6 Mart 2017 Pazartesi

Yılın en muhteşem mevsimi benim için geldi. Baharın enfes hissiyatıyla dopdolu bir şekilde yeni haftamıza başladım. Elbette geçtiğimiz hafta aylardır vakit ayıramadığım tango dünyam için festival inanılmaz bir doping sağladı. Muhteşem hislerle dolu üç festival gecesi yaşadım. İlk gece Pera Palace'ı şehir dışında olmasam asla kaçırmazdım. Orada daha minicik bir milonguerayken katıldığım bir etkinliği hep anımsarım. Yüzüm kıpkırmızı olmuş, dizlerimin bağı çözülmmüştü. İşte benim için Pera Palace da o anlamdadır. En büyük heyecanlarımın, gençliğimdeki büyük tutkularımın merkezi...
 Neyse şehre döndükten sonra Çırağan Sarayı ile festival  açılışını yaptım. Buranın benim için anlamı hep çok büyük oldu. Bir de evime yürüme mesafesinde olduğundan daha da mutlulukla ve kolaylıkla geliyorum buraya...Geçen yıllardaki o efsane geniş salonun yerini bu kez ona göre  küçük bir salon almış olsa da, kendi adıma güzel bir gece yaşadım. Belki de bu denli büyük bir kalabalık beklenmediğinden salon konusunda farklı bir seçim yapılmış diye düşündüm aslında. Ülkemizin son aylarda yaşadığı sıkıntılı günlerinden sonra festival katılımları konusunda risk hep büyük oluyor. Yine de bu yılın başında Sultans of Istanbul festivaline katılan yabancı dansçıların sayısındaki artış tango camiasını umutlandırdı diye düşünüyorum. Sadece konseri izlemiş olmama rağmen beni çok mutlu etmişti  yabancı katılımındaki bu yoğun artış. Zira kritikleri arkadaşlarımdan almayı ihmal etmemştim!
 Dolayısıyla Çırağan Sarayı'nda da daha çok yerli dansçıların sayı yönden üstünlüğü görülse de yabancı dansçılar da vardı. Dj Halil Ertekin'in benim için çok hoş tandalarıyla aylardır görmediğim dostlarımla buluşmanın, dans etmenin ve farklı dansçılarla da tanışmanın mutluluğu paha biçilmezdi. 
 Maestroların açılış danslarını izledikten sonra, Yalçın & Elizateva çiftinin performanslarını ilk kez izledik ve ardından Dimitry & Sagdiana çiftinin performanslarını da seyre daldık. 
Çok güzel tanıdık simalarla dopdolu bir gece yaşadım ve Çırağan Sarayı festival milongası anılarıma bir yenisini kattım. Ronda salonun boyutundan ötürü  biraz sıkıntılı olsa da, içimizdeki tango aşkı gecenin büyüsüne kapılmamızı mümkün kıldı! 
Cuma Günü The Marmara Oteli'nde festivalin üçüncü gecesine katıldım. Öncesinde harika bir milonguera ekibiyle sohbette,lezzette ve neşede tavana sıçradık ve bu gazla da milongaya geçtik.
Dj Figen Moran'ın yine keyif aldığım tandalarıyla birbirinden güzel danslara dalarken - üç İzmir'li keyifle dans eden milongueroyla açılışı yaptım önce - Solo Tango Orkestrası'nın canlı performansıyla da keyfim doruklara ulaştı. Carlitos & Noelia ile Giampiero & Frances çitlerinin performanslarını da izledikten, üstüne de bir çok tandayla akışan danslarımı eklediklen sonra  benim için yine harika geçen geceyi gece üç sularında noktaladım.
Cumartesi Günü yorgunluktan perttim, ancak Four Seasons Oteli'ni kaçıramazdım. Zira orada dans etmeyi hep çok istemiştim ve otelin kalitesine de çok güveniyordum. Yanılmadığımı oraya varır varmaz anladım. Salonun konforu, içeceklerin kalitesi - şarapta Egeo  Cabernet Sauvignon ve Sauvignon Blanc vardı  - , lavaboların bakımı, biten ürünlerin, içeceklerin teminindeki hassasiyet,  çalışanların nezaketi ve ortamın huzur veren havası benim için festival mekanlarında Four Seasons'ı birinci sıraya oturttu.. Bu her Mart ayında keyifle beklediğimiz festivali bizlerle buluşturan Tango to İstanbul ekibine tüm çalışmaları ve emekleri için sonsuz teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunuyorum. Her yıl çıtayı yükseltmeye çalışıyorlar sağolsunlar!
Festival fiyatları geçen yıla göre biraz daha yüksek olsa da bunu döviz kurundaki değişimlere bağladım. Dolayısıyla Orkestranın, dansçıların, Dj'lerin, mekanların maliyetleri de oldukça  yükseliyor bu durumda.. 
Bunun yanı sıra, Four Seasons'a  verdiğim her kuruş için çok memnunum diyebilirim. Hatta Sevgili Murat ve Eşref  her yıl orada festival yapsa memnuniyetim artar. Çünkü gerçekten kaliteli ve çok konforlu!
Sonuç itibariyle ettiğim tüm danslar, salonun genişliği, rondadaki rahat akış,  Dj Analia LaRubia'nın yine güzel tandaları - en sevdiğim Dj'lerden kendisi - kendini dansa adamış, yıllardır keyifle dans ettiğim değerli milonguero dostlarımla süzüldüğüm danslar, Bursa'dan, İzmir'den yine keyifle dans ettiğim, bazılarıyla yeni tanıştığım dans tutkunu milonguerolar ve İskoçya'dan dans tecrübesini uyumla, mutlulukla kurduğumuz abrazo'yla deneyimlediğim bir milonguero ile akan tandalardaki danslarımız milonga yaşamımda yine bol uçuşlara  ve festival anılarımına yepyeni renkler katılmasına sebep oldu. Güzel dostlarımla sohbetler edip, gülüşürken ayaklarımı haşat edene kadar dans ettim. Tahmin eder misiniz bilmem ama ertesi gün yürüyemiyordum diyebilirim. Tüm maestroların birer parçalık performanslarını da izledik tabi o gece ve ayakta izlemeyi tercih ettiğim için de ayaklarımı danslardan ziyade bir de ayakta durarak da daha da çok şişirmeyi başardım. Topuklu ayakkabı bayadır giymiyordum neticede...
İlerleyen zamanların birinde "Sıradışı Şovlar ve Danslar" festivali olsa ne hoş olur diye de düşündüm bu arada. Nefesimi tuttuğum, tuttuğumu unuttuğum, beni çok şaşırtan farklı stillerdeki performansları da izlemeye merak ve ilgi duyduğumu biliyorum. Bu da kişisel bir merak; ne de olsa farklılıkları hep seveceğim!
 Neyse festivali çok güzel tandalarla akan bol uçuşlu danslarla ve güzel hislerle noktaladım. Çok yorgun olduğumdan ertesi gün ne konsere ne de kapanış milongasına gidebildim. Duyumlarıma göre konser harikaymış ve benim kaçırdığım ilk festival konseri oldu. The Marmara'da Solo Tango Orkestrası'nı coşkuyla dinleyp, dans ettiğim için yine de çok üzülmedim bu kez..
Aylar sonra tango enerjimi tekrar içimde hissedip, güzel mekanlarla dopdolu Tango to İstanbul festivaliyle milongalara güzel bir açılış yapmış oldum. Kalabalık bir katılımın olması da eminim tüm organizatörleri sevindirmiştir. Ülkemiz tango alanında tam iyi bir konuma gelmişken bunu bir takım politik sebeplerden ve terör korkusundan yitirmek hepimizi üzer. İnsanların etkinliklere katılımı ve dans ruhunun korunması tangoyu yurdumuzda daima geliştirecektir. Tüm ekibe tekrar teşekkür ederim. 
Etiketlere bağlı olmadan tanışmak, sohbet etmek, dans etmek en büyük özgürlüklerden biridir. Nitekim tango festivallerinde, maratonlarında ya da milongalarda sosyal dansa gönül vermiş insanlar - eğitmenler, sosyal dansçılar hepsini kastediyorum - karşılaşır ve bazılarının dans uyumu ve enerjsi o kadar uyar ki, işte o organizasyonlar sadece o bir kaç dans için bile değer bazen. Özellikle deneyimli yabancı bir milonguero ve bir çok yurdumun milonguerosu bu hissi bana yeniden hissettirdi. Gerçekten bağlantıdaki uyumu, anlaşıldığınızı, paylaştığınızı ve müziğin coşkusuyla akıştığınızı hissettiğiniz danslar ruhunuzu çok yükseltiyor. Bu sizi daha da özgür ve mutlu kılıyor. En azından yaşadığınız anda ve o anları biriktirdiğinizde de mutluluk katsayınız sürekli artıyor....
Hümanist akışta ilerleyen danslar, tandalar dilerim  ömür boyu hepimize..

Tangonun en sevdiğim yanına gelince, o da şu;
 İstediğiniz yerden tekrar içine dalabiliyorsunuz. Çünkü ne kadar süre uzak kalırsanız kalın, döndüğünüz ve bir milongada kendinizi bulduğunuz, coşkuyla soluk aldığınız anda büyülü, renkli bir dünya sizi" embrace'" ine kabul ediyor. Dolayısıyla tango öğrenmek hayatım için en güzel şeylerden biri olmuş,  ondan emin oldum. İlerleyen yaşlarımda bile tangonun bana yaşattığı o özel, derin, büyülü hisleri yaşayabileceğim ve ömrüm yeter, sağlığım elverirse tutkuyla, aşkla, neşeyle dans edebileceğim, bunu hissetmek harika ve özgürleştiren bir duygu! 
Son olarak söylemeliyim ki,  Deniz Müzesi milongalarını da geçekten çok merak ediyorum. Hafta sonu İstanbul dışına kaçmazsam mutlaka katılacağım; kaçarsam da artık her hafta düzenleneceği için bir tanesine mutlaka giderim. Orada dans etmenin büyüsünü de yaşamak istiyorum mekanın ambiyansından ötürü zira...
Sevgiyle, ışıkla kalınız değerli dostlarım. Yine en güzel hislerimizde, tutku dolu danslarımızda, huzurlu, konforlu, renkli ve coşkulu tüm milongalarda buluşmak dileğiyle...
Kalp atışlarımız bizleri daha da bütünde damla, damlada okyanus haline getirsin....***

10 yorum:

  1. Festival deneyimlerin süpermiş Eprucum ben de tangodan bir uzaklaşıp bir geri dönen biri olarak çok iyi anlıyorum o geri dönüldüğünde yaşanan hisleri�� sanki hiç bırakmamış gibi☺️☺️ çok öpüyorum Eprucum çok yakında görüşmek üzere

    YanıtlaSil
  2. Sağol canım Sezenim çok özledim seni, kaç gel İstanbul'a...:)

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel hislerini aktarmışsın. Eline emeğine ayaklarına da sağlık. Öyle beğendim ki, Yazıda kendimi buldum ;)

    YanıtlaSil
  4. Çok Teşekkür ederim Kıvanç'cığım , çok mutlu oldum. Sevgiyle...:)

    YanıtlaSil
  5. Sayende gitmiş kadar oldum, kalemine sağlık:)

    YanıtlaSil
  6. Çok teşekkür ederim Kerem'ciğim...:)

    YanıtlaSil
  7. Festival deneyimın çok güzelmiş. Özellikle yabancı dascilarin, sozetyigin bu siyasi atmosfer içerisinde dahı yoğun olduğunu okumak, açıkçası şahsım adına sevindirdi.

    Festivale gitmedim ama, sayende şuan gitmiş kadar da oldum.

    YanıtlaSil
  8. yabancısı olduğum bir sürü kelime arasından bu yazıda farkettiğim olağanüstü neşeli ortamlara akma duygusunun ağırlık kazandığı ve neşenin, eğlencenin bu ortamların baş aktörleri olduğu. hayatımın eksik tarafının dans olduğunu hissediyorum bu yazıyı okuduğumda. ::))

    YanıtlaSil
  9. Dansetmeyi çok isterim,bu yazıyla daha çok istiyorum ama daha öğrenmem gerek....Sizi tebrik ederim....

    YanıtlaSil
  10. Çok teşekkür ederim değerli dostlar; fikrimce her insan dans etmeli ve bir an bile olsa gözlerini kapayıp evrenin melodik ritminde tüm uçuşları deneyimlemeli...Sevgiyle..:)

    YanıtlaSil