yoğrulan boyut değişiyor, bütünlük bitiyor, sığlık ve sevgisizlik hakim oluyor. Oysa bulutlara yükselmek mümkünken, insanın en minimumda kalması adil olamaz...
Tangoda sosyal dansla buluşan bir çok insanın bu dünyaya tutkuyla bağlanmasının birincil sebebi bana sorarsanız, başta tangoya aşık olmaları,  bu derin yolculukta  kendilerini keşfetmeleri, ruhlarının tüm yüklerinden arınması, hafiflemesi, özgürleşmesi ile müziğin ve dansın kendilerini ifade etmede yoğunlaştırdığı bir dil, dünya olması sebebiyle bunu icra edebilmeleri... Bu nedenle her kim olursa olsun, maestro/ası, eğitmeni, dansçısı, iddialısı, iddiasızı herkesin ihtiyacı olan şey belki de özgürce, rahatça dans edebilme yetkinliği, konforu ve huzuru. Dolayısıyla bütünde, bütündeki sinerjiyle dans edebilmede, her bir bireyin bütün için önemi esastır. Daima  ruhu yükselten, tüm kimliklerin, tanımlamaların dışarıda bırakıldığı, müziğin yoğunluğunu hissedebileceğiniz bir dünyaya dalış yapmak aslolan değer. O zaman  özgürsünüz, ruhunuzdasınız, transtasınız, uçuştasınız ve bedeniniz bildiğiniz en hoş ifadede tınıda ve seyirde.
Bazen yurdumuzda ve belki de tüm dünyada gerek tangoda, gerek sanatın her alanında ve insanın bulunduğu her ortamda en büyük zorluk,  kişilerin kendi tanımlarının, kimliklerinin, statülerinin ötesine geçememeleri ve istedikleri oranda rahatlayamamaları, kendilerini asıl karakterleriyle, kişisel ifadeleriyle yansıtamamaları. O zaman her şey fazlasıyla sınırlı,aynı, benzer olurken, gelişimin farklı alanlarında direnç olması da mümkün. Tüm dansçılara eğitmeninden, dünya çapındaki deha dansçısına, amatöründen, profesyoneline kadar onları en derinden etkileyen anları, dansları  sorsak, nerede, hangi coğrafyalarda ve kimlerle ettikleri danslar, ambiyanslar bunu sunmuştur diye düşününce eminim çoğumuzun anlayabileceği ve tahmin edebileceği yanıtlar alırız. Duygu yoğunluğunun, tutkunun yükseldiği, partnerlerin birbiriyle uyumlarında kusursuz bir bütünlük kurmaları,  müzikal akışın içinde benzer coşkularla yol almak, tüm kombinasyonların rahatça akışması ve dansın içindeki diyaloglarda maksimum bir uçuşta, anlayışta ve tatminde olmak olacaktır... Elbette bu yanıtlar herkes için farklı olabilir. Hepsi kişiye, ruha, duyguya, deneyime ve kalbe özeldir!

Hal böyleyken geçen hafta beni çok çok mutlu eden milonga deneyimlerine kavuştum. Biri Point Otel milongasıydı. Dj Serçin'in çok hoş tandalarıyla müziğin kalbine yolculuk ederken, ettiğim her dansımda müthiş bir tatmin ve keyif hissettim. Yine bir salsa parçasında pek eğlenerek dans ettim. ( Bir dansı daha az bilince yaptığınız hiçbir hatayı önemsemiyorsunuz ve dolayısıyla maksimum gülümsüyorsunuz. Ama en azından seviyoruz salsayı ve Latin Amerika'da bu dansı icra edebilmek için de yanıp tutuşuyoruz...)
Ayrıca gecenin en büyük sürprizi,Türkiye'ye konser için gelmiş olan bir sanatçının Point Otel'de kalması, onunla karşılaşmamız ve bu sanatçının muhtemelen tango müziğinin sesini duyarak merak içinde terasa gelip,  milonganın asansörüne yakın bir yerinde bizleri gülümseyerek seyretmesiydi. Bir an "Amanın Mariza" dedim!! Sonra yok canım o değildir diye içimden geçirdim ve gecenin sonunda anladım ki, bizle gözgöze gelen, hepimize gülümseyerek bakan kişi sesine hayran olduğum sanatçı Mariza'nın ta kendisiymiş! 
Sürpriz içinde  hissettim kendimi ve elbette bir gün mutlaka konserinde buluşmayı arzuladım. Dilerim bu karşılaşma da Portekiz'de olur! 
"İste, verilecektir!" Alıntı :-)
Cuma Günü'ne geldiğimizde, Büyük Çekmece'de Dalyan Sanat Cafe'de tüm dansçılara ve dansa ilgi duyan herkese ücretsiz giriş sağlayan ve Taksim'den yine ücretsiz servis olanağı olan benim için festival havasında geçen milongamıza geçtik. Hakkı'yı ve Mehmet' i bu olağanüstü mekanı buldukları ve tüm dansseverlerle buluşturdukları için çok çok tebrik ediyorum öncelikle. Hemen hemen herkesin çok mutlu olduğu, coşkuyla dans ettiği - mutsuz olan hiç duymadım - şeker tadında bir milonga deneyimiyle daha buluştuk. Herkes keyifle, rahatlıkla, sevgiyle dans etti. Dj İrfan Dönmez'in renkli ve dinamik tandalarıyla hepimiz piste nonstop dalış yaptık ve tango coşkumuzu en üst segmentlere taşıdık!
Bu ortamı sağlayan, mekanı dolduran herkese, hepimize ve mekanın tüm işletmecilerine ve çalışanlarına da  ayrıca çok teşekkür etmeliyim. Camiamız çok sıradışı  ve büyülü bir mekan daha kazandı. Bahar tadında, yolculuk hissinde, ada kokulu atmosferinde eşsiz bir ortam daha keyifle dans etmemiz ve dostlarımızla iyi vakit geçirmemiz için hepimize evsahipliği yapıyor. Ne mutlu bizlere ve bütün dans tutkunlarına ki, böyle güzellikleri paylaşabiliyoruz!
Cumartesi ve Pazar kendimi kırların, doğanın, denizin kucağına, tüm güzel lezzetlerin merkezine bıraktım!
Bu hafta ise Grand Star milongasıyla açılışı yaptım. Dj Hayrettin'in seçkileriyle - aynı zamanda milonganın organizatörü -  dostlarımla güzel danslar edip geceyi yine hoş sohbetlerle tamamladım.
Çarşamba Günü Ponte'de Spontan Bir Çarşamba Milongası düzenledik. Ayşe'ciğimizle Dj koltuğunu  "Tres Ufos" olarak Hakkı'yla mutlulukla paylaştık. Ayda, kırk beş günde bir düzenlenmesini düşündüğümüz, sosyal dansın genişlemesine ve gelişmesine yönelik algının yükselmesine odaklı olan milongamız bu seferinde kalabalık bir atmosferde gerçekleşmese de kendi tadında, konforunda, dostlukla dopdolu, sevdiğimiz tandalarla uçuşlarla yoğun dans keyfiyle tamamlandı. Mayıs'ta çok daha coşkulu bir kalabalık yakalayacağımızı hissediyoruz!
Camiamızda bizim için en önemli şahıslardan biri olan Ayşe Tünsoy'a da tüm arkadaşlarım adına bu denli güzel yüreği, yıllardır sunduğu kaliteli milonga hizmetleri, tüm koşulsuz desteği,  içten gülümsemesi ve gerçek dostluğu için tekrar teşekkür etmek isterim. Tango adına olağanüstü bir keyifte ve sevgi dolu bir ortam hazırlıyor. Darısı tüm sevenlerinin ve hepimizin başına!
Perşembe Günü dostlarımla harika bir yemek ve şarap şöleninden sonra  onları evde bırakıp, -pardon aslında onlar kendilerini evde bırakıp, beni ektiler ya neyse - kendimi Point'te buldum ve yine muhteşem bir atmosferle ve güzel bir enerjiyle karşılaştım. Dolayısıyla bol bol dans ettim; anın, milonganın tadını maksimum keyifle aldım ve geceyi coşkuyla tamamladım.
Cuma Günü, Otra milongasındaydım. Dj Halil'in keyifli tandlarıyla sevdiğim dostlarımla ve yeni tanıdığım dansçılarla hoş danslar ettim, güzel sohbetler ettim ve huzurla geceyi noktaladım.
Cumartesi Günü Ertuğrul ve Reyhan  dostlarımızın Levent'teki yeni milongasındaydık. Break Cafe Kanyon'un Gültepe çıkışının tam karşısında, konforlu, sıcacık ve püfür püfür bir mekan. Bahar için müthiş bir keşif olmuş! Dj Hayrettin'in enerjik tandalarıyla tüm eski dostlarımla da bol bol dans ettim, maksimum huzurla ve dostlukla geceyi  noktaladım. Ne hoştur ki, camiamız bir güzel milonga daha kazanmış oldu. Kendilerine tüm içtenikleri ve  bu çok hoş milonga ortamını oluşturdukları için tekrar teşekkürler!
Pazar Günü'ne geldiğimizde kendimi biraz dinlenmeye aldım. Az biraz günlük işlere ve bazı projelere odaklanırken, akşam olup da güneş batınca Ponte'ye geçme arzumuz içimizde yine çok yükselir mi diye düşünmeden edemiyorum. Günün akışı akşamın rengini belirgin ve mümkün kılacak!
Hepimize şahane bir Pazar Günü dilerim dostlarım. Tüm mutlulukların yoğunlaştığı, içimizdeki yüksek değerlerin yükseldiği bir hafta dilerim. Ve son olarak da demek isterim ki,
Bugün çok mühimsediğimiz şeyler, yarın önemli olmayabiliyor,
Dün çok önemli olduğunu düşündüklerin, belki bugününde hiç mi hiç önemli değil;
Yarın önemli olacak şeyler, belki bugün hiç vurgusuz;
Hepimizin gelecek hikayelerimizde asıl mühim olan şeyler, belki de henüz yazılmadı....
İşte dününde, bugününde ve tüm yarınlarında hep önemli, değerli, anlamlı ve gerçek olan şeyler neler olacak kimbilir...Lakin,
Dostluk, sevgi ve insanlık daima kazansın! ;-)
Sevgiyle....