11 Haziran 2014 Çarşamba

Haftanın milongalarında altı üstü
 altı his, altı nefes, altı doku ve altı ambiyans  vardı...

Haftaya, Salı Günkü Mekan milongasıyla başladım. Sonbahar havasını aratmayan hava koşulları, ekstrem yağmur geçişleri gerçekten de beni haftanın başlarından itibaren şoke etse de, tüm yağan yağmurlarla oluşan sellere benzer durumlara rağmen, şahane bir dostumla Zencefil'de muhteşem bir "yemek + sohbet" ritüelimizin adından milongaya geçtik. Gayet hoş bir kalabalık olması sebebiyle,  sol beyinler biraz kayıp bir şekilde gitmiş olsak da, harika danslarla eğlencemizi arttırdık. Tüm sindirdiğimiz üzümler, eminim adımlarımızdan oranın sinerjisine ve ambiyansına sinmiştir. Lead, follow'da zaman zaman devrimler bile yarattık bunun sonucu olarak da. Üzümle yıkanan milongueraların sonu bu oluyor. Hele bir de lead etmeye kalkıyorlarsa, aman diyorum hemen kaçın o ortamdan ya da eğlence olsun diye izleyin ama gülmek çok serbest! ;-)
Çarşamba Günü ise, 333 milongasında yerimi aldım. Ramo,Go go'nun güzel müzikleri ve oradaki tüm yerli, yabancı müthiş milonguerolarla, tango aşkının, büyüsünün tam içine düşüvermek olağanüstüydü. Haftasonu olacak maraton için gelen çok sayıda yabancı dansçılar olunca, o çok sevdiğim "kültürel yolculuk" hissini yeniden yaşayabildim. Benim için bambaşka coğrafyalardan, kültürlerden gelen insanlarla yapılan sohbetler, danslar, paylaşımlar en büyük zenginliktir bu hayatta. Tabii ceplerimizin, kalplerimizin dolması da ayrı zenginlik türleri. Onlar da hiç eksik olmasın ki, rahatça ve huzurla akalım hayatlarımızda ve en güzel evrenlerimizle buluşalım daima...
Gecenin ortalarında da Ece & Murat çiftinin performanslarını izledik. Oldukça da alkış aldılar ve dansı yaşayış biçimlerini bizimle paylaşmış oldular. Dolayısıyla harika geçen, internasyonel bir milonganın tadı damağımda, geceyi tamamladım.
Perşembe Günü, Point Otel'de bir organizasyon olduğundan, onun yerine geçirilen, Nippon Otel milongasına geçtim. Yine çok internasyonel bir kitlenin olduğu gecede, harika danslar, harika tandalarla yoğuşarak, tüm soluklarıma işledi; en hoş tınılar içimde, ruhumda mana buldu. Yuri'ler, Stefan'lar, ismini hatırlayamadığım çok sayıda yabancı dansçıların yanı sıra, İzmir'den gelen süper milonguerolar, İstanbul'un en iyi milongueroları yine en leziz tandaları doyasıya yaşamamda ve o çok sevdiğim 'müzikte kopuş' hissinin müthiş sihrini paylaşmamda öncülük ettiler.. Bu arada Serçin "bonus"olarak bir Pugliese tandası çalmasın mı.. Süper bir dansçı dostumla hemen piste koşup, ful enerjik, dinamik bir  akışla, ruhumuzu arındırdık. Yorgunluktan da bittik sanırım...
Cuma Günü, maraton yerine uzun zamandır gitmediğim Tangolic milongasına geçtim. Zaten havalardan mıdır nedir bilinmez, gün boyunca nereye gideceğimi bile bilmiyordum. Son dakikada kendimi lic'te buluverdim. Mihran'ın müzikleri eşliğinde, Rus, İngiliz, İran'lı, yerli bir çok dansçıyla harika danslar ettim ve keyifli bir milonga serüvenini daha ardımda bırakıp yeni bir güne başladım.
Cumartesi Günü, Martı Elegante milongasındaydım. Dj olarak ilk kez müziklerini dinleme şansı yakaladığım Çağatay, tüm çaldığı tandalarla beni gerçekten mest etti diyebilirim. Sanırım yüz  kere filan demişimdir, "Harika çalıyorsun Çağatay. Sağol, varol" diye...Hep dinlemek isterim artık onun müzik seçkisini o kesin!
 Mekan yine harika bir kalabalıkla süslenmişti diyebilirim. Tüm sevdiğim dostlarım varlardı ve o kadar muhteşem uçuşlar yaşadım ki danslarımda, tüm  keyif aldığım milonguerolarımla, yüksek irtifalardan aşağı çok uzun bir süre inemedim. Son 'La Cumparsita 'da yaşadığım dans deneyimim için ise "efsane" tanımlamasını yapmam abartılı olmaz. Sanırım bu kadar muhteşemini daha önce yaşamadım. Yani o kadar iddialı ve bol hazlı bir danstı benim için.  "Yüksek irtifa pilotum" a sonsuz teşekkürler! :-)
 Dj 'imiz gecenin son rütuşlarından önce, bir salsa parçası da çalmıştı tabii, isteğimiz üzerine sağolsun ve  kendi adıma minicik, insalık adına daha da ufacık bir adımla, salsa dansına da kucak açmış ve tüm coşkusuna uzanmış oldum. Çok çok keyif aldığımı söylemeliyim. Sn Salsa Hocama sonsuz tşkler.
Bir de ne diyorlar hepimiz biliriz,
"Öğrenci hazır olunca, 'master' belirirmiş..."
Sonuç olarak yine muhteşem,  tangoyla dopdolu bir geceyi daha tamamlayıp, yeni, güzel bir güne uyandım.
Pazar Günü, her haftanın getirdiği akışın aksine, bu kez 333'e geçtim. Çünkü maraton sonrası "After Party" vardı orada. Dolayısıyla, "en iyi maratoncu, maraton sonundaki party'e katılandır" mantığıyla  tüm yerli, yabancı dostlarımı görmek adına, 333 pistinde süregelen rondalardaki yerimi aldım. Yine yerli, yabancı bir çok süper milongueroyla maraton coşkusunu tekrar tekrar yakalayıp, Serpil'in hazırladığı tandalar eşliğinde, haftayı en güzel danslarla, harika mutluluklarla ve en derininden o çok sevdiğim coşkularla tamamladım.
Haftayı altı harika milongayla süslemiş olmanın tadı, kokusu  içimde, bu yeni haftaya, yine en güzel milongalarla gelen o hoş, yoğun "connection"lu danslara ve tüm güzelliklere kavuşma hevesiyle başladım. Bir boyutuyla da olsa, tangoya adanmış hayatlarımızda, her adımımız bizleri en güzel yolculuklara, en leziz dokunuşlara, en renkli notalara ve en canlı paylaşımlara ulaştırsın. Yaşayalım, öğrenelim ve öğrendikçe de, çok daha büyüyerek yeniden uyanalım dostlarım. Hepimize muhteşem bir hafta diliyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder