5 Mayıs 2017 Cuma



Yıllar geçer, dans edersiniz. Milongalar  bazen değişir, gecelerin bazıları aynı kalır; ortamlar, mekanlar, insanlar değişir ancak yaşadığınız tango tutkusu ve hisleri, sizin içinizde bazı değişimler ve farklı ışıltılar yakalasa da benzerliklerini korur.
Geçen hafta "Dünya Dans Günü"nü Deniz Müzesi milongasıyla kutladım. Aslında o gün milongaya gideceğim bile şaibeliydi, hatta baya bir şansa bağlıydı. Ancak bir mucize oldu ve kendimi o sevdiğim geniş pistin ve rahat akan rondanın kucağında buldum. Çok eski bir arkadaşımla, on yedi yıldır tangoya başlamamış olsa da benimle yine de milongalara gelmeyi sevdiğinden gece boyunca sohbet ettim,  tanıdığım, tanımadığım  bir çok milongueroyla bol bol dans ettim. Dolayısıyla  günün anlam ve önemini doyasıya çıkarttım!
Sekiz yıl önce dans ettiğim bir arkadaşım ile daha geçtiğimiz yıl dans etmeye başlayan arkadaşımın da bulunduğu gecede, her seviyeden dansçıyla farklı müzikal geçişlere uzanabilmenin keyfini yaşadım. Sevdiğim arkadaşlarımla  hangi ekolden, okuldan, ülkeden ve kaç yıldır dans ediyor olurlarsa olsunlar" abrazo"ya kapılmak ve coşkuyla tangoya akmak her zaman güzel!
Yıllar öncesinden tanıdığım dansçı dostum, onunla  dans ettiğimizde  bir ara,  hiçbir tanıdık sima göremediğini, sadece beni ve bir iki organizatörü tanıdığını ve bundan duyduğu şaşkınlığı dile getirdi.
Ben de "Evet" dedim,
"Tangoya başlayan, bir, iki yıl geçince hala dans eden ve yaşamında bu dansa yıllarını veren insan sayısı çok az ama yine de az olsa da var ve onları görebilmek ve birlikte dansa uzanabilmek hep çok güzel bir duygu!"
Nitekim geçen hafta Point milongasına da gitmiştim. Yıllar önce  milongalara gittiğim ve sürekli dans ettiğim arkadaşlarımla birlikte güzel bir masada oturup, sohbet ederken yine o tanıdık enerjinin büyüsüne kapıldık. Milonga ortamlarından yaklaşık üç, dört yıl uzaklaşan bu arkadaşlarımın yeniden piste dönmelerini kutladık o gece. Bu konuda minik de olsa bir katkım olduysa da ne mutlu bana;
zira bütün milonga haberlerini benden ama az, ama çok yine de almayı ihmal etmediler! :-)
Yılların geçmesini ve eski arkadaşlarımı da tango pistlerinde görmeyi, onlarla bu yaşamın kalbinde buluşmayı  çok çok seviyorum zira..
Dün gece de yorgun olmama rağmen, Hıdırellez coşkusu içimde yükselirken yine dans etmek istedim ve Point'e geçtim. Bahar aylarında terasın ve geniş pistin havası bana çok iyi geliyor çünkü ve farkettim ki, bir milonga ortamında beni en çok mutlu eden ve oraya ait hissettiren şey, dans eden kişilerin bunu kendileri için yapmaları, dansın coşkusunu, keyfini doyasıya yaşamaları ve müziği, dansı, hissettikleri duyguları partnerleriyle, aralarındaki uyumun tınısıyla paylaşmaları. Böyle olunca danslarını gösterme, kendilerini kanıtlama ve en iyi olma çabaları olmuyor dansçıların. Sadece rondanin içinde süzülen ve bütünde bir ışıltı olarak beliren dans eden kişilerin hepsi haline geliyorlar. Hisleriyle, farklarıyla ve dansın içinde yaşadıkları her şeyle asıl görünür oluyorlar. 
İşte bunu hissettim ve dansçıların içlerinde yaşadıkları duyguları ve dans sevgisini görmekten mutlu oldum dün gece.
Sosyal dansın büyüsü de bu değil mi zaten;
damlada okyanus, okyanusta damla ve bütünde tüm yankıların coşkusu haline gelebilmek...

Dilerim her gün bizim için "Dans Günü" heyecanıyla geçer ve yaşam boyu coşkuyla, mutlulukla
 aşkla,  huzurla dans edebiliriz değerli dostlarım!

1 yorum:

  1. Ebru Hanımefendi,yine yeniden çok güzel.Genelde dans ve özelde tango bazılarımız için vazgeçemeyeceğimiz ekmek gibi hava gibi su gibi bir gereksinim adeta her an birlikte olmak istediğimiz bir sevgili gibi.Izlenim ve yeni duygularınızı paylaştığınız son günce diğerleri gibi aynı lezzette.Gövdeli bitişi uzun bir cabernet sauvignon gibi tıpkı.Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil