26 Ocak 2015 Pazartesi

Yoğun, tango dolu bir haftayı daha geride bırakmanın huzuruyla güne oldukça yorgun bir hisle başladım. Tüm yaşadığım milonga deneyimlerinin birbirinden bambaşka renklerdeki anıları içimde yaşadıklarımı derlemeye çalıştım an itibariyle...
 Hepimiz kendi önceliklerimiz ölçüsünde oluşturduğumuz yaşamlarımızda bambaşka döngüler içinde buluşuyoruz ve milonga ortamlarında da bu döngülerimizi kendi oluşturduğumuz rondalarımızda birbirimize yansıtıyoruz. Sanırım bulunduğumuz ortamlardaki o eşsiz sinerjinin oluşmasının sebebi de bu. Bambaşka bakış açıları, duygu dünyaları ve deneyim süzülümleri bulunduğumuz anda ve yaşadığımız her dansta bizimle birlikte rakslar halinde dönüyor ve bir anlamda bunların hepsi "Abrazo" larımızda ve yaşadığımız tüm yoğun bağlantılarımızda soluk buluyor, özgürlüğüne kavuşuyor. Hafta boyunca katıldığım tüm milongalarda da birbirinden özel, bağımsız ve farklı bir çok ronda akışında kendime düşen rolleri aldım ve çok çok keyifle dans ettim.
 Pazartesi Günü Mısır Apartman'nda şahane bir milonga deneyimiyle haftanın ilk büyülü sesini yakaladım. Dj Aykut'un lezzetli tandaları eşliğinde, iyi dansçıların oluşturduğu kalabalık bir kitlenin oluşturduğu enerjinin etkisiyle en güzel danslarıma Hakkı'yla, Erdem'le, Soreş'le, Arcan'la ve bir çok dostla daha içimde en hoş tınılarda, derin hislerle kavuştum. Geceyi de bu müthiş huzurla ve hazla tamamladım.
Salı Günü milongalara katılmadım, Zorlu'da dört tatlı kadın Özden'le, Elmira'yla ve Nevin'le  "La Boheme" in eşsiz seyrini tercih ettim. Bayıldık hepimiz! :)
 Çarşamba Günü 333 milongasında Dj Alp'in hoş tandaları eşliğinde yine çok keyifli danslara uzandım. Gecede yine hoş bir kalabalık hakimdi ve Erdem'ciğimle, Özgür'le, Giuseppe'yle ve bir çok dostla daha gece boyunca en hoş danslara uzandım, günümüzü de Çiğdem'le ve Erdem'le olan sohbetimizin ardından noktaladım.
Perşembe Günü Para  Bailar milongasında Dj Alper'in çok güzel tandalarıyla, oranın  süper milonguerolarından Samet'le, Onur'la  danslarıma başlamamın ardından da Tunç'la, Burakushi'yle, İzzet'le ve bir çok dostla daha "connection"lardan "connection" beğenerek tandalar arasında geçişler yaptım ve  "La Cumparsita"yı duyduktan sonra evimin yolunu tuttum.
Cuma Günü Milongahane'ye geçtim. Çok hoş bir kalabalığın hakim olduğu gecede, Dj Halil'in çok güzel tandalarıyla da harika bir milonga lezzetine uzandık. Erdem'le, Hakkı'yla, Ogün'le - artık 360 milongasını düzenlemeye başladığı için lakabını "Mr. 360" olarak uygun gördüm - Onur'la - ona da camianın "Yakışıklı ve Enerjik Milonguerosu" demeliyim, zira "Güleryüzlü Milonguero" lakabını Samet'e kaptırdı...:-) -, Kadir'le ve bir çok dostla daha çok güzel danslarla dolup taşarken, tonlarca çaylar içtikten ve Utku- İris çiftinin müzik ve his dolu, zarif adımlarıyla ve akıştaki figürleriyle yüklü dört parçalık hoş performanslarını keyifle izledikten sonra geceyi tüm güzelliğiyle noktaladım.
Cumartesi Günü tüm yorgunluğuma rağmen "112 Acil Servis" milongasına katıldım. "Para Bailar"la  aynı salonda olan bu milonganın organizatörleri sevdiğimiz arkadaşlarımız Gül, Ulaş ve Kerem. İlk gününe katıldığım milonganın Dj'i Volkan'ın tandaları eşliğinde, Kerem'le, Erkan'la, Ulaş'la, diğer Volkan'la, "Mr 360" la, orada yeni tanıdığım bir kaç dostla daha tüm bacak kaslarım ağrıyana kadar, gece boyunca dans ettim. Dolayısıyla keyifli bir mutluluk içimde geceyi güzel "Earl Grey" çaylarının tadı damağımdayken noktaladım. Genel mantıkta bazılarımız için;
"Çok dans ettiğin milonga, en güzel milongadır" ,  değil mi...:)
Pazar Günü, Ponte'ye akşam yedi sularında geçtim. Hem biraz güzel lezzetlerle dopinglenmek, hem de geleneksel, bugüne has gazete ritüelimi gerçekleştirmek için. Zira o gün "Dos Ufos" olarak Hakkı'cığımla gecenin müziklerini yapacaktık. Kendisi de gelince, sistemi kurup, yerimize yerleştik ve sevdiğimiz tandalarımızı sıralamaya başladık.
Hoş keyifli bir kalabalığın olduğu gecede, harika hisler ve çok güzel enerjilerle her tandanın keyfini gerek dönüşümlü olarak danslarımızla, gerek hoş sohbetlerimize çıkarttık. Doğumgünü çocuklarından Murat'la - bir diğeri de Ayşe Hm'dı - , Mehmet Cemal'le, Ertuğrul dostum'la, Bülent'le, güzel bir sürpriz yapan Bora dostla, Mehmet'le ve Sn ortağım "Mr Teta Ufo"yla harika danslara uçuşarak kapıldım. Hakkı'cığım da sevdiği tandalarda en keyifli danslarına uçarak, kapılarak tüm Ponte semalarında salındı. Oturduğumuz Dj masasından ses ile ilgili "ok"leşme serüvenlerimiz boyunca iletişim halinde de bulunduğumuzdan, nasıl hislerle danslara aktığımızı da fark edebildik. Elbette gece boyunca, geleneksel isteğim üzerine Dilek ve Reyhan da dahil olmak üzere tüm dostlarımızla fotoğraf dünyasına dalarak, harika ölümsüz, sonsuza dek yaşayan kareler yakaladık.
Gecenin sonlarına yaklaştığımızda ise Güralp'in isteği üzerine bir "chacarera" parçası çalıp, hatta üstüne bir de dans edip, doğumgünü danslarında Ayşe'ciğimizin ve Murat'cığımızın coşkularını birlikte paylaşarak farklı bir soluk yakaladık. Gecenin sonunda da hoş dostlarımızdan Fümerel'in, Aysun'un, Bülent'in, Faysal'ın, Ayşe Hm'ın ve bir çok dostumuzun müziğimizle ilgili güzel tebrikleri, düşünceleri, dilekleri ve içten ifadeleri ile daha da neşelenip, keyiflenip, en güzel mutluluklarla geceyi tamamladık ve Ayşe'ciğimizin arabasıyla olan yolculuğumuzla da evlerimizin yolunu tuttuk, mışıllar alemine zaman kaybetmeden süzüldük.
Koskoca bir haftayı daha  yine tüm dans dolu tınılarda noktaladım. Her seferinde tangoyla tanıştığımız için şanslıyız diyorum ya, bir iki gün önce "112 Acil Servis" milongasında oturduğum bir esnada, dansçılarla ve hepimizle ilgili bir gözlemimi sizlerle paylaşmak istiyorum. O gözlemimin etkisiyle şunu yazmıştım;
"Milongada oturduğum bir esnada dikkatimi çeken bir şey oldu;
 süper dans eden arkadaşları ve yeni tangoya başlamış olan kişileri gözlemledim. Yeni başlamış olanların hareketlerindeki net ve dengeli olmayan adımları, kararsızlıkları, müzikten bağımsız gibi görünen ve pek bir şeye benzemeyen figürsel akış ile iyi dansçılardaki müzikalitede, figüratif renklilikte, odakta ve uyumda süregelen yetkinliği, rahatlığı ve hoş, zarif görünümü....
Sonra dedim ki içimden, kesinlikle tango insanların hayatlarını değiştiriyor. Çünkü başta adımlarını, dengelerini, müzikle olan yolculuklarını, frekanslarını - ki bu çok mühim- ve ifadelerini değiştiriyor. Dolayısıyla karizmalarını, yetkinliklerini, kararlılıklarını ve konsantrasyonlarını arttırıyor. Sadece hoş, zeka kokan bir "karizma" için bile bu dansı öğrenmeye değer bazılarımız için. Diğerlerimiz için de müzikle ve uyumla akarak yaşamaktan büyük mutluluk ne olabilir ki...
Tango karizma yüklü, net ifadeli, müzik dokulu ve hareketsel renkliliklerle dolu, eğlenceli, yaratıcı, sürükleyici ve koparıcı bir yaşam öğrenimidir bana göre de...
Gerçekten herkes tango öğrenmeli ve güzel güzel dans etmeli diye düşündüm sonrasında da..."

Gerçekten de herkes dans etmeli benim mantığımda. Çünkü eşsiz bir mutluluk bu!!
"Connection" ve "Müzik" de hayatın manası gibi geliyor bana uzun zamandan beri... Hatta neredeyse tüm ailemi, dostlarımı, yakınlarımı bu dansla tanıştırmak ve "connection"un, "abrazo"nun büyüsüyle yoğunlaştırmak istiyorum.  Çünkü bu büyük bir paylaşım ve mutluluk!
Bir gün bunu başaracağımdan da nedense eminim! ;-)
Soğuk hava dalgasının geri döndüğünü hissettiğim bu yeni haftamızda ise, hepimize her şeyden önce sağlık, huzur, mutluluk, güzel kazançlar, aşksal translar, güzel müziklerle dopdolu milongalar, muhteşem danslar ve tango dolu, paylaşım odaklı ve lezzetli büyülü anlar diliyorum dostlarım. Kalplerimizin buluştuğu, ruhlarımızın konuştuğu, aklımızın  birbiriyle ve keyifle dans ettiği tüm anlarda ve güzel hislerde buluşmak, görüşmek, karşılaşmak, tanışmak dileğiyle...
Sevgiyle, Saygıyla, Mutlulukla ve Sonsuza dek süren en derin "Aşk"larda kalınız...:-)

19 Ocak 2015 Pazartesi

 Haftaya Konfüçyüs'ün muhteşem bir sözüyle başlamak istedim.
"Öğretmek, iki kere öğrenmek demektir."
Bu cümleyi sabah saatlerinde bir arkadaşımın iletisinde fark edince, haftamın bu tınıda geçeceğini hissettim. Öğrenirken öğretiyoruz, öğretirken öğreniyoruz diye belirttiğim mantığımın kilit yapısına benzerlik gösteriyor bu ifade çünkü. Ne de olsa yaşam, başlı başına bir idrak ve öğrenim merkezi. Nasılları, neleri seçtiğimiz ise tüm yapımızı oluşturuyor. Deneyimsel zenginlikler ve merak güdümüz olgunluk seviyelerimizin sinyallerini veriyor. Zira yaşlar, yıllar hep algıda buluşuyor, ancak "olgunluk" dediğimiz durum ise başlı başına yoğun ve süregelen bir yolculuğun ifadesi haline geliyor. Tatminlerimiz ise, enerjilerimizin ve yaşam periyodlarımızın aslını oluşturan öze ait akışıyla buluştuğu yollarda, anlarda ve merkezlerde oluşuyor diye düşünüyorum. Bizim akış ise yine klasik bir tarz benimseyip milongaları seçti bu hafta da. Dolayısıyla haftanın ilk gününü Mısır Apartmanı'ndaki lezzetli milonga serüvenime ayırdım. Dj Halil'in hoş tandaları eşliğinde, güzel dostlarımla tüm en güzel rakslarıma daldım. Erdem, Soreş, Aycan, Gül, Kerem, Aslı, Metin ile ettiğimiz güzel danslar ve tüm dansçı arkadaşlarımın varlığı sayesinde geceyi en tatlı tınısıyla tamamladık.
Salı ve Çarşamba günleri milongalar yerine farklı yaşamsal sürprizlere ve serüvenlere kapıldım. Perşembe Günü ise Para Bailar milongasında yerimi alırken, içtiğim enfes bir üzüm lezzeti ile yine harika bir geceye uzandım. Dj Serpil'in çok hoş tandaları eşliğinde rakslarıyla ortamı güzelleştiren iyi dansçılarla dolu atmosferde ben de en güzel danslarıma,  "Gülen Milonguero" lakabını kendisine yakıştırdığım Samet arkadaşımla, Hüseyin'le, Onur'cuğumla, Arcan'la, bir diğer Hakkı'yla, Kerem ve Utku ustalarla, Zafer'le en güzel keyfiyle, coşkusuyla, mutluluk doruklarda açıldım.Geceyi harika bir "La Cumparsita" yorumuyla tamamlayıp, gecenin sessizliğine doğru soluk soluk ilerledim sonrasında da...
Cuma Günü'ne geldiğimizde, tatlı dosttum Aslı'cığımla harika bir sohbet ritüelinde öncelikle buluşurken, derin nüanslı yaşamsal konuların büyüsüne kapılıp saatleri unuttuğumuzdan ancak on iki sularında Milongahane'ye geçebildik. Dj Burcu'nun hoş tandaları eşliğinde de Erdem'ciğimle, Mr Ufo Teta'yla, Erkan'la, Ulaş'la, Kadir'le ve bir çok dostla daha eriştim.Gece ful kapasite iyi dansçılarla doluydu ve Yalçın ve Burcu çiftinin de üç parçalık gösterilerini izleyip, geleneksel Milongahane rakslarıyla doyasıya tatlandıktan sonra da günü tamamladık.
Cumartesi Günü'nü dinlenme ritüelime ayırdım ve eve ait tüm gereksinimlerimi tamamlayıp, ertesi güne ful enerjiyle başladım. Bunda güneş enerjisinin etkisi de büyüktü! Akşam saatlerinde Ponte'de manzaralı masamda Hakkı'cığımla  yani namı değer "Mr Teta Ufo"  ile buluşup,bir hafta sonraki Ponte milongası için ayarladığımız parçalar üzerine düşünsel paylaşımlara, yaratıcı diyaloglara, üzümsel, anasonsal ve peynirsel lezzetlere daldıktan sonra, Sedef -İzzet çiftinin güzel tandaları eşliğinde, hem kendisiyle, hem de oradaki iyi dostlarım Satılmış'la, Mehmet Cemal'le, Kenan'la, Fümerel'le - lead ve followda devrim yaptık..:) - Eray'la, İzzet'le harika dans deneyimlerine açıldım. Geceyi en hoş hissinde ve lezzerinde Ayşe'ciğimin şöförlüğünde buluştuğumuz tatlı bir milonguera(o) ekibiyle paylaştığımız Beşiktaş yolculuğuyla tamamladım. Yine dans, müzik ve "connection "yüklü bir haftanın üzerime sinen hisleri ve derin izleri tüm ruhumda yankılanırken,  bu haftamızda da nice güzel, dopdolu deneyimlerle ruhen, kalben dolmamızı ve çok daha özgürlüklerle dopdolu bir dünyaya adım adım biraz daha fazla ulaşmamızı diliyorum. Baskının ve hoşgörüsüzlüğün minimalize olduğu, gerçek manada refah ve medeni bir yapıya ulaşmamızın "ütopik yolculuk" halinden, realiteler boyutuna dönüşmesini temenni ediyorum. Ne de olsa hepimiz, kendi hayal alemlerimizde ve realitelerimizde yaşayıp, bulunduğumuz anlarda, yerlerde, hislerde birbirimizle buluşuyor ve farklı realiteler, rüyalar, alemler oluşturuyoruz. Hepimiz, hepimizin yarattığı izlerle, etkilerle büyüyor, gelişiyor, aydınlanıyoruz. İşte bu asıl, gerçek bir güçtür, ve güçlülüktür! Sinerji ve aşk ise harmanlağımız ekin, yeşeren ürünlerimiz de tüm potansiyelimiz ve bu dünya üzerine verdiğimiz emektir. Hiçbiri boşuna değildir; hepsi özel ve uniktir!
Yaşamlarımızın, hayatımız boyunca en yoğun enerjisinde, hoş gürüllüğüyle  akmasını diliyorum dostlarım. Hepinizle bir kez daha olağanüstü haftasal serüvende buluşmayı diliyor ve bolca dans edelim diyorum!
Sevgiyle kalınız, saygıyla ışıldayınız! ***

12 Ocak 2015 Pazartesi

Güne enteresan bir rüyanın etkisiyle başladım.Yarı uyanık bir halde olduğumu hissettiğim bir anda, havada kalp şeklinde bembeyaz bir molekülün asılı durduğunu gördüm ve bu görüntü ile tüm enerji beni ciddi anlamda etkiledi, oldukça da şaşırttı. Elbette çok enteresan bir atmosfer içinde bulunduğum bu rüya sürecinden sonra uyandığımda, bu konuyu Sn Jung'a danışmak ve kendisinden yankısal bir yanıt almak istedim. Yanıt henüz gelmedi ama yanıtı beklerken, kendimi tango deneyimlerimin anılarına doğru yavaş yavaş yönlendirdim ve yaşadığım tüm milonga coşkularını sizlerle hemen paylaşmak istedim!
Haftanın milongalarında arzu ettiğim, gereksinim duyduğum, heyecanla beklediğim, aşkla dolduğum, neşeyle yoğunlaştığım çok şey vardı. Bu da enerjimi gerçekten yükseltti ve muhteşem hislerle dolu bir hafta yaşattı bana. Zira hisler bilgi, deneyimlerse eskizler değil mi bazen...Bu eskizlerin bambaşka yapıları, renkleri, içerikleri ve görünümleri, farklı farklı realitelere yönlendiriyor insanı... Bizim yönler de, yine en hoş milonga evlerinin içlerine doğru olan akışlarla başladı.
Pazartesi, Mısır Apartmanı'ndaki sevdiğim o sıcacık ve sempati yüklü milongaya katıldım.Dj Alp'in hoş tandaları eşliğinde, güzel ve kaliteli bir topluluk içinde çok güzel dans deneyimlerine, videosal, sohbetsel, fotoğrafsal eğlence ritüellerine ve paylaşımlarına açıldım. Tüm güzel dostlarla ettiğim dansların yanı sıra, psikoloji alanında eğitim gören,16 yaşından beri annesiyle her milongada beliren tatlı dostumuz Rebecca, "Zehra"nın  ödevi için bana yönlendirdiği sorulardan birini sizlerle paylaşmak ve burada da o soruyu yanıtlamak istedim.
Soru şuydu;
"Tango size ne öğretti?"
Yanıtım da şöyle döküldü;
Tango bana bağ kurmayı öğretti. Müziğin oluşturduğu o yoğun frekansla, "connection"da buluştuğumuz insanlarla, enerjilerle ve müziğin, dansın kendisiyle çok derin anlamda bağ kurmayı ve bu yoğun translarla da en yüksek semalara doğru süzülmeyi, en yüksek irtifalarda salınmayı ve sonsuzluklara doğru durmaksızın uçmayı öğretti. Dolayısıyla, şimdi hayatın en büyük amaçlarından biri "connection" kurmak, "connection"da kalmak  ve "connection"da birbirimizle buluşmak diyebiliyorum. Kuşkusuz tango hepimize nice güzellikler öğretmiş olmalı ki, bir çok dostumuz yıllardır bu dünyanın içinde. Bu dünyaya yeni katılanlar ise tangoya has o güçlü tutkunun sihrine kapılmış haldeler... Gerçekten inanılmaz bir etki, güç ve potansiyel  var tangoda bizler için. Belki bu soruyu hepimiz, kendi içimizde yanıtlamalıyız!
"Tango bize ne öğretti?"
Yanıtlarımızı birbiri ardına seslice söylemeliyiz bulunduğumuz anın, realitenin ve konumun merkezine dosdoğru... Tüm dansçıların, dostların bu konuya dair özgün cümlelerini ve yanıtlarını duymak için sabırsızlanıyorum. Bu yüzden bu güzel soru için tatlı röportajcıma sonsuz teşekkürler!! İçimde hoş bir tınıyı yükseltti ve açıklığa tüm coşkusuyla kavuşturdu!
Bu güzel sohbetlerin ve harika milonguerolardan durmak bilmeyen -artık- Erdem'ciğim, enerjik Soreş arkadaşım, tatlı Aycan video uzmanımız, yabancı arkadaşlardan Philippe ile süregelen danslarımın tüm harika etkisi içimde evimin yolunu tuttum.
Salı Günü bembeyaz bir İstanbul karşıladı bizleri ve bu güzel manzara ise çok sevindirdi beni. Ofis saatlerinin ardından, akşam semalarına yaklaştığımda, Canan'cığımın harika bulduğum " üzüm, peynir ve sonrasında "La Cumparsita" milongasına katılma " önerisine balıklama atlayarak harika bir sohbet ve tatlı danslarla dolu bir akşama uzandım. Dj Burcu'nun hoş tandalarıyla Bülent dostumla, Ali'yle, Ogün'le ve bir çok dostla hoş danslara aktım. Gecenin ortalarında ise, Gökhan ve Yağmur çiftinin zarif ve müzik dolu performanslarını keyifle izledim. Adımlarını hoş ve renkli buldum kendi adıma. Sonradan da lapa lapa yağan kar eşliğinde Ortaköy yönlü dingin yolculuklarıma başladım.
Çarşamba ve Perşembe günleri soğuk havanın etkisiyle milongaları ektim. Oysa aklım fikrim dansta ve nice güzel tandalardaydı, ama soğuk hava dalgası beni evde sütlü ballı içeceklere yönlendirdi ve hiç de pişman etmedi bu seçimim..
Cuma Günü geleneksel Milongahane milongasında yerimi aldım. Elbette öncesinde tatlı arkadaşım Aslı'cığımla harka bir üzüm sohbetine dahil olduk. Sohbetsel anlamda bambaşka frekanslarla yolculuk ettikten sonra da milongaya kanalize olarak, harika danslarıma, Dj Alp'in tandalarıyla birbiri ardına Jens'le, Burakushi'yle, Namık'la, Cem'le, Bora'yla ve bir çok dostla süzüldüm. Gecenin ortalarında ise bir minik çekiliş ile İlkan'ın doğumgünü kutlandıktan sonra, geceyi en hoş hisleriyle tamamladık.
Cumartesi Günü heyecan verici bir milonga deneyimine daha Martı Otel'in hoş salonunda açıldık. Zira bu kez Dj koltuğunda, canımın içi ortağım Hakkı'cığımla bulunuyorduk. Ortaklar yönünden şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü o kadar çalışkan, motivasyon yüklü, enerjik, azimli, kararlı ve odaklı oluyorlar ki, bunun benim için büyük bir şans ve paylaşımsal anlamda da deli bir mutluluk ve zenginlik oluşturduğunu biliyorum. Sürekli yüksek irtifalarda salındığımız ve uçuşlarda maksimumları hedeflediğimiz için lakabımız olarak "Dos Ufos" u uygun bulduk. İki hava cismi uçuşurken, gökte, uzayın derinliklerinde bir yerlerde çarpışıp, "connection" da yoğunlaşıp, birlikte yol almaya karar verirler. Ondan sonra da tüm müzikal, danssal hikayeler başlar işte...Dolayısıyla sevdiğimiz tandalara ve bestecilere iltimas geçtiğimiz  listemiz eşliğinde, muhteşem bir gece yaşadık. Biz Dj olarak çok eğlendik, bol dans ettik, en yüksek ufuklara yükseldik, bolca uçtuk ve pisti de keyifle seyrettik.  Birlikte müzik yapmanın en güzel kısmı, bu yoğun müzik enerjisini ve sevgisini başta paylaşmak ve bu coşkuyla canlanmak. Bir de Dj koltuğunda siz bulunduğunuz zaman "Ay ne gıcık" tanda gibi cümleler asla kuramıyor ve parçalar çalınırken seste anormal yüksekliker ya da ses sisteminde  tuhaf değişimler olduğu an kismi felç geçirip, feci delirebiliyorsunuz. Ses sisteminde harikalar yaratan zeka yüklü gelişimle hepimizin en büyük arzusudur kuşku yok. Yine şanslıyız ki, bir çok milonga sahibi de müziğin kalitesini bir hayli önemsediğinden, bu konuya çok emek veriyor ve yatırım yapıyor. Bu alanda kalite arttıkça da, müziği ve  güzel melodilerin, hoş ritmlerin ve yoğun enerjinin getirdiği tüm güzel etkiyi, haz doruklarda deneyimlemek mümkün oluyor...
Yine bizi yalnız bırakmayan dostlarımız ve hoş dansçıların oluşturduğu sinerjiyle biz de iyice coştuk ve gecenin sonuna kadar da en yüksek enerjimizle, pırıltılarla dolu frekanslarda gezindik. Çağatay'la, Erdem'ciğimle, ortağım Mr Ufo ile, Ertuğrul dostumla ve varlıklarıyla mutluluğumuzu arttıran bir çok dostla daha en güzel danslarıma uzanırken, geceyi tatlı bir kalabalık eşliğinde en hoş tınısında tamamladık.
 Bu müzik işinde anları paylaşmak da o kadar öneliymiş ki...Zira insan her şeyi yaparak öğreniyor. Öğrenirken, bazen öğretebiliyor; öğretirken de, öğrenebiliyor. ve paylaşarak da mutluluklarına mutluluk katıyor! Daima öğrenelim, gelişelim ve paylaşalım diliyorum. Çünkü mutluluklar, hazlar, ışıltılar böyle çoğalıyor ve en güzel manalarına ulaşıyor...
Tüm güzel dostlarımızn enerjisi üzerimizde, üzümler, anasonlar, tuzlu süt ürünlerinin dopingsel izleri sayesinde hoş lezzetleri de afiyetle yudumlamış ve geceyi bu tatta tamamlamış olduk!
Pazar Günü Ponte'de geleneksel Pazar ritüelimi -gazeteler ve eşsiz peynir tabağı sohbeti- gerçekleştirerek geceye başladım. Dj Maral'ın çok hoş tandalarıyla da, Satılmış'la, Ferhat'la,  Mehmet Cemal'ciğimle, yabancı bir milongueroyla ve son Pugliese tandasında ise kimseyi bulamadığımız ve elbette o tandada delirdiğim için Aslı'cığımla eğlence yüklü danslara ulaştık. Sonrasında da Sara'nın arabasında da evlerimizin yolunu tuttuk. Yine hoş bir gecenin enerjisi üzerimde, haftayı güzel enerjisinde tamamladım. Bunda emeji geçen tüm sinerjik dostlarımı sevgiyle selamlarken, hepimize ışıl ışıl, derinlikli, hoş soluklu, güzel danslarla, harika tandalarla dopdolu, büyülü bir hafta diliyorum dostlarım. Tüm dileklerimiz ve bu yıla ait hedeflerimiz bir bir gerçek olsun ve gözlerimizi ışıl ışıl parlatsın. Hepinize "Besos"  y "Abrazos"....***

5 Ocak 2015 Pazartesi

Haftanın milongalarında iki Milongahane neşesi ve bir yılbaşına dair sürpriz tango seremonisi vardı. Diğer tüm günlerse "milongaları ekme" tatilime uzandım...:-)

Bir Pazar gününün sonlandırırken gecenin ilerleyen sesinde bir yankı belirdi hafızamda. Nasıl mı?
İşte;
İnsan aklı limitsiz düşünebildiği, zaman zaman kalbini okşayabilecek kadar kendini aşabildiği kadar hür; insan kalbi duygularını tüm boyutlarıyla hissedebildiği, bazen aklına da ses verebildiği kadar açık; insan bedeni, tüm hücrelerini varlığında hissedebildiği, duygu ve düşüncelerinin ötesine geçebildiği kadar en has ifadesinde, en rahat esnekliğinde ve özgür fonksiyonunda; insan ruhu ise, en yoğun "connection"lara uzanabildiği, zihniyle, kalbiyle, bedeniyle ve karşılaştığı tüm eşsiz enerjilerle dans edebildiği sürece aşkta, anda, varlığında ve sonsuzluğunda...
Hepimiz bu vesileyle de, yine yurdumun güzel milongalarında ve sofralarında buluştuk. Dolayısıyla bir haftamız daha güzel bir yeniyıl seremonisi ve iki şahane milongayla süslenmiş oldu.
Pazartesi Günü "Sultans of Marathon" etkinliğinin son milonga serüveni için Milongahane'ye yönlendim. Dünyanın çeşit çeşit memleketlerinden ve yurdumun çeşitli kentlerinden hoş dansçılarla dopdoplu olan gece neticesiyle de şahane bir milonga deneyimine uzandık. Jörg'le, Yusuf'la, Christopher'la, Samet'le, Utku'yla ve ismini hatılayamadığım nice süper milonguerolarla, Dj Alper'in güzel tandalarıyla coşku dolu danslar ettik. Gece üç sularında da bonus tandamızı da kaparak -hem de bir Pugliese tandasıydı, Dj sağolsun- milongayı tüm güzel enerjisiyle tamamladım.
Salı Günü milongaları ektim. Çarşamba Günü ise yılbaşı yemeği için annemle ve ufak dayımla, Çengelköy'lü dayımlara yemeğe geçtik. Sıradışı bir sofrada hoş sohbetlerle, fonda şahane müzik seçkisiyle, muhteşem tatlarla, çok leziz yemeklerle ve aromatik üzümlerle dolu olan akşamı gece boyu sürdürmeyi düşünmüştüm ki o esnada, Mehmet Cemal'in telefonuyla sarsıldım ve kendimi önce Litera'da, ardından ise Ponte'de buldum. Durum özetiyle şöyle oldu;
Akşam boyunca sofradaki tüm lezzetleri ve ana yılbaşı yemeğini bolca yuvarlayıp, üzümlerle bol nüanslı danslar ettiğim ve koltuğuma gömüldüğüm bir esnada bir telefon gelir ve içinde" tango" sözcüğü geçen bir kaç cümle duyulur. Bir kaç dakika düşünmek için telefon kapatılır ve düşündükten sonra yine telefonlaşılır, elbette Litera yollarına düşülür. Mehmet Cemal, Yalçın ve bir kaç arkadaşla Litera ve Ponte semalarında mini gösteri olarak Tanguera, Libertango, La Cumparsita parçaları ile bir  de merenge parçasında keyif, haz doruklarda, şampanyaları  da sonrasında yudumlayarak dans edilir. Sonrasında ise özlediğimiz diğer danslarla, Dj'lerin dans parçaları seçkisi ile bolca hip hop, pop danslar edilip, muhteşem bir "Hoşgeldin 2015"  kutlama gecesi geçirilir.
Kesinlikle sıradışı, sürprizli, bolluk, eğlence, neşe, coşku ve eğlence içinde bir yılbaşı gecesi geçirdim diyebilirim. Şanslıydım! Ponte'den dışarı çıktığımızda ise taksi arama anlarımız Steinbeck'nin "Sefiller" romanını aratmayacak şekildeydi neredeyse. "İyi kalpli" taksi şöförleri, bir yıllık tüm iyiliklerini tam bugün sergilediklerinden meydana yürüyerek, Beşiktaş'a da dolmuşla inerek ancak Beşiktaş'ımın semalarında taksi bulabildik. Üstelik o dondurucu soğukta!  Taşı toprağı altın demek burada yerinde olur. Ertesi günse elbette  bitkin, soğuktan çırpılmış ve pert bir halde güne başladım. Evden minik bir süre çıkarak, tüm günü dinlenerek geçirmek mantıklı oldu!
Cuma Günü yine Milongahane milongasına geçtim. Dj Sabri'nin tandaları eşliğinde iki Erdem'le oturduğum masamda, ortalarında konumlanmış olmanın şerefine, şu yaşadığımız koca, muamma evrene tüm dileklerimi sundum. Gerçekleşmeleri için tüm yüreğimle anın içine seslendim!
2015'i bir anlamda hedef yılı seçtim aslında. Umuyorum ki bu yıl, hepimizin tüm dileklerimize, hedeflerimize ulaşabileceğimiz bir yıl  özelliği sunar ve arzu ettiğimiz tüm ya da en azından çoğu isteklerimize, hedeflerimize kavuşuruz. İnanalım ve bunu sağlayalım, olmaz mı...;-)
Milonga atmosferinde ise yine hoş dansçılar belirgindi. Bunun yanı sıra Elif ile bir arkadaşın daha doğumgünleri kutlandı, pastalar bolca yendi ve tonlarca bardak çay içerek Tolga'yla, iki Erdem'le  ve Deniz'le güzel tandalarla uçuldu. Özellikle Hugo Diaz milonga tandasında da tüm enerjimi zemine aktarmanın huzuruna vardım. Yine sağolsun Dj ve harika bir tatta geceyi tamamlayarak hoş bir sohbet eşliğinde taksilere yöneldik.
Cumartesi, Pazar Günleri ise tüm milongaları ekerek, sakin, rahat, bol lezzetli, çok yiyecekli, kitaplı, TVli, müzikli bir haftasonu geçirdim. Yeni haftaya saatler kala da aldığım acı haber "Sibirya'dan gelen soğuk hava dalgası"  sebebiyle de kış mevsimini sevmeyi yeniden öğrenmeye ya da en azından bu potansiyelimi geliştirmeye yüzde yüz karar verdim.
 Kaçarı yok; gümbür gümbür bir buzul çağı geliyor yarın!İstersen sevme! ;-)
Bu yeni haftamız hepimize, kar tanelerinin her birindeki eşsiz yapılar, farklı farklı boyutlar, şekiller, görünümler, güzellikler gibi bambaşka, renkli deneyimler, çok muhteşem danslar, derin "connection"lar, bir ömürlük sohbetler, harika lezzetler ve olağanüstü, yoğun soluklu paylaşımlar getirsin. Sizleri sevgiyle, saygıyla ve daimi tango aşkımla selamlıyorum dostlarım. Kendinize çok, kalbinize ise bol sevgiyle bakınız... .-))