25 Ağustos 2014 Pazartesi

Haftanın milongalarında,  her tandada uçuş var...

Haftalık milonga seyrime, Innpark milongasıyla başladım bu kez. Öncesinde Mira'yla geleneksel bir Solera akşamında buluşup, tüm malbec üzümünün lezzet dolu taneleriyle "tat gurusu" haline dönüştükten sonra, milongaya uçarak, koşarak, sallanarak gittik. İçeri girer girmez, Ramazan ve Gökhan Abi'nin güzel  müzikleriyle karşılandığımızdan, "milongada olma, milongada yaşama ve uçuşta varolma" hali ruhiyemize büründük. Elbette bol akışık danslar, leziz tandalar birer birer sıralanırken, müziğin  ve dansın içinde kopmama yardımcı olan değerli dostlarım arasında Sezgin,  Gökhan Abi, Utku, Alper, Metin ve ismini hatırlayamadığım  daha bir çok arkadaşım vardı. Dolayısıyla bana göre şahane pırıltılarla dopdolu olan bir geceden  keyifle ayrılarak, yepyeni bir güne merhaba dedim.
Perşembe Günü, geleneksel Point Otel milongasına gittim. Aslında  bazı zamanlar, üşenmeyip Haydarpaşa milongasına da uğrasam hiç fena olmayacak. Ne de olsa değerlerimize, tarihimize, sanatımıza, yurdumuza ve dansımıza daima sahip çıkmak da boynumuzun borcudur bu coğrafyaya...Umuyorum bir gün mutlaka ben de orada dans ederek katkımı göstereceğim. Arada şart!
Gelelim milonga  öncesine ve sonrasına;
Milonga öncesinde sevdiğim dostum Aylin'ciğimle hoş bir Zencefil sohbetine, rozesine ve atıştımalıklarına uzandık. O anlattı ben dinledim, ben anlattım o dinledi; keyfimiz katladı. Sonra milongaya geçerek, her zamanki manzaraya, bara ve konfora hakim olduğumuz masamıza konumlandık. Dj Serçin yine hoş tandalarını sıralarken, bol uçuşlu danslarım bu kez Aziz Abi'yle, Hakan'la, Eray'la -salsa da dahil olmak üzere; artık kendisi 3. salsa hocam- ve şu an hatırlayamadığım bir çok iyi milongueroyla devam etti. Masamızdaki hoş sohbet, keyifli paylaşımlar ve Point'e has her zamanki kaliteli ambiyans yine beni gülümseten bir milonga deneyimi olarak içime işlendi ve geceyi sonlandırdı.
Cuma Günü, Milongahane milongasına geçtim. Müzik seçkisi, yılların deneyimli Dj'lerinden zarif kişiliğiyle sevdiğimiz Ayşe Hm'dan gelirken,  milonga öncesimde de müziğin içinde kopmama  ortam hazırlayan Türk üzümleriyle süslü bir sohbete kanalize olmuştum Aslı'yla. Yaşama, ifadelere dair farklı farklı dokunuşlarla, zihinsel muhakemelerle dolu yolculuklara uzanıp gelmiştim milongaya. Dolayısıyla, hafif "meşrep" bir halde-  meşrefin buradaki anlamı,üzümle yıkanmanın getirdiği rehavet ve kendime göre sözcüğün anlamını değiştirdim evet-  danslarıma başladım. Akın'la başlayan tandasal dönüşler, Aylin'ciğimin güzel, kırmızı bir yelpaze ve Portekiz şarabı hediyeleriyle tavan yapan mutluluğumu, içimde iyice yükseltip, diğer danslarıma Bora'yla, Ahmet'le, Ceren'le yine çok hoş tınılarla buluşarak, yüksek irtifalı semalarda ulaşıp, geceyi yine çok güzel bir mutlulukla tamamladım. Milonganın sonlarına yaklaşırken, Nevin Abla'nın da yaş günü kutlandı ve ortamdaki tüm milonguerolar doğumgünü dansında bu yeni yaş ritüelini ölümsüzleştirdiler kendisi için; bu da hoş oldu ve Pugliese tandasını tam duyarken, bu kez dans edemeyerek,  çıkmak zorunda kaldım. Merdivenlerden çıktığım anda, düşürdüğümden paramparça bir hale gelen cep telefonum ve içindeki tüm müzik listem, fotoğraflarım birer buhar olup uçarken, biraz daha connectionlarda empatisel ve telapatik bakış açılarına yoğunlaştım. Elbette bu durum, ertesi gün öğleden sonra 4'lere kadar sürebildi ancak ve yeniden telefonlanarak sessel ve internetsel bağlantılarıma çok şükür başlayabildim. Ee her şey telapati de, empati de değil bazen. Direkt iletişim de şart bu hayatta!
Cumartesi Günü, önce Mira'yla ve Pelin'le rozelerin, beyaz üzümlerin, nadide peynirlerin içine daldık kantinimizde, sonra Galata milongasına hızlıca ulaştık. Dj Akın'ın tandalarıyla akan gecede, hoş bir kalabalıkla, kaliteli dansçılarla dolu bir ambiyansla birlikte, ortamın sempatikliğinin ve sıcaklığının yanı sıra havanın yüksek neminden ötürü de terletici bir sıcaklık vardı. Dolayısıyla yeni edindiğim yelpazemle - artık tam bir milonguera gibi hissediyorum kendimi sırf bu nedenle, son günlerde; en azından dergiyle serinleme çabamdan iyidir  bir yelpaze edinmek- kendime ait çözümlerle şenlendim ve harika danssal, müziksel kopuşlarıma, Mehmet'le, oranın sevdiğim genç asistanlarından bir milongueroyla, Ozan'la ve ismini hatırlayamadığım bir çok dostla devam ettim.
 İlerleyen saatlerde  içimiz kurtlanarak, Mira'yla en yakın civardaki, başka bir milongayı daha ziyaret edelim hevesine kapıldık ve kendimizi Galata'nın eşsiz sanatsal dokulu coğrafyasından ışınlayıp, Sıraselviler'in tarihi dokusuna ve hoş Kız Kuleli manzarasına kavuşturduk. Martı'da uçan dostlarıma da buradan selam ettik....
Oldukça geç gitmemize rağmen 333'te ortam gayet hoş bir havada, güzel bir kalabalıkla doluydu. İçerideki püfür püfür esintiyle de soluklanıp ilk ve tek dansıma, Sabri'nin hoş tandalarıyla  İnanç'la uzanıp geceyi tamamladım.
Bu arada bir güne iki milonga sığdırmak da enteresandır; hatta üç olduğu bile oldu geçmişte. Hatta bir de yıllar önce Mimoza'nın bahçesinde, ne açık hava  pratiklerine uzanırdık Pazar günleri..Sonra yine milongaya akardık. Enerji hiç biter mi bizde...Deliyiz gerçekten ve hep genciz sanırım...Bu dans bizi daimi bir gençlik ve aşk havasına bürümüş bir kere...:-)
Pazar Günü,  Ponte'ye uzandım. Ceren'ciğimin şahane sıralanmış tandalarıyla, anında ortamın içine, leziz peynirime ve rozeme dalarken, yine oraya has büyülü ambiyansı tüm ruhumla, varlığımla hissettim ve elbette  konforlu masamda, olağanüstü İstanbul semalarına kapılırken, gece boyunca durmaksınız- çünkü hiç duramadım, güzel tandalar sağolsun- muhteşem danslara uzandım.
Kenan Abi'yle başlayan ful connection bazlı ve müzik yüklü danslarım, Ertuğrul'la, Ahmet'le,  Mehmet Cemal'le, Ceren'le, Volkan'la  keyifle, yoğun hislerle ve mutlulukla sürdü, dansın içinde daimi bir kopuşa uzandı ve gecenin sonlarına doğru çalınan bir salsa parçasıyla da- çok zorlandım yalnız bu kez; parça çok zordu ya..- ilerledi. Elbette Pugliese tandası ve en son gelen La Cumparsita'yla da son dansımızı keyifle tamamanın huzuruna erdim..
Bugün için söylenecek şey;
yine gece harikaydı; müzik müthişti; danslar olağanüstüydü; tüm güzel sohbetlerim enfesti- Sergülen Abla'yla, Satılmış Abi'yle, Ayşe Hm'la, Sn Salsa Hocam Ertuğrul'la - ve akış şahaneydi. Ne mutlu bize ki bunları yaşayabiliyoruz, bu şansı ve seçimleri oluşturabiliyoruz...Gerçekten haz bu!
 Çıkışta, Nizam'da çorba, çay ziyafetiyle devam eden  milonga sonrası sohbetine Ceren'le, Ahmet'le ve beni bilgisayar viruslerinden kurtarmaya uğraşan İzzet'le uzanıp evimin, yuvamın, merkezimin yolunu nihayet tutabildim.
Yine en güzel milongalarlarla ve derin paylaşımlarla dopdolu bir haftayı daha tamamlayıp, bana daima heyecan veren, yepyeni bir haftaya başladım.
Hepimize bol afiyet, huzur, saadet, duygu dolu geçişler, empati yüklü seslenişler, merak dolu deneyimler ve ışıltılı yolculuklar diliyorum dostlarım. Ben bu hafta pek milongalarda bulunamasam da, sizlere harika danssal kopuşlar diliyorum ve  kalbim daima sizlerle varolan connection'larımda ve tüm paylaşımlarımızda olacak bunu biliyorum.  Hepinizi sevgiyle selamlıyorum, kendinize iyi bakınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder