8 Eylül 2014 Pazartesi

Haftanın milongalarına her yönden, beş boyuttan esen rüzgarla ulaştık bu kez....

Yaz ayları, malum yolculuk, deniz, tatil ayları ya çoğumuz için, ben de yüzmeye doyamadığımdan, fırsat buldukça Ege'nin engin sularıyla kucaklaşıyorum ve ruhen, zihnen, kalben, fiziken kendimi doğanın engin enerjisine teslim ediyorum ve suya her daldığımda kendime daha da bir yaklaşıyor, yeniden varlığımla tanışıyor gibi hissediyorum çoğu zaman. Bunun yerini de hiçbir şey dolduramıyor... Dolayısıyla İstanbul'a Salı gecesi döndüğümden güzel bir uyku çekip, Çarşamba 333 milongasına geçtim. Milonga seyrimizin öncesinde, lakap olarak "Hiperbolik Milonguero" tanımlamasını uygun gördüğüm, ful enerjik arkadaşım Giuseppe ile, yurdumun üzümlerine güzel bir dalış yapıp, tatillerimizdeki tüm hoş pırıltılarımızı anlatmıştık birbirimize. Ardından milonga sularının derinliklerine kapılmak zor olmadı elbette. Dj Murat güzel tandalarını ardı arkasına sıralarken -bonusta da Hugo Diaz'dan parçalar da çaldı sağolsun-çok keyifli danslarım Giusseppe, Onur, Özgür, Mehmet ve bir çok milongueroyla gece boyunca sürdü. Milonganın ortalarında ise 'Çıtır Milonguera' arkadaşımız Eylül Hm'ın doğumgünü kutlandı ve benim hayranı olduğum, hatta yıllar önceki parçam ilan ettiğim,  Nil Karaibrahimgil'in "Ben ona resmen aşığım" parçasıyla akan doğumgünü dansına doğru süzülüşüyle, gece daha da hoş bir mana kazandı. Bu güzel  şımartma dansının enerjisi ortama yayılırken, ben de tüm değerli arkadaşlarımla olan connection'larımın büyüsüyle, gecenin son damlalarını da içime aktarıp, evime yollandım ve nefis bir uyku çektim!
Perşembe Günü, Point milongası öncesi yine Ayşe'ciğimle harika bir yaşamsal, üzümsel sohbete uzandık; müzikal yolculuklarla yoğunlaştık, bol kahkahayla da enerjilerimizi yükselttik. Dolayısıyla,  harika danslarla dolu bir milonga akşamına doğru rahatça geçiş yapabildim. Dj Serçin hoş tandalarıyla, ortamın ambiyansını daha da güzelleştiriken, ben de en hoş danslarıma oranın müdavimlerinden genç arkadaşım Onun'la, Aziz Abi'yle, Ertuğrul'la -salsa da dahil-, Hakkı'yla- hep Point müdavimi olamasa da, connection müdavimi dostum- Ferhat'la, Eray'la -harika bir milonga tandasında ful enerjiyle-, Giuseeppe'yle- son tandada enerji tavan yaptı- ve bir çok milongueroyla kavuştum. Yabancı katılımcıların da olduğu, kıvamında bir kalabalıkla süren gecede,  harika bir milonga deneyimi daha ruhumda, Ortaköyüme kavuştum.
Cuma Günü, Milongahane milongasına geçtim. Dj Deniz yine güzel tandalarını hoş bir sıralamayla aktarırken, gece boyunca yayılan sıcacık, keyifli, kaliteli atmosfer, püfür püfür esinti, ortama has ferah genişlik, konforlu zemin, ve oturma alanları ile akan tüm müthiş danslar, keyifli dostlarımla süregelen sohbetler -Sergülen Abla, Canan, Erkan, Hakkı, Ceren , Ahmet ve bir çokları-  çok çok güzel bir milonga deneyimini daha içimde yeşertti. Hakkı'yla, Erkan'la, bir kaç ismini bilemediğim milongueroyla, Ahmet'le ve sonlarda da Ceren'le ettiğim danslar -kadın illa bir lead edecek beni, yoksa sonlandıramıyorum  milongayı- yine dansın, müziğin, connection'un, yoğun hislerin içine, uzun kopuşlara uzandım..
Gecenin ortalarında da değerli dostlarımız Ahmet'le, Ceren'in performanslarını izledik. Sade ve ana yansıyan adımlarını bizlerle paylaşırlarken, geceye değişik bir renk ve sakin bir soluk da kattılar.
 Danslar, sohbetler, anlar, abrazolar ve tüm tınılar paylaştıkça güzel, yaşandıkça anlamlı, ifade edildikçe de renkli ve artan bir değerde.
Leziz tatlılarla, çikolatalarla, üzümlerle akan gecenin sonunda da Bora, Didem, Ahmet ve Ceren ile akan hoş bir tango sohbetine dahil olup, ardından da Beşiktaş'ta içtiğimiz çay keyfiyle, günün milongasal sürecini  tamamlayıp, yaşama dair diğer yoğun transsal yolculuklarıma ulaşabildim.
Cumartesi Günü Martı milongasına geçtim. Elbette öncesinde iyi bir milonguero arkadaşım olan ve ikinci salsa hocam ilan ettiğim Cem'ciğimle Zencefil'de harika bir yemek, sohbet ve an ambiyansına girdik. Bu keyifle de milongaya pek lezzetle dahil olduk.
 Hem insan olarak çok sevdiğim, hem de seçkin tandarını peşpeşe sıralayan Dj dostlarımız Sedef ve İzzet'in güzel seçkileriyle, yine o Martı'ya has tüm coşkun uçuşlarıma baş pilotlarımdan, Cem'le, Ertuğrul'la, Hakkı'yla, Erdem'le, Uğur'la, Çağatay'la, Can'la, İzzet Abi'yle kavuştum ve mutluluktan daha da uçtum. Gerçekten o muhteşem kalabalık ve yoğun sinerjiyle enerji zaten maksimumlardayken, bir de 'Sn Salsa Hocam'  Ertuğrul'la da iki parça da olsa,  sıradışı bir salsa deneyimine güzel bir dalış  yaptık. "Sodade" -Melody Gardot yorumu- parçasında da dans edebilmek için, gerekirse tüm dansları öğreneceğime, o an itibariyle and içtim!
Pazar Günü, etrafa yayılan gıcık virüslere neredeyse teslim bayrağı çekiyordum ki, içimde bir dalgalanma oldu ve kendimi Ponte'nin içinde, o engin, büyülü İstanbul semasını izlerken, peynir tabağına ve roze şababıma gömülmüşken buldum. Dj İrem Abla yine birbirinden güzel tandalarını sıralarken- cortinaları da şahaneydi, hele 'In the mood of love' filminin ana tema müziğini de çalınca,  fena halde koptum- çok güzel danslarım Aziz Abi'mizle, yabancı bir milongueroyla, genç arkadaşım Mehmet Cemal'ciğimle, Can dostumla gece boyunca keyifle, dinamikçe, dingin ve keyif dolu sürdü de sürde. Ayşe Abla'yla da gece boyu süren harika sohbetlerimizin, paylaşımlarımızın tüm muhteşem tınıları içimde, evimin yolunu tuttum. Klasik Taksim sokakları bir yığın bambaşka insanlarla dolup taşarken, insanların birbirleriyle bu kadar tanışma ihtiyacında olmasını ise, o anda içsel bir aydınlanma yaşayıp şöyle değerlendirdim;
'Kendisiyle tanışmayan, tanışamayan, buluşamayan insan(lar), hep başkalarıyla tanışmaya ihtiyaç duyuyor ve kimse onlara yetmiyor, yetemiyor. Hep bir arayış ama hep bir bulamayış ve tatminsizlik de hakim oluyor akabinde! Oysa en büyük tanışma ve buluşma  insanın kendisiyle oluyor ve böylelikle tüm yansımalarının da farkına varabiliyorsun. Hepimiz, yaşadıkça her tür renkleri ve derinlikleri keşfediyor ve daima öğreniyoruz zaten değil mi...;-)
İşte böyle tango dolu bir haftayı da geride bırakırken, bugün de hızımı alamayıp Armada semalarına kavuşayım diyorum. Hazır virüsleri kendi kendilerine kırdırıp, güzel bir başarıya ulaşmışken...;-)
Hepimize dans dolu, üzüm kokulu, kazanç, aşk, sağlık, huzur yoğunluklu ve renkli bir hafta diliyorum dostlarım. Her en güzel ambiyanslarda ve sıradışı, olağanüstü  melodilerde, her connect olduğumuz yerde, yoğun translarda ve abrazolarda buluşmak dileğiyle...
 Tüm en büyülü okyanuslar hepimizin olsun ve bütün  insan kalplerine ulaşabilen, o olağanüstü yelkenliler hepimizle buluşsun...:-)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder