2 Mart 2025 Pazar

Her yaşın, her bilincin, her yaşamın tangosu farklı. Her insanın ihtiyacı, kavuşumu, özlemi farklı. Tango hayatlara dahil olduğu andan itibaren bu dansı, dili, müziği, yaşam stilini benimseyen çoğu insanın hayatı kesinlikle değişmiştir. Bakış açısı, haz alma potansiyeli, sosyalleşme, inzivaya çekilme halleri az ya da çok farklılaşmıştır. Ülkenin ve dünyanın her yerinde sayısız renklilikte, çeşitlilikte milongalar, festivaller, maratonlar, organizasyonlar varken insanın tangoyla sıkılması, mutsuz olması zordur ancak her zaman mutluluğu tavanda olmayabilir de. Çünkü ihtiyaçlar ve arzular her yaşla, algıyla değişebilir. "Eğlence sektörü" olarak bakarsak tangodan daha sıcak, insan içine karışabildiğin, hemen dahil olduğun ve ekonomik olarak da hesaplı ne var bilmiyorum. Lakin yine de tangoyu sadece "eğlence" olarak algılamak bir hayli güç benim için. Tango aslında insanın tüm hayatını kapsayan bir yaşam yolu niteliğinde. Ne kadar sıklıkta yaptığınızın ya da iş olarak mı sosyal olarak mı tercih ettiğinizin de günün sonunda bir önemi kalmıyor. Her durumda hayatınızın odağına yerleşebiliyor. Çünkü tangoya aşık olmadan onu ne sosyal dünyanızda tutkuyla yaşayabilir, ne de iş olarak devam ettirebilirsiniz. Şu anda gördüğümüz çoğu etkinlikte, tangoyu ülke ve dünya kültürüne dahil eden her bir kişide o aşkın izlerini görüyoruz…
Geçen gün vapurda tangodan bir arkadaşı gördüm. Beni bir önceki gün düşündüğünü ve neden milongalarda göremediğini merak ettiğini söyledi. Tam yanıtlayamadım sorusunu biliyor musunuz… Dedim ki başka şeyler giriyor araya onlar öncelik kazanıyor yoksa her zaman gelebilirim ve kalbimde, ruhumda yeri var. Zaten tam olarak hiç kopmuyorsun ki tangodan... İlla herkesin paylaşımlarıyla öyle ya da böyle tangoyu yaşamaya devam ediyorsun... Sosyal medya sağ olsun...😊 Ömrünün yarısından fazlasında tango yapmış bir insan olarak diyebilirim ki şimdiki yaşlarımda hissettiğim, tangoyu biraz daha içsel ve meditatif yaşıyor olmamdır. Bu yüzden insan ne kadar görünür olursa olsun o dansın içinde eriyip görünmemenin ötelerine yolculuk etmeyi, bu büyüyü iliklerine kadar hissetmeyi çok seviyor. Hani zaman zaman sokakta duyarız, görürüz gürültülü insanlar vardır kaçarız, kişisel olarak sessizliğin, ruhun ve ritmin yoğun coşkusuna kapılmayı çok çok seviyorum bugünlerimde... Yine de her an bir milongaya gitme özgürlüğümün olması da paha biçilmez bir duygu. Bu muhteşem bir özgürlük ve lezzet sunuyor hayatıma. O sebeple illa yakında bir yerlerde, milongaların, festivallerin kalbinde görüşürüz...
Tangoya ve bu vesileyle tanıdığım nice güzel, tatlı, acı tüm renklilikteki insana teşekkürlerimle.... 💚

11 Aralık 2024 Çarşamba

 Tango bir hayatla kavuşan en yoğun, trans dolu, melodik eylemlerden biri. Her bir insana farklı deneyimleriyle değer, bambaşka yolculuklarıyla anlam katar, her birimizi benzer ve başka başka duygularıyla besler. Her yaşın, her ruhun, her rolün, tüm beden formlarının içine karışabilen, kendini güçlü bir şekilde var eden bir büyü yaratır.

Tango, kişiye özeldir. İki kişilik dünyanın merkezinde yine o ikilik ve onları bütün haline getiren eşsiz tango müziği vardır. Müzik, her dansçının, müzisyenin duyuşuyla, yorumuyla bambaşka yankılar, yansımalar oluşturur, bunların birbirine karışımıyla da bütün oluşturulur. Gezegenler misali özün, kaynağın etrafında, birbirinin varlığından haberdar döner, coşkuyla, tutkuyla dans eder tüm dansçılar. Bu sebeple aynı hayat gibi tango da izleyenin değil, yaşayanın dansıdır aslında. Yaşadıkça dönüşen tüm yaşamın bu dansı gökteki yıldızlara bile değebilecek kadar büyük, olağanüstü bir uçuş yaratabilir!

Dünya Tango Günü ve Yaşam Dansı Kutlu Olsun! 💓

25 Kasım 2024 Pazartesi

 Hayat insana öğrenmesi gereken tüm dersleri her tür frekansa karışarak gösterir, ama bir kez ama defalarca.

Öğretmen duymayı, görmeyi, hissetmeyi, kendi duygu ve düşüncelerini bulmayı,
hislerin, düşüncelerin ötesine geçmeyi, bilgiyi yaşamın içine karışarak sindirmeyi,
gerçekliğin izinden gitmeyi, ruhunla üretmeyi, ürünlerinden tat almayı,
yeniliklere açık olmayı, yaşam boyu esnemeyi ve öğrenmeyi
sevgiyle, saygıyla, coşkuyla, hoşgörüyle, sabırla fark ettiren kişidir.

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun!💕

1 Kasım 2024 Cuma

 Özgürce dans etmekten daha çok keyif veren bir şey var mı diye düşünüyordum bugün. Hani o dans ettiğimiz kişiyle alınan müzikal haz, ruhsal trans hali tarif edilemez türden bir mutluluk, varoluş yaratıyor gibi hissediyordum. Tek bir tanda içinde bile yaşadığımız tüm duygusal devinimler, müziğin ve uyumun etkisi dahilinde kısacık anları büyülü hislere dönüştürüyor. Bu yüzden tango iyi ki bizlere değmiş, hayatlarımızın akışında yer almış, bizi yaşadığımız tüm yılların içinde anbean büyütmeye devam etmiş. 

Dans etmek o denli güzel bir duygu ki, bedenlerimiz sadece müziği ve ruhsal yolculuğumuzu yansıtmak için görünür, belirir oluyor. Bu benim için çok etkileyici bir akış sunuyor. Elbette özlem de bu sevgiyi çoğaltmak için eşsiz bir yöntem. Bu sebeple olacak zaman zaman tangoya ara verip farklı renklere, tatlara yönelmek bana çok iyi gelen bir şey. Her dönüşümde yeniden kavuştuğum sarılışlara, ortamlara, arkadaşlarıma, dostlarıma çok daha büyük bir coşkuyla bağlanıyorum. Bu yüzden hiç ara vermediyseniz bu "çok özlemek" kısmını düşünebilirsiniz diyorum...

Birkaç gün önce Cumhuriyet Bayramı'mızı coşkuyla kutladık. Bu anlamlı günde durmaksızın, yorgunluğuma ve acıyan ayaklarıma aldırmaksızın dans etmek beni gerçekten çok iyi hissettirdi. Müzik o denli ruhuma işledi ki tandaların her birinde tüm enerjimi o ana tamamen teslim ettim. Bu güzel tandalar ve muhteşem cortinalar için çok teşekkür ederim Dj Volkan Tanyeli.

Elbette Kanyon'un yarı açık, yarı kapalı atmosferini biz tangoseverlere açan Güralp Diner'e bu güzel organizasyonu ve tüm emeği için teşekkür ederim. Kanyon'daki milongalar hep devam etsin diliyorum.

Tanıdığım, tanımadığım çok sayıda dans tutkunuyla bir araya gelmenin, sevgiyle dans etmenin güzelliği bir yana "Müzikalitenin Devleri" diyebileceğim, çalışmalarıyla Türkiye tangosunun çıtasını her daim yükseltmeyi başaran Eşref  Tekinalp, Vanessa Gauch çiftine bu güzel dans ziyafetleri için de tebriklerimi sunarım. 

Gecenin sonuna kadar hiç düşmeyen bir enerjide dans etmek unutulmaz bir "milonga hazzı" olarak hafızama kazındı.

Dün gece de Zeytuna'nın yaş günü milongasına şöyle biraz kıvrılayım dedim. Dj Okan Sarı'nın hoş tandalarıyla yerli, yabancı birçok dansçıyla güzel dans deneyimlerim oldu. Tam pistin içinde harika bir koltuk da buldum. Gece boyunca orada kamp halindeydim... Ne sohbet, ne bar, sadece dans, müzik ve seyir olunca elbette "La Cumparsita"yı duymadan da eve geçemedim. Sanki bundan önce gitmek tango ruhuna aykırıymış gibi...:)

Dün gece, çok derin bir hazzın içindeyken bir an içimden dedim ki;

"Bunca zaman dans etmeden nasıl yaşadın Ebru?" 

Sonra da akabinde sanki zaman hiç geçmemiş gibi hissettim.

İşte sadece bu duygu için bile dünyaları dolaşmaya değer!

Sevdiğiniz her ne ise onu yapmaktan, yaşamaktan asla vazgeçmeyin dostlarım!

Sevgiyle, dansla, aşkla kalınız...


Not: Belki bugün yine ruhumuza bir kuş değer ve milongaların içinde bir yerlerde karşılaşırız kim bilir...😉







12 Ekim 2024 Cumartesi

 Dün uzun bir zaman sonra Taksim'e çıktım. AKM'den başlayıp tanıdık Beyoğlu sokaklarını adım adım gezdim. Her ara sokak başında anılarımın tesiriyle gülümsüyor, yenilikleri, farklı tınıları merakla gözden geçiriyordum. Tünel'e yakın tüm mekanları incelerken Asmalı Mescit' in anason, üzüm, arpa ve çeşit çeşit meze kokan, her yerinden farklı farklı müzikler duyulan atmosferi içinde az daha aşağıya doğru yürüyüp Galata'ya indim ve İstanbul'un o beni her daim büyüleyen hissini tüm hücrelerimi katarak yeniden soludum. Galata Kulesi'nin birçok fotoğrafını yine güzelliğine dayanamayarak çektim, birçok kahve, içki mekanını fark ettim ve etrafta biraz daha adımladıktan sonra geriye Tünel'e doğru yürüyerek tüm sokak boyunca birçok kültürden, coğrafyadan insanın konuşmalarını duyarken hepsini içsel ritmime birleştirdim. Ardından Galatasaray Lise'nin hemen yanından Fransız Sokağı'na doğru yürüyerek yılların üzüm mekanı Solera' ya geçtim. Solera' nın üretmiş olduğu Cabernet Franc üzümünün derinlikli, trans dolu, melodik tadından  her bir yudumumda ayrı etkilendim ve bu çok kültürlü bir ortamın sıcak havasıyla enerjimi uyumladıktan sonra yıllarca dans ettiğim 333 milongasına şöyle bir göz ucuyla bakıp eve geçeyim diye düşündüm. Ayakkabım olmadığı için dans edemem ve belki milongaya da bu vesileyle giremem diyordum ki eski arkadaşları, tanıdıkları, farklı kültürden dansçıları görünce her düşünce kırıntısını anında bırakıp kendimi tango müziğinin himayesine teslim ettim ve sandaletle de olsa derhal  dansa başladım. Yıllar sonra ilk dans ettiğim dansçı Metin, ilk duyduğum DJ Sabri oldu. Ayakkabı zorluğuna rağmen o kadar hoş bir tango deneyimi yaşadım ki sanki hiç bu pistlerden uzak kalmamış, her gece, her yerde milongalara katılmış gibi hissettim. Sağ olsun arkadaşlarım da bu hususta beni onurlandırdılar, desteklediler, gülümsettiler... İnsanın çok severek yaptığı bir şeyi sevmekten vazgeçmesi mümkün olmuyor, lakin hayatın farklı deneyimleri, renkleri, tatları, farkındalıkları hayatı dolulaştıran öncelikleri değişiyor. Bu da yaşamı yaşam yapan çok değerli bir şey belki. Bunun yanında hiçbir yaptığımız, emek, zaman, enerji verdiğimiz şey kaybolmuyor, kesinlikle yok olmuyor. Daima içimizin derinliklerinde bir yerlerde gün yüzüne çıkmayı, zamanının gelmesini ya da başka bir şeye dönüşmeyi bekliyor. Tıpkı bilinçlerimizin gelişmesi ve yaşamın, tüm boyutlarının başka başka katmanlara açılması gibi…

 Yıllar sonra birbirinden güzel tangoları, milongaları, valsleri duymak, farklı farklı bestecilerin müziği yansıtış ifadelerini kişisel danslarımızla yorumlamak yine benim için çok hoştu. İnsanın içini kıpır kıpır eden cortinalar da enerjiyi yükseltti.

Bir de 333 milongasının mekanını çok ferahlamış buldum; orada dans etmek benim için bu vesileyle çok rahattı.  Ardından çok rahat bir şekilde evime ulaşabildim. İstanbul'da ulaşım da rahatlamış, şükür! :-) 

Uzun süredir tangoya ara vermiş olan tüm dostlarıma şunu söyleyebilirim; 

Şeytanın bacağını kırıp herhangi bir milongaya gittiğiniz andan itibaren hiç bırakmamış, ara vermemiş gibi hissedebilirsiniz. Çekinmeyin, kendi kendinizle mücadele etmeyin, içinizde bir yerlerde bir tango alevi yanıyorsa onu söndürmeyin ve en yakın milongaya gitmekle başlayın. Tanıdık olsun ya da olmasın her dansçı birbirini tango ritminden ötürü bir şekilde tanır. Birbirinden güzel abrazoları, tandaları kendinize, tüm varlığınıza armağan edin. Vakit kaybetmeyin! 🦋

 Böyle ferah, buram buram tango kokan, lezzetli ortamları oluşturan tüm tangosevere, organizatöre, dj'e, dansçıya teşekkürlerim ve içten sevgilerimle... Zaman zaman en hoş tango translarında buluşmak, keyifle uçuşmak ümidiyle dostlarım; 

harika bir hafta sonu dilerim!

2 Nisan 2022 Cumartesi

Son birkaç yıldır yaşadığımız zorluklar bir yana, buluştuğumuz, kavuştuğumuz derinlikli anlar diğer yana... Dünyamız yaşamak için pek de kolay bir yer sayılmaz. Her elde ettiğimiz ya da deneyimlediğimiz şeyin bir bedeli ya da onlar için sarf ettiğimiz yoğun bir enerji var. Belki de bu yüzden emek verdiğimiz, sevmekten vazgeçemediğimiz şeylerin değeri büyük oluyor. Yoğun enerji, odak, çaba ve zaman vererek sevdiğimiz şeyleri daha da büyütüyor, geliştiriyoruz...

Hepimizin farklı mücadeleler verdiği bu dönemde, ben de yaşama biraz daha farklı bakmanın yollarını yine öğrenmek durumunda kaldım. Bir sağlık kontrolü esnasında yüz kişide bir kişinin şansına sahip olmamı sağlayan bir teşhis ile çok çok erken aşamada hayati boyuta gelebilecek bir hastalığın daha hastalığa dönüşmeden önce önlemini çok kıymetli bir doktor arkadaşımın yaptığı başarılı bir operasyon ile almış ve önlemiş olduk. Gerçekten iyi bir doktorun önemini bu deneyim ile çok iyi kavramış oldum. Bir de o doktor çok iyi bir dostunuz olduğunda hayatınız boyunca hakkını ödeyemeyeceğiniz bir değeri içinizde barındırır hale geliyorsunuz.  Bugünümde de çok şükür her şeyi atlattım ve moralim ilk başta olduğu gibi yine gayet "uçuşma" hallerinde. Bu yapım çok şükür hiç değişmiyor çünkü inanıyorum ki rahatsızlıklar eğer erken önlem alınırsa şifa için gelmiş adımlardır ve yaşam özünde bir şifa, sevgi ve ışık yolculuğudur. Bu şifanın, derinlikli öğrenimlerin varlığıma katılımıyla yine milongalara aktım, tekrar sevmekten, tutku duymaktan yaşamım boyunca vazgeçemediğim tangoyla buluştum, dostlarımla kucaklaştım, çok iyi arkadaşlarımın yaptıkları müziklerle coştum, ayaklarımı acıtıncaya  kadar harika dansçılarla dans ettim, aşk duyduğum üzümlerin aromalarında eridim, sinerijinin yoğunluğunda, coşkunun kalbinde yükseldim.

Bu süreç sonrasında gittiğim ilk milonga "Milongahane" oldu. Operasyonumu yapan doktorum bu kez Dj masasında müziklerin başında olan "Uçuran Dj" lakaplı Hakkı İnce idi. Gerçekten de ilk gidişte biraz zorlanarak gitsem de - sebebine gelince, üç yıldır yaşadığımız virüs derdi bitmedi bir de savaş çıktı dünyada, çok büyük oranda onunla ilgili- gider gitmez bolluklu bir sofranın olduğu doğum günlerinin kutlandığı çok güzel bir kalabalıkla, harika dansçılarla ve dostlarımla buluştuğum, bol uçuşlu harika bir milonga deneyimi yaşadım. Müzik seçkileri derinlikliydi, kortinalar "cortina" muhteşemdi, sohbet, eğlence kutlamalar hepsi harikaydı. Burada gerçekten çok iyi dansçılarla ettiğim tüm danslar ruhuma o denli iyi geldi ki birkaç yılın tozu, karmaşası buhar oldu uçtu gitti...Tabii gecenin sonunda yorgunluktan bittim ve eve döndüğümde ayaklarıma ılık su pansumanı yapmayı ihmal etmedim. O kadar iyi geldi ki... Ayakları danstan haşat olanlara öneririm bu uygulamayı. Küvetiniz varsa biraz ılık suyla doldurun, doğal sabun ile ayaklarınızı içinde gezdirin...

Benim için bir sonraki milonga, cıvıl cıvıl bir "Zeytuna" oldu. Milonga öncesi pandemiden dolayı görüşemediğim çok iyi iki dostumla yerli şaraplarımızın enfes tatlarıyla pek güzel muhabbetler alemine daldık daldık çıktık. Nasıl da özlem giderdik birlikte... Aylin, Tuncay iyi ki varsınız! Diliyorum yakın gelecekte bir gün Portekiz semalarına hep birlikte kavuşur, yetkin rehberliğinizle sıra dışı, pek keyifli, lezzetli yolculuklara uzanırız...

Üzümlere "milonguera/o"ların favori mekanı çoğumuzun namıdiğer üzüm evi Solera'da fazlasıyla doyduktan sonra da gayet leyla olmuş bir halde milongaya geçtik. Görebildiklerimle kucaklaştım, gözümün önünde olsalar da üzüm perdesiyle göremediklerimle ise selamlaşamadım, şok olmasınlar lütfen..:) Olsun yine pek güzeldik ve coşkulu, yoğun bir kalabalık içine karıştık. Milonga bitimine kadar yine hoş danslar ettim ve sonrasında biraz da "Outlander" dizisini geceme harman katarak tamamladım. Başlayıp vazgeçemediğim yapımlardan biri. İzlemediyseniz öneririm.

Dün gece de Milongahane'deydim. Buranın ev sahipleri Didem ve Bora, Milongahane'nin Haziran başında el değiştireceği ve orada artık milonga olmayacağı haberini verdiklerinden beri bana yürüme mesafesindeki bu geniş, ferah dans evine gidebildiğim kadar sıkça gitmek istiyorum. Elbette hayırlı, uğurlu olsun bu yeni süreç. Onlara da, tüm tango dostlarımla birlikte hepimize de dans edilebilecek nice güzel mekanlara, dost canlısı ortamlara kavuşmayı diliyorum.

 Gecenin müziklerini ise seçkilerini sevdiğim Dj arkadaşlardan Namık Mengi yaptı ve lezzetli tandalarla iyi dansçı dostlarla çok keyifli danslar etmemi sağladı. Kortinalar da efsaneydi, sağ olsun! :) 

Önümüzdeki hafta da bir festival olduğunu öğrendim. İstanbul Tango'nun organizasyonunda henüz programı incelemedim ama birçok dansçı için eminim iyi bir alternatif olacaktır. Yabancı dansçıların katılımı her zaman harika dans deneyimleri yaşatmıştır hepimize. Benim en sevdiğim milongalar internasyonel milongalar olmuştur hep. İstanbul, terör öncesinde bu anlamda muhteşem bir yerdi. Dilerim yakında yine o seviyeye gelecek...

 Bu arada Deniz Müzesi milongaları da başladı. Güzel kalabalıklarla dolu olduğu haberlerini alıyorum.  Nar ve Noa milongalarının güzel danslarla dopdolu geçtiğini, Otra’ nın , 333'ün haberlerini de dansçı dostlarımdan alıyorum. Contra da başladı. Armada da öyle. Pandemiden beri hiçbirine katılamadım. Daha önce hiç gitmediğim ama sıkça adlarını duyduğum La Vida, Mia, Beylikdüzü, Karaköy milongaları da var; oralar da birçokları için iyi bir alternatif eminim. Bir de yeni başlayan bir milonga var, "El Clasico", Salı günü oraya da gitmeyi planlıyorum. Almanya'dan gelen Dj arkadaşımız Gökçe Ceren Haznedar'ın seçkilerini dinlemek istiyorum. Kendisine "Connection Guru" lakabını uygun görüyordum bir zamanlar, hala bunu kullanabirim sanırım... :-)

Elbette birçok yerde ve çok sayıda bildiğim, bilmediğim milongalar var lakin şu an geldiğim noktada en yakınımdaki, şehir trafiğini, karmaşasını atlatıp en rahat ulaşabileceğim milongalara gitmeyi tercih ediyorum. Kırklı yaşlar bende böyle gelişti. Önceki yıllarım ise beni tanıyanların da bildiği üzere apayrı bir hikaye... O zamanlar halihazırda olup gitmediğim yer kalmamıştır...:))  

Birkaç yıl sonra tekrar dansla buluşmak gerçekten büyük bir mutluluk oldu benim için. Darısı pandemiden ötürü kendini kilitlemiş olan herkese gelsin. Ben kendimi kilitlemeyenlerden ancak tangoyu özlemek isteyenlerdendim sanırım ve isteğim gerçekleşti, özlemin etkisiyle coşku duyarak dans etmeye başladım yine. Yakında en güzel abrazolarda tüm dostlarımla birlikte, güzel kokulu sarmaşıklara dönüşebilmemiz dileğiyle... 

Sağlıcakla kalınız....


13 Aralık 2021 Pazartesi

 11 Aralık Dünya Tango Günü'ne dair...

Tangonun içinde hissettiğim beni bana yaklaştıran, tanıtan, davetkar kılan, iten, sorgulatan, tamamlayan ve yabancılaştıran yolculukları seviyorum. Bugün hala dans edebiliyorsam bu dünyada yaşadıklarım henüz sürecini tamamlamamış demek oluyor. Elbette bazen bir ömüre yayılan, yaşamın çoğuna dahil olmak isteyen bir içsel, sosyal, bütünsel bir diyalog bazılarımız için tango. Burada yakalanan mutluluk, insana yaşamında başka gerçekliklerin kapılarını aralar nitelikte hisler sunuyor. Kesinlikle özgürlük, hafiflik/uçuculuk, dilediğin yöne dilediğin an adım atabilme lüksü, ortak bir alan, dünya, yol yaratmada sarılışların eşsiz gücü insanı değiştiriyor. Değişmek insanı, kendinden ve çevresinden farklı etkiler almaya ya da bunu dışarıya rahatça sunmaya açık kılıyor. Bu değişimler insanı yaşam boyu çok sayıda idraklarla buluşturuyor, seçimlere bağlı olarak esnetiyor, öğrenimlere açık kılıyor ya da daha keskin, daha sınırlara duyarlı, zaman zaman agresif, belki biraz daha kuralcı hale dönüştürebiliyor...

Aslında insan neye ihtiyacı varsa onu arıyor yaşamda ve nihayetinde onu buluyor tangoda. Aranılan her şeyin bulunabildiği bambaşka dünyalardan biri de tango. Müzik, insanı tüm limitlerin ötesine taşıyor. Dansın da bu rolü benimsememesi olanaksız oluyor!

 Bugün bir gösteri izledim Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda. Anadolu Nefesli Beşlisi'nin Tangoloji projesinde Tolga Salman'ın bandoneonu ile müziği icra etmesinden, tango dansçıları ve opera sanatçılarının performanslarından çok keyif aldım. Tango tarihine de değinen ekip, Astor Piazzolla'dan birçok eser çaldı. Konser esnasında seyirci kanalında bir iki şey beni biraz rahatsız etti. Aslında bunu bazı konserlerde çok yaşarım. Çalınan eser biter bitmez - hatta neredeyse tam bitemeden- bir anda güçlü bir alkış kopması, aslında müziğin oluşturduğu o trans anından insanı anında çıkartıp ters bir etki yaratır gibi hissederim. Bu yüzden birkaç saniye bekleyip de kendimize gelmeye zaman verdiğimizde, hemen ardından yükselttiğimiz alkışlar müzisyenler için de daha hoş bir etki yaratır, tüm ortamda bambaşka bir sinerji oluşturur diye düşünürüm. O zaman dinleyiciler, izleyiciler ile müzisyenler ve performans sanatçıları daha bir bütünleşir sanki. İşte bu hissi yaşayabilirsem daha bir gülümseyerek çıkarım konserlerden... 

Konserlerde bana göre bir diğer sıkıntı da bir eser çalınırken tam can alıcı yerinde fısır fısır konuşmalar ve fısıltıyı da aşan yüksek sesli sohbetler duymak oluyor... Bir de sıklıkla boğaz temizleme seslerine ya da telefon çınlamalarına maruz kalmak da cabası... Bunların hepsi evet beni yoruyor, çünkü konsantrasyonumu bozuyor,  müziğin derinliklerine geçiş yolculuğumu zorlaştırıyor. Dilerim zamanla iyice azalır toplum olarak bu hallerimiz...

Bunlar bir yana dün "Dünya Tango Günü"ydü. Günün anlamı, önemi adına coşkuyla dans etmek istedim ve akşamüstü Kadıköy'ün çok sevdiğim Moda semalarına kapıldıktan sonra - vaktiniz olduğunda, gün batımını mutlaka oradan izlemelisiniz-  Hasan Gogani'nin "Tango Atölyesi" milongasına katıldım. Dj Hakkı İnce' nin - kendisine Uçuran Dj dediğim çok olur-  tandaları, müzikal temasları eşliğinde, keyifli bir pistte dans gününe yaraşır danslar edebilmenin de sevincini yaşadım. Aslında bu dansı yıllarca yapmanın en büyük avantajlarından biri de her yerden dansçı tanıyor olmanızdır. Türkiye salonlarında malesef hala tanımadığı biriyle dans etme riskine girmek istemeyen birçok dansçı vardır. Bu durum bazen uzun süre oturan kadınlar ve erkekler yaratır. Bu da sıkkın, kasvetli enerjiler oluşturur ancak o gri enerji bir kırıldı mı salon yine dansın yüksek ritimli, coşkulu, tutkulu enerjisine kapılır. Ben en çok o dinamik halleri severim işte milongalarda ve çoğu tandada da dans etmeyi isterim, çünkü duyduğum parçaların etkisiyle yerimde durmakta bir hayli zorlanırım...💚

Güzel danslar edebildiysek, tandalardan keyif alabildiysek milonganın hakkını verdik deriz arkadaşlarla aramızda...

Bizim nesil, tangoda arkadaşlıkları, dostlukları, kurulan güçlü bağları, müziği aşkla, ruhla yaşamayı, bunun coşkusunu derin bir uyumla paylaşmayı, yaşanılan yolculuklarda bütünleşme hissini önemser. Belki de bu yüzden yıllarca bu dansın, müziğin, dünyanın içinde vazgeçemediğimiz bir anlam bulup ya da bunu bizzat yaratıp, bu tadı doyasıya yaşamışızdır, kim bilir...

Güzel olan şey, sevdiğimiz her ne varsa onu özgürce yapabiliyor olmamızdır bana göre. Hayatın çok boyutlu evrenlerinde gezinirken birbirimize ruhen, kalben temas edebiliyor, yollarımızın kesişimlerinde içimizden geldiğince birbirimize gülümseyebiliyor, kendimizi bu yaşam içinde adım adım öğrenebiliyorsak mutluluğu, kabulü, hoşgörüyü dalga dalga oluşturuyoruz demektir!

O halde, hayatta ve tangoda hata, ziyan hissinden ziyade aşkın yoğunluğuna, huzurun kalitesine kavuştuğumuz nice sonsuz anda buluşalım dostlarım.

Bugünümüze şükürler olsun, yarınımıza umut dolu düşünceler karışsın!

Sevgiyle, dostlukla, umutla kalınız... 💕