3 Şubat 2014 Pazartesi

Ocak'ın son milongalarını da kaçıramazdık, değil mi....:-)

Haftaya korkunç bir soğuk hava dalgasıyla başladığımız için, Armada , La Cumparsita ve Mekan milongalarını es geçerek, evde ısınma egzersizleri yaptım. Yalnız bu düşünülen egzersizlerden, azıcık farklıydı, çünkü içinde, her şeyi yiyip, yenebilecek bir şey bırakmadığınız ve tonlarca çay içtiğiniz ev pikniği ile, bolca chat, az okuma ve Dvd keyfi vardı. Zihnen, ve mide yönünden çok yoruldum ama yine de bilemediğim kaslarım pek güçlendi doğrusu. Egzersiz, egzersizdir işte! ;-))
Çarşamba Günü, bir kaç gündür milongalara katılamadığımdan,  artık duvarları kemirmeye filan başlayacaktım ki, Kız Kuleli milongama gitmek akıl karı oldu. Zira bir de duvar masrafı çıkarsa, zaten halihazırda süregelen eurosal, dolarsal dansımıza bir de ev tadilat masrafı eklenir ve ayvanın ta kendisi oluruz diye düşünmüştüm. Sonuç itibariyle kemirmek mevzu bahis oldu ya, connection gurum Ceren'ciğimle, Zencefil'de harika bir yemek şarap seremonisi yaptık. Eşsiz bir sohbet ve keyifli tatlarla buluştuğumuz saatleri, onun çok sevdiği bir mekanda-isim vermiyorum- kahveyle tamamladık. Oradaki sohbet de müthişti gerçekten. Diyorum hep mekanların değişik enerjisi oluyor, tabii bu paylaşımı seçtiğiniz kişiye bağlı bir akışla oluşan bir atmosferle insan hafızasında hoş anılar bırakıyor. Gerçekten mekanlar, insanlarla, müzikle ve ortamı ortam yapan her şeyiyle güzel. Hep güzel olmaya devam etsin o halde! :-)
Bu pek keyifli yemek, şarap ve kahve lezzetimizni ardından, milongamıza geçtik.
 Işıl ışıl, kaliteli bir kalabalık, harika tandalarla akan bir müzik listesi, sıcak bir atmosfer ve rengarenk bir ortam hareketliliği bizi kucaklayarak karşıladı. Bu arada Özgür'ün koltuk değneklerini teke indirmiş olduğunu gördüm ve o kadar çok sevindim ki, neşem  daha geceye başlamadan, katladı.
Milonga süresi boyunca, Burcu yine harika bir müzik seçkisi sundu ve muhteşem dansçılar ve dostlarla, tüm danslarımda kopuşlar yaşadım. Eşref, Yalçın, Aykut, Celil, Ceren,  Aziz Abi,  bir çok eşsiz dost onlardan sadece bazılarıydı. Gece uzundu kuşkusuz...Elbette en önemlisi de, tüm danslarımda uçmuş olmamdı sanırım. Büyük şans! Ve bu yüzden de, eşsiz  bir milongaydı benim için. Tüm deneyimler sübjektif sonuçta. Dans edemeyen milonguero(a)lar huzursuz olur ya, o hesap. Zaten bolca dans edelim, ne için geliyoruz ki. Bol dans, keyifli sohbet ve anları, tüm derinliğiyle, keyfiyle paylaşmak, yaşamak için değil mi...
Perşembe Günü, her zamanki gibi,  Point milongasına geçtik.
 Yuvarlak masamızı Evrim, Sergülen Abla, Ferhat, Yeşim'le paylaşırken, Yüksel'in çaldığı harika tandalar olunca, yine muhteşem milonguerolarla tüm o çok sevdiğim, uçuşlar alemine daldım.
Milonganın aşırı kalabalık olmaması, ambiyansı daha da hoş kıldı bana göre, çünkü rahat rahat dans edebiliyor insan. Şükür! Ne kadar az çarpışma, o kadar mutlu yüzler...
Bir de, o gün şansımıza çok iyi dansçılar vardı. Bu keyifli danslara uzanmamda, Aziz Abi, Hakkı, Ali Alper, Ferhat, Yüksel, Uğur ve ismini hatırlayamadığım bir çok milongueronun etkisi çok büyüktü kuşkusuz. Hatta Hakkı'yla eğlence ve uçuşu bir miktar da abartıp, milonga tandasında sıçraya sıçraya dans ettik. Sanırsın 'teenage' yaşlarımıza geri döndük ama  gerekirse dönelim, ne olacak. Keyfimiz en üst katmanlara ulaştı, budur mutluluk ve iç çocuğumuz daima bizimle olacak ve yaşayacak ki, eğlence ve haz potansiyelimiz de ışıl ışıl parlayacak. Bundan büyük güzellik var mı....Anları tüm hazzıyla, doyasıya solumak, yaşamak...
Cuma Günü, Ankaralı dostumuz, Murat Mengi'nin Dj lik yaptığı Tangolic milongasına aktık.
Gece muhteşem başladı, muhteşem bitti diyebilirim. Zaten açılış Cumparsita'sı Mandragora Tango Orchestra'sından olunca, baştan bitik başladım milongaya. Çünkü tamamen koptum. Süregelen güzel tandalarla da, yine harika danslara uzandım. Ferhat, İnanç, Sercan, Alp, İtalyan bir milonguero ve daha ismini hatırlayamadığım bir çok dostla tüm danslarım boyunca, koptum koptum dirildim. Milonga sonuna yaklaşınca da koşar adım evime yollandım.
Cumartesi yine Kız Kuleli milongaya geçtim.  Zira Galata'ya geçen hafta gitmiştim ve bu kez Arjantinli şampiyonlar yerine, yurdumun şampiyonlarını izlemek istemiştim. Milonga yine bana göre harikaydı. Birincisi çok kalabalık değildi, ikincisi çok güzel bir müzk listesi vardı ve keyifli dans deneyimleriyle hafızam doldu taştı.Gecenin başında Eşref'le çok keyifli danslarla başlarken, yine Celil, Alp, ismini hatırlayamadığım bir çok milonguero ve her şeyden önemlisi de Özgür'le-bu an tarihi bir an olarak geçti; kazadan sonra ilk dansımızdı çünkü-müthiş dans serüvenimiz devam etti. Şöyle ifade etmeliyim ki, Özgür'le dansımız gerçekten muhteşemdi. Bu değerli dostum bir süredir dans edemediği için, enerjisine öyle bir tango aşkı ve özlemi sinmişti ki, o ilk dans deneyimini paylaşmak ve bu mutluluğu onunla birlikte tatmak, çok etkileyici bir andı benim için. Ne de olsa,Özgür'süz, bu pistler boş. Hayat boş deriz ya çoğu zaman, hayat hep o büyülendiğimiz anlarla ve doyasıya yaşayıp kopuşlara ulaştığımız yoğun hislerle dolu aslında. Dolayısıyla, aramıza tekrar Hoşgeldin Özgür!
Gece ortalarında,  şov zamanı geldi çattı. Elbette bu fırsatı kaçırmayan Murat, tüm duyurularını yaptı. Çok mutlu gözükür hep bu duyuru zamanında nedense. Bir de tüm ışıklar yanıyor ya, sanırım onun da etksi var. Her an bir duyurusu olur bu dostumuzun, ondan eminim...:-)
 Şova gelecek olursak, gerçekten Ayşe Karaoğlu ve Mert Moyan çiftinin danslarını çok beğendiğimi söylemeliyim. Hem salon stilinde, hem de ülkemizde yeni yeni uygulanmaya başlanan stage alanında bana göre oldukça başarılılardı. Danslarında yetkin adımları,  yaydıkları his ve enerji ile keyifli bir seyir sundular bana göre. Bu arada Ayşe gibi dansçılar da, bir çok milonguerayı çatlatacak cinsten diyebilirim. Yahu figürlerinde hata payı neredeyse sıfırlanmış ve o kadar zarif ve estetik ki pes yanii! Kadın dansçıların hepsi acı çekecek valla...:-)
Mert de, bana göre en iyi erkek dansçılardan biri. Bu kadar genç yaşında, bu kadar kendini yetiştirmiş olmak  ve yaratıcılığını piste rahatça sunabilmek de büyük başarı. İkisine de bravo demek, boynumuzun borcudur.
 Geceyi keyifle tamamlarken, son rütuşlarında da Çiğdem'le harika bir sohbet ortamı yakalayıp, Ortaköy semalarıma ulaştım. O kadar geç uykuya daldım ki, ertesi gün 2' de hala uyumak istiyordum diyebilirim.
Pazar Günü, az önce de bahsettiğim gibi, çok geç uyanıp, çok geç bir kahvaltıyla güne başladım. Hoş, gün neredeyse bitmişti yaa neyse...
Leziz bir kahvaltı, bolca müzik dinletisinin ardından, Ponte'de Sergülen Abla ve Özden'le manzaralı masamıza ulaştık ve oranın harika peynir tabağıyla birlikte şaraplarımızı yuvarladık. Lezzet şahaneydi. Gece boyunca Hakkı'yla bol uçuşlu dansımız ve süper sohbetimizin yanı sıra, oranın yetenekli genç milonguerolarından Mehmet'le de pek keyifli tandalarda yine süper danslarımıza uzandık. Son iki haftadır pek keyif alamamış milongadan  bu genç arkadaşım ve dolayısıyla ben de esprimi patlatıverdim. 'Aa acaba neden, ben iki haftadır gelmiyorum, çok haklısın pek keyif alamamakta'  diyiverdim. Gülüştük tabii.... Esprisiz hayat boştur boş..Dolduralım dostlarım; daima ışıl ışıl pırıltılarla...
Bu arada tüm güzel danslarımız esnasında, şunu da düşünmeden edemedim. Nedense dans esnasında hep vahiy geliyor bana yaa. Sonra kendimi durduramayıp, hemen facebook'uma yazıyorum tüm duygu ve düşüncelerimi. Yazmazsam bir yerim çatlıyor sanki, hala bulamadım neresi...:-)
 Yazdığım şuydu;
"Ful konsantrasyon ve 'connection' la dans, bana göre aşkın ta kendisi... Şu an tam olarak hissettiğim şey bu!" 
Gerçekten de hissettiğim şey buydu o anda.  Yoğun danslarla gelen ve o aşkı oluşturan connection işte.
 Zaten hepimiz aşık değil miyiz tangodaki bu eşsiz bütünleşme, sinerji, connection ve müzik bütünlüğüne..
Tek bildiğim-diğer bildiklerimi saymıyorum...:-)-, hepimiz çok şanslıyız, çünkü tangoyla tanışmışız ve her yıl yepyeni deneyimleriyle büyülenirken, tüm içsel ve dışsal keşiflerimize yenilerini ekliyoruz.  Aşığız biz, hepimzi aşık! 
Son olarak, hepimize ışıl ışıl , muhteşem anlarla ve leziz paylaşımlarla dopdolu bir hafta dilerim!
Hep dediğim gibi, tüm milongalarda buluşmak dileğiyle ve benim için haftanın ilk milonga menüsünde de Armada'da görüşmek dileğiyle dostlarım.....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder