24 Şubat 2015 Salı

Bembeyaz bir İstanbul'da, aydınlık dolu günlere uzandım bu güzel, yeni yaş haftamda...:-)
Haftaya Pazartesi "Tangoz" milongasıyla başladım. Dj Ramo Gogo'nun güzel tandaları eşliğinde Aycan'la, Soreş'le, Ramazan'la, Philippe ile en keyifli danslara uzanıp, çok kalabalık olmayan ama çok güzel enerjiye hakim bu hoş milongada Mısır Apt'nin müthiş ambiyansını ve enerjisini içime çektim. Milonga bitiminde ise aşırı soğuyan havanın etkisiyle Taksim'e yürüyüşüm esnasında adeta buz tutum, evime bir nevi buzdan heykel halinde ulaşabildim.
Salı Günü uyandığımda muhteşem bir kar manzarasıyla karşılaştım. Ortaköy'üm, İstanbul'um bu bembeyaz kar örtüsünün altında o kadar güzel görünüyordu ki, milongaları Çarşamba günü de ekerek bu güzel cennet havasının ve görüntüsünün tadını yaşadım. Her zaman yürüdüğünüz sıradan görünümlü sokaklar,  caddeler, alanlar bile o kadar güzelleşiyor ki, sadece bu minik bembeyaz, bambaşka şekillerdeki donmuş su molekülleri, kar manzarası sayesinde çocuklar, yetişkinler, herkes karlara gömülerek  yürürken, çıkan gıcır gıcır sesle mutluluk frekansında danslara kapılıyorlar ..:-)
Perşembe Günü "Para Bailar" milongasında "Dos Ufos" olarak Hakkı'cığımla Dj koltuğundaydık. Bu gecenin bir diğer esprisi de, tam gece yarısı 38 yaşına girecek olmamdı. Doğumgünlerini tüm dostlarımla, yakınlarımla kutlamayı ve birlikte coşkulanmayı hep çok sevmişimdir. Bu arkadaşlarımın doğumgünleri için de geçerli. Aynı coşkuyu içimde hissederim. Çünkü hangimiz olursa olsun o doğum anımızı hep birlikte kutlamış olmanın keyfi bambaşkadır. Bu çok güçlü bir sinerji ve bütünlüktür benim için. Hepimizin varlığımızdan mutlu olan yakınları çoktur kuşkusuz. Bu da kutlamaların tadını arttırıyor. Hoş bana sorsanız, her gün bir kutlama yaparım o ayrı! ;-)
 Dolayısıyla gayet klasik bir tandasal akışla başladığımız gecede, hoş bir kalabalık hakimdi. 12 sularında da harika, kartopuna benzeyen bembeyaz bir pasta ile doğumgünü dansı ve tüm kutlama seremonimi gerçekleştirdik. Doğumgünü parçam ise elbette bu yılın parçası seçtiğim Hugh Laurie ve Gaby Moreno düetiyle gerçekleşen "Kiss of Fire" dı. Eriye eriye, kopa kopa, uça uça en sevdiğim dostlarımla adeta parçanın kendisi olurcasına dans edip, 38 yaşıma girmiş oldum. İlerleyen saatlerde ise bir nuevo tandası , Color Tango' lar, Sexteto Milonguero'lar ve farklı bir müzik akışı devam ederken, bu tandaların bazılarında sanırım Utku ve Bento bir miktar krize girdiler...:) Adamlar geleneksel, klasik milonga yapacağız diye uğraşıp duruyorlar ve bir stüdyo milongası olsa bile bulundukları "Academia Del Tango" evini gayet hoş klasik bir milongaya döndürmüşler - soydurulmuş duvar, tavan, ahşap tınılar, perdeler ve Dj kabinin olduğu alan gayet klasik bir hava sunuyor - ama bir de ne duysunlar nuevolar, bazı değişik tandalar filan....Gel gör ki bizim adımız da "Dos Ufos". Dolayısıyla pek geleneksel, Dj'ler sayılmayız. İsmimiz de zaten kimliğimizi bir anlamda yansıtıyor ama elbette seçkilerimiz milongalara, mekanlara göre değişebiliyor. Klasik bir mekanda klasik seçki hoş oluyor, az pop stillerde değişik tandalar da eklenebiliyor. Gecenin sonunda ise, biraz espri olsun diye  Yasmin Levy'nin "La Cumparsita"sını çaldık ve bu seçimimizle de Hakkı'cığımla gerçekten pek keyiflendik. Ne de olsa bu yorum bir milongada ilk kez çalındı! Yine de tüm seçkilerimiz boyunca pist hep dans edenlerle doluydu. Seçkimize bayılanlar da oldu, ayılanlar da, ama en güzeli tandasal akışta o güne has ve  normalden biraz daha farklı bir akışı kendi kanalımızdan sunmuş olmamız oldu. Bu da bir farklı tema sundu!
Son yıllarda çok sayıda Dj, performansçı ve dansçı var. Sayıları da her geçen gün artıyor. Bunu çok olumlu buluyorum. Bu artışlara ek, benim ihtiyaç duyduğum şey hem dansta, hem müzikte farklı stilleri de gözlemlemek. Herkesin yapısı, enerjisi, tango dokusu kendi tarzlarıyla ve ifadeleriyle yansıyor çünkü. Özgünlüğü çok önemli buluyorum. Bu renkliliği oluşturuyor başta!
Düşününce, "cortina"lar bir Dj'in en özgür olduğu alan belki de. En garip parçayı bile seçmiş olsa, bunu kimse kafaya takmıyor. Nasıl olsa dans edilmiyor ve kısacık bir anı kaplıyor. Dj özgür olabiliyor, ama tandalar ve bu  tandaların sıralanış şekli kuşkusuz çok önemseniyor. Her Dj'den öncelikle beklenen akışın risksiz, klasik milongalardaki benzer bir sıralamada olması. "Golden Age" yoğunluklu tandalar - elbette tangonun kalbi burada atıyor - yıllara, bestecilere ve orkestralara bağlı bir  listeleme, araya çok riske girmeden seçilen daha farklı orkestralar ve çok ilerleyen saatlerde bir "Pugliese" coşkusu ve "Fulvio Salamanca", "Hugo Diaz" yoğunluklu tandaların ise gecenin en sonlarına saklanması tercih ediliyor. Zaten benimsenen şablon da genelde hep Tango Tango Vals Tango Tango Milonga şeklinde. Hatırlıyorum geçmişte Tango Vals Tango Milonga örneklerini de çok duyduk. Bir de o zamanlar Dj sayısı çok daha az olduğundan, daha sabit bir Dj akışı söz konusuydu ve organizatörler sürekli farklı Dj'leri davet etme arayışından uzaktı. Şimdiki artış, seçimlerde çok daha geniş bir yelpaze sunuyor. Beğenilenler her daim milongalarda bol bol listelerini paylaşıyorlar ve diğer Dj' ler de pek riske girmediği sürece çok daha kolay kabul görüyor. Çünkü tanıdık tandalarla dans etmek ve tango ruhunu hissetmek çok daha kolay. Özellikle salon tango seven dansçılar için, bu nuevolar, elektronikler de nereden çıktı şimdi hissiyatı gelişebiliyor. Kendi adıma bunların güzel, melodi yoğunluklu ve vokal ağırlıklı bazı örneklerine bayılıyorum. Hatta geçmişte gittiğim bir çok milongada Gotan Project'ten, Otros Aires'ten, Bajofondo'dan, Quadro Nuevo'dan ve daha  bir çoklarının kendimce güzel örneklerini Dj arkadaşlarımdan çalmaları için talepte bulunmuşumdur. Şimdi de salsa ve latin parçaları bile isteyebiliyorum. Neymiş salsamızı geliştirecekmişiz. Hem de milongada. Rezillik diz boyu! Bu konuda yardımını esirgemeyen en az iki, üç hocam var. Sağolsunlar halime acıyıp, yardımcı oluyorlar! :-)
Aslında belirttiğim gibi, rahat akışlı ve stüdyo milongalarında bu tür  farklı, bazen nuevo, elektronik tandalara yer verilmesini hoş, mantıklı ve güzel buluyorum. Elbette Dj'in ve milongadakilerin bu parçaları ve tandaları sevmesine bağlı olarak gelişir. Çünkü müzik, bana göre mekanın atmosferine göre de değişebiliyor.  Bazıları için modaları asla geçmez bu farklı ritmlerlerle, tınılarla akan tandaların. Hatta Dj Yüksel'in geçmişte çok kez  nuevo, elektronik  konseptli milongalarda Dj' liğine şahit olmuşumdur ve o gecelerde çok keyifle dans etmişimdir. Sağolsun  bu alanda camiaya çok parça bulup çıkartmıştır. Dolayısıyla aslında Dj de olsanız, dansçı da olsanız yaşadığınız, hissettiğiniz, duyumsadığınız tangoyu bulunduğunuz ana, ortama, piste, milongaya ve yaşama yansıtıyorsunuz. Hepimiz farklı farklı yaşıyoruz tangoyu. Bazen koparcasına yoğun bir abrazonun etkisinde, bazen ilerleyen saatlerde farklı enstantenelerde "follow"un, "lead"in yanısıra, dönüşümlü "lead" ve "follow"  değişimin etkisiyle renkliliklere akarak ve eğlenceyi arttırarak. Enerji yoğun gecelerde ve hissiyatta, milonga tandalarında enerji yüklü, çılgınca  dans etmek de, insanı hep genç hissiyatta, çocuklar gibi şen ve özgür kılabiliyor. Saatlerce, sayısız tandada dans etmeyi, arada oradan oraya enerji küpü gibi yayılmayı severiz bazılarımız, tüm enerjimizi piste bırakmadan rahat edemeyiz - örneğin bir Hugo Diaz tandasında - ve "abrazo"nun ve "connection"un büyülü etkisi  genelde hep salon tangoda var, o da ayrı. Bu dans için de klasik tandalar gerkiyor. Elbette müzik seçkisinde kitabına uygun sıralama, her zaman güzel müziği oluşturmuyor. Çünkü listede  aralara sıkışmış çok sıkıcı tandalar olabiliyor ve "bıy bıy" parçalar da insanın hevesini kaçırabiliyor. Pek tabii hep göreceli bu kavramlar, kişiye göre değişiyor müzik ve dans zevki.  Kendi adıma ritmsel, melodisel renklilikleri, farklı tandasal sıralamaları geceye, mekana, atmosfere, katılımcılara ve mevsime uygunluğu oranında beğeniyorum. Bu  müzikal ve seçkisel yetkinliği arttırıyor. Bu yüzden farklı orkestralar çalan, değişik tınılar ekleyen Dj' leri ayrıca merakla ve heyecanla dinliyorum. Çünkü sürpriz müzik seçkileri farklı danssal uçuşları getiriyor. Bu yüzden yabancı Dj' lerden Analia Laubia Del Giglio' nun, Semeon Kukormin'in, Puntoy Branca'nın ve İstanbul'da Dj lik semineri vermiş olan şu an ismini anımsayamadım Dj'in seçkilerine ve renkli listelerine bayılmıştım. Elbette yurdumda da çok sayıda sevdiğim, beğendiğim Dj dostlarım var. Ama burada hepsini yazar ve birini unutursam fena olur. O yüzden belirtmiyorum, sonra beni kesebilirler...:-).
 "Cortina"lara getirecek olursam ise sözü, burası sınırsız bir okyanus. Dj'in coşkusunu ve yaratıcılığını çok net gösteriyorlar ve gecenin enerjisini gerçekten etkiliyorlar ...
Müzik, dans ve bunu ifade ediş şekillerimiz hep bambaşka nüanslarda. Mühim olan keyifle dans edilebilecek seçkiler hazırlamak ve bunları hoş bir sıralamada organize edebilmek. Bir de, bu kadar müzik konusunda hassas Türk dansçılarının aynı zamanda pistteki huzura, saygıya ve kalabalık ortamlarda minik hareketlerle dans edip birbirlerine çarpmamaya ve figürsel kirlilik yaratmamaya da özen göstermeleri kaliteyi arttırıyor. Çünkü müzikle ruhen kopabilmek için, herhangi bir tandanın,  x bir parçasında küt diye birine çarpmamak, bir topukla ayağını delmemek ve bir" kick" le sakatlanmamak gerekiyor. Bu yine rondadaki akışa ve sinerjinin tüm katılımcılarla  oluşan yoğun etkisine bağlı. Ne de olsa her çift önce birbiriyle, sonra da diğer tüm pistteki dansçılarla aynı yörüngede, farklı hareketlerle ve hızla dans ediyorlar ve o bütünlüğün akışına dahil oluyorlar. Sonuçta tangoyu ve müziği yaşayışımız, bizi pistlerde, rondalarda var ediyor ve hepimizin ruhunu da bu ortamdaki frekansla yansıtıyor. İşte bunu hem dansçılarda, hem Dj'lerde, hem eğitmenlerde, hem organizatörlerde fark edebiliyorsunuz. Tarzlarını ve farklılıklarını gözlemleyebiliyorsunuz. Çoğunluk Arjantin tangosu yapsa da, herkes kendi ruhunu, duygularını bedenine aktarıp, adımlarıyla, figürleriyle, akışıyla farklı şekillerde dans ediyor ve müziği keyfince tadımlayarak, duyduğu gibi yaşıyor...
Neticede değişik, güzel ve hoş bir akşamı noktalayıp, geceyi tüm "Academia del Tango" ekibi ile birlikte  çorbacıda tamamladık ve bol bol  derin sohbetlere dalıp, evlerimize dağıldık.
Cuma Günü Milongahane yine çok keyifli bir kalabalığa ev sahibi olmuştu. Dj Namık'ın seçkileriyle pistte yoğunlaşan dansçılar rondaları doldurdu. Yine çok güzel dostlarımla dans ettim ve 12 sularında Betigül'le birlikte, ben ikinci, o ise ilk doğumgünü danslarımızı gerçekleştirdik, tonlarca çay içip botlarımla da son tandayı tamamladıktan ve hazdan dört köşe olduktan sonra evimin yolunu tuttum.
Cumartesi Günü, Martı uçuşu için hazırdım. Anette'ciğimle de o gün pasta kesecektik. Bu güzel öneriyi hemen kabul etmiştim ve masamızdaki harika dostlarımız Songül, Canan, Dilek, Erdem ve Anette ile süper bir masa sinerjisi oluşturup, Dj Erdem'in tandaları eşliğinde sayısız dans keyfine ulaştık ve yine pastamızı neşeyle üfleyip, bir parça doğumgünü dansıyla bu yeni yaşımızı yeniden kutladık. Üzümleri yuvarladık, sohbetlerimizde devrimler yaptık ve tüm güzel dostlarımızdan ayrılıp geceyi tamamladık.
Pazar Günü feci yorgundum. Kendime enerji toplamak için "kocakarı" ilaçları hazırladım ama az fayda etti ama sonra da bir sahil yürüyüşüyle martıları, denizi, kedicikleri, köpüşleri, insanları, kaykaycıları ve yurdumun, kentimin güzel pırıltılarını izleyip, havanın tertemiz, "fresh" kokusunu hissedince kendime geldim ve Ponte'ye geçerek, klasik masama yerleştim. Elbette peynir tabağım ve roze şarabımla Dj Ramo Gogo'nun gerçekten çok beğendiğim tandalarıyla oradaki tüm dostlarımla çok keyifli danslara yelken açtım. Satışmış'la, Kenan'la Murat'la, Philippe'yle, Eray'la, Gökhan Abi'yle, Erhan Abi'yle akan danslar, gecenin ortasında ise tüm ricalarıma rağmen bu kutlama ritüelini es geçmeyerek yine sürpriz bir şekilde ismimi anons eden Sevgili Ayşe'ciğimizin pırıl pırıl ışığı altındaki muhteşem bir pasta seremonisine ve çok keyifli bir doğumgünü dansına yerini bıraktı. Zaten hafta boyu yüzlerce fotoğraf paylaştığımdan, bunları burada yazmasam bile zaten bir çoğu bilindi. Fotoğrafsız yaşayamıyorum sanıyorum.  Çünkü yaşadığım bir anı - her an özel olabiliyor, güzel bir paylaşım varsa - görüntülemek o kadar hoşuma gidiyor ki, buna karşı koyamıyorum. Allahtan bir diplomant, eşi ya da ailesinden bir fert olmamışım. Yoksa anında kapı önünde bulurdum kendimi. "Deşifre Guru"su diye de damgalanabilirdim. Neyse ki gayet kendi halinde bir milonguera ve tamamiyle bambaşka bir alanda iş sahibi  bir insancığım! :-)
Dolayısıyla pastamızı dört kova kadını - biri çakma  - Neşe, Ayşe ve bir arkadaş daha üfleyip, Murat'cığımızın güzel fotoları sayesinde bu anı yine sonsuzlaştırdık ve güzel dansları tamamlayıp geceyi noktaladık.
Haftayı yine en güzel milongalarla, bol uçuşlu danslarla ve çok güzel sohbetlerle tamamladım. Elbette üzüm ritüelleriyle derinleşme ve yaşamda farklı tınıları da yakalama anlarım yine sonsuz kez soluk buldu ve enerjimi bugünkü potansiyeline taşıdı. Bugün bile milongaya gitme arzusunda olduğumu fark edince, kendi kendimi ikna edip dinlenmeye çalıştım. Neyse ki mücadelemin üstesinden başarıyla geldim ve güzel bir yemek, bir de üstüne kahve keyfinin ardından evimin yolunu tuttum.
Yurdumda bizim milonga seyrinden bambaşka bir realitede, çok zor süreçlerle karşı karşıyayız son zamanlarda. Gerçekten endişe duyduğum çok şey oluyor aldığım, takip ettiğim haberlerin etkisiyle, çünkü bir gün sonramızın ne olacağı malummuş gibi hissediyorum ve hem yurdumda, hem dünyada güven, güvenlik, barış kalmamış durumda. Günden güne eriyen insanlığın yerini, şiddet, bağnazlık, vahşet ve sevgisizlik alıyor.  Bu gerçekten çok zor bir dönem ama buna rağmen birbirinden güzel, sevimli canlılar, doğa, sevdiğimiz insanlar, tutkuyla bağlı olduğumuz hobilerimiz, sevdiğimiz işimiz bize insan olduğumuzu anımsatıyor ve sevgi dolu enerjimizi tekrar tekrar filizlendiriyor, yeşertiyor, yaşatıyor. Aşk var, sevgi var, umut hala var. Daima da olmak zorunda, çünkü bunlar insanı var eden şeyler. Onlarsız insan kalmak ya da yaşamak olanaksız. Diliyorum bu zor süreci, çok hasarsız atlatabilir ve aydınlık dolu günlere kavuşabiliriz. Bunu tüm kalbimle, umutla diliyorum!
Hepimize bu yeni haftamızda başta olumlu düşünceler, güzel haberler, büyülü duygular, bol kazançlı, verimli çalışmalar, aşk dolu danslar, tutku dolu hedefler ve olağanüstü insanlarla birlikte büyülü paylaşımlar diliyorum dostlarım. "Connection"da ve "abrazo" da yani sonsuzluğun dansında, sonsuzlukta yeniden, her zaman, daima buluşmak ve tüm içtenliğimizle, keyfimizle, coşkumuzla rondalarda doyasıya akmak ve gülümseyen  enerjimizle karşılaşmak dileğiyle...Sevgiyle "cabeceo"luyorum hepinizi....:-)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder