31 Aralık 2012 Pazartesi

Konumuz bu kez yılbaşı milongaları olsun...:-))

Geçtiğimiz hafta boyunca süregelen milongaların snrm hepsine katıldım...
Bu bir yılbaşı enerjisi miydi, 2012'yi uğurlayıp, 2013' e hoşgeldin deme motivasyonu muydu inanın bilmiyorum ama sonuç uykusuz sabahlar ve günler oldu diyebilirim!!
Bir de 6'da, 7'de  kalksam yandık...Şanslıyım aslında, gayrimenkul işimiz sağolsun ve elbette ortağım ve elemanım...Onlarsız ne yapardım bilemiyorum!! :-)
Hafta boyunca, hepsinde harika vakit geçirdiğim milongalar, Cafe Krepen, My House, 333, Caminito ve Point, Tangolic, 333 ve Ponte oldu...Valla bitap düşme potansiyelime fırsat tanımadım...Potansiyeller dönüştürülür, değiştirilir, geliştirilir efenim...:-))
Kabul ediyorum, tepede ışıl ışıl bir güneş bana bakıp gülümserken, ılık ve insanı okşayan cinsten bir hava hakimiyeti de elbette motivasyonumu güçlendirdi...Tabi  Cumartesi'nin o berbat soğuğu hariç; ıyyy!! **
Cafe Krepen'de Ali  Alper'in doğumgünü kutladık; bu yemyeşil bitkilerle dolu hoş pisste güzel dostlarla harika danslar ettik,  Dj imiz Volkan - tarafımdan lakabı Mr Donato...Her yerde söylerim...:-))-da keyifli tandalarla ve muhteşem cortinalarla enerjimize enerji kattı...Yine sağolsun varolsun..Tabi keyifli dansı da harikaydı!! Süregelen anlarla eğlenmek, genişlemek, büyümek, gelişmek, hazla, mutlulukla, tutkuyla, aşkla dolmak güzel..İnsan dans ederken eğlenecek, yaşayacak , hissedecek anların büyüsünü ve tadacak o anki yaşamsal hazları;  yoksa zaman geçer, anlar, dakikalar, saatler kaybolur,  biter gider...Bitmez mi?? :-))
Geçen  her  bir an o kadar değerli ki, geri dönüşü mümkün olmuyor..Bu da anların büyüsü işte!! :-)
Pazartesi Günü'nü  keyifle tamamlarken, Salı'ya uzanıp tüm güneşi yüzümde hissedip, ofis faaliyetlerini gerçekleştirdikten sonra Sıraselviler Caddesi'ne uzandım...My House milongasında, müziğin ve manzaranın tadını, sohbetin neşesini hissettim ve  yine bolca dans ettim...Tabi,  bu kez yorgunluktan La Cumparsita'yı duyamadan ayrıldım...Ne kayıp! peh peh..:-)))
Bitmiştim uykusuzluktan..Esnemekten ağzımı kapatamadım, şaka gibi! :))
Çarşamba Günü'yse, Kız Kuleli milonga lakabını taktığım 333 milongasına katıldım! Yine çok keyifliydi atmosfer, müzik,dostlar, her şey...:-)
O kadar çok sevdiğim arkadaşım var ki orada- Çiğdem'le başlarım sonunu getiremem, zaten onlar biliyorlar kendilerini... Ve  daha da katlanarak artıyor sevdiğim arkadaşların sayısı her geçen gün orada, bu da harika...Keyfim her gittiğinde katlanıyor.!!**
En komik durumsa keyifli dansların yanısıra, Arjantin'li dansçılardan çok daha ileri bir seviyede dans ediyor olmamdı; tabi sadece bu seferlik eminim...Bs As'e gidince alırlar ifademi...Haşa!! :-)))
Cidden güldüm işte bu duruma...Heyyo heyyo, Arjantin'li arkadaş dur da  sana tango göstereyim...:-)) Kozmik şaka sanırsın adeta...:-))
Oldukça internasyonel bir milonga oldu ve yerli yabancı bir çok kişiyle, bolca dans ettik, güldük eğlendik...Günü tamamlayıp Perşembe'yi yakalayınca yine üzümlerle dansımızın ardından- ki görüldüğü gibii dans her adımımızda yanıbaşımızda- Caminito'da arkadaşlarımı kucakladım!
Bu kez DJ Sezen Hanımefendiydi; lakabı Çıtır DJ..:-))
Esen harika bir fotoğrafımızı da  çekti, Sezen tam tandalarını ayarlarken- iş üzerinde yani-, sağolsun varolsun...Hem muhteşem sesli, hem olağanüstü bir samimiyete ve mütevaziliğe sahip olan bir arkadaşımız Esen...Seviyoruz kendisini...
Ve bu güncede insanlardan da bahsediyorum biraz; zira Nevin Abla, niye insanları yazmıyorsun hiç, hep mekanlar, ve milonga atmosferine odaklısın demişti, o yüzden bu güzel feedback i değerlendireyim dedim...İnsansız her şey bomboş Nevin Abla...Her yer buz gibi soğuk, ve pistler manasız...:-))
Sonrasında, hemen uçarak  Point'e geçtim; güzel havanın bir hediyesi olarak terasının açılan kapılarından dolan mis gibi havayla, harika manzarada, nezih danslar, keyifli sohbetler ettim..Yine dansını çok sevdiğim Ferhat'la - İstanbul'umuzun Torelli'si.. benim taktığım lakap yine..:))- da harika danslar ettik.. Sergülen Abla ve Nevin Abla'yla da harika sohbetler ettik...:)) Ee yay ve aslan kadınlarının sohbeti ve yaşama bakış açıkları bir farklı oluyor...Enerjileri de max. da..:)
Zaten bu ara tüm sürekli görüştüğüm arkadaşlarım ya yaylar, ya kova ilginçtir!! **
Cuma günüyse, Tangolic' e koştum...Ilgın, Sercan ve Zeynep, tüm gelenleri memnun etmek için ellerinden geleni yapıyorlardı, hep olduğu gibi...Hizmet sektörü, daima insanla varolur, şekillenir ne de olsa...Bunu çoğu organizatörümüz biliyorlar zaten...*
Balkonundansa, neredeyse, martılara uzanacak, Hazarfen gibi bir diğer binaya uçarak gidecek kadar güzel bir cesaret, hoş ve sıcacık bir atmosfer hissettim..
İtalyan bir arkadaşla, Volkanla, Doğaçla da keyifli danslar ettim...Ne başarılı milonguerolar var ya...Şanslıyız İstanbul'da...Yoksa napardık bilmem...Artık sürekli sıkıntıdan,  lead etme stratejime dönmek zorunda kalırdım...Geçmişte iyi dansçı olmadığında, yapmamın daha akıllıca olduğunu düşünüp lead edip arkadaşlarımla dans edip eğlenirken, güzel bir enerji atmak gibi...Bu aslında iyi bir dostla güzel sohbet edip, eğlenmek gibi bir  şey, sadece sözcükle değil de dansla! :-))
Dj Sabri de harika çaldı yine;  lakabı tarafımdan verilmedi henüz...:-)
Ee müzik en önemli etmenlerden biri, bir milongadaki..Kötü olursa yandık!Ağlamaklı oluyorum klasik..:-)
Tabi tüm hafta boyunca milongaların ve ofis yaşamının yanı sıra  La Paz'da Küba müziği dinleyip, Şili Merlot'larını götürürken, Salsa hocam Oğuz'la da orada ilahi bir rastlantıyla karşılaşıp...:=))) Solera'da da özellikle bu haftaya özgü İtalyan üzümlerini inceleme çalışması yaptım...Nero D'avola üzümü favorim oldu bu haftalık!!*
Tabi hsonuna girerken, sevimsiz bir karayelle gelen- pek severim bu rüzgarı sormayın!! - kıl bir soğuk ve yağışlı hava ' Ctesi günü milongasını es geç istersen Ebru' diye kulağıma fısıldamaya çalıştı...Ofiste klimamın altında ısınırken bir adım dahi atmak istemedim..Ama neyse ki,  bir güç bulup kendimi Taksim'e yolladım ve  karma İtalyan şaraplarını yuvarlayıp kendimi yine yılbaşı etkinliği olan Kız Kuleli milongaya yönlendirdim..Dj ekibi bir şahaneydi..Ramo ve Go Go bence bu camianın en popüler Djleri oldular bile, en azından yurdumda, tangonun kalbinin attığı kentte, yani İstanbul'da..:-)) Cortinalarında ise coşmamak olanaksızdı..İnanın ben bile göbek atıp, halay dahi çektim... Zıp zıp zıplarken çoook eğlendim diyebilirim...:-))
333'ün geleneksel Yılbaşı treni de görülmeye değerdi..Bol bol videolar çekildi; çılgın milonga geceleri konseptinde...Yeniyılı C.tesi itibariyle karşılamış oldum..Beni koparacak danslar da ettim o gün... Sağolsun çok sevdiğim ve inanılmaz bir sese ve yoruma sahip Aylin'in- ki konserini sabırsızlıkla bekliyoruz- Fransa'dan gelen arkadaşlarından biriyle tandalarda gezinirken gerçekten uçtum diyebilirim...İnanılmaz bir empati, müzikalite, zerafet ve algı hissiyatı yaşattı bana sağolsun...İsmini klasik hatırlayamıyorum..Ne zor isimleri var bazı arkadaşların, özellikle benim gibi isim özürlü insanlar için de ayrıca facia potansiyeli sunuyor adeta..Pes! :-))
Benim için, bugünkü milongaya damgasını vuran dansım da bu oldu...Tabi çok sevdiğim arkadaşlarımla keyifli danslar, sohbetler de eklendi.....Bir de yılbaşına özel dansöz seramonisinde- Murat masraftan kaçınmamış, bravo..:-)- kadının oynarken aniden kendini yere bırakıvermesini hala fiziksel kanunlarla açıklayamıyorum...'Ay kesin kırdı!' dedim baldırlarını ya da bacaklarını; pat yere atıverdi kendini zira..Saç seramonisine hiç değinmiyorum...:))
Biraz erkeksi bulduğumu da itiraf etmeliyim, tüm kadınsı vücuduna rağmen bu arkadaşı ve hala şüphelerim var...:-))
Bu arada oryantal dansına damgasını vuran isim de Özge oldu...Valla görmeliydiniz Murat'la danslarını..Kaçıranlar çok şey kaçırdılar..:))
Tabi Eşref'le Murat'ın şovları da, dansözden çok daha fazla alkış aldı....Çok eğlendiğimi söylemeliyim..:-)
Saatler sabaha yaklaşırken yine milonga bitiminde neye uğradığımı anlayamadım.. Sudan çıkmış balık misali, zamansallığını yitirmiş şuursuz insan modelini sunmaya odaklanmıştım belli ki...:)))
Gecelerin gündüzü yine koşarak yakaladığı Pazar Günü'ne geçtiğimizde ise, harika bir kahvaltı ve Ortaköy'de gazete keyfi sonrasında, biraz gezinip akşamı yakalayınca,  Solera'da Ayşe'yle buluştum. İş hayatındaki olumsuzluklar üzerine sohbet ederken, üzümlerin dansını her zamanki gibi  içimizde yaşadık, derin hazlar hissettik...İş hayatındaki olumsuzluklar bile etkilemeyemedi...Belki, benden ziyade Ayşe dertli olduğu içindi bilmiyorum...Müzikle uğraşan insanların hayatı, bankacılardan daha zor o kesin...İnsanlar sanata değer vermedikleri gibi, ekonomik anlamda da insanları tatminsiz bırakabiliyorlar...Ne garip!!! *
Neyse biraz yürüyüş yapıp Ponte'ye geçtim..Muhteşem bir masa ayırtmıştım, tam cam kenarı ve  karşımda tango şovlarını izleyebileceğim bir potansiyel sunan bir enlem, boylamda..:)
Sağolsun Ayşe Hm, o masayı bizlere ayırmış, çok mutlu olduğumu ayrıca ifade etmeliyim..**
Bu arada  Ponte'yi  harika süslemişler; renkler, ışıklar, manzara harikaydı!!
 Eşref'in birbirinden güzel tandaları ve cortinaları, Canan'ın harika sohbeti, yılbaşı hediyeleri ve Yalçın'la süregelen tandalarla, sıçramalı danslar güne damgasını vurdu diyebilirim...*
Tangoda da o kadar farklı stiller var ki, kimine hoş gelen kimine hoş gelmez...
Tam milonguero stilini uyguladığın ifade eden Yalçın, kendi alanında oldukça yetkin  bence...Tüm o sıçramaları kolaylıkla yapıyorsun ve tüm hızlı hareketlere rağmen güven ve denge hissedebiliyorsun...Adam gerçekten tutuyor seni; düşmezsin yani..
Gerçek anlamda tutamayanlara ve güven vermeyenlere de anektod olsun....Milongueralar her şeyden öte güven beklerler....***
Yalnız, her bu stili benimseyen için aynı şeyleri söyleyemem tabi.. Topaç gibi dönenleri görüp eleştirdiğim çok olmuştur zira...Hele çarpanlarsa tüm sinirimi altüst edebiliyorlar...Uçarken yere çakılmak gibi bir his bu!! Neyse ki, nadir de olsa bu stili -tabi yurdumda- iyi uygulayan biriyle dansın büyüsünü yaşayabiliyor insan...Bulutlarda salınmaya devam..:-))
Tüm geçen günlerin ve gecelerin ardından, gelinen  son durum şudur ki,
hafta boyunca kocaman, renkli ve keyifli milongalar deneyimlerken, tatlı, hoş  yüzlerce duygu hissettim, büyüleyici danslar ettim ve nezih ortamlar soludum!
Asıl Yılbaşı günüyse bugün aslında, haftalar boyunca yaptığımız kutlamalara ek yine sıcacık bir ortam ve bolca atıştırmalık sunan La Cumparsita milongasına katılmalı mı, bir ev partisine mi yollanmalı, yoksa özel bir arkadaşla yemek mi yenmeli henüz bilemedim...Ee akışla hareket etmek güzel..Hoş bizim akışlar hep tangoya açılsa da son zamanlarda, yine de güzel işte! :))
İnsan içinden geçen eylemleri yaşayıp, özgürleşirken, tüm hissettiği duygu ve düşüncelerine bağlanıp yaşamı tadacak, tadımlayacak, duyumsayacak,.ne diyelim!!
Tüm yollar, kişiye özel ve olağanüstü hoşluklar, muhteşem hisler getiren okyanuslara açılsın...
Ve dans edip bulutlara yükselirken, hep o sınırsız gökyüzünde buluşalım diyorum dostlarım, haydi!..:)))


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder