14 Haziran 2015 Pazar

 Haftaya muhteşem lokal milongalarla başladım, Kanyon büyüsüyle tangoyla yeniden büyülenip, festival keyfiyle coşkumu maksimumlara taşıdım. Hepsi ruhumu genişletti ve yaşamıma yepyeni pırıltılar kattı. Daha dün gece müthiş  danslar ettim. Ful "connection" ve müzik yoğunluklu adımlar, danslar ve yolculuklar yaşadım. Yeni nesil tango eğitmenlerine bir kez daha saygı duydum. Bir yılın altında yetiştirdirdikleri dansçıların dans seviyesinin, iletişim gücünün, " connection" kapasitesinin ve müziğe duyarlılığının en az iki, üç, dört, beş yıllık bir havada olması gerçekten iyi bir başarı çünkü. Bu dansçı dostların nezaketleri, mütevazilikleri ise çok daha ileriye, gelişime ulaşacaklarının bir kanıtı. Sadece altı aydır dans ettiğini ve milongalara yeni gitmeye başladığını söyleyen, dansıyla beni gerçekten çok şaşırtan bir milongueronun camiamıza girmiş olmasından ve birlikte dans etmiş olmaktan mutluluk duydum dün gece. İşte tango öyle bir büyü ki, yıllar geliyor, geçiyor ama anlarda yakalananan müzik ve dans coşkusu kaç yıl dans ederseniz edin ortak tango enerjisinde insanları buluşturuyor. Bu nedenle yılların geçmesi bir yana, dans deneyimlerinin yoğunluğu ve kalitesi yaşadığınız tangoya damgasını vuruyor. Bu tango aşkı daha ilk adımla başlıyor. Yıllar önceki partnerimlerimden biriyle tangoda buluştuğumuz anlar hala gözümün önüne gelir. Çekinerek gittiğim bir tango dersi hayatımın tutkusuna dönüşmüştü. Bu gerçekten yaşamıma dair bir mucize ve çok da etkileyici bir şey tüm duygu ve düşünce dünyalarım için. Bazen yaşamda, deneyimlerinize dair attığınız ilk adımların sizi nereye götüreceğini bilmiyorsunuz, tahmin etmeniz olanaksız olabiliyor hatta. Bu nedenle tangoya başlayıp, sevdiyseniz bu dans sizi durmaksızın büyütüyor. Hiçbir engelle yılmadan, sevdiğiniz dansı icra etmelisiniz ki, bu gelişimin tadına, coşkusuna varabilesiniz. Bunu tüm yeni başlayan, ya da ilerleyen dansçı, Dj, danssever  dostuma söylüyorum.  Bu aşkı derinleştirmek uzun vadede bir ödül haline geliyor çünkü. En azından benim hissettiğim şey bu. Yani yılların, yaşamın tüm hücrelerinizden tango sihriyle akmasına tanık alıyorsunuz. Sayısız "abrazo"nun, kurduğunuz tüm bağlantıların, bağların ve müzikal adımların içinde olgunlaşıyor ve kendinizi daima yeniden keşfediyorsunuz. Mühim olan, bu hazdan asla vazgeçmemek belki de...Eğer gerçekten istediğiniz için buradaysanız tabii ki...
 Diğer bir konu da şu;
Dans öğrenmek için herkesin kafası karışabiliyor. Nereyi, kimi seçecekleri konusunda. Benim fikrim bu konuya dair şöyle; 
Dansçılar hocalarını daima kendileri seçmeli diye düşünüyorum. Kimlerin enerjisine kendilerini yakın hissediyor, kimlerin dansını beğeniyor ve kimlerle iletişimde rahat olabiliyorlarsa doğru seçim onlardır. Öğrenim başta rahatlıkla ve iyi iletişimle gelir.
 Dans konusunda çok hoca araştırması yapan arkadaşlara verdiğim yanıt bu oluyor. Çünkü piyasada çok çok iyi eğitmenler var. Bir çoğunun dersinde de misafir olarak da bulunduğum için derslerini nasıl dolu dolu verdiklerini biliyorum. Gerisi üşenmeden araştırmaya kalıyor. Kendinize en uygununu dakikasında da anlayabilirsiniz. Çünkü tango, dansın ve bizi birbirimize bağlayan, ruhumuzu içine alan müziğinin ötesinde, bir yaşam, ifade biçimidir. Elbette ifadeler  de, bizleri yakınlaştırır ya da mesafelendirir. Güzel dans eden, kaliteli dansçıların yetişmesi ise hepimizin yararına. Sosyal dansçı ağı kalite doğrultusunda büyüdükçe, Türkiye bu alanda rakipsizliğe doğru ilerler. Genç nüfusumuz dünyanın hangi yerinde bu denli yüksek, bir düşünelim...?
Yani aslında biz 1,2,3-0 önde başlıyoruz bu dansa dünyaya göre, bunu hep hatırlayalım. Tek gereken kalite, müzik yoğunluğu, "connection", gerçek manada dans, saygı, sevgi, esneklik. Gerisi akışan rondalar ve uçuşan dansçılar...ki ne için tangoyla ve birbirimizle buluşmuşuz bu alemde, değil mi...;-)
Haftanın milongalarına "Armada" niyeti olmasına rağmen yine  yorgunluğa yenik düşerek, Salı Günü "La Cumparsita" milongasıyla açılışı yaptım. Öncesinde ise Seda'cığımla Aziza Mustafa Zadeh'in konserine son dakikada gitme şansı elde ettim. O kadar muhteşemdi ki yaşadığım his, bu konserin ve Aziza'nın sesinin üzerimdeki etkisini ifade edebileceğim yegane şey şu olabildi;
"Nefesinizi almayı unuttuğunuz bir an vardır, o an duyduğunuz ses süresince tüyleriniz ürperir, sanki ruhunuzun her noktasına birileri dokunur ve gözleriniz yaşarır. O olağanüstü bir andır ve bu ölümsüz anı yaşatan insana saygının, sevginin ötesinde derin bir şükran hissedersiniz...Bu anları eşsiz bir deneyimsel yolculuk olarak yaşamınıza eklersiniz ki, o sesin sahibi Aziza Mustafa Zadeh'tir! "
İşte böyle bir büyüyle yoğunlaşıp, milongaya bulutların tepesinde geçtik. Dj Mihran'ın çok çok beğendiğim, gerçekten şahane tandalarıyla gece boyunca durmaksızın, tüm iyi  dansçı dostlarımla dans ettim.  Dolayısıyla muhteşem bir geceydi diyebilirim! 
Tangoya gerçekten doyabileceğiniz milonga deneyimlerinden biriydi. Tamam bu durum benim için en fazla bir iki gün yetiyor, o ayrı!
Nitekim Çarşamba Günü Kanyon milongasındaydım. Gerçekten harika bir geceydi!
 Dj Ramo Gogo'nun güzel tandaları, profesyonel stilleri bir yana pistte hiçbir çarpışma olmaması geçen sefer içimden dilediğim dileğimin gerçekleşmesini sağladı. Muhteşem bir gece, dans aşkıyla dopdolu tanguera(o)lar ve Ilgın - Alper çiftinin hoş, figürlerdeki ustalıkları ve müzkalitede renklilikleriyle dolu performansları....Ilgın'ın göz kamaştırıcı kostümü de ayrı bir hava kattı. Renk, kumaş ve model yakıyordu. Elbette Alper'in şıklığı da vurguluydu. 
Kanyon'da çay servisindeki arkadaşlar da inanılmaz naziklerdi. Bitip, tükenmediği için, barbak bardak çay içebildim ve yeni kurulacak hükümetle, eskisi gibi şarap festivallerinin de burada yapılması için neredeyse dua ettim! Kırkı yılda bir işte ama olsun o da oldu! ;-)
Kanyon'un ardından bir şeyler içmek, bir kaç tanda daha rondaya kapılmak ve "La Cumparsita"yı duymak adına Portofino, Larespark milongasına geçtim. 
Artık dinlenmeye ve sohbet etmeye bile milongaya gider olduk, vay halimize...
 Betigül'le harika sohbetlere dalarken Dj Gökhan'ın çok güzel tandalarıyla son cilayı yaptım. "Hoy" un da içinde bulunduğu tandada süper dans coşkusuna açılıp, bir kaç arkadaşla daha engin "abrazo"lara kapıldıktan ve az, biraz soluklandıktan sonra geceyi tamamladım. Buradaki huzuru, konforu ve rahatlığı da geldiğim andan itibaren sevdim. Hem ortamın enerjisi, hem de içimdeki eski nostaljik nüanslar da, sebeplerden bazlıları kuşkusuz...
Perşembe Günü Almanya'dan gelen değerli arkadaşım Jens'le önce bir Solera tadımlaması yaptık ve ardından "Para Bailar"da Dj Utku'nun dinamik, hoş tandalarıyla brilikte gecenin sonunda kadar hem kendisiyle, hem de oranın tüm harika dansçılarıyla yoruluncaya kadar dans ettim. Geceyi de bu huzurla tamamladım. İyi dans eden ve ruhumu yükselten tüm dostlarıma selam olsun!
Cuma Günü Fiesta Festivali için YEM milongasına katıldım. Gece boyunca hakim olan havadar atmosfer, hoş dizayn edilmiş oturma düzeni sayesinde çok keyifli bir milonga gecesi yaşadım.  Çünkü cabeceo için elverişliydi ortam.
Bu arada protokol masaları için çeşitli espriler döndü, hem duyumlarımda, hem sohbet ettiğim tüm dansçı arkadaşlarımla... Ben erken saatlerde festivale geçtiğim için, gözüme kestirdiğim en iyi, verimli, konforlu masalardan birine konumlanmıştım. Daha sonra farkettim ki, masaların yarısı protokole ayrılmış. Buradan da tüm organizatör dostlarımıza minik bir espiri patlatmak istiyorum;
"Tüm Türk dansçıları protokoldür ve VIP'tir. Bu böyle biline..." :-)
Şaka bir yana, oturma düzeni konfor ve sohbet için de elverişli bir durum sağladı ve yabancı katılımının  pek yüksek olmamasına rağmen yurdumun farklı şehirlerinden gelen tüm dansçı dostlarımla Avustralya'lı Dj Arthur Miller'in hoş tandalarıyla sabah saaatlerine kadar doyasıya, konforla dans etme şansı elde ettim. 
Gecenin ortalarında performans yapan çiftlerden Santiago Castro & Carla Rossi çiftini gerçekten çok beğendim. Tangoda erkek figürünün bana göre en hoş yansımalarından birini Santiago sundu. Sanırım bir kaç yıl önce başka bir festivalde kendisiyle dans etmişliğim de olmuştu ve enerjisi ve nezaketi hala aklımdadır. Bir kaç tanda sonra ise Gabriel Misse & Analia Centurion çiftinin renkli performanslarını izledik. Misse'nin bazı adımlarında, hızını ve süslemelerini takip etmekte zorlandım. Bu arada Rock'n Roll performanslarına ise bayıldım. Muhteşemdi!
Cumartesi Günü yine festival milongasında YEM'deydim. Mekanın ferahlığı, iyi havalandırma sistemi, pistinin genişliği ve ekonomik içecek olanaklarıyla yine harika bir milonga keyfi daha sürdüm. En güzel masalardan birine daha konumlanarak Arjantin'li Dj Damian Boggio'nun güzel tandalarıyla  - cortinalarında ise Micheal Jackson vurgusunu bir hayli yoğun yaşadık..;-) -   tüm güzel dostlarımla sohbetlerin yanı sıra, yurdumun çoğu süper milonguerosuyla harika danslar ettim. 
Gecenin ortalarında ise önce  Emiliano Pilloni & Pamela Marmol çiftinin hoş, unik adımlarıyla danslarını zenginleştirdikleri performanslarını, ardından Andres Laza Moreno & Luciana Arregui çiftinin rahat akan, temiz performanslarını izledik.  Yalnız bu çiftte biraz daha farklı  adımlar ve figürler beklemedim dersem yalan olur. Zira bir çok maestronun yetkinliğini gösteren kombinasyonları onlardan da izledik, harikaydı ama biz Türk seyircileri biraz daha fazlasını bekler olduk. Çünkü nice muhteşem performanslarla, çok çok  büyülü anlar da yaşıyoruz...
Sosyal dansçılar için beklentide bulunmak daima daha kolay, tasasız  kuşkusuz.  Ne de olsa performans dansçısı değilseniz, sırtınıza yaslanıp" Ay şu iyi, bu harika, diğer çift olağanüstü, ne teknik, ne artistik adımlar, figürler, muhteşemler, feciler , eh işteler, olağanüstüler, işte bu vs"  diyebiliyorsunuz ve sert, tatlı, yumuşak, net, kısa, öz ya da uzun kritkilerde bulunabiliyorsunuz...Tuzu kuru olsa da bazılarımızın, beklentilerin hep yüksek olması da ayrıca bir gerçek! 
Bazıları bekledikçe, bazıları da daha orjinal şovlara ve egzantrik stillere yöneliyorlar belki de. Zira bu dünyada çoğu yön iç içe ve birbiriyle bağlantılı. Hepimizin, hepimize katkısı ve genel gelişime etkisi  büyük. Dolayısıyla sabaha kadar kaliteli danslara açıldığım bir milonga coşkusu daha sürmüş oldum. Tüm Fiesta ekibine buradan teşekkürlerimi sunarım. Daha nice etkinliklerinde daha bu coşkuyu ve keyfi yaşamaktan mutluluk duyarım!
Bugün kapanış milongaları olacak. Malesef katılamıyorum ama tüm dans tutkunlarına harika bir festival gecesi daha diliyorum. Fazla dans ederlerse de kıskançlıktan çatlayacağımı ayrıca belirtmek istiyorum. Hatta tüm gece otursunlar mümkünse...:-)
Çok yakında görüşmek ve bizi uçuran, koparan dans deneyimlerine süzülmek dileğiyle dostlarım. Sizleri seviyorum, çünkü sayenizde her günüm yepyeni ışıltılarla, öğrenimlerle doluyor. İyi ki varsınız ve iyi ki tangoda buluşmuşuz, hepimizle büyüyen, gelişen bir dünyaya uzanmışız..
Size son olarak Louise Armstrong'dan "La Vie en Rose" parçasını hediye etmek istiyorum. Yaşamınız pembe bir gül kokusu kıvamında, büyüsünde ve lezzetinde geçsin diye...
İçten sevgilerimle..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder