8 Mart 2013 Cuma

Festivalin 2. Günü Conrad'a yollanıyoruz...

Bu kez Perşembe sabahına 'çok sevdiğim' Lodos havasıyla uyanıyorum. Üzerimde yorgunluk hissi yarattığı yetmiyormuş gibi,  nem yoğunluğunun yüksekliğinden ve hava devinimi olmamasından bu rüzgarın getirdiği havaya karşı antipatim var diyebilirim. Elbette, anlaşılacağı üzere yorgun milonguera şeklinde gündüzü tamamlayıp, güzel bir Latin Amerika yemeği ve şarabından sonra arkadaşımla Conrad'a yönleniyoruz. Girişten geçip de salona girdiğimizde büyüleniyorum. Muhteşem bir salon, avizeler, ortam, zeminin rengi, ışıklandırma, oturma düzeni, her şey harika. Duyumlarıma göre salon tam 1000 m2 ve Color Tango'yu izlemek için harika bir atmosfer sunuyor. Arkadaşımla loca tadında bir iki sandalye kaptıktan sonra süregelen tandalarla harika danslara akışa başlıyoruz. Tutkulu insanların tutkularını, diğer tutkulu insanlarla paylaşmalarından daha büyük bir haz, mutluluk ve eğlence de olamaz fikrimce. Gözler ışıl ışıl, keyifler tam, müzik süper, her şey mükemmel. Önce tabii ki yerli milonguerolarla başladığımız danslarımız, yabancılar, yerliler vs dönüşümlü süregeliyor.  Zaten herkes pistte! Çılgın bu insanlar, sabahlara kadar dans edip duruyorlar. İnanın, zerre anlamıyorum!! Yok mu hayatınız sizin ey tanguero(a)lar, evinize gidin, uyuyun ya...Yok! Delirmiş herkes! Tutku guruluğu yolunda ilerliyorlar. Zaten memlekette bir yığın dinci guru, healer guru, iş gurusu, sosyal guru, eğlence gurusu, politik guru,  bir de master guru dolanıp duruyor. Çok master ya herkes! :-)) Tangonun da olsun gurusu tam olsun;  böyle bir kariyer alanı şart yurduma!
Neyse Dj' in güzel seçkilerinin ardından, Color Tango sahne alıyor. Müthiş bir ambiyans. Kendimden geçiyorum, Pugliese tınılarını duydukça, ayaklarım hareketleniyor ve devamlı bir raks haline bürünüyorum. Arada 20 TL lik 'Angora' :-) şarabını da yudum yudum fazla telef etmeden yudumluyorum. Buz da atıyorum ki, çabucak bitmesin. Allahtan suyumu yanımda getirdiğim için 5 TL lik ' Sırma' suyundan yırtıyorum. Ama cam şişe, plastik değil yani!! :-)
Neyse Color Tango klasik repertuarını seslendiriyor. İnsanlar delirmiş, uçmuş, hazdan kopmuş, sohbetten kahkahalanmış, dedikodulanmış, derinleşmiş, geyikleşmiş bir şekilde anın tadını çıkartıyorlar, gözümden kaçmıyor. Ve günün ilk şovu bir Arjantin'li çiftten geliyor. İsmini sonra yazacağım, şu anda hatırlayamıyorum ve fest sayfasından bakmaya üşeniyorum. Üşengeçliğimin boyutunu şöyle tarif edersem, bir arkadaşım parfümünü unutmuş, benden parfüm rica ediyor, çantamda bulamıyorum ve ona teslim edip çantamı, kendisinin o malum şişeyi  bulmasını rica ediyorum. Daha fazla aramaya üşeniyorum!! Şaka değil bu, arkadaşım da bu davranışımı anlıyor, çünkü beni tanıyor ve bulup sıkıyor parfümü ohh; herkes rahat şimdi! :)
Neyse, benim aslı beklediğim ve hayran olduğum çiftse Sebastian Achaval ve Roxana Suarez elbette! Uçaktan iner inmez Conrad'a ışınlanıyorlar ve bize harika bir şov ziyafeti veriyorlar. O kadar rahat, yetkin, güler yüzlü, emin, çabuk, zarif, harika ve muhteşemler ki, her adımlarını neredeyse alkışlayacağım. Özellikle milongaları da favorim! Aslında Arjantin'den böyle milonguerolar sipariş etmek istiyorum. Çok eğleniyor adamlar yaa. Rahatlar ve süperler, kasmıyorlar ya da en azından bunu yansıtmıyorlar; ne güzel!
Bu kez üzerimde hiç yorgunluk hissetmiyorum sanki gündüzün enerjisi gitmiş yenini çılgın fest tanguerası enerjisine bırakmış  ve 4:30 lara kadar pistten kendimi alamıyorum bunun sonucunda!
Nihayet vücudumda 'Bittin Ebru sen! Git tez uyu!' sinyalini aldığımda, evime dönüyorum, ay pek çok şükür. Uyu da yarına sakla enerjini kadın! Sexteto Milonguero konserinde kop, uç, kaç, coş, yine kop, değil mi ama!
Şimdiden, ofiste yapıştığım ve kalkamadığım koltuğumdan bu günceyi yazarken, bu akşamki milonganın heyecanını yaşıyorum diyebilirim. Anlasam niye diye! :-)
 İşte biz milongueralar ve belki milonguerolar da bilemiyorum, böyleyiz. Gündüz hepimiz işyerindeyken, evdeyken, okuldayken, dışardayken, yemekteyken vs vs, ya da bambaşka boyutlardayken,  tango tutkunu arkadaşlarımızla yazışıp-chatten tabii- "Heyecanlı mısın akşama?" gibi absürt soruları da  birbirimize sorabilen tuhaf bir türüz. Tam kaçkınız bence ya! :))
Aman neyse, neysek oyuz işte,  hepmiz kısmen böyleyiz sonuçta, ne yapalım yani!!
Bu arada, Conrad'ın fest milongaları kapsamında bizlere zengin pistini sunması da harika bir çalışma olmuş. Tebrik ediyorum, soran soruşturan, bu mekanı tangoculara kazandıran arkadaşlara...
 Şahsen çok memnun kaldım ortamın enerjisinden ve mekana bayıldım!
Bu akşam da milonganın Conrad'da olmasına seviniyorum!
Ehh hayat bize güzel valla, Harika yerlerde tangoyla dolup taşan, harika dostluklar, aşklar, ambiyanslar, mutluluklar, sohbetler yaşayan bizleriz. Tangoyu bir çıkarın bakalım hayattan, ne kalır geriye...Bilemiyorum!  Çok şey elbette ama o ayrı bir konu! :-)
Neyse, akşam yine Conrad'da görüşürüz dostlarım, bol enerjiyle geliniz, çılgın milonguera(o) lar diyarı İstanbul festine; zira sizi yorar(ız)lar....Haydi! :-)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder