6 Haziran 2017 Salı

Kollar birleşir, bedenler birbirine uyumlanır, müziğin sesi, hissi, rengi ruha dokunur ve yürekler oluşturulmuş bir rondaya kapılan hareketlerin içinde tek ve bütün olur. Tango yolculuğu ve yaşamı işte böyle başlar. İlerleyen her adımda, dönen her sistemde yenilenir, derinleşir, yükselir dans eden, dansın yoğunluğunu her anında paylaşan insan.

Yıllardır tango yaparım, farklı farklı milongalarda tangoya olan aşkımı daha da yükselten çok sayıda dansçı arkadaşım oldu. Hepsiyle bambaşka ritmlerde ve hislerde buluştum, başka başka hallerimi, değişimlerimi onlarla daha net fark ettim. Dans ettiğimde, müziği hissettiğimde, her adımımın kesişimde ruhumu uçuran hislere ulaştım. Dans ederken nasıl göründüğüme, nasıl giyindiğime, ne stilde ya da seviyede olduğuma aldırmadan, sevdiğim tandalarda, milongalarda, festivallerde durmaksızın, yorulmaksızın, doymaksızın aç, susuz  kalmışcasına dans ettim.

Elbette tangoya ilk başladığım yıllarda hata yapmaktan çekiniyordum. Ancak belli bir süre sonra ne oldu bilmiyorum ama o kadar rahat bir tango hissine büründüm ki, dans ederken tek mutlu olduğum şeyin, müziğin ve dansın akışında partnerimle yoğun bir uyumla buluşmak ve ettiğimiz danstan çok keyif almak, yaşadığım en büyük gerçeklik oldu. Yaşadığımız mutluluktan ve hazdan hiçbir şey daha mühim değildi o anlarda. Elbette müzikten ve kurduğumuz uyumdan da ötesi neresiydi...
İşte bunu yakaladığımda gerçekten dans ettiğimi, içten dışa doğru yayılarak artan yoğun bir içsel aşkı hissettiğimi, gözlerimi kapadığım bir dünyada müziğin her notasını daha da derinden duyduğum anlara ulaştığımı, orada başka hislerle yeniden  var olduğumu, gözlerimi araladığımda ise bambaşka bir realitede ve evrende kendimi bulduğumu fark ettim!

Evet tangonun bana yaşattığı sayısız duygulardan sadece bir kaçı bunlar...
Çok güzel insanlar da tanıdım dansı paylaştığım ortamlarda. Ruhumu okşayan, doyuran sohbetler, güzel dostluklar, derin bağlar yakaladım. Benimle aynı zevki paylaşan arkadaşlarımla büyülü üzüm aromalarında gezindim, etkileyici lezzetlerde ve yaşamsal sohbetlerde buluştum. Hepsiyle ayrı bir dünyaya aktım, bambaşka dünyaların pencerelerinden yaşamı başka başka  halleriyle algıladım. Kendimi yeniden gördüm, insanları  hissettim, anları dilediğimce renklendirdim. Yaşamla farklı seslerimle, değişik boyutlarda konuştum. Her adımımda biraz daha değiştim, her geçen yılla  biraz da olgunlaştım ve her geçen süreçle de faklı keşiflerle buluştum.

Dans etmeyi çılgınca seviyorum. Müziğin içinde birbirine yaklaşan duygularımızı paylaşmaya gerçekten değer veriyorum. Uyumdaki ve hareketlerin akışındaki bütünlüğümüze tutku duyuyorum. Bu dünyayı yıllar boyunca yaşamış ve hissedebilmiş olmaya ise derin bir aşk hissediyorum!
Evet milongalar geliyor, geçiyor, hepsi hayatlarımızda değişik izler bırakıyorlar ve her biri yaşadığımız tango dönemlerindeki hallerimizi ve değişimlerimizi bize anımsatıyorlar!

Geçtiğimiz hafta üç güzel milonga deneyimi içime işledi diyebilirim. Cuma Günü aylardır, yıllardır yolumun neden düşmediğini bilemediğim ama bir şekilde gidemediğim Tangojean milongasına katılarak  serüvenlerime başladım. Mekana ilk gittiğim gün hafızamda o kadar nettir ki;
Bir yaz günü Fransız Sokağı'nda yabancı bir arkadaşımda bir iki kadeh Cabernet Sauvignon'un büyüsüne kapılmışken, sohbetimiz ve yemeğimiz bittikten sonra oradan kalkıp, Beyoğlu sokaklarında gezinirken 2. katta "Tangojean" yazısını görürüz. Yıllar öncesinde tango aşkına bir kez kendimi kaptırmış bulunduğumdan, arzum üzerine hemen kendimizi 2. kata çıkmış bir halde bulur ve tango müziğinin o an esiri haline gelmiş haldeyken bendeniz, bize mekanı tanıtan milonganın organizatörü ve ev sahibi İrfan'la karşılaşırız ve selamlaşırız. Ayağımda sandaletler olsa da, buna aldırmadan müziğin ritmine anında kapıldığımdan olacak - buna şaşırmayacak çok arkadaşım var biliyorum...:) - gördüğüm ve beni selamlayan ev sahibine söylediğim tek cümle "Dans edelim" olur.  İrfan da kırmaz ve ayağımdan neredeyse çıkacak sandaletlerime takılmadan benimle dans eder. Arkadaşım da hafif şaşkınlıkla ve gülümseyerek bakar ettiğimiz dansla birlikte yüzümden yükselen mutluluğa...

Yıllar sonra gerçekleşen ilk dans, bir tango tutkununu gerçekten mutluluktan uçurur ve yüreğini  coşkuyla doldurur ya, işte o da bunu görür sanırım...
İlerleyen günlerde arkadaşım ülkesine döner ve ben de dansa tutkun bir milonguera ruh haliyle kendimi milongalarda sıkça bulur hale gelirim. Dolayısıyla her gittiğim milongada veTangojean'de  de geçmişten günümüze kadar geçen sürede çok sayıda iyi arkadaşlar edindim ve nice güzel anları sevgiyle paylaştım. İşte Cuma Günü de bu güzel duygularımı yıllardır orada dansı paylaştığım arkadaşlarımla yine tattım. Ne mutlu bana!

 Dj Yüksel'in leziz müzikleri eşliğinde, geçmişte az kahrımı çekmemiş olan dans arkadaşımlarımdan başta Uğur'la olmak üzere, dansı seven dansçılarla ve tekrar dans etmekten çok keyif aldığım Sezgin'le, yeni tanıştığım iyi dans eden arkadaşlarla hoş danslara süzüldüm ve gerçekten de çok mutlu oldum o gece. Çünkü milonganın öncesinde ve sonunda ettiğimiz iki çift laf ve milonganın içinde nice arkadaşla buluşmalar bana  dansın içinde yaşadığım dostlukların nasıl da sevinç kaynağı sunduğunu tekrar anımsattılar. Dolayısıyla  arkadaşlarımla tangoyu paylaşmayı en çok sevdiğimi yine anladım. Gerisi pek de mühim değilmiş aslında benim için. Zaman içinde akan adımlar dışında...

Cumartesi Günü Anadolu Yakası'nın büyüsüyle Kadıköy'ün altını üstüne getirirken alternatif milonga gecelerinin en parlayan yıldızlarından biri olan "Contra" miongasına katıldım. Şirim mi şirin, sıcak mı sıcak, rahat mı rahat bir yer Kadıköy Savoy. Üst katında soluklanmak için minik bir bahçesi bile var. Elbette organizasyonu yapan arkadaş ekibi de çok canayakın ve tatlı. Kaya, Selin, Müge ve Mehmet sağolsunlar hoş bir ortam oluşturmuşlar, ellerine sağlık! :)
 Gece boyunca içinde tango melodisi barındıran, barındırmayan bir çok parçada özgürce ve hazdan dört köşe dans etmenin mutluluğuna erdim. Ayda bir kez düzenlenen bu milongayı artık pek kaçırmak isteyeceğimi sanmıyorum..;)

Pazar Günü ise, Türkiye Omurilik Felçliler Derneği yararına bir yardım milongasına katılmak için harika bir mekandan içeri adımımı attım. "Esta"yı zaten merak ediyordum ama bu kadar güzel olabileceğini  beklememiştim. Mekan gerçekten benim beğeni standartımın en üst seviyelerinde. Yani kapalı salondaki geniş, ferah piste, dışarıdaki bahçeye, bahçedeki piste, milongadaki konfora, ortamdaki rahatlığa ve ağaçların büyüsüne bayıldım. Tango camiası harika bir mekana daha kavuşmuş. Dolayısıyla Murat'a, Eşref'e ve İstanbul Tango ekibine tüm emekleri ve kaynakları için teşekkür etmeliyim bir dans tutkunu olarak!
 Yardım milongasını organize eden Sibel Karamaras ise kendisiyle ilk kez tanışmış olsam da böyle güzel bir amaçta ve etkinlikte iki yüz kırk, iki yüz elli dans severi bir araya getirdiği için sevgimi en yoğun boyutuyla hemen kazandı diyebilirim. Kendisine de tüm emeği ve güzel amacı için çok teşekkür ederim!

Gece boyunca da listeleriyle hoş hisler sunan Djler efsane, renkli ve içime coşku veren tandalar çaldılar. Sabri'nin, Mihran' ın ve Volkan'ın tandalarını çok sevdim ve keyifli danslarımla buluşturdum. Biraz geç gittiğim için Dj Gökhan'ın ise sadece bir kaç tandasını yakalayabildim ve kendimi geceye mutlulukla hazırladım. Dj Çağrı'nın müzikleriyle ise o saatte milongada olmadığımdan ötürü dans etme şansım olmadı ama eminim iki yüz kişi coşkuyla dans etmiştir onun tandalarıyla da...
Gece boyunca bir çok okuldan iyi seviyede dansçı arkadaşla çok keyifli danslarda buluştum. Yabancı bir kaç milongueroyla kapıldığım tandalarla  ise İstanbul'un o eski milonga günlerindeki gibi o yaşadığım festival tadındaki hislerime yenilerini ekledim. Gerçekten çok keyif aldığım bir gece yaşadım ve amacıyla huzur bulduğum bir günü dostlarımla paylaştım. Yine emeği geçen herkese teşekkür ederim. Anlamlı deneyimler yüreklerimizi daha da genişletir ve birbirine kenetler!
İşte haftalık milonga ve duygu serüvenimi böyle bitirdim ve dans etmenin yoğun sevgisini ruhumun tüm derinliklerinde yeniden filizlendirdim. Geçtiğimiz haftalarda ilk kez yapılan Türkiye ayağı olan Mundial Festivali'ne ise Zorlu Psm Sky Lounge'da dans etmeyi ve bir çok şehirden arkadaşımla buluşmayı çok arzu etmeme rağmen baharın ritmik havalarına bedenimi uyumlayamayarak, yorgunluğu atlatamadığım için  katılamadım. Diliyorum bir dahaki sefere oralarda da güzel dans deneyimlerine ve festivalin hoş büyüsüne kapılabilirim. Alper'i ve Ralph'i başta olmak üzere tüm Tango Noa ekibini, Tangotürk ve Tangoist okullarını da çalışmalarından ve organizasyonlarından ötürü çok tebrik ederim. O kadar güzel şeyler duydum ki festivalle ilgili, derslere dair ve geceleri de doyasıya dans ederek yaşayan arkadaşlarımdan, orada olamamak beni gerçekten üzdü diyebilirim!
Hepimizi mutlu eden, özgürleştiren ve yükselten dans deneyimlerinde, hoş, sıcak, konforlu, saygı ve sevgi dolu dans evlerinde buluşmak ve tangonun tutku dolu boyutlarını yaşadığımız her adımda hissetmek dileğiyle dostlarım.

En çok dans etmeyi gerçekten çok seven insanları severim, eğer o ortamın içindelerse ve dans etmeyi öğrenmeyi seçmişlerse;
En çok denizin tüm ritmleri yakalamak ve yaşamak isteyen insanları severim, denizin içinde bir yolculuktalarsa, enerjisini, tüm yoğunluğunu yaşıyorlarsa;
En çok yaşamı tüm boyutlarıyla yaşamak isteyen insanları severim, onlarla konuşacak iki, beş, milyon çift lafım ve farklı farklı bakış açılarını görme şansım olur çünkü.
Ve en çok olduğu gibi olan insanları severim, -mış gibi, -tış gibi, - pıy gibi olmayanları ve içlerindeki tüm gerçekliklerle var olanları, cesurca yaşamın içinde akanları... İşte onlarla en güzel buluşmalara ve farkındalık yollarına kavuşabilirim.
Sevgiyle kalınız...:)