20 Eylül 2012 Perşembe

Bir sonbahar masalı,

Koca bir yaz geldi geçti, ancak oturup bir şeyler yazmaya zaman ayırabildim..
 Hayat ışık hızıyla devam ediyor denir ya, aynen öyle.
Önceliklerin, derinliklerin, keşiflerin, yaşayışların değiştiği dönemlerdir insanın İstanbul'dan ya da yaşadığı yerlerden ayrılış hikayeleri...
Bambaşka yerlere gdip, bambaşka insanlarla karşılaşmak, şu evrensel renklilikte, sanki daha da parlatıyor insan..
Etkileyici olan, insanın her döndüğünde, başta kendini, çevresini, dünyasını ve evrenini bambaşka gözlerle görebilmesi oluyor snrm..
Bu yüzden hep yolculuk, yol ve yolcu olma hali var insanda ve adeta sınırsızlığının, sonsuzluğunun gökyüzünde yansıyarak parıldaması gibi, pek ışıksal bir yörüngede..
İnsan zaman zaman hep yaptığı şeylerin dışında şeyler yaptığında yepyeni yanlar ve yönler keşfediyor..Yelkenleri genişletip, açılıyor okyanuslara..Engin sularda, bir bütünlükle dolup taşıyor..Sonrasında tekrar dönüyor bulunduğu yere, dünyamızın  dönüşüyle dans edercesine.
Bugünlerde hazırım tekrar tangoyla dolup taşmaya; bambaşka ışıkları, renkleri görmeye ve elbette karşımdakinin de eşsizliğini öğrenmeye..
Hep açılışlar var sonbaharın getirdikleri arasında...
Bu her yaprağın toprağa düşmesindeki hafif dingin, narin ufacık bir çıtırtı gibi hoş ve sürprizsel..
Bizler de açılalım, genişleyelim istiyorum;
şu yaşadığımız her anı daha da ferahlatalım..
Ve yollar hepimize açık olsun; sınırların ötesinde gezindiğimiz diyarlara...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder