1 Mart 2016 Salı

Sıradışı yolculuklara uzandığımız yaşamlarımızda nice farklı yollardaki insanlarla karşılaşıyor, bambaşka ritmlere ve yoğun deneyimsel paylaşımlara uzanıyoruz. Bu nedenle yaşamımıza dahil olan ve yollarımızın kesiştiği her eşsiz insan bize farklı farklı yönlerimizi, yeteneklerimizi, potansiyellerimizi ve ışıltılarımızı yansıtmak için bizimle buluşuyor. 2016 yılında yaşamım için arzuladığım en önemli şey, kendimi daha da derinen keşfedebileceğim, fark edebileceğim yolculuklara çıkmak, yeni yanlarımla karşılaşmak, her yönüyle kendimi esnetmek ve olgunlaştırmak oldu. Nitekim bir önceki yılın sonlarından ve bu yeni yılın başından beri de olağanüstü doğa manzaralarına açıldım ve farklı yaşamlara, doğanın binbir rengine, ışıltısına yaşamını adamış insanlarla da inanılmaz güzel paylaşımlarla yüreğimi doldurdum. Yurdumun ve dünyanın bir çok sorunu bir yanai içteki sevgi, saygı, hoşgörü, güven, barış, mutluluk, sağlık ve aşk kıvılcımlarını daha da sağlamlaştırıp, canlandırmak istedim. Aksi durumda gördüğümüz, yaşadığımız nice büyük sorun, dert, keder, acı ve insani olmayan her şey kendi ruhumu ve kalbimi de zedeleyebilirdi.
 Doğayla buluştuğumda yine farkettim ki, her şey doğadan gelmekte ve doğanın gücüyle var. Onun şefkatli kucağındayken o denli güvende oluyorsunuz ki, dış etkenlerin çok büyük bir kısmı size dokunamaz, zarar veremez hale geliyor. Sevgiyi ve huzuru tüm hücrelerinize, iliklerinize kadar hissediyor ve tüm yaşamı var eden güzelliklerin büyülü melodilerinde dilediğiniz ifadelerde yolculuk ediyorsunuz. Hal böyle olunca tango yaşamınız biraz sekteye uğrasa bile, yaşamın bambaşka tınılarını içinize yoğun bir şekilde çekiyor ve yaşadığınız her dakikadan gerçekten çok keyif alabiliyorsunuz. Özgürlük bazen de çok sevdiğiniz şeylere arada mesafe alıp, diğer çok sevebileceğiniz pırıltıları ortaya çıkarmak ve yine sevdiklerinize istediğiniz zaman geri dönmek de demek!  Zira yaşamın çoğu ritmi o denli büyülü ki, birini bile içinden gereksiz sayıp çıkarsanız, aradığınız ve gerçek bir tatmin hissettiğiniz harmoniye ulaşamıyorsunuz. Bu nedenle diyorum ki, daima yaşa, sonsuza dek öğren, hep sev ve sevgide cömert ol, dilediğin, arzuladığın yönde cersurca ilerle, yaptığın şeylere karşı heyecan, tutku duy, deneyimlediğin yolculuklarınla yeniden doğ, her anlamda kaliteyle yoğrul, derin nefeslerle sonsuzluklara yüksel ve yoğun frekanslarla tüm transal yolculuklarına farklı aydınlanmalar kat!
Tüm yaşadığım güzelliklerden ve bu denli içimi güzelleştiren bambaşka tınılardan sonra 21 Şubat'ta Ponte milongasında tüm sevdiğim, kalbimde yerleri çok başka olan dostlarımla, Dj Çağatay'ın hoş, tatlı tandalarıyla, Ayşe Hanım'ın ince varlığıyla buluşmak beni hem çok mutlu etti, hem de bu yeni yaşımda beni bir yaş değil de sanki on yaş büyütmüş gibi oldu sanki. Çünkü yoğun bir sevgi içinde yol almak, şu dünya üzerinde insanı en çok büyütebilen şey belki de. Bu elbette hepimizin sevmeye, sevilmeye kalbini, ruhunu, tüm algısını açmaya ne kadar yakın olduğuyla da oldukça alakalı bir şey. Yani en büyük devrim en  koşulsuzundan ve sebepsizinden sevebilmek ki bu durum  bir çok beklentiyi de ortadan kaldırıyor. Sevmek en büyük dönüşümle insanı farklı bir evrenin ve boyutun içinde sonsuzluklarla buluşturuyor ve adeta ilelebet döndürüyor!
Bir çok parçadan da işittiğimiz gibi  diyorum ki, "Yeter ki Sev!"
Yaşamındakileri, insanları, seçtiğin yolları, doğayı, hayvanları, yaşamayı, sevmeyi ve uçmayı hep sev! :-)
Dolayısıyla o denli büyülü bir gece yaşadım ki Ponte'de, bu yaşımı da büyük bir mutlulukla hatırlayacağım bir deneyim olarak kalbimin, yaşamımın en dip derinliklerine kadar kazındı. Bunlara ek olarak, Ertuğrul ile Reyhan dostlarımızın Rock'n Roll dansları, tüm geceye katılan ve katılamasalar da kutlamalarıyla, sürprizleriyle, jestleriyle ve tebrikleriyle beni mutluluktan uçuran dostlarımın varlığı yaşamın en çok da sevdiklerinizde manalı bir hale geldiğini  daha da yoğun ve net  yine vurguladı. Zira, her şey gelip geçiyor da, içinizdeki aşk, dostlarınız, sevdikleriniz ve sizi mutlulktan uçuran deneyimleriniz geriye kalan tek gerçeklik olarak yaşamınızda size ışıl ışıl  gülümsüyor. İşte hal böyle olunca elbette önceliklerimiz de bizleri birbirimizle buluşturuyor. Hiçbir karşılaştığımız insan boşuna yaşamımızda yansımıyor, ya da bizlere bir öğrenim bırakmadan orada gereksiz, sebepsiz bulunmuyor. Dolayısıyla, her  insanda kendine ait nice yan keşfediyor ve bunun için yaşama ve tüm öğrenimlerine şükretmeye başlıyorsun. Bu da bütün engin güzelliklerin  merkezi oluyor belki de...:-)
Bu büyülü gecenin ardından ertesi gün de yeni başlayan bir milongaya katıldım. Hayrettin Sarı arkadaşımızın ilk kez düzenlediği Sıraselviler Caddesi'nde, Grand Star Otel'deki milongasını katılarak, milongayı camiamız adına güzel bir katkı olarak hissettim. Gayet konforlu, rahat ve huzurlu bir atmosferde, içeceklerin iyi olduğu ve uygun fiyatlarda servis edildiği, atıştırmalıkların ve suyun ücretsiz olduğu, zeminin konforu, mekanın rahatlığı ile erken başlama özelliğini sağlayan bir kaç milongadan biri olması da yolu Taksim'e düşenler için kesinlikle  iyi bir seçenek!
Sevdiğimiz kalite anlayışında olan, yıllardır  keyifle katıldığımız ve klasikleşmiş Armada milongasına ek olarak Pazartesi milongalarına bir yenisi olarak eklenmiş oldu. Hayırlı, uğurlu olsun tüm tango camiasına ve farklı, alternatif seçeneklerle daha da özgürleşebilen milonguera(o)lara...Çünkü dilediğiniz milongayı, dilediğiniz dostlarınızla seçmeniz gerçek bir özgürlük ve lezzet!
Gece boyunca Dj Gökhan'ın hoş tandalarıyla bol bol dans ettim, renkli bir oriyantal şov izledim ve mutlulukla geceyi noktaladım.
Diğer milongalara gelince, hafta boyu hiçbirine katılamadım. Lakin bu hafta festival milongalarına katılmayı çok arzu ediyorum. Çırağan Sarayı'nın büyüsü bir yana, buna ek bir de Esma Sultan Yalısı'nın festival mekanlarına eklenmesi beni havalara uçurdu. Zira oranın atmosferi ile tangonun ruhunu solumak bile aşkların en büyüğü olarak hafızalarımda yerini alabilir ve ilerleyen yaşlarımda beni gülümsetebilir! :-)
Perşembe'den itibaren katılmayı arzu ettiğim festivalin mimarlarına, tüm dans camiasına ve bütün milongaları organize eden arkadaşlara da ayrıca teşekkür ederim. Yurdumuzun bu denli zor bir sürecinde bile, insanımıza, dansımıza ve yaşamlarımıza sevgi, saygı duyabiliyor ve tüm zorluklara rağmen bunu yaşatıyor olmamızdan ötürü. Dansımız bizi özgürlüklerimize ve tüm renklerimize kavuştururken, bütünlüğümüz ise tüm evrenin senfonisine en büyük katkıdır diye düşünüyorum,
ve yaşama, düşünceye, ideolojiye, inançlara, inançsızlıklara, farklılıklara, benzerliklere, yeteneklere, aşka, doğaya  daima saygı diye yüksek sesle seslenmek istiyorum!
İçten sevgilerimle değerli dostlarım,
tüm dansların en vurgulu ve bizi uçuran kalp atışlarında buluşmak, coşkumuzla yeni bir boyut oluşturmak dileğiyle, sizleri sevgiyle kucaklıyorum....

3 yorum:

  1. Eline sağlık Eprucum sevelim tabi ben de seni seviyorum☺️☺️☺️

    YanıtlaSil
  2. Sağol bitanem ben de seni pek çok seviyorum!😘❤

    YanıtlaSil
  3. Sağol bitanem ben de seni pek çok seviyorum!😘❤

    YanıtlaSil