23 Şubat 2014 Pazar

Yaş aldık ya, bunun şerefine tüm milongalara gittik yine...:-)
Pazartesi Günü, geleneksel Armada milongasıyla başladı serüvenimiz. Hoş ambiyanslı gecede, güzel, kaliteli bir dansçı kitlesinin varlığı, harika tandasal yolculukları, büyülü dansları içime derin bir nefes edasında çekmemi sağladı. Sevgili pozitiflik ve iletişim gurusu dediğim arkadaşımız Annette'in de doğumgünü kutlamasıyla şenlenen gecede, oranın müdavimi tüm süper milonguerolarla oturmaksızın dans ettim diyebilirim. Aziz Başkan, Ogün, Hakkı, Aydın, Zafer Abi gibi yurdumun nice iyi milonguerolarıyla süregelen danslarım sayesinde hoş bir mutlukla ayrıldım geceden. Elbette Evrim'ciğimle olan leziz sohbetimiz de cabası...:-)
Salı Günü, Solera'da Yaseminle tüm güzel sohbetimiz, leziz İtalyan şarabımız ve güzel çeşit çeşit peynirle süslenen lezzetsel keyfimizin ardından, Mekan milongasına geçtik. Bir kaç güzel dans ederek milongadan-şaşırtıcı olacak ama-erkenden ayrıldık. Biraz uyuyalım dediysek de, bu benim için yine pek geçerli olmadı ne hikmetse...Sıradışı anlar cennetine uzandım sanırım...:-)
Çarşamba Günü, muhteşem başlayan bir 19 Şubat'ın, akşam saatlerinde 333'e yollandım. O gün enteresan bir sis vardı İstanbul'da; göz gözü görmüyordu. Buna rağmen Ramo Gogo'nn keyifli müzikleri ve 333 ekibinin sıcak, samimi 'welcome'ları ile şahane bir milonga daha yaşadım diyebilirim. O kadar çok dans ettim ki, yorgunluktan bu kez bittim. Benim bittiğim pek nadir görülür bu arada. Çiğdem bile şok oldu yani!
Milonga ortasında, güzel bir anonsla gelen doğumgünü pastamla birlikte, muhteşem, esprili bir doğumgünü dansı yaşamış oldum. Hissi benim için çook güzeldi diyebilirim. İnsan böyle deneyimler sayesinde, yaş aldığına seviniyor. Ne güzel!
Gece boyunca keyifli danssal yolculuklara uzanmamı sağlayan Erdem, Giovanni, Onur, Gökhan ve bir çok dostum, yeni yaşımı çok güzel kucaklamamı sağladılar.
 Sağolsun güzel arkadaşım Canan da, çektiği tüm şahane pozlarla bu eşsiz anları arşivlememe olanak sağladı. Muhteşem bir geceyi daha tamamlayarak uykular alemine daldım sonrasında...Şükür!
Perşembe Günü ise 20 Şubat olduğundan-artık resmen 37'yiz kaçarı, kuçarı yok-önce Doğa, Can, Evrim ve Koray'la birlikte, pek sevdiğim Zencefil'imde, muhteşem bir şarap, yemek olayına girdik. Bu mekan gerçekten, bayıldığım bir yer. Sanki kendimi eski zamanlarda ve doğanın içinde hissetmemi sağlar; huzur verir bana hep ve en güzel sohbetlerime, keyifli seyirlerle süzülmemi sağlar. Büyülüdür orası, gerçekten!
Sonra, hep birlikte Point'e gittik ve muhteşem bir gece daha yaşadık. Ortam enerjisi fikrimce müthişti. Şahane dostlarımla süslenen masamda, en güzel danslarıma yine büyük bir keyifle uzandım; coştum; koptum. İlerleyen saatlerde, Güralp'in davetiyle çok hoş bir doğumgünü dansı da yaptım gerçekten. Mutluluk vericiydi...
 Bu arada pasta 'extraordinary' güzellikteydi. Canım arkadaşım Evrim'in, kendi gibi zarif seçkisi olduğunu öğrendim sonrasında.  Bu arada, Aslı da nasıl bulduysa çilek kapıp gelmiş, valla masamız tam bir piknik alanıydı diyebilirim. Üstelik Güralp fotoğraf çekmemize de izin verdi! ;-))
Doğumgünü dansı da o kadar keyifliydi ki, uçtum, yükseldim en üst katmanlara...
Zaten gece boyunca, çok değerli arkadaşım Hakkı'yla coşarak dans ettiğimizden en yükseklere ulaşmış, en tepedeki bulutlara kavuşmuştum ki, bu yolculuk yine tüm iyi milonguerolar, Ahmet, Aydın, Aziz Abi, Ferhat ve daha bir çoklarıyla devam etti. Gecenin tadı damağımda,  en güzel ve beni mutlu eden doğumgünü anlarımdan birine kavuştum. Bu hazla da, uçarak, koşarak evime kavuştum..
Cuma Günü, ciddi bir yorgunluk vardı üzerimde. Ee ben de etten kemikten bir insanım yahu. Can mı dayanır bu kadar milongaya... O yüzden Kilise milongası yerine, Tangolic'e geçtim. Öncesinde ise Yeşim'le Solera'da hoş bir şaraplama keyfine vardık tabii. Ben Ebru olduğum için, bana müthiş bir Ebru kolye almış. Bayıldım hediyesine ve içindeki güzel manaya da, gerçekten!
Tangolic'te Ilgın'ın güzel, sıcacık karşılaması ve bir kaç keyifli dansın ardından tüm gece oturmaya başladım. Enteresan olanı, bazen orada ve bir çok yerde de sanırım milonguerolar dansa kaldırmıyor. Bunu bir çok arkadaşımdan duydum çünkü. Genelde stüdyo tipi milongalarda oluyor bu sorun ve dans edememekten yakınanlar da oldukça iyi dansçılar oluyor; bu da entersan! Sanki böyle anlarda milongueroların, asistanların ahı gitmiş vahı kalmış gibi. Ee misafir geldi size. Azıcık bir tebessüm, güler yüz bana göre olmazsa olmaz! Bence bu ortamın enerjisini yükseltmek için şart! Elbette dans da. Gerçi hoş, bazı arkadaşlar da çok keyif aldı geceden eminim. Milonga deneyimleri hep subjektiftir neticede. Ben hep uçmaya odaklıyım, ondan mı bilemiyorum. Uzun sözün kısası, bana göre çok da keyifli geçmeyen  bir milonga deneyiminin sonlarına geldiğimde, tatminsiz ayrıldım bu kez. Ertesi gün,  aklıma şu cümleler geldi ve tüm arkadaşlarımla paylaştım tabii;
"Bir milongayı uzun vadede başarılı kılan en büyük unsur bana göre,
organizatörün ve düzenleyen kişilerden hoca ve asistanların, en başta kendi ihtiyaçları yerine, gelen kişilerin ihtiyaçlarına önem vermeleri ve bunu üzerine eğilmeleridir. Zira katılımcılar, dostlar, arkadaşlar, milonguera(o)lar oldukları gibi, en başta müşterilerdir. Çünkü para akışı vardır. Her sektörde, durum benzerdir kuşkusuz.
Müşteri memnuniyetini bir kaybettin mi, kazanman ilk kazandığın başlangıçtaki zamandan, çok daha zor olur. Bu ince detaylar düşünülmediğinde, belli bir süre popüler olan milongalar, süresini tamamlandığında popüleritesini kaybeder ve hatta bazen sonlanır. Yıllardır gözlemlediğim bir şey bu. Benzer olarak bu durum, belli bir süre popüler olan dansçılar, performansçılar, eğitmenler için de geçerlidir. Tabii onlardaki durum biraz farklı. Sorun, kendilerini geliştirmediklerinde ortaya çıkar. Bu kez müşteri başta kendileri, sonrasında izleyicilerdir çünkü. Yeniliklere uyum sağlayıp, kendilerini geliştirdiklerinde kalıcı olurlar. Yoksa ben oldum mantığıyla hiçbir başarı gelmez. Sadece yüzeyde başarı hissi olur belki bilemiyorum. Bu her profesyonel ve sosyal yapı için de geçerli sanırım. Olmak uzun bir yolculuk sonuçta ve her alanda gelişim şart!
Yıllardır büyük bir kaliteyle ve başarıyla devam eden milongaları gözlemlediğimde ise, en büyük yetkinliklerinin ve güçlü durumlarının, herkesin okul, eğitmen, sosyal dansçı, yabancı demeden rahat bir şekilde dans ettikleri kaliteli bir ortamın ve ambiyansın sunulması oluyor. Elbette müzik, Dj seçimi, zemin, güleryüzle karşılama, sıcak bir atmosfer diğer en önemli unsurlardan. Yıllardır kalliteyi sunup, hepimizin ihtiyaçlarını sağlıyorlar. İyi ki varlar. Milonga kalitesi yükselmedikçe, bu dansta gelişimden bahsedilemez fikrimce. Teori, uygulama mantığı...
Bu cümleleri niye yazdığıma gelince, ben yıllardır büyük bir keyifle tüm milongalara katılan, bolca dans eden bir kişiyim ve ortamdaki enerjilyi ve kaliteyi arttırmak da hem arzu duyduğum, hem de sorumluluk hissettiğim bir şey. Bu herkes için kazan kazan mantığı bana göre çünkü. Gelişim istiyorsak, herkes kendi gözlemini ve deneyimini aktaracak, çünkü maksat hoş bir sinerji oluşturup keyifle dans etmek, en eşsiz tandalarda, en sevdiğimiz milonguero(a)larla, en güzel uçuş anlarına ulaşmak. Bu gruplaşmalarla değil bütünlükle sağlanır.
Uzun sözün kısası, uzun vadede kaliteyi seçelim dostlarım!
Herkese muhteşem bir Cumartesi Günü dilerim!" 

Bu süper keyifle tamamlanmayan milonga sonrasında bunu çok arkadaşımın da yaşadığını farkedip bu cümleleri paylaşınca çok da olumlu tepkiler aldım diyebilirim.
Dolayısıyla, olumlu, güzel şeyler yaşamak insanın enerjisini kat kat yükseltiyor, ancak bazen olumsuz duygu ve düşüncelerden, çok keyifli olmayan deneyimlerden etkilenmek de insanın yaratıcığını arttırarak katlıyor fikrimce.
Cumartesi Günü, değerli dostum Erdem'in, yeni düzenlemeye başladığı Martı Elegante milongasına katıldım. Şöyle ifade etmeliyim ki, kalitesi, gerçekten şahane bu mekanın, şık ambiyansı, müthiş atmosferi, güzel zemini sayesinde bu milongaya bayıldım diyebilirim. İnsan kalitenin içine dalınca, öyle bir huzurlu oluyor ki anlatamam. Tangoya yakışan en güzel tınılar değil mi zaten, kalite, huzur, şıklık ve aşkı oluşturan bir ambiyans. Bu yüzden Erdem çok iyi bir milonga kazandırmış yurduma sağolsun!
Gece  harika başladı, olağanüstü devam etti ve muhteşem pırıltılarla sonlandı. Güzel dostlar Hakkı, Doğa, Pelin, Yeşim, Ceren, Ahmet, Fümeral, Ogün, Ertuğrul, Cenap ve bir çok pırıltılı arkadaşım sayesinde harika anlara, harika paylaşımlara aktık da aktık. Müthiş bir duygu yoğunluğuna ulaştım yine!
İrem Abla da, şahane cortinaları ve tandalarındaki Donato'ları, Canaro'ları, D'arienzo'ları ve Pugliese'leriyle bizleri uçurdu da uçurdu. İlerleyen saatlerde, Erdem beni çok gülümseten bir pasta seremonisi yaptı ve hep yatığı balık esprisini anlattırdım yine. Merak edenler sorsunlar kendisine, çünkü her anlattığında gülüyorum...:-).
Yine keyifle akan doğumgünü dansı, bu yaşın tüm büyüsünü, muhteşem bir keyifle tüm hücrelerime taşıdı sanıyorum. Dans sonrasında da, çok yetenekli bulduğum dostlarımdan Ceren ve Ahmet'in şovlarını izledik. Yoğun enerjileri, zarif adımları, şahane uyumları, etkileyici hisleri ile sahneyi doldururlarken, bizlere çok keyifli üç parçalık bir serüven sundular. Müziği tam içimde hissettim diyebilirim. Çevremdeki herkes de bayıldı danslarına. Yine izlemek için şimdiden sabırsızım. Connection gurusu lakaplı değerli arkadaşım  Ceren'le bana göre, danstaki egoyu minimalize eden ve o güzel enerjisini etrafa yayan Ahmet'in yolları çok açık, o kesin. Yetenek, daima insanı parlatır,  yansıtır ve sanırım insanın bu evrendeki en güzel  pırıltısıdır. Çünkü bu ışığın evreni oluşturduğuna inanırım zaman zaman. Spiritüellikten öleceğiz bu arada..;-))
 Bunlardan dolayı, yetenek avcılığı benim misyonum. İnsanların ışıl ışıl parlamasından, büyük haz alıyorum çünkü. Sanki onlarla da yükseliyorum, en derin tepelere, ne ilginç! 
Dolayısıyla, bana göre şahane geçen bu müthiş gecenin sonunda, herkes o kadar mutluydu ki, mutluluk tavan güzel bir meydan yürüyüşüne uzandık ve kucaklaştıktan sonra, en güzel uykularımızdan birine daldık. Herkes özeldi, herkes pırıl pırıldı...
Pazar Günü, milonga tatili alıp, kendimi mini bir boğaz yürüyüşüne adadım. Mis kokan ağaçlar, ışıl ışıl parlayan deniz, rengarenk insanlar, köpekler, kediler, ağaçlar enerjimi yeniledi ve beni canlandırdı. Sonra, evime gelip, meşhur ev pikniğimle tüm lezzetsel, kokusal ve tınısal translarıma kavuştum yine. 
İşte yaş almak bu kadar leziz, bu kadar özel bir deneyim benim için. Bunu tüm sıradışı dostlarımla paylaşmaksa, bana göre yaşamdaki en büyük hazlardan biri. Çünkü doğuyorsunuz, büyüyosunuz ve en özel dostlarınızla çevreleniyorsunuz..Bu bana göre asıl kutlanan şey, yani bireysel olarak doğumgününü kutlamak değil benim için manası. Birlikte o anın içinde yeniden doğmak özünde. O yüzden tüm arkadaşlarımın da doğumgünlerini önemser ve onlarla birlikte o anı paylaşmak isterim. Çok güzel ve eşsiz bir an ve mutluluk çünkü benim için..
Son olarak, herkese muhteşem anlarla dopdolu, pırıl pırıl bir hafta dilerim...
İçimizdeki aşk, ışık ve tüm yeteneklerimiz, renklerimiz bizimle birlikte daima  ışıl ışıl parlasın; her an kendi iç okyanuslarımıza açılan yolculuklara uzansın ve yeniden doğalım, hazla, tatla yıllanalım dostlarım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder