30 Haziran 2014 Pazartesi

Ömür geçer, gider, biter ama dans bitmez, hep devam eder...

Yaz aylarının etkisiyle kendimi tek başınayken de çok dolu, yoğun ve bütün hissettiğim suyun içine, Saroz kıyılarına yönlendirdim. Gerçekten de doğanın dingin enerjisi, denizin muhteşem güzelliği ve serinliği her yönden yenilenmem için bir fırsat oldu diyebilirim. Fırsatlar sunan hayat,  asla geri çevrilmez. Güzellikler yaşanılır ve paylaşılır bizim lügatımızda. Sonuç itibariyle milongalara katılamadığımdan, bir çok sevdiğim arkadaşımdan milonga haberlerini teker teker aldım. Çayır milongasına mı gitmiş olanlar ararsınız, Gönen açık hava milongasına mı, Bodrum festivaline mi, Assos kampına mı, geleneksel tüm İstanbul milongalarına mı hepsini tek tek sordum, soruşturdum. Sayelerinde bazen oralarda bulunmuş kadar oldum, her ne kadar deniz sonrası salıncakta uyukluyor halde ve saatlerce kahvaltı masasında gazete, çay keyfi yapıyor olsam da....
Yine de akadaşlarım sağolsunlar, beni şu çok merak duyduğum milongalarla ilgili-hayatı milongalar üzerinden yaşıyor gibi hissediyorum bazen- bilgilendirme kısmında sıkılmadan, özveriyle çalıştılar. Ne kadar teşekkür etsem az olacağından bazılarına şarap sözü bile verdim. Hizmetin ve emeğin değeri hep yüksektir bizde..;-)
İlerleyen günlerde ise tango krizine girmeye başladım ve hızlı bir kararla İstanbul'a geldim. Marcelo Rojas'ın vereceği tango müziği üzerine olan bir seminere de katılırım diye düşünmüştüm ama bir haftalık süreçte biraz da işlere odaklanmam gerektiğinden eğitime yetişemedim. Akşam, Martı milongasına gittim. Uzun zamandır görüşemediğim, artık bir Ankara milongueroluğuna terfi eden canım arkadaşım  Serhat'cığımla Solera'ya koşup, şarap ve peynir lezzetine kavuştuk önce. Milongaya da İtalyan üzümlerinin verdiği enerjiyle, neşeyle, keyifle katıldık tabii..
Martı'da yine cam kenarındaki masamda, Utku'nun güzel ve değişik sıralamalı tandalarıyla, tüm duygusal, ruhsal uçuşlarıma başladım. Serhat'la başlayan yolculuğum, bir çok değerli milongueroyla devam ederken, yüksek irtifa pilotumla da en engin yıldızlara eriştim yine. İzzet, Erdem, Samet ve bir çok değerli dansçı arkadaşımla tandalarda uçma seanslarını sürdürürken, Özden'ciğimle de geleneksel selfielerimize yenilerini ekledik. Kendisi bu dalda uzmandır bu arada...Milonganın şah damarı dediğim anda, Pugliese tandası da gelince tatminde en doruklara yükseldim elbette ve çok güzel bir dans daha etmiş oldum.
Sözün kısası, gece en güzel akışıyla başladı, keyifle devam etti ve dans etmekten yorulmuş bedenlerimizi gecenin güzel izleri olarak tüm ruhumuza akıtıp noktalandı. Ne de olsa dans etmekten bitap düşmediğin milonga, iyi milonga değildir bir çoğumuza göre....
Pazar Günü ise, Ponte milongasına gittim. Ayşe Hanım'ın bizim için hazırladığı harika manzaralı, püfür püfür esintili masaya ulaşıp, tüm yorgunluğumu oradaki  frekansa ve huzura bıraktım. Sonradan Hakkı ve Aysun da milongaya gelince onlarla da güzel bir sohbet keyfine, onların esintisiz masasında uzandım.
 Dans serüvenlerime gelince, hem Hakkı'cığımla-en güzeli Pugliese'ydi elbette-, hem Aziz Abi'yle, Mehmet Cemal'le-milonga müthişti-, hem Cem'le-yine milonga harikaydı- en güzel rakslar haline dönüştü.
 Dj Tümer, gece boyunca gerçekten çok güzel çaldı bana göre. Hoş tandaları sayesinde, yeri geldi sohbet ettim, yeri geldi  harika danslarla şenlendim, yeri geldi tüm dansçıların hoş danslarını keyifle izledim.. Bir iki kez de cabeceo yapmaya uğraşıp, başarısız oldum. Bir Canaro tandasıydı ve yabancı milonguerolar ortamda olmadığından, yurdumun milonguerolarına dans sinyalini bir bakışla  ifade etmek istedim ama sonuç arzu ettiğim gibi olmadı.Hal böyle olunca da,  sadece bu güzel müziği dinleyip, kişisel düşüncelerime ve hayaller alemlerime egzantrik bir dalış yapıverdim. 
Haftamız böyle huzurla başladı, tembellikle, deniz esintisiyle ilerledi ve tango aşkıyla devam etti. Mutluluk için  yetmez mi tüm bu eşsiz anlar...Küçücük pırıltılar birer okyanus olur, insanın kalbine akmaz mı...Aktı işte! 
Tutkularımızın bizi 'lead' ettiği, hislerimizin ise 'follow'da devrim yarattığı  muhteşem bir hafta diliyorum hepimize dostlarım. En güzel 'connection'lar, en derin 'abrazo'lar hepimizin ve canlarımızın içi olsun! ***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder