8 Aralık 2014 Pazartesi

 Yağmurlu bir kış gününde, yeni bir haftaya daha başladık. Az önce çok değer verdiğimiz bir aile dostumuzun ve müşterimizin vefat haberini aldım. Elbette çok üzüldüm ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı hep birlikte neşeyle kutladığımız o muhteşem güne bir an gidip, geldim ve daha bir kaç gün önceki hoş bir sohbetimizi de anımsadım. Hayat kısa diye düşünürken de, Zakkum'dan "Anason"parçasını açıp yüksek sesle dinledim. Özel ve manalı sözleri vardır bu parçanın "Birer birer ayrılır masadan dostlar" vs. 
Birer birer gideriz farklı boyutlara gerçekten. Bu yüzden her keyifle paylaştığımız an, büyük bir hediye niteliğinde ve bir daha yaşanamayacak kadar da özel. Sonsuzluk, bu yaşadığımız nice güzel anlardaki mutluluğumuzda ve paylaşımlarımızda. . Evrenin tarihini değerlendirirsek, yaşamlarımız minik bir zaman periyodunu kapsadığına göre,öncelikle bu hayatımızda bizi ruhen, kalben dolduran deneyimlerle aydınlanmamızı diliyorum. Aydınlanmanın ötesi, öze giden güzel  bir yolculuktur çünkü...
Geçtiğimiz haftanın milongalarından bahsetmeden önce, yıllar önce katıldığım bir seminere değinmek istiyorum.Orada değerli bir Spiritüel Trainer, Healer, Guru' nun konuşmasını dinlemiştim. İnsanın "Higher Self" lerine dair bir konuşmasında, konuyu daha da incelikleriyle detaylandırırken, kadının biri sürekli soru sormaya başladı ve uzun süre de durmadı.. Bir kaç kez soruları yanıtladı guru, ancak bu kadın hiçbir şekilde aldığı yanıtlardan tatmin olmuyordu ve sanırım yanıtları dinlerken, soru sormasında olduğu gibi  meraklı ve ilgili değildi. Çünkü salondaki hemen hemen herkes anladı söylenenleri ve dolayısıyla  'öf'leyif, 'pöf' lemeye ve kadına en gıcık bakışlarını fırlatmaya başladı. Elbette onlardan biri de bendim. Hepimize ait bir zaman dilimini çaldığı için,bu kadına gerçekten bir anlamda kıl oldum. En az 250, 300 kişiydik salonda.
En son soruda ise, "Guru" çok zekice bir yanıt verdi ve kadın çok sinirlendi, köpürdü, apar topar aldı çantasını gitti. Tüm salondakiler, kadın çıkar çıkmaz coşkuyla alkışladı. Çok komik ve güçlü bir bağ, sinerji hissettim o an. Alkışlar müthişti ve yankısının enerjisi hala kulaklarımda diyebilirim. Sonra "Guru" dedi ki, "Hepinizi çok seviyorum çünkü özünüzü görüyorum. O çıkan kadını da seviyorum, çok tatlı ama hepiniz sinirlendiğiniz için onu salondan çıkartmak istedim. "
Elbette hepimiz çok etkilendik aldığımız bu yanıttan ve yaptığı esprilere de bolca güldük!
İletişim odağım o an devreye girmişti ve işte herşeyden önce olağanüstü bir İletişim Master'ı karşımda duruyor diye düşünmüştüm. Spiritüel deha ve algısal derinlikteki yetenek de bunun sebebi olmalı elbette...Kurduğu cümlesinde birlikte bütünlüğü, bütünlükte bireyi ve bireyde bütünlüğü kapsayan bir çerçeve yapıyordu ve yaydığı enerji de eşsizdi.
" Hepinizi seviyorum, çünkü özünüzü görüyorum".
Sonra düşündüm, sevdiğimizi belirttiğimiz bir çok insanın ne kadarının özünü, ışığını ve içindeki aşkı görüyoruz diye...Bizim tarzımızdan, yapımızdan farklı bir hareket, davranış, düşünce ve duygu ifadesi bile, sevme enerjimizi bir anda sinir olma ve gıcık kapma enerjisine dönüştürebiliyor değil mi ve nice örneği de vardır...
Yani biz insanlara bakıyoruz ve aslında ne görüyoruz;
onları duyuyoruz ama özünde ne dinliyoruz;
onları hissediyoruz ama nasıl bir enerji ve duygu yoğunluğu hissediyoruz ve kendi enerjimizi yaşamanın yanında ne kadar onlar için empati yapabiliyoruz?

Aslında olay bu işte;
Özü görmek, özü duymak, özü hissetmek, duyumsamak ve yaşamak. "Öz"le dans etmek de!
Bizler tangoyu seçmişiz ya da bambaşka bir aktivite seçmişiz önemi yok, ama özümüzle buluşabiliyorsak bu her şeyin temeli ve manası diye düşünüyorum. Müzik de çok önemli bir etken, bizi bu frekansa taşıdığı için. Sadede gelip haftanın özsel milongalarına getirirsem konuyu, Pazartesi Günü "Tangoz" ekibinin düzenlediği "Mısır Apartmanı"ndaki şahane bir milongayla başladım. Zaten Mısır Apt'den içeri girdiğinizde, muhteşem bir doku hissediyorsunuz ve milonganın içinde de şık, mistik ambiyans, sıcacık, güler yüzlü insanlar ve adeta saray havası hissettiren bir iç atmosfer var. Işıklar, lokal havası, zemini, rahatlığı ile gerçekten çok beğenimi kazandı burası. Artık sıkça ziyaret edeceğim bir yer olacak o kesin. Zaten her gün en az bir otel ve bir stüdyo ya da farklı ambiyanslı milonga olması bir zenginlik fikrimce. Her kitle keyfine ve mooduna göre farklı alternatifleri değerlendirebilir. Farklı seçenekler ve opsiyonlar da bambaşka zevkleri, kaliteyi ve güzel renkleri oluşturur...Armada'nın yanı sıra böyle bir milonga kazandığımız için ben çok mutlu oldum en azından!
Çok yorgun olduğum için kendi normlarıma göre oldukça az dans etsem de, harika sohbet arkadaşlarım Betigül, Mira ve Aslı ile çok tatlı konular, pırıltılar yakaladım ve Soreş'le, Aycan'la da güzel danslara uzandım. Hatta Aslı'yla da harika bir tınıda...Hepsi çok keyifliydi ve gecenin ortalarında Gökhan veYağmur çiftinin sade, hoş danslarını izleyip milongayı tüm keyfiyle sonlandırdım!
Salı ve Çarşamba günleri milongaları ektim. Perşembe Günü "Para Bailar" milongasına geçtim ve Dj Çağatay'ın leziz tandaları eşliğinde, buranın süper milonguerolarından Samet'le, Hüseyinle keyif maksimumda dans ettikten sonra ve Erdem'ciğimle tandalarca şahane danslara, müzikal süzülüşlere kapıldık yine. Hatta enerjik dostum Didem'i de "Sexteto Milonguero" tandasında  trajikomik bir tarzda "lead" etme girişiminde bulunarak, komedi dünyasında dorukları yakaladık. Çünkü gülmekten  dans edebildik sayılmaz; zıpladık, hopladık filan ama yine de çok çok eğlendik, güldük ve renklendik! Dilediğince, dilediğinle, dilediğin an dans etmek, en büyük özgürlüklerden biridir bu hayatta. İyi olup, olmamasına, güzel görünüp, beğenilmesine ya da beğenilmemesine aldırmadan, çoşkuyla dans etmektir en büyük güzellik. Söz özgürlüğe ve coşkuya uzanınca Osho'nun sevdiğim bir sözüne değinmeden edemeyeceğim;
"Ancak perişan haldeki bir insanı kontrol edebilirsin.Coşkulu bir insan özgür olacaktır. Coşku özgürlüktür."
Gerçekten muhteşem bir söz ve bizler coşkumuzla an be an özgürlük şarkıları seslendiriyoruz ve tüm danslarımızla da zamanı ya durduruyor ya da sonsuzlaştırıyoruz...
Gecenin sonunu Utku'yla, "Querer" parçasının olduğu "sıradışı" tanda kuşağıyla, ful enerji, müzik, connection ve duygu yüklü şahane bir dansla tamamlayarak çok keyifle milongayı noktaladım.
Cuma Günü "Los Turcos" etkinliği öncesinde, Pelin ve Neslihan'la Meyzen'de Öküzgözü üzümleriyle dolu diyarlarda gezinip, ardından milongaya geçtik. Gerçekten çok güleryüzlü bir ekip bizi kapıda karşıladı ve bunun oluşturduğu pozitif elektrik dalgasıyla da geceye harika  bir enerjide başladık. Gecenin sonuna kadar da keyifle, bolca dans ettik. 
Güzel kalabalık bir kitlenin oluşturduğu ortamda, Dj Burcu'nun gerçekten çok beğendiğim, harika tandalarıyla, tüm dilediğim dostlarımla dans ettim ve bir çok eğitmen dostumuzun da hoş performanslarını ardı ardına izleyerek ortamda farklı soluklar ve ışıltılar yakaladık.. Vanessa -Eşref çiftinin performanslarını yine her zamanki gibi çok çok beğendim ve Erdal -Nora çiftinin özellikle ikinci parçalarındaki stage tango performanslarını da çok ilgi çekici ve hoş buldum. Stage tango da apayrı bir klasman...Elbette Ankara ve İzmir'den gelen ve diğer tüm İstanbul'lu eğitmen dostlarımızı da keyifle izledik. Yurdumun çok iyi dansçıları var. Tangoda  bu kadar gelişmek istememizin sebebi de herkesin bulunduğu alanda daha iyiye ulaşmaya odaklanması, çok çalışması ve emek göstermesi. Süregen bir gelişim, elbette arzu ve tutkunun eseri. Hiç eksilmeden doyasıya azimle devam edilsin ve bu içimizdeki aşk daima artsın!
Cumartesi Günü ise Martı milongasındaydım. Yine keyifli bir kitle, aromatik üzümler, muhteşem, yerli, yabancı peynirler ve şık ambiyans eşliğinde harika bir milonga gecesine uzandık. Masamızdaki tatlı dostlarımızdan Dilek'le, Songül'le güzel sohbetlere uzanırken Cem dostumla, Erdem'ciğimle, Bülent'le, Aziz Abi'yle, Ertuğrul'la, Çağatay'la "Los Amigos" Dj ekibinin tandaları eşliğinde çok çok güzel danslara uzandım. Geceyi bu tatla tamamladıktan sonra da mini bir fotoğraf seremonisinin ardından, Ortaköy semalarıma uzandım.
Pazar Günü önce Ponte milongasına gittim. Sergülen Abla ve Satılmış Abi'yle harika bir sohbet ritüeline uzandık  ve benim ilk kez "Ariel Ramirez" tandalarını Dj Ayşe Hm'dan dinlediğim bu güzel milonga sadece bu nedenden ötürü bile çok farklı bir yerlerde gönlümde. Elbette çok sevdiğim dostlarımla paylaştığım nice anların, mutlulukların, sohbetlerin, dansların da bunda katkısı çok büyük!
Gece 11:30 sularına kadar yurdumun iyi milonguerolarından Kenan'la ve Satılmış'la harika danslara uzanıp "Los Turcos" a geçtim.. Sağolsun Sergülen beni oraya kadar bırakma inceliğini gösterdi. Bu arada "Abla", "Abi","Hm" eklerini çoğu dostum kaldırmamı rica ediyor, ben de yavaş yavaş da olsa çabalıyorum. Minik ama yürekli adımlarla...:-)
Yine güzel bir kalabalık vardı gecede ve Dj Aykut'un hoş tandalarıyla Samet, Can ve Yusuf dostlarımla güzel danslara uzandım. Gecenin şovlarında ise göz kamaştıran kırmızı ve ışıl ışıl elbisesiyle dikkan çeken Türkan ile Alper çiftinin, Ilgın Emre çiftinin, Aydın Pelin çiftinin, Elif Onur çiftinin, Özhan ve Meltem çiftinin keyifli danslarını izledik. Sonlarda ise Türkan ve Ilgın çiftinin ve Alper ve Akın çiftinin enerji yüklü danslarını seyrettik. Komik ve espriliydi performanslar, çünkü her iki çift de adeta uçarak, kaçarak dans ettiler. Arada bir böyle nüanslarla dolu renkli dansların varlığı,  ortamları daha da neşeli ve eğlenceli kılıyor kanımca. Eğlenmeyi sevmeyen bir milonguera(o) var mıdır..;-)
Geceyi tüm danssal tatlarla, sohbetsel keyfiyle, bol çayla ve Doğa'cığımla bir anı fotoğrafıyla noktalayıp haftayı maksimum motivasyon yüklü enerjiyle tamamladım.
Bu yeni haftamızda da dansa doyalım diyorum ve hepimize muhteşem pırıltılar, tatlı anlar, lezzetli sofralar, güzel dostlar ve aşk dolu sözcükler diliyorum dostlarım. İyiliği bulabildiğimiz, aşkı hissedebildiğimiz her an gözlerimiz bizleri buluştursun ve  ruhumuz yükselirken, kalplerimiz kanatlansın ve uçarak dansımıza eşlik etsin.
Sevgiyle, Saygıyla, Mutlulukla, Hazla, Neşeyle kalınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder