Bir sosyal dansçı ne ister?
Kendimi, gözlemlediğim,dinlediğim sosyal dansçıları ve bir çok dostumu baz alarak bir kaç cümle aktarmak istedim.
Her şeyden önce huzurlu bir ortam ister,
İnsanların birbirini saygıyla, sevgiyle, gülümseyerek selamladığı bir ambiyans ister,
İyi dansçı dostlarıyla pistte özgürce ve kimseye çarpmadan dans etmek, huzurla rondada bütünü hissetmek ister,...
Sevdiği dostlarını, ortak dili konuştuğu insanları görmek ister,
Farklı stillerde bir çok dansçıyı da izleyebilmek, uygun bir tanda yakalanırsa dans edebilmek ister,
Tandalarca aşkla , ruhla dans edebilmek, yeri geldiğinde soluklanmak ve masadaki dostlarıyla gülüşmek, sohbet etmek, sevdiği içecekleri ve yiyecekleri tadımlamak ister,
İş stresini milonganın dışında bırakmak ve bir kaç saat de olsa, sorunsuz, sorgusuz, sebepsiz uçuşmak ister.
Sosyal dansçı bir bütüne ait olmak ister, içinde mırıldandığı parçayı tüm enerjisiyle zemine aktarmak ister....
Tüm organizatörler, organizasyonlar, festivaller ve maratonlar ne mi ister?
Başta sosyal dansçının katılımını ister!
Çünkü bu dil konuşuldukça artar ve farklı seslere olanak sağlandıkça gelişir, ilerler, renkli bir tada ulaşır. Aksi durumda sosyal dansçılar azalır, azalır ve seviye gitgide düşer. Eğitmenliği ya da profesyonelliği seçmeyen sosyal dansçı büyüyemez, gelişemez. Bu da dansın körelmesine ve duraklamasına sebep olur.
Bugün yabancı dansçıları yine çok özlediğimi farkettim. Çünkü o zaman her milonga bambaşka bir ritme bürünüyor diye düşündüm. Hepimizi ciddi anlamda motive ediyormuş bu renklilik ve çok seslilik gerçekten!
Sonra sabah uyandığımda düşündüğüm şey aklıma geldi,
Hızla hiç istemediğimiz bir rejime doğru ilerleyen yurdumuzda tahammül edemediğimiz her şeyin nasıl da günlük yaşamımız haline geldiğini tekrar tekrar irdeledim...
Ciddi sıkıntılarımız varken tek derdimiz bu mu diye yine düşündüm. ama farkettim ki, hepsi birlikte işliyor. Her şey renklilikle, çok seslilikle, gelişimle ve bütünlükle var!
Yine de yurdumda sanata, tangoya, dansa, müziğe ve gelişime katkısı olan tüm emekçilere teşekkür etmek isterim. En azından hala yurdumda her gece bir çok insan özgürce dans edebiliyor ve seçimlerini özgürce yaşayabiliyor!!
Kendimi, gözlemlediğim,dinlediğim sosyal dansçıları ve bir çok dostumu baz alarak bir kaç cümle aktarmak istedim.
Her şeyden önce huzurlu bir ortam ister,
İnsanların birbirini saygıyla, sevgiyle, gülümseyerek selamladığı bir ambiyans ister,
İyi dansçı dostlarıyla pistte özgürce ve kimseye çarpmadan dans etmek, huzurla rondada bütünü hissetmek ister,...
Sevdiği dostlarını, ortak dili konuştuğu insanları görmek ister,
Farklı stillerde bir çok dansçıyı da izleyebilmek, uygun bir tanda yakalanırsa dans edebilmek ister,
Tandalarca aşkla , ruhla dans edebilmek, yeri geldiğinde soluklanmak ve masadaki dostlarıyla gülüşmek, sohbet etmek, sevdiği içecekleri ve yiyecekleri tadımlamak ister,
İş stresini milonganın dışında bırakmak ve bir kaç saat de olsa, sorunsuz, sorgusuz, sebepsiz uçuşmak ister.
Sosyal dansçı bir bütüne ait olmak ister, içinde mırıldandığı parçayı tüm enerjisiyle zemine aktarmak ister....
Tüm organizatörler, organizasyonlar, festivaller ve maratonlar ne mi ister?
Başta sosyal dansçının katılımını ister!
Çünkü bu dil konuşuldukça artar ve farklı seslere olanak sağlandıkça gelişir, ilerler, renkli bir tada ulaşır. Aksi durumda sosyal dansçılar azalır, azalır ve seviye gitgide düşer. Eğitmenliği ya da profesyonelliği seçmeyen sosyal dansçı büyüyemez, gelişemez. Bu da dansın körelmesine ve duraklamasına sebep olur.
Bugün yabancı dansçıları yine çok özlediğimi farkettim. Çünkü o zaman her milonga bambaşka bir ritme bürünüyor diye düşündüm. Hepimizi ciddi anlamda motive ediyormuş bu renklilik ve çok seslilik gerçekten!
Sonra sabah uyandığımda düşündüğüm şey aklıma geldi,
Hızla hiç istemediğimiz bir rejime doğru ilerleyen yurdumuzda tahammül edemediğimiz her şeyin nasıl da günlük yaşamımız haline geldiğini tekrar tekrar irdeledim...
Ciddi sıkıntılarımız varken tek derdimiz bu mu diye yine düşündüm. ama farkettim ki, hepsi birlikte işliyor. Her şey renklilikle, çok seslilikle, gelişimle ve bütünlükle var!
Yine de yurdumda sanata, tangoya, dansa, müziğe ve gelişime katkısı olan tüm emekçilere teşekkür etmek isterim. En azından hala yurdumda her gece bir çok insan özgürce dans edebiliyor ve seçimlerini özgürce yaşayabiliyor!!
Başarılı saptamaların için teşekkürler sevgili Ebru ... !
YanıtlaSilTeşekkür ederim Hakkı'cığım, sevgiyle...***
YanıtlaSilYaşamın her alanında görmek isteyeceğimiz incelikler ve duyarlılıklara dans üzerinden yaptığın tespitlerle değindiğin ve paylaştığın için teşekkürler Ebru'cum...
YanıtlaSilCanım Reyhan'cığım ince yorumun ve derin bakış açın için sonsuz teşekkürlerimle, Sevgiyle...:-)
YanıtlaSilHer sanatın ve her işin bir piri bazı kültürlerde mitolojik figürü ya da Tanrıçası vardır. Mesela terzilerin piri Hz. İdris ise dansçıların piri Tanrıçası Şiva Tanrı'sının ateşten çemberinin içinde sağ ayağının altında dans eden dans tanrısı Nataraca dır.
YanıtlaSilDans eden bu figürün heykelini cern de atomları araştırma labraturarının önüne dikmişlerdir. Hindistan hükümetinden istenmiştir. Atomlarla dans arasındaki bağa daha açık nasıl bir gönderme yapılabilir ki ..
Hemşire ve Yoga Eğitmeni Hale ilkay KILIÇ
Duygularının dansıyla durumumuzu çok iyi tespit etmişsiniz Ebru hanım
YanıtlaSilHer şeye rağmen müzik devam etmeli ki dans edelim ve dans edenleri seyredelim.. Müzik umut ise dans umut eden insanın coşkusudur. Güzel yazı, tebrikler.
YanıtlaSilSevgili İdil, Bayram, Hale dostlarımız değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim, çok naziksiniz!
YanıtlaSilİçten sevgilerimle...***
Harika bir yorum, içtenlikle katılıyorum :) Müzik dinleyen, Dans eden insanın ruhu, bedeni tüm benliği rahatlıyor. Bence herkes dans etmeli. Çağımızın ve günümüzün stresini atmanın en iyi yollarından biri. Dans; insanı hem fiziksel, hem ruhsal olarak güzelleştirir :) Tebrik ederim Ebru hanım, bu duygularınızı diğer platformlarda da paylaşın ki, hissedenler de haykırsın :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim yorumuz için, sevgiyle...:-)
YanıtlaSil