4 Mayıs 2015 Pazartesi

İhtiyaç duyduğumuz şeyler, öncelikle kendi içimizde mevcut. Bir ihtiyacın istediğimiz oranda çevremizden karşılanamadığına inandığımızda, bunun için önce kendi içimize dönmeli, asıl merkezimize ulaşmalı, derin perspektiflerle kalbimizi  hissederek bunları kendi içimizde aramalı ve  bulabilmeliyiz. Sonrasında ise sihirli bir etki ile çevremizde deo  bolluğun sıcak dokunuşlarını hissediyor ve arzu ettiğimiz durumlara, duygu, düşünce, eylem ve yaşamlara ulaşıyoruz diye düşünüyorum. Dolayısıyla diyalog içinde bulunduğumuz tüm yaşamımız bir yana, çevremizdeki insanlardan aldığımız yanıtlar, tepkiler aslında başta bizi, bizle buluşturuyor ve  bizi, bizimle sevginin gücü altında dans ediyor. Tangoda kurduğumuz "connection"larda da bu etki mevcut. Yani ruhumuz, kalbimiz, zihnimiz ve bedenimiz başta mükemmel bir senkronizasyona ulaşarak, hem kendi içlerinde, hem de dışarıya yönelik inanılmaz bir komünikasyon akışına açılıyorlar ve  hepsinin birlikteliği ile uyumu da insanın kendisine ve dans ettiği tüm dansçılarla kurduğu bağlarla daha da açık, engin denizlere ulaşıyor.
Öncelikle kendi içimizden dışa fışkıran bir cevher dans ve bütünlükteki uyumla yankılanan  olağanüstü bir süreç. Bu süreçler bizleri daima ortak kalp atışlarında buluşturuyor belki  ve milongalara açılan yollar  rengarenk ve çok büyülü oluyor...
Haftanın milongaları Salı Günü "La Cumparsita" ile başladı. Aslında festival ertesi olduğundan deli bir yorgunluk içindeydim, ama Giusseppe ve Aylin beni muhteşem bir yemek ziyafeti eşliğinde güzel bir akşam geçirmeye ikna ettiler. Çupralarla ve rozelerle süregelen çılgın danslarımızın ardından - kahve falı ritüelimizi de atlamadık  - , soluğu La Cumparsita'da aldık. İçeride çok hoş bir kalabalığın sinerjisi hakimdi ve Dj Burcu'nun birbirinden güzel tandalarıyla da Gius'le, Volkan'la ve bir çok dostla daha gece bitimine kadar coşkuyla dans edip, harika bir keyifle geceyi noktaladık.
Çarşamba Günü 333 milongasına geçtim. Yine yoğun,  dinamik bir kalabalık vardı içeride. Dj Ömer'in hoş tandalarıyla gece boyu tüm dostlarımla bol bol dans ettim, güzel sohbetlere uzandım ve Çiğdem'in hoş doğumgünü seremonisiyle birlikte " Kız Kuleli "milonga anılarının hoş olanlarından bir yenisini daha  hafızama ekledim.
Perşembe Günü "Para Bailar" milongasındaydım. Dj Alper'in farklı tınıları da seçkilerine eklediği tandaları eşliğinde yine yoğun bir kalabalığın hakim olduğu lezzetli bir geceye açıldım.  Hüseyin'le dingin bir akışla, Murat'la - ilk kez dans ettiğim ve çok keyifle uyumlandığım bir milonguero oldu -, Volkan'la - yine konforla, keyifle -, Samet'le gülümseyerek, Onur'la - eğlence yüklü - , Koray'la eğlenceyle,  Alper'le - enerjik bir akışla - yabancı bir iki milongueroyla ve gecenin sonlarında da kadın "leader"larımızdan Ceren'le tangonun ve müziğin hakkını vere vere dans ettik. Festival kutlamaları için şampanyalar hazır olmasına rağmen, kadroda bir takım eksiklikler olduğu için bir sonraki hafta daha coşkulu bir şekilde bu patlamalı seremoninin yapılmasına karar verildi ve geceyi tüm güzel dans tınıları içimde noktaladık.
Cuma Günü 1  Mayıs İşçi Bayramı'ydı. Malum bayram, seyran ve herkes tatil ama tüm yollar kapalı, ulaşım felç olduğundan insanlar mağdur bir haldeydi. Niye mi...Taksim'de yürüyüşlerin yasaklanması ve meydanların halk yerine, polislere daha uygun görülmesiydi. Elbette bütçe ayrılıp yeni alınan gazlar, tomalar işe yaradı. Görevlerini eksiksiz yapıp sularını ve gazlarını şehrimden eksik etmediler...Bir de Küba'daki kutlamaları izledim de, içim burkuldu. Coşkusu verile verile yapılan şahane bir yürüyüş ve kutlama. Kaç yy. sonra böyle bir birliğe ve saygıya kavuşuruz bilinmez, ama şimdilik gazlar ve tazyikli sular iş başında. Ben de tüm kapanan yollara kıllandığımdan ve biraz yaşam adına nefes almak niyetiyle soluğu Boğaz'da aldım.  Muhteşem bir yürüyüşle şehrimin o eşsiz büyüsünü ve güzelliğini tekrar yaşadım. Her şeye rağmen güzel kalan şehrimin...
Cumartesi Günü geleneksel Sensus coşkusunu bu kez Dilek'le paylaştık ve sonrasında Noa milongasında hoş bir kalabalıkla dolu geceye akıştık. Dj Sabri'nin lezzetli tandaları eşliğinde de  Erdem'ciğimle, Tolga'yla, genç yetenek Ali'yle, Burak'la ilk kez ve tatla, müzikle, İdil'ciğimle de pek keyifle ve bir çok dostla da güzelce dans edip geceyi Aylin'ciğimle hoş bir sohbet eşliğindeki yolculuğumuzla tamamladık.
Pazar Günü tüm milongaları ekerek harika bir Pazar keyfi yaptım. Deniz kenarında dingin bir yürüyüş ve kendi ruhuna ayrılan bir tam gündü bu. Gerçekten ruhen, kalben besledi beni ve haftayı huzurla bitirmemi sağladı. Yarın da dolunay geliyormuş. Bakalım etkileri nasıl olacak, bilinmez..:) Diliyorum bu yeni haftamız hepimize arzu ettiğimiz, hedeflediğimiz en hoş şeyleri, harika sürprizler getirir ve bizleri tüm hücrelerimizle gülümsetir. Yine bol bol dans ederiz, çoğu "abrazo"muzda en maksimumunda yoğuşup, kurduğumuz bağların tam merkezinde birbirimize  seslenir ve derinen dokunuruz.  Zira tangonun sanırım en etkileyici, tutku oluşturan, hatta bağımlılık yaratan tarafı, müziğinin yanı sıra bazı danslarınızda dönüşüyor olmanız. Bunda "connection" ın tartışmasız gücü çok büyük. Dönüştüğünüz dansların sayısı arttıkça, farklı bir realitenin içinde sonsuz bir yola ve patikalar bütününe ait oluyorsunuz. Değişik, derin ve inanılmaz tınılara sahip olan bu dünyada yeni yanlarınızı keşfediyor, yeniden varoluyor ve bambaşka renklerinizle olgunlaşıyorsunuz. Bu özel dünyanın yarattığı tüm keşifler hepimizi hayat boyu motive etsin ve tüm güzel dans atmosferlerinde, lezzetli milongalarda buluştursun. Yani her şey dans için, müzik, yoğunluk ve uçuş için olsun!
 Sizleri sevgiyle, saygıyla,coşkuyla ve ışıltıyla selamlıyorum dostlarım. Yakında görüşürüz ve yine bol bol dans ederiz...***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder