22 Nisan 2013 Pazartesi

 Caminito'da, bir Tango Maratonu Rüzgarına Kapıldık...

Bahar aylarının neşesini, cıvıltısını, sıcaklığını, tadını,  hava koşullarından hissedemesek de-hala çok soğuk zira- milongasal olarak hissediyor ve yaşıyoruz bugünlerde...
Mis gibi, buram buram kokan çiçekler, kuş cıvıltıları, yeşeren ve yapraklanan ağaçlar, yeni heyecanlara kapılan insanlar, piyasalardaki hareketlilik, güneşin deniz üzerinde bir ayrı parlayışı, hepimizin gözlerindeki ışıltı, bahar aylarının üzerimizdeki muhteşem etkisinin sebebi ve bu bahar aylarına  karşı neden bu kadar tutkun olduğumuzun da bir kaç kanıtı belki de. Yenileniyor ve enerjiyle doluyoruz  bahrda, o kesin!
Haftalarımız birbirinden güzel milongalarla devam ederken de, Sensus'ta, Solera'da içtiğimiz kaliteli şaraplar, La Paz'da dinlediğimiz Küba esintili parçalar, Latin Amerika kültürünü yansıtan yiyecekler, içkiler, kahveler, çaylar eşliğinde inanılmaz keyifli sohbetlerse tangoya akmadan önce yakıtımızı oluşturan etmenler bana göre. Dolayısıyla sevdiğim arkadaşlarımla, dostlarımla da  sıkça yaşadığım  keyifli deneyimlerle dolduruyor içimi.
Hemen hemen her milongada bambaşla yolculuklara; duygusal, ruhsal, zihinsel farkındalıklara ve kopuşlara, fiziksel çevikliğe ve  hareketsel yetkinliklerin artışına bir adım daha yaklaşırken, bu anları süregelen bir coşkuyla paylaşıyoruz bu dili yaşayan ve konuşan tüm insanlarla. Bu paylaşımlar da,  inanılmaz  güzel bir etki ve tat yaşamımda snrm.
20 Nisan'da da harika bir Tango Maratonu deneyimi yaşadık diyebilirim.
İşin gerçeği, pek dans moodum yoktu o gün; daha çok şaraplama, okuma, sohbet ya da inziva modundaydım snrm. Ancak son kez yapılacak bir etkinlikte- Caminito kapanacağı için tabii; belki nice başka yerlerde yapılır- bulunmamam olanaksızdı. Geçtiğimiz yıl hemen hemen her gün, dansı, sohbeti, keyifli paylaşımları yaşadığımız Caminito'da bana ' 01 Ebru' lakabını bile takmışlardı sağolsun arkadaşlar. Hep hatırlayacağım deneyimler ve milongalar yaşadım orada.Bunu unutmak mümkün değil! Dolayısıyla içeri girdiğimde,  barın hemen yanındaki bistro stili sandalyede yerimi aldım.K imseye kaptırmıyorum o köşeyi; kapan yanar! :-)))
Yine sıcacık bir karşılamayla kucaklaştığımdan,  enerjim tavan yapmış bir şekilde oranın atmosferine kapılmıştım tabii girişte. Sermin Teyze, İlkan, Buket, Özdi, Esen, Serhat,  Burak, Feride, gördüğümde Şebnem, İlhan, Fatih, Melike hepsi orayı canlandıran, var eden kişilerdi bana göre. Son dönemlerde Ali Alper ve ekibi de oraya dahil olmuşlardı; pek fazla etkinliklerine katılamasam da onların da sıcak enerjileri ortama yansımıştı diyebilirim. Herkesin tınısı, enerjisi, t,treşimi farklı neticede. Mühim olan sıcaklık,  sempatiklik ve insanın tüm enerjisini etkileyen gülen yüzler benim için.
Birbirinden iyi Djler,  güzel müzikler eşliğinde bizlere harika bir milonga deneyimi daha tattırdı.
Burcu, Aykut, Ömer, Eşref, Engin coşkuyla çaldılar ve  bir de dinleyemedğim Volkan'ın seçkileri de var tabii. Dolayısıyla, süper milonguerolarla harika tandalara uzanırken, bolca dans eden kalabalık, Mihran'la Buket'in şovları, güzel enerjileri, adımları, Esen'in büyüleyici sesi-ki o sesi dinlerken, 'Hayatta en büyük güç, ses!' diye düşünmüştüm; çünkü olağanüstü söyledi Esen,o birbirinden güzel tango parçalarını- ve ekibinin güzel tango tınıları ortamın enerjisini arttırıp, maratondaki keyfe keyif kattı!
Saatlerce danstan yorulmadan deli gibi tangoyla dolup taşarak,  sabahın ilk ışıklarıyla kahvaltı ritüeline uzanmaksa ayrı bir tat ve lezzet oldu. O saatte içtiğim sıcacık çay, peyniri, zeytini, domatesi, salatalığı, simiti, poğaçasıyla bizim klasik Türk kahvaltımız tam bir dopingti o kesin!  Sabah 6 civarında da eve doğru yollandık Sezen'le. Çiseleyen yağmur, yepyeni bir güne tangoyla uyanışın ardından, beliren  dünyevi  bir iz oluşturdu sanki hafızalarımızda.İşte bu yüzden yaşamak muhteşem tüm bu ansal tınıları, ruhsal yoğunlukları ve dünyevi izleri. Ve bu doya doya yaşamak işte, tüm boyutsal zenginliğiyle, ansal yoğunluğuyla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder