26 Ocak 2015 Pazartesi

Yoğun, tango dolu bir haftayı daha geride bırakmanın huzuruyla güne oldukça yorgun bir hisle başladım. Tüm yaşadığım milonga deneyimlerinin birbirinden bambaşka renklerdeki anıları içimde yaşadıklarımı derlemeye çalıştım an itibariyle...
 Hepimiz kendi önceliklerimiz ölçüsünde oluşturduğumuz yaşamlarımızda bambaşka döngüler içinde buluşuyoruz ve milonga ortamlarında da bu döngülerimizi kendi oluşturduğumuz rondalarımızda birbirimize yansıtıyoruz. Sanırım bulunduğumuz ortamlardaki o eşsiz sinerjinin oluşmasının sebebi de bu. Bambaşka bakış açıları, duygu dünyaları ve deneyim süzülümleri bulunduğumuz anda ve yaşadığımız her dansta bizimle birlikte rakslar halinde dönüyor ve bir anlamda bunların hepsi "Abrazo" larımızda ve yaşadığımız tüm yoğun bağlantılarımızda soluk buluyor, özgürlüğüne kavuşuyor. Hafta boyunca katıldığım tüm milongalarda da birbirinden özel, bağımsız ve farklı bir çok ronda akışında kendime düşen rolleri aldım ve çok çok keyifle dans ettim.
 Pazartesi Günü Mısır Apartman'nda şahane bir milonga deneyimiyle haftanın ilk büyülü sesini yakaladım. Dj Aykut'un lezzetli tandaları eşliğinde, iyi dansçıların oluşturduğu kalabalık bir kitlenin oluşturduğu enerjinin etkisiyle en güzel danslarıma Hakkı'yla, Erdem'le, Soreş'le, Arcan'la ve bir çok dostla daha içimde en hoş tınılarda, derin hislerle kavuştum. Geceyi de bu müthiş huzurla ve hazla tamamladım.
Salı Günü milongalara katılmadım, Zorlu'da dört tatlı kadın Özden'le, Elmira'yla ve Nevin'le  "La Boheme" in eşsiz seyrini tercih ettim. Bayıldık hepimiz! :)
 Çarşamba Günü 333 milongasında Dj Alp'in hoş tandaları eşliğinde yine çok keyifli danslara uzandım. Gecede yine hoş bir kalabalık hakimdi ve Erdem'ciğimle, Özgür'le, Giuseppe'yle ve bir çok dostla daha gece boyunca en hoş danslara uzandım, günümüzü de Çiğdem'le ve Erdem'le olan sohbetimizin ardından noktaladım.
Perşembe Günü Para  Bailar milongasında Dj Alper'in çok güzel tandalarıyla, oranın  süper milonguerolarından Samet'le, Onur'la  danslarıma başlamamın ardından da Tunç'la, Burakushi'yle, İzzet'le ve bir çok dostla daha "connection"lardan "connection" beğenerek tandalar arasında geçişler yaptım ve  "La Cumparsita"yı duyduktan sonra evimin yolunu tuttum.
Cuma Günü Milongahane'ye geçtim. Çok hoş bir kalabalığın hakim olduğu gecede, Dj Halil'in çok güzel tandalarıyla da harika bir milonga lezzetine uzandık. Erdem'le, Hakkı'yla, Ogün'le - artık 360 milongasını düzenlemeye başladığı için lakabını "Mr. 360" olarak uygun gördüm - Onur'la - ona da camianın "Yakışıklı ve Enerjik Milonguerosu" demeliyim, zira "Güleryüzlü Milonguero" lakabını Samet'e kaptırdı...:-) -, Kadir'le ve bir çok dostla daha çok güzel danslarla dolup taşarken, tonlarca çaylar içtikten ve Utku- İris çiftinin müzik ve his dolu, zarif adımlarıyla ve akıştaki figürleriyle yüklü dört parçalık hoş performanslarını keyifle izledikten sonra geceyi tüm güzelliğiyle noktaladım.
Cumartesi Günü tüm yorgunluğuma rağmen "112 Acil Servis" milongasına katıldım. "Para Bailar"la  aynı salonda olan bu milonganın organizatörleri sevdiğimiz arkadaşlarımız Gül, Ulaş ve Kerem. İlk gününe katıldığım milonganın Dj'i Volkan'ın tandaları eşliğinde, Kerem'le, Erkan'la, Ulaş'la, diğer Volkan'la, "Mr 360" la, orada yeni tanıdığım bir kaç dostla daha tüm bacak kaslarım ağrıyana kadar, gece boyunca dans ettim. Dolayısıyla keyifli bir mutluluk içimde geceyi güzel "Earl Grey" çaylarının tadı damağımdayken noktaladım. Genel mantıkta bazılarımız için;
"Çok dans ettiğin milonga, en güzel milongadır" ,  değil mi...:)
Pazar Günü, Ponte'ye akşam yedi sularında geçtim. Hem biraz güzel lezzetlerle dopinglenmek, hem de geleneksel, bugüne has gazete ritüelimi gerçekleştirmek için. Zira o gün "Dos Ufos" olarak Hakkı'cığımla gecenin müziklerini yapacaktık. Kendisi de gelince, sistemi kurup, yerimize yerleştik ve sevdiğimiz tandalarımızı sıralamaya başladık.
Hoş keyifli bir kalabalığın olduğu gecede, harika hisler ve çok güzel enerjilerle her tandanın keyfini gerek dönüşümlü olarak danslarımızla, gerek hoş sohbetlerimize çıkarttık. Doğumgünü çocuklarından Murat'la - bir diğeri de Ayşe Hm'dı - , Mehmet Cemal'le, Ertuğrul dostum'la, Bülent'le, güzel bir sürpriz yapan Bora dostla, Mehmet'le ve Sn ortağım "Mr Teta Ufo"yla harika danslara uçuşarak kapıldım. Hakkı'cığım da sevdiği tandalarda en keyifli danslarına uçarak, kapılarak tüm Ponte semalarında salındı. Oturduğumuz Dj masasından ses ile ilgili "ok"leşme serüvenlerimiz boyunca iletişim halinde de bulunduğumuzdan, nasıl hislerle danslara aktığımızı da fark edebildik. Elbette gece boyunca, geleneksel isteğim üzerine Dilek ve Reyhan da dahil olmak üzere tüm dostlarımızla fotoğraf dünyasına dalarak, harika ölümsüz, sonsuza dek yaşayan kareler yakaladık.
Gecenin sonlarına yaklaştığımızda ise Güralp'in isteği üzerine bir "chacarera" parçası çalıp, hatta üstüne bir de dans edip, doğumgünü danslarında Ayşe'ciğimizin ve Murat'cığımızın coşkularını birlikte paylaşarak farklı bir soluk yakaladık. Gecenin sonunda da hoş dostlarımızdan Fümerel'in, Aysun'un, Bülent'in, Faysal'ın, Ayşe Hm'ın ve bir çok dostumuzun müziğimizle ilgili güzel tebrikleri, düşünceleri, dilekleri ve içten ifadeleri ile daha da neşelenip, keyiflenip, en güzel mutluluklarla geceyi tamamladık ve Ayşe'ciğimizin arabasıyla olan yolculuğumuzla da evlerimizin yolunu tuttuk, mışıllar alemine zaman kaybetmeden süzüldük.
Koskoca bir haftayı daha  yine tüm dans dolu tınılarda noktaladım. Her seferinde tangoyla tanıştığımız için şanslıyız diyorum ya, bir iki gün önce "112 Acil Servis" milongasında oturduğum bir esnada, dansçılarla ve hepimizle ilgili bir gözlemimi sizlerle paylaşmak istiyorum. O gözlemimin etkisiyle şunu yazmıştım;
"Milongada oturduğum bir esnada dikkatimi çeken bir şey oldu;
 süper dans eden arkadaşları ve yeni tangoya başlamış olan kişileri gözlemledim. Yeni başlamış olanların hareketlerindeki net ve dengeli olmayan adımları, kararsızlıkları, müzikten bağımsız gibi görünen ve pek bir şeye benzemeyen figürsel akış ile iyi dansçılardaki müzikalitede, figüratif renklilikte, odakta ve uyumda süregelen yetkinliği, rahatlığı ve hoş, zarif görünümü....
Sonra dedim ki içimden, kesinlikle tango insanların hayatlarını değiştiriyor. Çünkü başta adımlarını, dengelerini, müzikle olan yolculuklarını, frekanslarını - ki bu çok mühim- ve ifadelerini değiştiriyor. Dolayısıyla karizmalarını, yetkinliklerini, kararlılıklarını ve konsantrasyonlarını arttırıyor. Sadece hoş, zeka kokan bir "karizma" için bile bu dansı öğrenmeye değer bazılarımız için. Diğerlerimiz için de müzikle ve uyumla akarak yaşamaktan büyük mutluluk ne olabilir ki...
Tango karizma yüklü, net ifadeli, müzik dokulu ve hareketsel renkliliklerle dolu, eğlenceli, yaratıcı, sürükleyici ve koparıcı bir yaşam öğrenimidir bana göre de...
Gerçekten herkes tango öğrenmeli ve güzel güzel dans etmeli diye düşündüm sonrasında da..."

Gerçekten de herkes dans etmeli benim mantığımda. Çünkü eşsiz bir mutluluk bu!!
"Connection" ve "Müzik" de hayatın manası gibi geliyor bana uzun zamandan beri... Hatta neredeyse tüm ailemi, dostlarımı, yakınlarımı bu dansla tanıştırmak ve "connection"un, "abrazo"nun büyüsüyle yoğunlaştırmak istiyorum.  Çünkü bu büyük bir paylaşım ve mutluluk!
Bir gün bunu başaracağımdan da nedense eminim! ;-)
Soğuk hava dalgasının geri döndüğünü hissettiğim bu yeni haftamızda ise, hepimize her şeyden önce sağlık, huzur, mutluluk, güzel kazançlar, aşksal translar, güzel müziklerle dopdolu milongalar, muhteşem danslar ve tango dolu, paylaşım odaklı ve lezzetli büyülü anlar diliyorum dostlarım. Kalplerimizin buluştuğu, ruhlarımızın konuştuğu, aklımızın  birbiriyle ve keyifle dans ettiği tüm anlarda ve güzel hislerde buluşmak, görüşmek, karşılaşmak, tanışmak dileğiyle...
Sevgiyle, Saygıyla, Mutlulukla ve Sonsuza dek süren en derin "Aşk"larda kalınız...:-)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder