2 Mart 2014 Pazar

Festival öncesi, tüm güzel İstanbul milongalarıyla keyifleniyoruz....:-)

Haftanın ilk günü Armada milongasının eşsiz cazibesine kapıldım yine. Öncesinde Cape Town'lı harika bir dostum olan Reza'yla, müthiş bir Sensus akşamı yaşadık tabii. Corvus Syrah 2010 ve oranın eşsiz peynirleri eşliğinde, süregelen, en derin sohbet dalgalarının ardından, ful dopingle Armada'nın hoş salonuna ulaştım. Gece geleneksel keyifli tınısıyla ilerlerken, yine en güzel danslarıma, en sevdiğim ve bana göre süper dans eden milonguerolarla; en hoş sohbetlere de, en sevdiğim dostlarımla ulaştım.
Milonga enerjisi, gece boyunca çok yüksekti.Herkes bolca dans etti. Sonlara doğru Nevra'yla, Arjantin'den gelen Özgür arkadaşımızın bir parçalık zarif performanslarını da seyrettik. O da hoş bir tat verdi geceye. Milonga bitiminde de, herkes keyifle evlerine dağılırken, yepyeni bir haftaya da en güzel umutlarla ve hoş heyecanlarla başladı sanıyorum...:-)
Çarşamba Günü'nü, bu kez  bir değişiklik yapıp, yeni başlayan Porteno milongasına ayırdım. Bir kaç haftalık mazisi olan bu milongada, hizmet kalitesi ve güleryüz potansiyeli gerçekten beni etkiledi diyebilirim. Birincisi, o binanın, öyle bir katını, en güzel hale çevirmişler kesinlikle. Duvarlar hoş boyanmış, lavabolar tertemiz- body spreyine kadar düşünülmüş-, gece ise Çorba ve tatlı atıştırmalıklarıyla da hizmette en üst noktalara erişmiş. Çok beğendim!
Gece boyunca, güzel sıralanmış tandalarla harika danslara, Hakkı'yla, Hüseyin'le, Alp'le, Mehmet Sinan'la, Ozan'la, Ralp'le ve ismini hatırlayamadığım bir çok dostlarla ulaşırken, Pugliese masamızda Evrim'le de güzel sohbetlere uzandık elbette. Zaten öncesinde Bibucuk'ta da biraları yuvarlamıştık. Arkadaşlar Latin Amerika kanı taşıyınca, çok eğlenceli, empatik, dinamik ve keyifli oluyor daima! :-)
Perşembe Günü, Aslı'yla harika bir Zencefil keyfine varırken, en leziz tatlarla ve yudum yudum yuvarladığımız şaraplarla da, Point rüzgarına hazırlandık. Milongaya geçtiğimizde de oldukça keyifliydik çünkü, milonga enerjisi yine çok yüksekti. Dolayısıyla en güzel danslarıma, Ferhat'la, Celil'le başlayıp, Erkut'la, Görkem'le, Murat'la, Ogün'le de devam ettim. Masamızda, Doğa'nın, Zeynep'in ve bir çok arkadaşımızın varlığı sayesinde de, harika sohbetler de yakaladım. Tango hayatına dair uzun uzun konuştuk.
Gece sonunda, sağolsun Ralph hepimizi evlerimize bıraktı. Valla böyle milonguerolar da gerçekten çok yardımcı oluyor, yorgun bitkin kalmış milongueaları evlerine servis hizmetiyle. Her milongaa lazım, üç beş tane..:-)
Cuma Günü Hakkı'yla Tangoz'da biraz sosyal dansımız üzerine çalışmak adına, bu konsepti benimseyerek geçtik milongaya. Gerçekten de o kadar doğru bir seçimdi ki, hem harika çalıştık, hem süper sohbet ettik, hem de Dj arkadaşımız Gökhan'dan istediğimiz tüm parçaları sipariş ederek, keyifle ve azimle dans etmeye devam ettik. Duygu'nun,, Hayati'nin, Evrim'in güleryüzüyle de daha bir pozitif enerji ile yüklenip tüm gece keyfimize keyif kattık.
Cumartesi Günü, Maral'ın ürettiği güzel bir proje kapsamı için 333'te dans sözümüz vardı. Social Divas Vol 1 için önce Zencefil'de Murat, Evrim, Hakkı, Fümerel, Aysun ve bendeniz muhteşem bir yemek keyfi ve şarap, bira partisi yaptık. Hatta kendi adıma, yemeği yine abarttım. Sonra milongaya geçtik. Gece yine harika başladı ve süper danslar peşpeşe gelirken-Sağolsun Dj'imiz Aykut müthiş çaldı yine-en keyifli gecelerimden daha birini yaşadım diyebilirim. Bunda varlıklarıyla hep anlam katan dostlarım Canan, Evrim, Ceren, Hakkı, Ahmet, Erdem, Özla, Alp, Ogün ve pozitif enerjileriyle bizi karşılayan Eşref, Maral, Çiğdem, çıtır barmen ve çıtır milongueranın katkısı büyüktü kuşkusuz. Bu arada Anette ve Cem Abi'ye de ayrıca tşk etmek isterim. Çünkü sırf bizi izlemek için geldiler, ne kadar tatlılar! :-)
Sıra danslarımıza geldiğinde, beklemeyi hiçbir alanda sevmediğimden, ilk sırada  Hakkı'yla ben dans etmek istedik. Color Tango'dan, Pugliese'nin eşsiz parçası Nochero Soy'la gayet sade, dingin ve duygulu bir dansa kendi açımızdan ulaştık. Ne de olsa, hayatta her şey, insanın kendisi için başta. Sonra da paylaşmak için. Nitekim bu keyfimizi, tüm dostlarımızla paylaştık. Bizden sonra, Tina-Gökhan ve Aybike-Doruk çiftleri çıktılar. Herkes keyifle danslarını gerçekleştirdi sanırm ve en son olarak hep birlikte, pek sinerjik bir dans keyfi yaşadık. Dansımızın en güzel kısımlarından biri de buydu benim için. Hep birlikte dans etmek kadar keyifli ne var ki..:-)
Danslarımızın bitiminde, benim çılgın bir arkadaşım, o yine tüm ince düşüncesiyle sırf bizim için getirdiği şampanyayı patlatmadan-yudum hesabı yaptık da..:)- açtı.
 Evet o çılgın arkadaşım elbette Evrim Kıvançer'den başkası değildi. Zaten dans için giydiğim kostüm de, kendisinin dizaynı olarak yeni markasıyla hepimizle buluşacak yakında. Bordolu siyahlı o harika elbise, bana şans getirdi eminim! Zaten, şimdiden kendisinin, en büyük bir müşteri adaylarından biriyim. Sanırım kazandığımız paraların çoğunu ona yatıracağız, kaçış yok!
 'No way out' filmi aklıma geldi bu arada. Ne güzel filmdir ama. İzlemeyenler, mutlaka izlesin! :-)
Sadede gelirsem, bana göre muhteşem geçen bu güzel  gecenin ardından, elbette baya kaymış  bir şekilde -şampanya etkisi-eve döndüm. Sabah başım zonklayarak uyanmama rağmen bu müthiş gecenin enerjisi hala üzerimdeydi. Tüm gün Ortaköy semalarında dinlenmeye ve kahve- gazete keyfine ayırdım tabii ve bolca da sohbet ettim chat de chut.
 Bir arkadaşımla sosyal dans üzerine fikir alışverişinde bulunuyorduk ki,  şunu ifade ettim kendisine;
 "Sosyal dansçı oldukça 'moody'dir aslında çünkü, milongaya rahatlamaya gelebilir; yemekten sonra bir iki güzel tandada uçmaya, keyif almaya;
bir kaç kadehi, hoş müzik ve dostlar eşliğinde atmaya odaklı olabilir ya da,
spor sonrası dinlenmeye kendini adayabilir;
iş stresinden arınmak isteyebilir;
özlemle ve dans etme hayaliyle yanıp tutuşup, koşa koşa abrazolarına ve en eşsiz danslarına kavuşmaya gelebilir. Dolayısıyla o anki dans ve tüm hareketler, kişinin o andaki ihtiyacını yansıtır..."

Ve o da bu görüşüme, yüzde yüz katıldı!
Pazar Günü'nü, hoş bir rehavet tınısıyla tamamlarken, önümüzdeki hafta başlayacak olan festivalin heyecanı ise, şimdiden içimi sardı diyebilirim. Tüm gecelerine katılmadan durabileceğimi  sanmıyorum festivalin. Zaten Cumatesi gecesi, alnımızın teriyle kazandığımız Color Tango konser bileti ile birlikte, en güzel parçalarla başka dünyalara ve translar alemine yolculuk ederken, Ottoman Legacy, Conrad ve Çırağan Kempinski Otelleri'ndeki festival milongalarıyla da tam bir kopuş anlarına ulaşıp, doyasıya mutluluk ve haz pırıltılarıyla coşacağım eminim. Hadi hayırlısı bakalım! :-)
Son olarak, hepimize harika bir hafta;
 muhteşem ansal yolculuklar;
güzel, kazançlı işler 
ve en güzel tandalar, orkestralar eşliğinde, en olağanüstü danssal uçuşsal ve en derin transal aşklar diliyorum. Her günümüz, en güzel milongaların tınısında ve coşkusunda geçsin dostlarım! ;-)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder