19 Mart 2017 Pazar

Bir parça dinlersiniz ve adeta zamanın ötesinde bir yolculukla buluşursunuz. Çünkü müzik insanı bir tür transa sokar ve orada anın başka bir boyutunda buluverirsiniz kendinizi... Şu an radyoda çalan bir parça beni yine zamanların çok ötesinde bir yere götürdü. Tango müziğini de düşününce, her bestecinin eseriyle farklı farklı translara girmiyor muyuz...
Her dansçının enerjisiyle, müziği yaşama, hissetme biçimiyle ve bunu harekete dökme, ifade etme stratejisiyle başka başka hislerle yoğunlaşmıyor muyuz....
Evet yıllar, süreçler gelir geçer; besteciler, tandalar, tandalar arasında cortinalar akar durur; dansçılar bin bir farklı rondada dönerek dans eder, eder ilerler; yaşam acısı, tatlısı, hüznü, sevinci, sıkıntısı ile akar gider. Geriye ne kalır dersek;
Yaşam mı, yaşanan anılar mı ya da hepsi mi bilmem ama müzik ve o yaşadığımız büyülü trans sanki hep kalır insanın kalbinde, benliğinde ve ruhunun tüm tonlarında...
Acılarla mı büyür insan yoksa, acılar sadece yaşamın bir parçası mıdır?
Sevgiyle mi olgunlaşır, daha da insan olur insan, yoksa sevgi sadece insanın hücrelerinin temeli midir?
Müzikle mi oluşur dans, yoksa dans hep müziğin içindeki notaların akışında mıdır?
Sebepler ve sonuçlar mıdır bizleri buluşturan yoksa sadece akış mı....
Yani akan her dans, yaşanan her meditatif yolculuk gibi süren bir süreç, yol...
Güzel bir hafta yaşadım geçtiğimiz hafta. Yeni bir Tango Cafe'ye uğradım yemek ve sohbet için. Burayı açan Fatih İpek dostumuz bir tango tutkunu olduğu için de yemeğimizi beklerken çalan hoş parçalarda, ortam müsaitse dans edebiliyorsunuz ki, bu harika gerçekten!
Evet bahsettiğim yer "Caminito Tango Cafe". Burası bir restaurant ve aynı zamanda cafe hizmeti sunan, 15 kişilik yemek salonu olan, yemeğinizi yerken, içeceklerinizi yudumlarken tango müziği duyabileceğiniz, Taksim İstiklal Caddesi' nden Lebi Derya'nın sokağı olan Kumbaracı Yokuşu'nda No 69 'da yer alan şirin mi şirin bir tango ve yemek evi. Pazartesi Günü oranın hoş atmosferini ve lezzetli yemeklerini tadımlayıp, güzel bir sohbetle bu mekanın açılışını kutladık tango dostumuzla...
Kendisine bol müşteri, harika yürekleriyle mekanının dolduracak güzel insanlar, iyi dostlar diliyorum. Yolu açık olsun ve yeni Tango Cafe'miz tüm camiamıza da hayırlı, uğurlu olsun!
Perşembe Günü  Point Otel'in sevdiğim yuvarlak masasında Dj Ömer Bayraktar'ın hoş tandalarıyla yine keyifle geçen bir tango coşkusunda daha harika bir gece yaşadım. Ömer'in bir kaç sıradışı tandasında da coşkum çok yükseldi ve dansçı dostlarımla müthiş bir tanda uyumu yakalamanın keyfine vardım. Bir de  Point benim bildiğim tek salsa çalan milonga. Elbette Anadolu Yakası'nda Kaya Soylu ile Selin Biber'in organize ettiği "Contra" milongasında da tango dışında parçalar, sıradışı seçkiler çalınıyor. Belki salsa da çalınıyor orada; gittiğimde öğrenip, kuşkusuz güzelce test edeceğim. Yaşasın sıradışı milonga ve dans ortamları da!
  Yani sözün kısası, diyeceğim şu;
 çalan bir tek salsa parçası bile olsa, o parça benim pistte öğrendiğim bir dansa ve o dansın eğlence yüklü coşkusuna zemin hazırlıyor. Evet salsayı bir milongada öğrenebiliyorsanız şanslısınız!
 İyi dansçı dostlar sağolsun sayelerinde bir parça da olsa salsa yapmanın çılgın neşesine sahip olabiliyorum. Mutluluğunuz doruklara yükselirken bol bol gülümsüyorsunuz bu dansta zira!;)
Chacarera'ya  gelince, ona çok düşkün olmadığımdan hep es geçmişimdir. Ancak onun müdavimleri de yine keyifle dans ettiler o gece bir  parça da olsa. Bilmem ikincisi çalındı mı ama ben çıkmıştım La Cumparsita'yı duyduktan ve ilk chacarera tınısından sonra...
Tanıdık simalarla, hoş danslarla ve keyifli bir kalabalıkla dolu geceyi de böylelikle tamamlamış oldum. Tatmin dolu hislere ev sahipliği yapar bu tür milongalar tanguera/oların dünyasında...
Bir sonraki milongam Cumartesi gecesi yine benim favori bellediğim bir mekanda, Deniz Müzesi'ndeydi. Aslında üç Dj li bir mini maratondu bu milonga, ancak ben milonga saatlerinde orada bulundum ve Dj'lerden Mihran Şihager 'in ve Alper Akgül'ün keyifli seçkilerinde dans etmenin tadına vardım. Dj Manuk Çolakyan'ın tandalarını ise gece iki sularında çıktığım için kaçırdım. Ancak gece boyunca Bursa'dan, Antalya'dan ilk kez dans ettiğim ve oldukça iyi danslara ulaştığım dansçıların sevincinin yanı sıra, şehrimin coşkuyla dans eden dansçılarıyla da hoş tandalar yakalamanın keyfine vardım. Ayaklarım şişmeye başlayınca da milongayı sonlandırıp evime yollandım.
Hafta yine bazılarımızı bambaşka ritmlerle, hislerle buluşturan renkli danslarla, karşılaşmalarla dopdolu geçti. Sanırım tanguera/oların bu yoğun enerji akışlarını da bir tek tanguera/o lar anlayabilir. Çünkü dans insanın enerjisini bazen o kadar yükseltir ki, çok yorgun halde gittiğiniz bir milonganın ardından nasıl diridiğinizi şaşırarak deneyimlersiniz. Sanırım bu olsa olsa mutluluk hormonunun yani serotonin etkisi...Kanser hücrelerini de yok edebiliyormuş insanın içindeki bu mutluluk zira.
Kanser olmamak için de dans edebilirsiniz bu durumda, eğer sebep bulmakta zorlanırsanız...
Hoş sebep çok ya!!
Çılgınca soğuk geçen bu Mart haftasını önümüzdeki hafta sıcaklık değerlerinin yükseleceği haberinin sevinciyle noktalıyorum
O halde,
Büyüyelim dostlar!
Ama aşkla, ama sevgiyle, ama acıyla, ama hüzünle, ama ilişkilerle, ama yalnızlıkla, ama dansla, ama yollarla, yollarla,
ama  nasıl olursa olsun daima büyüyelim!

6 yorum:

  1. Geldin mekanımı şereflendirdin sevgili dostum arkadaşım

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim Fatih'ciğin, iyi ki açmışsın Caminito Tango Cafe'yi,mutlaka geleceğiz ara ara; sevgiyle...:)

    YanıtlaSil
  3. Canım ruha dokunan satırlarına sağlık. Yaşarken yazmak, yazarken yaşamak hallerin hiç ama hiç eksilmesin...

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkür ederim güzel yorumun canım ve daima kalplerimizin ışığında buluşmak dileğiyle...❤

    YanıtlaSil
  5. Sevgili Ebru, tango ritmini ve ahengini taşiyan satirlarinla yolculuk ettim bu bloğunda.Caminito kafeyi de hayal ettirdin bana. Ancak bir tango sevdalisi bu duygulari hissedebilir ve hissettirebilir okurlarina. Tango dolusu sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Ebru, tango ritmini ve ahengini taşiyan satirlarinla yolculuk ettim bu bloğunda.Caminito kafeyi de hayal ettirdin bana. Ancak bir tango sevdalisi bu duygulari hissedebilir ve hissettirebilir okurlarina. Tango dolusu sevgilerimle :)

    YanıtlaSil