13 Ocak 2014 Pazartesi

Daimi Aşk için Daima Tango
ve hep dediğim gibi, Aşk daima Masumdur....:-)

Haftalık milonga seyrimizde, Armada, 333, Point, 333 maraton, Tahtasaray'da Oko Tango konseri ve Lapiz Dergisi'nin 1.Yılı Kutlaması,  Ponte vardı bu hafta da...Sanırım bir hayli yoğun bir aşk dünyasına dalmışız yine değil mi...
Yılbaşında koparak dans etiğimiz yetmedi, yeni yılın ilk haftasında da Armada'ya koştuk. Çok güzel bir sinerji vardı yine ve Serdar Hoca güzel tandalar çaldı, bizler de muhteşem danslara, sohbetlere uzandık. Naz da yaptığı güzel fotoğraf çalışmalarıyla, hepimizi daha da motive etti milonga için, sağolsun. Gerçi, zaten motive olmaya hep çok müsaitiz biz deli tanguera(o)lar ya, neyse!
Geleneksel Armada tayfasında, Naz yani Sade Kahve'miz, Aziz Başkanımız, Tevfik, Ayşe, Ferhat, Tango İnsanı, Berkay, Ogüni Cem Abi, Zafer Abi, Namık, Nevra, Atilla Abi, Güralp, Metin, Sevin ve daha bir çok müdavim olduğu gibi Evrim, Pelin, Isabel, Ekut da katılımlarıyla renklendirdiler yine. Elbette kopuş danslarımızda da süper connection  ve odak gurusu bir milonguero arkadaşımız olan Hakkı, yıllardır keyifli danslarımızla coştuğumuz Erkut ve bir çok milonguero dostum da varlardı yine. Gece çok keyifle geçti, bolca meyve ve şarap seremonisi yetmezmiş gibi Pelin'ler beni çıkışta Kadıköy Zincir'e götürmeyi de ihmal etmediler. Şahaneydi diyebilirim. Elbette 4 kadın bir barda içerse ne olur?? Sohbette devrim olur; olmaz mı! :-))Hele ekipte, Evrim, Palin ve İsabel olursa, siz düşünün artık. Tabii sarhoş olduk sayılabilir ve Ortaköy semalarıma hayal meyal geldim. Çok güzel geçen bir akşamın verdiği hazzın tadıyla da, güzel bir uyku çektim.
Ertesi günü felç olduğum için, hiçbir milongaya katılamadım. Zaten ofiste de ruh gibiydim. Eve erken dönüp, uyuyayım dediysem de, bu mümkün olmadı çünkü gece boyu chat yapıp yine mor gözlerle uyandım! Bir huzur yok yahu! :-)
Çarşamba Kız Kuleli milongaya -herkes soruyor neresi bu Kız Kuleli milonga diye, söyleyeyim 333 -geçtik.
Engin güzel tandalar çaldı, biz de bol bol dans ettik tabii. Çok iyi dansçılar vardı yine. Abdullah, Aziz Abi ve  şu an hatırlayamadım bir çok şahane milonguero dostumuzla  gelen danslarla, uçuşlar alemine daldım yine. Gece sonunda ise,  muhteşem leader connection guru milongueram Ceren'le pek koparak, coşarak, keyifle dans ettik. Müthişti! Bu kadın cidden çok iyi yaa...Sonradan biraz daha sohbetler alemine dalıp, evlerimize kavuştuk, sabaha yaklaştık mı hatırlamıyorum...:-)
Perşembe Point semalarına süzüldük, anormal bir sis vardı ve manzarayı pek seyredemesek de, Yüksel'in çaldığı harika tandalarla kendi içsel, eşsiz manzaralarımıza ulaştık. Bu güzel manzaraları yaşamamızda da Celil, Ferhat, Aziz Abi, İzzet ve bir çok değerli milongero dostumuzun katkısı oldu elbette. Arada Aslı'yla kaynatmayı da ihmal etmedik. Güzel geçen bir milonganın ardından, ertesi günkü maratona hazırlanmak için rüyalar alemine süzülldük yine....
Cuma Günü, 333'teki maratona doğru koştuk. Yalnız milonga öncesinde, değerli arkadaşımız Evrim Kıvançer'in babasının vefatını öğrenince, gerçekten çok üzüldüm  ve bir süre İstiklal'de yürüyüp zihnimi boşaltmak istedim. Hayatta acı deneyimler hep yanı başımızda ve bizler daima onlarla büyüyoruz, gelişiyoruz. Belki de haz alabilme kapasitemiz de, yaşamda acı, tatlı bir çok deneyimin içinde yüzüyor olmamızdandır kimbilir.
 İstiklal'de yürürken bir arkadaşımla 6 yıl önceki diyaloğumuz aklıma geldi. O zaman babamı kaybetmiştim ben de ve beni teselli etmişti sağolsun. Demişti ki;
"İnsan ne zaman gerçekten büyür biliyor musun Ebru'cuğum?
Yıllar gelir geçer, ilk gençlik de biter filan da, asıl ne zaman mı dersin...
Taa ki baba gider, işte o zaman gerçekten büyürsün. Çünkü hayattaki en büyük desteğin gitmiştir ve asıl o zaman hiç olmadığın kadar güçlenirsin "  

Sanırım gerçekten de haklıydı!
Sonra da  maratona aktım. Bu kez erken gidip bir kaç kadeh attım.  Dj koltuğunda önce Burcu, ardından Ömer vardı. Harika çaldılar yine ve şahane tandalarla, muhteşem tango deneyimlerine uzandım. Başarılı milonguero dostlarımızdan,  Abdullah, Celil, Onur, Murat, Ferhat, Ahmet ve  İnanç'la süregelen harika dansların yanı sıra, Çinli bir milonguero ve elbette gece sonunda da yine çıtır milongera leaderımız Cerenimizle de kopuşlar alemine daldık  Çok müthişti yine, çok!
Bu arada, sabah 5,6 'lara kadar bıkmadan, usanmadan dans etmek ne midir...Kesinlikle olsa olsa  AŞKtır!
Bu yüzden, Daimi aşk için daima tango yapalım ve aşkın içine dalıp dalıp çıkalım diyorum  ya hep!
Gece sonuna, yani sabah saatlerinin başına ulaştığımzda da geleneksel fotoğraf seremonisiyle anımızı resmettik ve kalıcı hale getirdik yine. Çoğu insanın uyandığı saatlerde de, yatağıma yeni kavuşabildim! :-)
Cumartesi Günü, İzmir'den gelen Gülgün'ümüzle harika bir brunch yaptık önce. Sonra Evrim'in babasının cenazesine katıldım ve bir Ortaköy seyriyle gelen ofis sürecinin ardından, Özden'le köftecisinde buluşup Tahtasaray milongasına, Lapiz Dergisi'nin 1. Yıl Kutlaması ve Oko Tango konseri için yol aldık. Başta ortam biraz serin olsa da, ilerleyen saatlerde muhteşem bir atmosfere dönüştü. Gerçekten gece şahaneydi diyebilirim. Ses sisteminde,  biraz sıkıntı olsa da, Tahtasaray milongasına bayıldım. Pistteki yuvarlaklık büyüledi beni ve zemin gerçekten iyiydi. Bir tek duvarların rengi beyaz yerine farklı olabilirdi diye düşündüm. O da ışıklandırmayla değiştirilebilir tabii...
Masamız yine çok renkliydi. Canan, Özden, Sergülen Abla, Satılmış Abi'yel harika bir sinerji oluşturduk ve tüm muhteşem anlarımızı resmettik. Yine muhteşem danslara ve bol üzüm sulu keyif ritüelimize de devam ettik. Oko Tango'nun leziz tınılarıyla, müthiş milonguero dostlarımla koparken, anın büyüsünü öyle bir soludum ki, uça uça bir hal oldum. Dans ettiğim bir esnada da iyice kopmuş olacağım ki şunu düşündüm;
"İnsan egodan arındığı her an, dansta ve yaşamda uçuyor, hatta bazen hiç yere inmiyor" ...:-)))
Hakkı, İnanç, Satılmış Abi, Ferhat ve yine bir çok dostla süregelen danslarımızı doyasıya yaşayıp, çıkışta da şansıma Nihan'lara rastlayıp, Ortaköy ' e birlikte gitmenin hazzını yaşadım. Evime kadar bıraktı sağolsun Nihan. Zaten o da süper Dj arkadaşlarımızdan da biri bu arada!
Pazar Günü geleneksel aile kahvaltısında muhteşem bir ziyafeti afiyetle yedikten sonra Ponte'ye geçtim. Sergülen Abla ve bir arkadaşımızla, yine harika sohbetlere ve keyifli danslara uzandık. Ponte her zamanki gibi çok hoştu. Nina Miranda tandası da pek iyi geldi. Neslihan sağolsun çaldı.
 Bir ara uyukluyordum ki Pugliese çalınca da yine pistlere attım kendimi. Oranın müdavimlerinden, Yalçın, Mehmet, Murat'la harika danslara uzandık ve pilim bitince eve koşa koşa, seke seke gittim ve yine muhteşem bir haftayı sonlandırmış oldum!
Şu hayatlarımızdan, tangoyu çıkarsak ne çok şey çıkmış olur değil mi... Dans bir ayrı aşk ama bir de o kadar çok sevdiğim dostlarım var ki bu camiada, yaşadığımız binlerce muhteşem paylaşım muhteşem ve çok değerli benim için. Bunu hiçbir şeye değişmem!
Hepimize harika  bir hafta ve bol danslı geceler diliyorum! :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder