10 Aralık 2012 Pazartesi

İzmir'in fendi, Maratonu yendi...:-)))
Şimdi yıllar sonra İzmir'e giden bir İstanbullu ne yaparsa cidden onu yaptım...Fazlası değil yani...:)
Biraz moody davranmış olabilirim elbette ama bu da benim yapım, ne yapalım..
Mooduyla yaşayan kadın lakabımı kendim kendime talıyorum....***
Zaten İzmir'e Cuma  akşamı gelip, hemen otelime yerleştim..Aslında, işin gerçeği,  İzmir'e gelmeden önce gittiğim İstanbul milongalarında bitap düşmüştüm...İnanın uyurum diye gündüz otobüsünü seçtim...Nitekim bolca uyudum, şu sinir bozucu sesi olan Yasmin midir nedir Levy  soyisimli kadını dinledim..Çok gıcıktı ama kopardı beni!! :))) Tabi bir kaç film de izleme şansım oldu + bolca kahve içip otobüs yolculuğumu tatlandırdım...Yolculuk bence apayrı keyif...On, oniki saate kadar olan otobüs yolculukları ok, 12 saaten sonrasıysa uçaklara devreder kendini benim dünyamda...
Neyse ilk gün şöyle bir Kordon turu yapıp Mekkan adlı mekanı keşfettim bu güzel şehre varınca...Aslında keşfim şöyle oldu ki, Kordon boyunca yürüyen bir uykusuz yolcu olarak bendeniz bir harika ses dıydum, bir de gitar tınısı devreye girince,  orada kalakaldım!!! Bu güzel ses karşısında  büyülendim...Benim Bob Dylan'ınmın 'One More Cup Of Coffee'sini de çalınca arkadaş koptum...Sonrasında İzmirli bir arkadaşımla buluştum. İnanılmaz güzel sohbeti şarapla ve şömineyle kutladık..Uyuduğumda snrm saat 4'tü..Sabah kahvalltısını kaçırmadım tabi, 9'da indim...Yumurta rahatsızlığım var da...Kahvaltıda mutlaka yemeliyim..ve bardak bardak çay ve sonrasında kahvesi de tabi...:)
Bugünün  de bize sunduğu ödül dahilinde-Tşkler Tanrım.:)- hava günlük güneşlik olunca, uykusuzluğumu unutup Kordon boyunca yürüdüm. Asmaaltı'nda meşhur Dibek kahvesini içme ritüelimi gerçekleştirdim yine..Oranın kahvesi apayrı...Biraz sertti gerçi, telveyi abartmışlar ama yine de, İzmir'i yeniden yaşattı bana...:)
Neyse, sonra Kordon'da , paluk yemeğiyle derinleşirken çok sevdiğim bir dostumla buluştum!
 İzmir' e geldiğimde ilk aradığım bir kaç insandan biridir kendisi..Aslında onda niye kalmadığımı sordu ve davet etti ama saat kaçta eve varacağımı bilemediğimden arkadaşlarımı evlerinde kalma konusunda rahatsız etmek istemiyorum.. O da bu durumun aslında benim bu özgür ruhumun bir sonucu olduğunu söyledi! Eh pek yanılıyor sayılmaz sanırım. Ve her defasında olduğu gibi bu kez de beni nefes eğitimi almaya ikna etti...Zaten  katılıyorum, her şeyin nefesle başladığında,, niye üzerime geliyorsun...:D
Sonrasında bir günce yazdığım için şu maratona katılmam gerektiğini kendime telkin verdim lakin, yine Kordon-Cumartesi günkü Kordon apayrı bir keyif....Cazibesine kapılmamak olanaksız!!- ve yine muhteşem sesi duyunca hareket yeteneğim durdu...Orada olmak o kadar güzeldi ki, tarif edilemez!! Harika bir sohbetin ardından Gazi Kadınlar Sokağı'na geçtik arkadaşımla- ki adım atılamıyordu- Bu kadar kalabalık olduğunu hiç görmemiştim..
Delirmiş İzmirliler, hepsi çıkmış sokağa bu Ctesi sanki,  bir güneş gördü
ler  diye...Acı çektim..:D
Neyse travma olmadan ataltabildim bu acımı ve bir İzmir barında, müzisyen bu İzmirli dostumla harika bir sohbetin  ve güzel şarap keyifinin tadını çıkarıpi uykusuzluktan bitap düşünce odama  döndüm..Yatar yatmaz anında uykuya dalıvermişim....Mefta İstanbullu! :)
Ee bir gün önce  4,5 saat uyumuştum ki, insan 35 ve üstü yaş seviyesine gelince, bebek gibi mızmızlanıyor az uyuyunca...İlla 6-8 saat olacak...Bünye kaldırmıyor valla gülmeyin! :)
Neyse Pazar Günüyse öyle bir yağmur belirdi ki  İzmir semalarında sormayın... Adım atılamaz cinsten...
İkiye kadar dışarı burnumu çıkartmadım. Sonra biraz Kordon sefamdan sonra, maratonun olduğu Soyer Kültür Merkezi'nde aldım soluğu....Lavoboya geçtiğimde,  dağınıklığı görünce hemen uyardım görevliyi ve pırıl pırıl bir lavaboya kavuşabildim neyse ki.Yoksa asabım bozuluyor...
Tabi maraton biraz sakindi..Ee millet cumartesi gelmiş, herkes bolca dans edip, kurtlarını dökmüş; bize ne kalmış...Pıh...:)
Sonuçta 200, 300 kişi varmış maratonda o Ctesi akşamı, sinerji süpermiş, dans, pist vs..Sordum soruşturdum...Ay niye gelmedin Ebru filan dediler de, Ebru Kordon'la bütünleşti diyemedim..Kim anlar ki...Herkes maratona gelmiş, bense İzmir aşkım fondayken gelmişim maratona..Öyle olunca da Kordon tuttu bırakmadı beni, ne yapayım..Günahsızım..:) Ama müthiş zaman geçirdim itiraf etmeliyim ve hafızama inanılmaz anılar eklendi İzmir'e dair yine...***
Tabi maratonda sakinliği bozma eğilimim olduğundan - enerji biraz düşüktü; uyuyamamış insanlar...- biraz sohbetle canlanıp, bir iki  gerçeten keyifli dans ettim..Yeni insanlarla tanıştım, eski arkadaşlarımla karşılaştım ven, bolca çay içtim...Yağmur dindiği zaman da yine kendimi Kordon'un kucağına bıraktım....Sokakta bir yığın sahipsiz köpek dikkatimi çekti...Allahtan bana karşı naziktiler, kendi aralarında didişseler de...Didişme seslerinden pek haz ettiğimi söyleyemeyeceğim...Azcık eğitim şart ses konusunda, olmaz ki!! :)
Yollar da boştu..İzmirli dostlar Pazar Günleri uykuya ayırıyorlar demek ki...Gerçi anormal bir yağış vardı, snrm bundan dolayı olacak ki, herkes evin yolunu tutmuş...Ama İstanbullu tatminsiz şimdi..:)
Neyse harika bir yolculuğun ve harika bir kaç günün ardından İstanbul'a dönüyorum yarın akşam!
Yurdumda yapılan tangoya dair tüm etkinlikler merak konum bu günlerde...Nerede ne yapıldığı, nasıl yapıldığı, nelerin doğru, yanlış, iyi ve kötü yapıldığı konusunda araştırma yapıyorum.. Gelişim isteyen çoğu insanın yaptığı çalışmadan sadece biri bu....
Dolayısıyla bol gelişimli günler, geceler, harika milongalar, workshoplar, festivaller, karnavallar, maratonlar diliyorun tüm yudumdaki  tango tutkunu dostlarım için...
Daima inanılmaz derecede enerjik ve dinamik milongalarda buluşmak dileğiyle sn dostlarım...
Harika bir hafta diliyorum hepimize....***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder