27 Kasım 2012 Salı

Stage Tango Şovlu ve Kız Kuleli bir Milongadayız bu kez..**

Eh günlerden Cumartesiydi, bir gün öncesinin yorgunluğu da vardı üzerimizde.
Enerjimizi diplerine kadar tüketmiştik, bolca üzümsuyu da içmiştik, enerji verecek ya bize ama nafile! Tabi yine de şov merakımızdan ve milongaya katılma isteğimizden gidecektik; "Kaçış Yok!"
 Sabahsa, kahvaltıda içime bir ağırlık çökmüştü nedense; hatta profil resmimi siyah yapayım demiştim; yapmamıştım gerçi, manasız gelmişti çünkü!
Neyse, ofiste Farukla oturuyorduk, birden bizim çok sevdiğimiz Cumhur Amcamızın vefat haberi geldi...Ofisimizin kuruluş tarihinden beri bizle olan çok sevdiğimiz amcamız, babamız, komşumuz ayrılmıştı aramızdan..İkimiz de çok fena olduk tabi!
Babamla olan hoş sohbetleri, şakalaşmaları ve çay içişleri gözümün önüne geldi...Bir an onu da yeniden kaybetmiş gibi hissettim!!
İşte ölüm deneyimi böyle bir şeydi; bir kez yaşadın mı, yakın çevrenden insanlar ayrılınca katlıyordu etkisi sanki!!
Dolayısıyla yutkundum ve gözlerim ıslandı; manasız boşluğa bakakaldım; o anda hissettiğim yer buydu çünkü..Boşluk..Uzaysal boşlukta doluluk vardır ya, tam boşluk değildir...Benimkiyse tamamiyle boşluktu; sessiz, görüntüsüz, hissiz, her şeysiz!!
Tam bu haberin üstüne Nihan geldi.
O da Can Abi'yi yitirmişti geçtiğimiz yıl. Kahve içip sohbet ederken dedi ki;
"Bir süre sanki hayatım normal akışında devam ediyor, her şey normal seyrinde güzel gidiyor. Ancak bir an geliyor ki, öyle bir dağılıyorum ki toparlanmakta güçlük çekiyorum. Tarif etmesi ve anlaması zor. Arkadaşlarıma da anlatmak istemiyorum çünkü hem sıkmak istemiyorum, hem de o duygu durumunda olmak istemiyorum. Zaten beni de anlayabileceklerinden emin olamıyorum..."
Çok çok iyi anladım bunu elbette; yitirdiğim ama çok sevdiğim onca insan geldi aklıma...
Hepsi tek tek ciddi darbeler oluşturmuştu kalbimde ve ruhumda...
Elbette enteresan bir idrak ve karmaşık ruh durumlarını da  getirmişti ilerleyen günler, saatler, gecelerde...
 "Darbelerin sayısı arttıkça, devrim niteliği taşıyor!"  diye düşündüm tam o anda!
Koskoca bir devrim!
 İnsanı bir çok yönden ve boyuttan dönüştüren cinsten..İstersen dönüşmeye karşı diren, nafiledir çaban ve belki de, iyi ki öyledir!!!
Yakın birini kaybedince insan, ancak o zaman ölümle tanışır...
Yoksa ölüm olsa da bu dünyada, olmasa da , o kişi için hikayeden öteye gidemez, çünkü hiçbir şey hissetmez derin anlamda...Ta ki yanıbaşından biri alınıncaya kadar...İşte o zaman bizzat deneyimleyerek öğrenir ölümü ve ölümün ardından gelen süreci...
Hepimiz, yaşamla ölüm arasında ince bir çizgide duruyor gibiyiz zaman zaman.
O yüzden, nasıl bir hayat yaşadığımız, kimleri sevdiğimiz ve derin anlamda ne hissettiğimiz asıl önemli olan bence! Gerisi masal bile değil aslında!!
Neyse bu konu uzar gider.. Yaşam da, ölüm de derin ve enteresan bir süreç snrm.
Milonganın kişisel deneyimlerimden oluşan özetine geçişi uzattım bugün biraz ama, algımız anla gelen akışa bağlı olmuyor mu zaten...Günce de böyle bir şey; her an, her deneyim algını değiştiriyor!
Milongaya gitmeden önce bir kaç kadeh şarap içmek için Solera'ya uğradım..Nedense gözlerim sürekli ıslaklığını korumak istiyordu...Gülmenin rahat ifade edildiği bir dünyada olsak da, göz yaşlarımızı pek de rahat ifade edemediğimizi düşünüyorum. Dolayısıyla insanlarla birlikteyken, bu tür hüzünlerimi  benden başka insanların anlamamasına gayret ediyorum.. Yakın arkadaşlarım ve dostlarım ayrı elbette..Her an onlar da değil tabi....*
Sonrasında, milongaya geçtim..
Gayet kalabalık, hoş bir ortam vardı.. Müzikler çok güzeldi; iki başarılı DJ in düeti vardı. Çok keyif aldım çünkü enerji hiç düşmedi pistte ve içimde. Dolayısıyla çok hoş bir geceydi benim için!
Evrensel hediye paketi ve tangonun terapisel özelliği işte bu!
Müzik içine işlerken dansın seni iyileştiren ilacın oluyor!
Şovla ilgili görüşlerime gelince,
pek benim tarzı gibi gelmedi bana bu dansçıların stili!
Bana sertlik yansıtan ifadeler zinciri ve gereksiz akrobasi var gibi geldi...
Yani duyguyla bütünleşmeyen hareketler, figürler olunca bana manasızlık hissi verir...
Niye yapasın ki o hareketleri, o muhteşem müziğin içinde, o duygu yoğunluğunu yansıtmayacaksa...
Dolayısıyla bazı figürler bana değişik geldi itiraf etmeliyim.
Ancak bir arkadaşım workshoplarına katılmıştı bu çiftin -ki sosyal dansları da gayet zarif gözüküyordu bence de-, oldukça faydalı bulduğunu söyledi..Eğitim ve şov apayrı kulvarlar elbette..
Zaten şovu çok beğenenler de oldu aslında...Ben onlardan olmasam da..:)
Fikirler çok görecelidir zaten ve farklılık güzeldir, özgünlüğü getirir..
Harika tandalarla gelen çok keyifli danslarımın ardından, yine anın yoğun yolculuğunda bambaşka yaşayışlara uzandım ve derin bir nefesle içime çektim bugünle gelen her şeyi yeniden..
Gece bittiğinde, her milonga yolculuğunda olduğum gibi mutlu, huzurlu, dingin ve yoğunlukla dolmuş evime döndüm..
Hepsinde olmasa da keyif aldıklarımda böyle hissediyorum!
Gerçekten haz böyle bir şey... Kendini anın tam merkezine ya da içine bırakmak ve o anla gelen kişsel tutkularınla dolmak belki! En azından benim hissettiğim böyle bir şey!
Yarından sonra da Ankara'daki Carnaval için yola çıkıyorum...Bakalım nasıl sürprizler, şovlar ve keyifli milongalar yaşayacağız ilerleyen günlerde, merak konusu.:).
Tabi ki o anlara doğru koşar adım gidiyoruz şimdi;
Haydi Görüşürüz orada, şurada ve her yerde... :-))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder