Festival haftasının enerjisi ve bol güneşli, ılık günler, beni tüm milongalara akmaya çok motive etti diyebilirim. Festivalin her milongasına da koşar adım gittim tabii bu gazla...:-)
Cumartesi enfes bir kahvaltı ettikten sonra Suada milongasını düşleyip, o içimde oluşturduğu coşkuyla günü tamamlarken, oraya daha varmadan da milonganın eşsiz büyüsünü yaşamaya başladım bile.
Sanıyorum en çok sevdiğim festival mekanlarından biri orası.
İstanbul Tango'nun düzenlediği Çırağan Kempinski'deki festival milongasında da hazdan kopmuştum. Her geçtiğimde de oranın önünden hep o festival milongasını anımsayıp, gülümserim.
Dünyada, İstanbul gibi tüm renklere sahip bir kent olduğuna inanmıyorum. Fikrimce burası festival mekanları için tam bir cennet.
El Encuentro ekibinin, Adile Sultan Sarayı'nda düzenlediği festival milongaları da şahane olurdu. Orası da ne muhteşem bir mekandır. Buram buram tarih kokar. Yine muhteşem anılar hafızamda belirir her ismi geçtiğinde o sarayın.
Suada da benim için çok özel çünkü, orada suyun içinde olma hissiyle yıkanırken tüm ruhumla, muhteşem danslar etmeme zemin hazırlıyor bu his.
Nitekim milongaya İzmirli bir milonguero arkadaşımla vardığımızda, kıpır kıpır bir heyecanla kaplandı içim anında diyebilirim. Dünyanın her yerinden gelmiş, yüzlerce insanla da bu suyun ortasında dans etmenın heyecanı, bu festivalin adına yaraşır bir rituel havası kattı benim için.
Tango daima eşsiz bir aşk ve ritüel benim için orası kesin! :-)
Orkestrayı, festivalin açılış gününde izlemiş ve oldukça beğenmiştim. Hyperion Ensemble harika enstürmantistleriyle, bu gecenin enerjisini katladı ve güzel bir müzik ziyafeti çekmemize olanak sağladı.
Zemin biraz problemli olsa da, buranın ambiyansı hiçbir yerde olmayan bir özellikte olduğu için, muhteşem tandalarda, harika milonguerolarla dans edip, hazla doldum taştım. Sık sık zemini pudralama servisi de vardı çok şükür.Yoksa daha büyük sıkıntı olabilirdi.
Allahtan şarap da Angora değildi-hiç sevmiyorum zira, söylenip dururum her Angora gördüğümde-Yakut'tu. Eskilerin en iyi şarabıydı Yakut, gerçi şimdi yeni markalar, muhteşem ve uygun fiyattaki üzüm sanatını bizlerle buluşturuyor. Bu da harika! Kaliteli tatları iç iç, geç kendinden...:-)
Festivallerde, yeni, eski bir yığın dansçı dostumuzla karşılaşmak hep içimi ısıtan bir atmosfer yayar hafızamda. Elbette, bir yığın bambaşka stillerdeki ve milletlerdeki dansçıları seyirin ve onlarla bağlantının keyfini, zaman zaman dansın ve müziğin içinde koparak yaşamayı da çok seveim.
Nitekim çok hoş tandalar ve danslar geldi geçti gece boyunca.
Hep bahsederim ya, sinerjinin hastasıyım. Bu sinerjik renkliliğe, 1. Köprünün ve Boğaz'ın eşsiz manzarası, ambiyansı da dahil olunca olağanüstüyü yaşadık hep birlikte. Anlar, paylaşınca güzel! :-)
Şov zamanı gelince, hemen yerlerimizi aldık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder