28 Ekim 2013 Pazartesi

İstanbul' da, haftasonu milongalarına hızlı bir giriş yaptık; Ekim ayını bitirmeyi beklemeden.
 Gerçi bu merkür de bizi bitirdi bu ara ama mazur görme çabasındayım; geri hareketteymiş de...Mazur görmesen, ne yapacaksın zaten...
Tez düzelsin bu çizgisel, dairesel hareketler, dileğim bu! :-)
Neyse, gelelim milongalara...
Cuma Tangolic, Cumartesi 333, Pazar Ponte şahaneydi diyebilirim..
Perşembe Nippon'a bile gitmiştim ve yine bolca dans etmiştim aslında ama hiç durmaksızın devam ettim milongalara yine de...Durmak yok, yola devam!
Cuma Günü, süregelen danslar, sohbetler sonrasında, 4' e kadar uzatılan milonganın keyfini sürerken, kadeh kadeh yuvarladığım kırmızı şaraplar da, zaman zaman doping etkisi yaratırken, zaman zaman da uykumu arttıran bir yapı oluşturdu. Ama, her şeye rağmen, şikayetçi değilim. Üzüm suyu candır, kandır...
Biraz arabesk oldu bu gerçi! :-)
Bu arada, süper bir milongaydı diyebilirim. Çok iyi dansçılar olması, harika tandalar çalınması ve pistte tekmeler olmaması bunun sebebiydi elbette. Ertesi gün, leziz bir hazla güne merhaba dememe zemin oluşturdu tüm bu canlı atmosfer!
 Cumartesi Günü ise, Eşref'in doğumgünü için Kız Kuleli milongaya aktık tabii..
 Kendisi, anons tutkunu bir milongueroyla ortak olup, zaten oranın sahibidir de...
Tabii bolca süslenmiş mekan haliyle; yoksa ayıp olurdu değil mi...Patronlara, azcık yağ şart! :-)
 Bol dans, eğlence, punch, sohbet, doğumgünü kutlama seremonilerinin yanında,  İtalyan DJ Luca Lamberti  de tam bir müzik ziyafeti çekti  bizlere sağolsun.
 Cortinalarıyla da  ortamın parti havasını arttırdı; harikaydı!
 İtalyan kanı bir başka oluyor; kıpır kıpır dans ettiriyor insanı gerçekten de...:-)
Yine sabah 3' lere, 4'lere kadar süregelen dansların ardından, bitik bir şekilde eve döndüm. Pazar Günü Ponte'ye de uğramayı  planlamıştım çünkü.
 Malum manzara, ambiyans , iyi dansçılar, güzel sohbetler ve rahatlama adına...
Hayır o değil de, düşüp bayılıcam bir gün, o milonga senin, bu benim diye koşup dururken...
Neyse şimdilik düşmediğimize göre, halihazırdaki durumumuza devam!
 Bu arada, bugün bir Cafe'de ıslak zeminin gazabına uğrayıp, kendimi zemine kapaklanmış buldum ama bu düşmek mi ?? Değil ve tabii ki de değil! Allah düşürmesin; yükseltsin daima...:-)
Ponte'de de, yine harika bir kalabalığın oluşturduğu sinerjiyle, kaliteli müzik eşliğinde hoş bir ambiyansla yıkanırken, gözlerimi açamaz hale gelinceye kadar dans ettim ve o eşsiz ortamı, her Pazar Günü'nde olduğu gibi yine, derinen soludum elbette. Milonga öncesinde ise, iki harika ve çok sevdiğim dostumla yediğimiz yemek ve İtalyan şarabının tadı da hala damağımdaydı.  Tat olmadan, yaşam olur mu?
Bizim kitapta olmaz!! :-)
Ve Günün anlam ve önemi adına da, Cumhuriyet Bayramımızı şimdiden kutluyorum.
Harika bir coşkuyla bu günü doyasıya yaşarken, onun eseri olan yaşamlarımızı da, güzel bir sanat eseri haline dönüştürmeye, oluşturmaya devam...
Harika bir haftaya doğru,  şöyle güzel bir esintiyle uzanalım şimdi, ne dersiniz...*.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder