6 Ekim 2015 Salı


Tango yapan insanları seviyorum ben arkadaşlarım. Dünyada milyarlarca insandan sadece binler, on binler seviyesinde insanlar tango yapıyor. Üstelik onlardan kaçıyla dans edebiliyoruz ya da enerjimiz tutuyor ki....Sizce?
Yıllardır her seviyeden, her stilden dansçıyla dans ederim. Bir tek mühim kriterim var,
 içlerindeki tango sevgisi ve tutkusu. Hiyerarşiye hiçbir alanda inanmayan bir insan olarak seviyelere bağlı bir anlayışım da yok ve hiçbir zaman olmadı. Bilakis tangoya yeni başlamış ve o coşkuyla yoğunlaşmış genç arkadaşlarımızla ya da her yaştan milongueroyla dans etmekten çok keyif alıyorum. Müziği duyumsayan ve sadece tangoyu hisseden, bu dansa tutkuyla bağlı olan, enerjimin tuttuğu herkesle dans ederim. Zira insanların "level"ları ya da stilleri beni asla değiştirmez ama sadece geliştirir aslında ve her an yeni insanların bu dünyaya heyecan içinde katılıyor olması da coşkumu sürekli arttıran, beni tangoya daha da aşık eden bir şey. Bu da şans! :-)
Bugünlerde İstanbul'da hava pek iç açıcı değil, hatta şakır şakır yağmur yağıyor. Sonbahar tüm esintileriyle kendisini göstermeye başladı. Yüzmeyi çok sevdiğim için yaz aylarının bitmesinin hafif bir hüznünü hissetsem de, tango alevinin daha da güçlendiği bir mevsime giriş yaptığımızı kabul ediyorum. Nedense bu aylarda tango daha da coşkulu hislerle buluşturuyor bizleri. Gri havanın etkisine inat, içimize kırmızı, sarı, turkuaz tonları ekleniyor ve bu da bazılarımızın içini pek kıpır kıpır yapıyor!
Geçen hafta harika bir konsere, çok güzel lokal milongalara ve bir de çok keyif aldığım bir festival milongasına katıldım. Çarşamba Günü TİM'de katıldığım "La Juan D'Arienzo" orkestrasına bayıldığımı söylemeliyim. Dört bandoneon ve dört keman, insanı ses yoğunluğunun etkisiyle çok başka alemlerle buluşturuyor. Zaten benim için keman kalbin, piyano yaşamın, bandoneon tangonun, kontrbas bütünlüğün enstrümanları...Dolayısıyla harika bir müzikal lezzet yaşadım bu konserin etkisiyle, müzisyenlerin coşkulu şovlarına kapıldım ve Türk dansçılarımızın performanslarını da keyifle izledim. Bir kaç çifti daha da fazla beğenerek izledim. Tango anlamında kendi bakış açıma yakın bir gösteri sundukları için sanırım. Bu herkese göre farklılık gösterir kuşkusuz, çünkü yaşananlar, hissdilenler ve deneyimlenenler farklıdır...
Konserin ardından 333 milongasına geçtik tatlı arkadaşlar Bahtiyar, Ezgi ve Ahu'yla ve harika bir tango serüveni daha yaşadık. Dj Xenia'nın gece boyu süren müzik seçkisini çok beğendiğimi, Yasmin Levy cortinalarının beni uçurduğunu, bazı sıradışı tandalarında iyi dansçılarla uçarak dans etmenin keyfini iliklerime kadar hissettiğimi ve tangoyu yine tüm tatlarıyla yaşadığımı söylemeliyim. Dolayısıyla harika bir gece daha yaşanmış oldu!
Perşembe Günü Point milongasındaydım.. Kıvamında bir kalabalık içinde, sevdiğim tüm dostlarımla hem gülmekten komaya girerek ettiğimiz sohbetler, hem tüm transların ötesinde ettiğimiz danslar ve Dj Volkan'ın tandalarıyla seke seke coşkuyla tamamladığımız tüm hoş tandalar yine hepimizi sevgiyle, transla ve konforla buluşturdu. Büyük bir hazla geceyi tamamladım.
Cuma Günü Milongahane milongasındaydım. Yine kıvamında hoş bir kalabalıkla süslenmiş gecede DJ Çağatay'ın lezzetli tandalarıyla bolca dans ettim, hatta gece üçlere kadar dansa doyamadık. Çıkışta yine Didem'in şahane tadından hiçbir şey kaybetmeyen eşsiz çayını yudumlayarak, hoş bir milonga ertesi sohbetine uzandık. Geceyi de bu güzel dostluk kıvılcımları içimizde mutlu, mesut tamamladık!
Cumartesi Günü ilk kez organize edilen Express festivaline katıldım. Yenikapı'da Gar Gazinosu'unda düzenlenen gecede benim için her şey harikaydı diyebilirim. Mekana öncelikle bayıldım, hayran kaldım ve bu durum da enerjimi tamamiyle festivale adapte etti. Sonra masaların her yerde konumlanması çok hoşuma gitti, illa bir şey yiyip, içtiğim için masasız çok zorlanıyorum. Üçüncüsü milonga  her yerden dansçıyla dolmuştu ve kahve, çay ücretsiz, şarap da çok makul bir fiyattaydı. Yuvarlak pist Dj Halil Ertekin'in sabah altılara kadar süren hoş tandalarıyla sabahın bu ilk ışıklarına kadar  doyasıya, mutlulukla dans etmemi sağladı.
Gecenin şovlarında ise, önce Türkiye'mizden Sercan Yiğit ve Zeynep Aktar çiftinin danslarını izledik. Kendi adıma performanslarını çok keyifle izlediğimi söylemeliyim. His ve müzikalite yoğunluklu, uyumun yansıdığı bir seyir beni her zaman mutlu eder. Ardından Moira Castellona ile Andres Molina çiftinin performansını izledik. Elbette performansları hoştu, lakin benim bu tango dünyasında en beğendiğim çiftlerden birinin Gaston Torelli ve Moira Castellona olduğunu dünüşürsek biraz hüzünle, somurtkan ve mutsuz izledim gösteriyi, çünkü Torelli'yle Moira'nın performanslarında hep bir başka uçarım, bambaşka renkler, hisler hissederim.  Bu  tamamiyle sübjektif bir bakış açısı ve bir Torelli hayranı olarak Moira'nın yanında izleyeceğim hiçbir erkeği pek beğenmeyecektim sanrım. Bu bariz bir önyargı elbette ama ne yapalım. Bunu da aşmayayım! :-)
Ve tango camiasında çok çift ayrılabiliyor, farklı partnerlerle çalışmalarına devam ediyorlar, çok başarılı da oluyorlar aslında. Yine de bazıları keşke hiç ayrılmasa ve hep onları izleyebilsek..
Neyse, sonuç olarak gece tüm renkleriyle, ritmleriyle ve bütün olağanüstü danslarım eşliğinde  şahane geçti. Bu organizasyonda emeği geçen herkese çok teşekkür etmek isterim. Çünkü gerçekten çok keyif aldığım bir organizasyon oldu. Her ay yeni festivaller ve sayısı hızla artan maratonlar da çok motive edici. Kendimi bulduğum ortamlar internasyonel arenalar aslında. Rahat iletişim kurabildiğiniz, "cabeceo"larin konforla akıştığı ve dansla buluştuğumuz renklilikler, tatlar hepsi!
Dans etmeyi seven ve tangoya aşık olan insanlar için her milonga mekanı cennettir ve hepsine ihtiyaç vardir. Her milonga mekanını ayarlayan ya da organizasyon yapan da bu dünyaya aşkından bu yolu seçmiştir. Yani çoğu zaman bir çok eleştiri yapılsa da ya da hepimiz yapsak da bir tango organizatörü, eğitmeni, Dj'i, dansçısı, orkestrası, şarkıcısı, ekibi yaptığı işi asla sadece ticari olarak yapmaz. Elbette kazanç yakalamak ister çünkü emek, çalışma, zaman, enerji ve odak vardır ama başta içindeki tutku için yapar. Bu nedenle yurdumda yapılan tangoya dair tüm etkinlikleri destekliyor ve tekrar yapılan çalışmalara teşekkürlerimi, saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum!
Pazar Günü yorgunluktan felç olmama rağmen Ponte'ye gitmek istedim ve iyi ki de gitmişim, çünkü harika bir milonga tadı daha yaşadım, dans etmekten yürüyemez hale geldim, Ahmet Abi'yle ve Songül'le tango üzerine sohbet etmenin, peynir tabağımdaki hemen hemen tüm peynirleri yuvarlamanın, hoş dansçılarımızdan Kenan'la milongalarda uçmanın, Mehmet Cemal'le tandalarca dans etmenin, Aydın'la konfora uzanmanın,  yabancı bir milongueroyla farklı tınıları yakalamanın ve oradaki tüm dansçı dostlarda Dj Ayşe Tünsoy'un harika tandalarının hakkını vererek dans edebilmenin içsel tatminini, bedensel hareketliliğini ve yoğun coşkusunu yaşadım. Kendisine ayrıca "Los vinos" un farklı oriyantal tınılar sunan yorumunu çaldığı için teşekkür ediyorum. Koptum! :)
Bu arada milonganın ortasında, bir an enerjim maksimuma çıktı ve festival milongasına katılmayı bile düşündüm. Ancak şükürler olsun ki bir kaç dakika sonra delirmiş olduğumu düşünüp evimin yolunu yürüyemediğim için dostlarımızın arabasıyla tuttum. Şükür!!
Anlattığım gibi dostlarım, bir haftam daha tangonun kalbinde ve müzik aşkının en derin noktalarında yaşandı, sürdürüldü ve sonlandı. Her an daha da aşık olduğum bu dünyada bu dansın, dünyanın daha ne tür derinliklerini hissedebilirim inanın hiç bilmiyorum. Hatta hissetmekten bittim, tükendim, eridim diyebilirim. Çünkü hissetmek hem olağanüstü, hem de zaman zaman insanı yoran bir şey. Bunun sebeplerinden biri tango yapan insanların iç mücadelelerinin biraz fazla olması. Çünkü duygular çok yoğundur tangoda ve ruhsallıkla, egoların kapıştığı bir arenadalardır dansçılar, hissedenler. Her tango yapan kişi egolarına ve zaman zaman duygularına aşırı kapılabilir. O zaman mücadeleler artar ve ardından idraklar da yoğunlaşır. Çünkü bizzat gerçek deneyimlerle, yoğun hislerle burun buruna gelir insanlar. Yani kutsal kitaplardaki ya da bazı felsefelerdeki gibi olumsuzluklardan, yoğunluklardan kaçarak bir arınma beklenmez hayata dair. Bilakis deneyimlerle cesurca buluşup, asıl nasıl bir yöne hareket ettiğini insan olgunluk seviyesiyle belirler. Olgunluklar da yaşanmışlıklarla gelir elbette. Yani kimse hap yutmuş gibi kendini her şeyden kaçırarak aşma potansiyeline erişemez. Derinliklere dalmadan kimse özüne erişemez ve deneyimlerinin içinde yüzmeden kimse gerçek bir insan ve birey olamaz bana göre. Milonguera(o)lar  olarak işimiz bu manada oldukça zor aslında, çünkü bizim mücadelemiz hep çok daha ötelerimizle, ruhumuza ulaşmakla ve egolarımızı tanıyıp, aşabilmekle sonlanır. Bu da çok çalışma, güçlü bir cesaret, trans ve yoğun bir emek gerektirir.
Hepimize içimizle dışımızın uyum içinde yankılandığı, sevdiklerimizle muhteşem anlar paylaştığımız bir hafta diliyorum. Her şeyden önce tutkularımıza daima sarılmayı ve tutkularımıza doğru yılmadan ilerlememizi diliyorum. Kalbimizin attığı tüm milongalarda, sevdiğimiz bütün hoş nüanslarda ve müzikal derinliklerde buluşmak dileğiyle dostlarım. Hepinizi sevgiyle selamlıyorum!

2 yorum:

  1. Bravvo! Hep soylerim dagda dervis olunmaz diye smile ifade simgesi ve bakis acin ve bunu naksedisin cok dogru bence de, her zaman olmasa da bazen hic beklenmedik sürprizler yasanabilir tangoda, herkesin sunabilecegi bir sey vardir. Ancak o ego mevzusu ne tangonun asi bir dans olmasindan ne de tangonun dogasinda olmasindan geliyor. O bizim cografyamizdan, taa derinden insanimizdan kaynaklaniyor. Yani bence surecte bir gelisim firsati degil ego carpismalari, tamamen verimliligi dusuren bir bug, terbiyesizce bir hata.

    Sevgiler ebrucum:) ellerine sağlık! Bitmeyen enerjine hayranim bu arada masallah tu tu tu!:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım çok teşekkür ederim değerli arkadaşım bu çok güzel yorumun beni içten gülümsetti ve mutlu etti. Güzel kanallara vesile oluyorsak ne mutlu ve içten enerjilerimiz daima bizi müziğin merkezinde ve mutluluğun kalbinde buluştursun. Sevgilerimle...:) yakında bir milongada karşılaşmak dileğiyle...***

      Sil